SAĞLIK - 10 Ağustos 2018 Cuma 09:28

Doç. Dr. Hayati Akbaş: "Dövme kesinlikle yasaklanmalı"

A
A
A
Doç. Dr. Hayati Akbaş: "Dövme kesinlikle yasaklanmalı"

Günümüzdeki uygulama şekliyle dövmenin kesinlikle yasaklanması gerektiğini belirten Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç.

Günümüzdeki uygulama şekliyle dövmenin kesinlikle yasaklanması gerektiğini belirten Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Hayati Akbaş, dövmenin ciddi; sağlık, sosyal, ailevi ve psikolojik sorunlara yol açabildiğini söyledi.


Dövmenin zararları hakkında açıklamalarda bulunan FBM Estetik Tıp Merkezi’nin kurucusu Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Hayati Akbaş, Sağlık Bakanlığının dövme konusuna el atması gerektiğini ifade etti. Dövmenin insan sağlığı açısından ciddi sakıncalar taşıdığını vurgulayan Doç. Dr. Hayati Akbaş, ne olduğu bilinmeyen maddelerin sağlık konusunda hiçbir bilgisi olamayan ehliyetsiz kişiler tarafından vücuda enjekte edildiğine dikkat çekti.



"Dövme cerrahi bir uygulamadır aslında"


Dövmenin dünyada hızlı bir şekilde yayılan bir uygulama olduğunu belirten Doç. Dr. Akbaş, "Vücuda yapılan dövmeler sağlık açısından kesinlikle uygun değil. Normal şartlar altında dövmenin bugünkü yapılış şekli ile ülkede yasaklanmalı. Böyle bir dövmeye asla müsaade edilmemeli. Neden yapılmaması gerektiğinin sebepleri var. Dövmenin üç tane büyük sıkıntısı var. Bunlardan birincisi sağlık sebebi. Dövmede kullanılan maddeler vücut ve deri bütünlüğünü bozacak şekilde kalıcı olarak vücuda yerleştiriliyor. İkincisi; enjekte edilen maddelerin ne olduğu, sağlık açısından, uzun ve kısa vadeli sonuçlarının ne olacağı, kansere yol açıp açmayacağı, vücutta nasıl bir defekte oluşturacağı asla belli değil. Üçüncü ise uygulanan dövmelerin insanların; sosyal, evlilik ve iş hayatları ile ilgili çok ciddi sorunlara yol açtığını bilmek gerekir. Toplum, ruh ve beden sağlığı düşünülüyorsa dövme tamamen yasaklanmalı. Ama bunun ihtiyaç olabileceği durumlarda uzman kişiler tarafından yapılabilir. Örneğin sağlık açısından kamuflaj yöntemi olarak kullanılabilir. Ameliyat izi gibi nedenlerden ötürü uygulamalar yapılabilir. Fakat bu durumlarda bile dövme; devletin, sağlık bakanlığının, üniversitelerin koordineli çalışması sonucunda yetiştirilecek sağlık ve insan anatomisi hakkında bilgisi olan uzmanlar tarafından yapılmalı. Burada da bakanlığın denetiminden geçmiş maddelerin kullanılması gerekir. Dövme uygulaması cerrahi bir uygulamadır aslında. Dövme yapanlar sağlık alanında hiçbir eğitimi olmamasına rağmen bir anlamda doktorluk yapıyor. Günümüzde dövmecilere her yerde rastlanabiliyor. Sokakta, pazarda, çadırda, yazlıkta sahilde her yerde yapılıyor. Bu asla doğru bir durum değildir. Dövme bu şekliyle kesinlikle yasaklanmalı" dedi.



"Sağlıksız ortamlarda yapılması hastalık kapma riskini artırıyor"


Dövme yapılan yerlerde ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabileceğini söyleyen Doç. Dr. Akbaş, "Dövme yapılan yerlerde hastalık bulaşma ihtimalleri de var. Bu yerlerde dövme yapanların sağlıkçı olmadığı için hastalık bulaştırma ihtimali var. Aynı maddeyle önce bana dövme yapar sonra size yapar bendeki hastalıkları size sizdeki hastalıkları bana bulaştırır. Bu da çok ciddi sağlık sorunlarına yol açmış olur. AIDS gibi ciddi hastalıkların yayılmasında etken olabilecek bir uygulama şekli. Ben devletimizin bu konuya el atmasını istiyorum. Çünkü insan sağlını ciddi şekilde etkileyen bir durum" diye konuştu.



"Ne yazık ki tamamen silinemiyor"


Yaptırdıktan sonra pişman olanların dövmeleri sildirmek için kendilerine geldiğini belirten Doç. Dr. Akbaş, "Dövme konusunda sıkıntı yaşayan insanlar hemen bize geliyor. Dövmelerinden dolayı sosyal, aile, dini, sağlı ve iş konusunda sıkıntı yaşayan insanlar dövmelerini sildirmek istiyor. Örneğin nişanlısı dövmesini istemediği için sildirmek için gelenler var. Dini açıdan sorun yaşayanlar geliyor. Dövme yaptıran gençler, askerlik, polislik ve bazı iş kollarında bu yüzden sıkıntı yaşayabiliyor. Dövme yaptırmanın sonucunda insanlar hayatlarında birçok problem yaşayabiliyor. Yüzeye yakın olan bazı renkteki dövmeler silinebiliyor. Ama derindekiler maalesef asla tam anlamıyla silinemiyor. Mutlaka bir iz kalıyor. Ne yazık ki tamamen silinemiyor" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AJet’in Ankara-Erzincan seferi yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara’ya geri döndü AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü. Edinilen bilgilere göre AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55’te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü. Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi. Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, “AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55’te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış” şeklinde anlattı. Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise “Saat 12’ye beş kala bindik. Uçak Ankara’ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz” dedi.
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.