SAĞLIK - 09 Eylül 2019 Pazartesi 16:52

Kahvaltı yapan çocukların okul başarısı daha yüksek

A
A
A
Kahvaltı yapan çocukların okul başarısı daha yüksek

Uzman Diyetisyen Deniz Tığlı, kahvaltı yapan çocukların okul başarısının daha yüksek olduğunu söyledi.

Uzman Diyetisyen Deniz Tığlı, kahvaltı yapan çocukların okul başarısının daha yüksek olduğunu söyledi.


FBM Estetik Tıp Merkezi Uzman Diyetisyen Deniz Tığlı, günün en önemli öğünü olan kahvaltının mutlaka çocuklarda alışkanlık haline getirilmesi gerektiğini vurguladı. Küçük yaşlarda alışkanlıkların kolayca edinildiğini ifade eden Tığlı, “1-2 haftalık bir çabanız çocuğunuzun okul hayatı boyunca daha düzenli beslenmesini sağlar. Aynı zamanda kahvaltı yapan çocukların okul başarısının daha yüksek olduğu da bilinmektedir. Öncelikle çocuğunuzun büyük ölçüde sizin beslenme alışkanlıklarınızı örnek aldığını unutmayın. Kahvaltınızı birlikte yapın, alışması daha kolay olacaktır. Vaktiniz kısıtlı ve zorlanıyorsanız pratik kahvaltılardan faydalanın. Kahvaltı gibi görünmeyen fakat kahvaltı sayılabilecek seçenekler sunabilirsiniz. Süt ve kahvaltılık gevrekler alıştırma aşamasında kolaylık sağlar. Süt yanına 1 meyve yine ufak bir öğün gibi gelecektir. Daha sonrasında sandviç çeşitlerine geçerek tam kahvaltıya alıştırma sağlayabilirsiniz” dedi.



“Mutlaka öğle yemeği yenmeli”


Tam gün okula giden çocuklarda ders saatinin uzunluğu sebebiyle mutlaka öğle yemeğine ihtiyacı olacağını kaydeden Tığlı, “Öğle yemeğini okula götürmesi gerekiyorsa tek tabakta toplayabileceğiniz seçenekler çocuğunuz için daha cazip bir seçenek ve kolay tüketim olacaktır. Tahıl, sebze, protein dengesinin sağlanabildiği öğünler en ideal öğünlerdir. Örnek verecek olursak hem sebzeli hem de tavuk, peynir gibi protein içeren bir makarna güzel ve dengeli bir öğle yemeğine denktir. Aynı şekilde sandviç ve ayran ikilisi hem sizin için pratik hem de çocuğunuzun severek tüketeceği bir alternatif olacaktır. Çocuğunuzun da her birey gibi aralarda atıştırma ihtiyacı olacaktır. Yanında sağlıklı birkaç ara öğün bulunursa kantin alışverişine veya abur cubur isteklerine gerek duymayacaktır” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Türk Dünyası çalıştayına Sivas’tan katılım Taşkent’te düzenlenen “Türk Dünyası Üniversitelerinde Eğitim ve İşbirliği” konulu çalışmaya Kenan Çarboğa Bilirkişi sıfatıyla katıldı. 20-27 Mayıs 2024 tarihlerinde Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te düzenlenen “Türk Dünyası Üniversitelerinde Eğitim ve İşbirliği” konulu uluslararası konferans ve çalıştaya Türk Dünyası Araştırma Merkezi Başkanı ve SCÜ Gemerek Meslek Yüksekokulu Öğr. Gör. Kenan Çarboğa bilirkişi sıfatıyla katılım sağladı. Türk Dünyası’nın farklı ülke ve bölgelerinden bilim insanlarının katılımlarıyla gerçekleşen etkinliklerde Türk Dünyası’nda Eğitim ve İşbirliği konuları masaya yatırıldı. Ortak müfredat, tarih ve alfabe konularının ele alındığı toplantılarda “Ortak Yarın” teması üzerinde duruldu. Konuyla ilgili konuşan Kenan Çarboğa, “Ortak tarih, dil, din ve medeniyete sahip olan milletimizin farklı ülke ve bölgelerde yaşayan bilim insanlarıyla birlikte Türk Dünyası’nın eğitim alanındaki işbirliği konuları ele aldık. Ulu atalarımızın geçmişte yaptıkları gibi yeniden ilmin öncüsü olma görevimizi bir kez daha ifade ettik. Türk Devletleri Teşkilatı vasıtasıyla ülkelerimiz arasında oluşan olumlu diplomatik havayı eğitim alanına da yansıtmak için fikir alışverişinde bulunduk. Umuyorum ki bu etkinliklerde alınan kararlar ve ilkeler büyük Türk Dünyası’nın yarınına damga vuracaktır. Elimizdeki fırsatların farkındayız. Bizlere yalnızca çalışmak kalıyor” dedi.
Ankara Venezuela’da Türk kültürü tanıtılacak Yunus Emre Enstitüsü (YEE), Latin Amerika’da faaliyet yürüttüğü ülkeler arasına Arjantin ve Meksika’dan sonra Venezuela’yı ekledi. Karakas Yunus Emre Enstitüsü, başkentin en önemli muhitlerinden Altamira Bölgesi’nde bulunan müstakil binasında faaliyetlerine başladı. Venezuela’da faaliyetlerine başlayan Enstitünün Türkçe kursları, Venezuelalılar tarafından yoğun ilgi gördü. Enstitü tarafından eğitim diplomasisi çalışmaları kapsamında ilk Türkçe kursları düzenlendi. Türkiye’nin Karakas Büyükelçisi Aydan Karamanoğlu, Enstitüye ziyaret gerçekleştirerek ilk ders heyecanını kursiyerlerle paylaştı. Türkçe dersine katılan Büyükelçi Karamanoğlu, kursiyerlerle sohbet ettikten sonra kursiyerlere başarılar dileyerek Enstitünün yeni binasında faaliyetlerine başlamasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Karamanoğlu, Türkiye ile Venezuela arasındaki ilişkilerin her alanda daha da geliştiğini ve Venezuela Dışişleri Bakanı Yvan Gil ve beraberindeki heyetin Türkiye’yi ziyaret ettiğini ifade etti. Karamanoğlu, 21-23 Mayıs tarihlerinde çeşitli gündem maddelerinin kapsamlı bir şekilde ele alındığı ‘Türkiye-Venezuela Dördüncü Ortak İşbirliği Komisyonu Toplantısı’nın gerçekleştirildiğini ifade etti. YEE, iki ülke arasındaki kültürel ilişkilerde önemli bir rol üstlenecek Türkiye ile Venezuela arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin çok iyi düzeyde olduğunu, bununla birlikte ilişkilerin yalnızca siyaset ve ekonomiyle sınırlı kalmaması gerektiğini, Türkiye ile Venezuela arasında güçlü kültürel bağların bulunduğunu ve ilişkilerin kültürel boyutunu daha da geliştirmek için çaba sarf edildiğini kaydeden Karamanoğlu, Yunus Emre Enstitüsünün bu ilişkilerin geliştirilmesi için önemli bir rol üstleneceğini belirtti. Türkçe ve Türk kültürü Venezuela’da yoğun ilgi görüyor Büyükelçi Karamanoğlu, “Yunus Emre Enstitüsünün Karakas’taki yeni binasında faaliyetlerine başlamış olmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Venezuela’da Türk diline ve kültürüne yönelik oldukça yoğun bir ilgi mevcut. Türk dizilerinin halk arasında oldukça popüler olması bunun en somut göstergesi. Enstitü, Türkçe kursları başta olmak üzere önümüzdeki dönemde gerçekleştireceği etkinliklerle Türkiye ile Venezuela arasındaki kültürel ilişkileri daha da güçlendirecek ve halklarımız arasında dostluk köprüleri kurulmasına katkı sağlayacak” değerlendirmelerinde bulundu. Enstitü tarafından ayrıca kursiyerlere ders aralarında Türk mutfağından içecekler ve tatlılar ikram edilerek Türk gastronomisiyle tanıştırıldı. Enstitü kursiyerlerinden Franklin, Türkiye’yi ve Türk kültürünü çok sevdiğini daha önce Türkçe öğrenmek istediğini fakat imkân bulamadığını dile getirdi. Franklin, hayalleri arasında Türkiye’yi ziyaret etmek olduğunu söyledi. Diğer bir kursiyer Sandra ise Karakas Yunus Emre Enstitüsünün ilk kursiyerlerinden olmanın kendisi için gurur verici olduğunu belirterek bu imkânı sağlayan Enstitüye teşekkür etti. Veruska ise Türk mutfağını çok beğendiğini dile getirerek Enstitüde deneyimlediği Türk çayını kendi elleriyle hazırlayarak arkadaşlarına çay ikram etti.
İstanbul Esenyurt’ta 21 yıl aradan sonra Nazım Hikmet ismi Kültür Merkezi’ne verildi Esenyurt’ta 21 yıl önce ismi Esenyurt Kültür Merkezi olarak değiştirilen Nazım Hikmet Kültür Merkezi’ne yeniden Şair Nazım Hikmet Ran’ın ismi ölümünün 61. yıl dönümünde düzenlenen törenle verildi. Esenyurt Belediyesi tarafından Şair Nazım Hikmet Ran’ın ismi düzenlenen tören ile Esenyurt Kültür Merkezi’ne verildi. 21 yıl önce de Nazım Hikmet Kültür Merkezi olan yapının ismi değiştirilmiş ve tabelası Esenyurt Kültür Merkezi olarak asılmıştı. Şair Nazım Hikmet Ran’ın ölümünün 61. yıl dönümünde düzenlenen programa Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer ve birçok vatandaş katıldı. Kürsüye çıkarak konuşma yapan Başkan Özer, Kültür Merkezi önünde bulunan Nazım Hikmet Büstü’nün önüne çiçek bıraktı. Tabela açılışı sonrası Nazım Hikmet Parkı’nda ise Şair Nazım Hikmet için anma töreni gerçekleştirildi. Tören sonrasında Kültür Merkezi’nde anma etkinlikleri kapsamında yönetmen ve gazeteci Nebil Özgentürk ile söyleşi, belgesel gösterimi, şiir ve müzik dinletisi yapıldı. “Mottomuz Esenyurt’u kültür ve sanat başkenti haline getirmektir” Törende konuşan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, “Bugün burada ölümsüz ozan, değerli ozanımız, değerli şairimiz Nazım Hikmet Ran’ın adını verdiğimiz kültür merkezini açtık. Daha önce bu ad buradan sökülmüştü ve kullanılmıyordu. Oysa ülkeler, beldeler, memleketler, o ülkelerden, o beldelerden, o memleketlerden yetişmiş büyük insanların adlarıyla anılırlar. Bugün dünyada Nazım Hikmet denilince Türkiye, Türkiye denilince Nazım Hikmet akla geliyor. Ahmet Arif, Orhan Kemal, Yaşar Kemal akla geliyor. Bunlar hayatları boyunca hep mazlumdan yana zalime karşı durmuş. Kalemleriyle, yazılarıyla, şiirleriyle bu mücadeleyi sürdürmüş olan insanlardır. Bizim de onlara saygı borcumuz var. Onlar bizim yüreğimizde önemli bir tarih bilincidirler. Biz bugün göreve geldiğimizin ikinci ayında bu yanlışı kökünden düzelttik. Bundan sonra Nazım Hikmet Kültür Merkezi’mizde kültür ve sanat faaliyetlerimizi sürdüreceğiz. Geldiğimiz günden beri söylüyoruz. Esenyurt’umuzun kültüre, sanata çok büyük ihtiyacı var. Mottomuz Esenyurt’u kültür ve sanat başkenti haline getirmektir. Bunu da Nazım Hikmet’lerin merkezleriyle, Yaşar Kemal’lerin kütüphaneleriyle, Ahmet Arif’lerin şiir etkinlikleriyle yapacağız ve bugün buradan başladık. Esenyurt’umuza hayırlı ve uğurlu olsun” dedi.