EKONOMİ - 20 Kasım 2019 Çarşamba 14:25

Tarla gününde ‘yerli ve milli lahana’ çeşitleri tanıtıldı

A
A
A
Tarla gününde ‘yerli ve milli lahana’ çeşitleri tanıtıldı

Samsun’un Bafra ilçesinde, Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü bünyesinde 21 yıl önce başlatılan ’Yerli Hibrit Beyaz Baş Lahana Tohum Üretimi Projesi’nde elde edilen lahana çeşitleri üreticilere tanıtıldı.

Samsun’un Bafra ilçesinde, Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü bünyesinde 21 yıl önce başlatılan ’Yerli Hibrit Beyaz Baş Lahana Tohum Üretimi Projesi’nde elde edilen lahana çeşitleri üreticilere tanıtıldı.


Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Bafra Deneme İstasyonunda lahana ıslahı programları için yürütülen “Beyaz Baş Lahana Nitelikli Hat ve Yerli Hibrit Çeşitlerinin Geliştirilmesi” isimli TÜBİTAK projesi kapsamında geliştirilmiş olan yerli hibrit beyaz baş lahana çeşit adayları tanıtım gününde tek tek sergilendi.



Amaç tohum ithalatını azaltmak


Proje hakkında bilgi veren Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Yüksek Mühendisi Hayati Kar, “Projemizin amacı, lahana sebzelerde tohum ithalatını azaltmak, yerli ve milli çeşitleri sağlamak amacıyla proje hayata geçirilmiştir. Çalışmalarımız Türkiye’de lahana üretiminin en fazla yapıldığı Samsun Bafra, Niğde Ulukışla ve Sakarya Kaynarca ilçelerinde yürütülmüştür. 2 yıl boyunca yürütülen çalışmalarda öne çıkan çeşitlerimizin özelliklerini tanıtmak için bu günü düzenledik” dedi.



“Milli çeşitlerimiz”


Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Kibar Ak, “98 yılında bakanlığımızın desteğiyle değişik kaynaklardan başlayan, son yıllarda da direkt hedefe yönelik yapılan projelerle meyvelerini görmeye başladık. Bizim şu anda kışlık sebze, beyaz lahana ama biberi de değişik ürünler fasulye kendi çeşitlerimiz var. Bunları firmalara devrediyoruz, firmalar da bunu ülke genelinde kullanımını yaygınlaştırıyor. Vatandaşa ulaşması noktasında bir çalışma içerisindeyiz. Sakarya ve Samsun Türkiye’de beyaz lahana en üste çıkan illerimiz. Bu çeşitlerimiz ve çeşit adaylarımız beğeni görür. Çünkü bu bir ticari faaliyet, hatırla olmaz karşılıklı bu milli çeşitlerimizi, yerli çeşitlerimizi kullanıp üreticilerimize beğenisine sunmuş oluruz” diye konuştu.



“Tohumdan çıkan lahanalar bize özgü”


Bafra Kaymakamı Cevdet Ertürkmen ise, “Bugün bizim için anlamlı bir gün. Çünkü Bafra’yı Karadeniz’in Çukuroavası olarak adlandırıyoruz. Yaklaşık olarak hem çeltikte hem kışlık üretimde Türkiye’de söz sahibi bir bölgeyiz ve üretim sahasına sahibiz. Yerli ve millilik üzerinde baktığımız zaman biz bu coğrafyanın insanıyız. Bu güneşten besleniyoruz, bu toprakların suyunu içiyoruz, dolayısıyla benim bünyem ancak bu topraklara özgü yetişen sebzeyi meyveyi yemeye onu hazmetmeye alışkın bir bünye. Her kıtanın her bölgenin insanının almış olduğu gıda, besin o bölgenin toprağına o bölgenin coğrafyasına özgüdür. Bugün o açıdan anlamlı çünkü bugün yerli olarak yetiştirilen bir lahana türünü tanıtmak için burada toplanmış bulunuyoruz ve bu tohumdan çıkan lahanalar bize özgü. Atlarımızın yediği lahanaları bugün bu nesle de aktarıyoruz. Bu açıdan önemli” şeklinde konuştu.


Konuşmaların ardından, üretilen yerli lahanalar hakkında Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Yüksek Mühendisi Hayati Kar tarafından katılımcılara bilgi verildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi. Operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini belirterek operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya şunları kaydetti: "Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten adam öldürmeye teşebbüs, iş yerlerine yönelik çok sayıda molotofkokteyli ve silahlı saldırı, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 sayılı kanuna muhalefet, tehdit ve mala zarar verme suçlarını işledikleri tespit edildi. Operasyon sonucu 3 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda şarjör ve fişeğe el konuldu. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.