SAĞLIK - 03 Mart 2021 Çarşamba 15:53

Bebeklerde kafatasının erken kapanması

A
A
A
Bebeklerde kafatasının erken kapanması

Bebeklerin kafasındaki kıkırdakların, olması gereken zamandan erken kapanmasıyla oluşan kafatası şekil bozukluklarına “kraniosinostoz” adı veriliyor.

Bebeklerin kafasındaki kıkırdakların, olması gereken zamandan erken kapanmasıyla oluşan kafatası şekil bozukluklarına “kraniosinostoz” adı veriliyor. Kraniosinostoz, beynin büyümesini engelleyerek gelişim problemlerine ve fonksiyon kayıplarına yol açabiliyor. Bu tablonun erken dönemde fark edilerek gerekli müdahalelerin yapılması, çocuğun zihinsel gelişimi açısından büyük önem taşıyor.


Medicana Samsun Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nden Doç. Dr. Enis Kuruoğlu, bebeklerde kafatasının erken kapanması konusunda bilgi verdi. Dr. Kuruoğlu, “Kafatası 5 adet kemikten oluşur ve bu kemikler ‘sütür’ adı verilen oynamaz eklemlerle birleşir. Yeni doğan bebekte bu kemikler birbirinden ayrıdır. Sütürler beynin gerekli şekilde büyüyebilmesi için bir yaşına kadar açık kalırlar. Bu sayede beynin en hızlı geliştiği ilk bir yaş ve sonrasındaki çocukluk döneminde kafatası beynin gelişimine göre şekil alır. Kafa kemiklerinin bazılarının erken kaynaması sonucu oluşan Kraniosinostoz denilen durumda kafatasının büyümesi bozulur. Erken kaynayan kemiğin bulunduğu taraf gelişemez. Oluşan şekil bozukluğunun yanı sıra gelişmekte olan beyinde sıkışıklık ve baskı meydana gelir. Bu da gelişim geriliğine sebep olabilir. Bebeğin kafa kemiklerinin erken kapanması sonucu oluşan Kraniosinostoz kaynayan kemiklere göre farklılık gösterebilir. Bir sütür erken kapandığında bir kafatası şekil bozukluğu oluşur. Hastalarda göz etrafında ve yüzlerinde kafa tabanındaki sütürlerin erken kapanmasından dolayı şekil değişiklikleri oluşur. Normalde doğumda açık olan ve genellikle doğum sonrası 4 yaşa kadar da açık olan kafa kemiklerinin erkenden kapanması bebeğin beyin gelişimini olumsuz etkileyebilmektedir. Erken sütür kapanması, bebek beyninin büyümesi için yeterli alanın azalmasına neden olur” dedi.


Tanı konulması hakkında bilgi veren Kuruoğlu, “Anne karnında tanı koymak zordur. Bu dönemde ayrıntılı ultrason uyarıcı olabilir. Genelde tanı doğumdan sonra konur. Aile veya çocuk doktoru çoğu zaman çocuğun kafa şekil bozukluğunu veya bıngıldağının erken kapandığını fark eder. Bebeklerin yüzlerinde asimetrik bir görüntü, özellikle de göz ve kafatası şeklinde sıra dışı bir görünüm gözlemlenir. Doğum sonrası kraniosinostozun kesin tanısı kafa grafileri ve üç boyutlu tomografi ile konur. Sendromik durumlarda magnetik rezonans (MR) görüntüleme ve tetkiklerde gerekir. Tanı konulduktan sonra hastalığın izole veya sendroma eşlik edip etmemesi önemlidir. Hastalığın izole olduğu durumlarda cerrahi yöntemle tedavide yüksek oranlı başarı elde edilmektedir. Ancak hastalık sendromik ise beyin gelişimi çok ağır etkilenebilir. Bu nedenle tanı veya şüphelenme sonrasında; bebeğin el ve ayak incelemesi, fetal beyin MR incelemesi, bebeğin kafa içi yapıların incelenmesi, genetik uzmanı konsültasyonu, bebeğin kalbinin incelenmesi, beyin cerrahisi uzmanı konsültasyonu, aile hikayesi varsa veya sendromik ise amniosentez yapılması gerekmektedir” diye konuştu.


Doç. Dr. Enis Kuruoğlu, tedavi seçenekleri hakkında şunları söyledi:


“Anne karnında tedavisi mümkün değildir. Ancak doğum sonrası beyin cerrahisi tarafından değerlendirilerek cerrahi müdahale yapılabilmektedir. Eğer sütürlerde kapanma yani kemiklerde kaynama olmadan şekil bozukluğu varsa bu çocuklar kişiye özel üretilen kask kullanılarak tedavi edilebilir. Sütürler kapandıktan sonra kemikler kaynadıysa cerrahi tedavi gerekir. Cerrahi müdahale genelde 3 ay ile 1 yaş arasındaki bebeklere yapılır. Cerrahi tedavi hem kozmetik nedenlerle, hem de beyin baskısının rahatlatılarak gelişimin geri kalmaması için yapılır. Cerrahi tedavi açık ve kapalı (endoskopik) olarak iki yöntemle yapılabilir. Cerrahide kaynayan kemikler birbirinden ayrılır. Bazı durumlarda ameliyattan sonrada kask takmak gerekir. Nadiren takiplerde tekrar ameliyat gerekebilir. Ameliyattan sonra hastanın hayati fonksiyonları ve kan dengesi yakından takip edilmelidir. Hastanede hastalar genellikle bir gün kaldıktan sonda taburcu edilmektedir. Ameliyattan sonra kask kullanılacaksa ön ve arkada kafa büyümesini engellen yanlara büyümeye izin verecek şekilde kask kullanılmalıdır. Uzun yıllar takibi yapılmalıdır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Taksi durağında dehşet anları kamerada Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde evinin geçimini sağlamak için taksi şoförlüğü yapan oğlunun durakta darp edildiğini öğrenen anne şikayetçi oldu. Darp anı ise güvenlik kamerasına yansıdı. İddiaya göre, Karadeniz Ereğli ilçesinde taksi şoförlüğü yaparak geçimini sağlamaya çalışan 19 yaşındaki Özay Kızıl, aynı durakta taksicilik yaptığı öğrenilen T.Y. ve M.A.’nin şiddetiyle karşılaştı. Daha önce geçirdiği motosiklet kazası sebebiyle iki kez beyin ameliyatı geçiren Kızıl, durağın güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerinde bir tartışma sonrası darp edildi. Evini geçindirmek için çalışan oğlunun şiddete maruz kaldığını kendisine ulaştırılan güvenlik kamerası görüntüleriyle öğrenen anne Özlem Ak, 2 kişi hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulundu. Yaşadıklarını gözyaşlarıyla anlatan anne Ak, “Oğlum eve alın teriyle ekmek getiriyor sanıyorduk meğerse kan teriyle getiriyormuş” dedi. Oğlu Özay Kızıl’ın saldırganlardan korktuğunu söyleyen anne Ak, “Görüntüler elime geldi. Daha önce de çocuğuma üç kez yapılmış aynı kişiler tarafından, benim çocuğum korkuyor. Neyle tehdit ediliyor bilmiyorum. Ben yardım istiyorum. Çocuklarıma hem annelik hem babalık yaptım. Çocuğum küçüklüğünden beri çalışıp bize bakıyor. İki kız kardeşi var. Ben bir yerde çalışmıyorum. Çocuğumun getirdiği parayla geçiniyoruz. Çocuğum alın teri getiriyor derken kan teri getiriyormuş. Neden yani bu, bütün annelere, bütün büyüklere sesleniyorum. Bana yardımcı olun. Çocuğum neden dayak yiyor” diye gözyaşı döktü. Oğlu Özay Kızıl ile görüştüğünde “Konuyu kapat anne” dediğini söyleyen Ak, “Çocuğum korkuyor. Üç aydır çocuğumu tanıyamıyorum. Savcılığa gittik şikayetçi olduk. Ben çocuğumun hayatından endişeliyim. İki yıl önce motosiklet kazası geçirdi. İki kere beyin ameliyatı oldu. Ameliyatlı olduğu halde çalışmaya çalışıyor. Bu dayağın sebebi ne? Benim çocuğum ne yapmış da dayak yiyor. Ben görüntüleri izledikçe içim parçalandı. Anne olarak ne yapacağımı bilmiyorum” dedi. Olay sonrası taksi durağının başkanını aradığını söyleyen anne Özlem Ak, “Durak başkanını aradım. Olay üç gün önce olmuş. Daha hiçbir şey yapmamış. Pazar günü toplantıyı beklediğini ve ceza keseceğini söyledi. Ben de durak başkanına ‘Bu ceza beni tatmin etmez. Bu olayın sebebini öğrenmek istiyorum. Neden benim çocuğum sürekli bunlar tarafından darp ediliyor. Çocuğuma ne yaptırmak istiyorlar. İstedikleri ne, bunu öğrenmek istiyorum’ dedim. Çocuğumu darp edenlerden birinin telefonunu aldım. Kendisini aradım. Çocuğumu neden darp ettiklerini sorup, beyin ameliyatı geçirdiğini hatırlattım. Bana ‘Sen bu konuyu kapat. Sonu iyi olmaz’ deyip kardeşinin de avukat olduğunu söyledi. Ben gariban biriyim ben uğraşamam diye düşündüler. Kardeşi avukat olan önüne geleni darp mı etsin” ifadelerine yer verdi.
Niğde Niğde’de yağışlar tarım arazilerine zarar verdi Niğde Ziraat Odası Başkanı Veli Kenar; son günlerde etkili olan dolu ve yağmur yağışı sonrası birçok tarım arazisinin zarar gördüğünü belirterek, üreticilere TARSİM sigortası yaptırmaları konusunda çağrıda bulundu. Veli Kenar yaptığı açıklamada Niğde’de son günlerde etkili olan dolu ve yağmur nedeniyle tarım arazilerinin zarar gördüğünü belirterek üreticilere yardımcı olunacağına dair beklentilerini dile getirdi. Kenar; "Son günlerde ilimizde yağışlar etkisini gösterdi. Bu etkili olan yağışlar neticesinde bölgesel olarak dolu yağışı, yağmurun etkisini arttırmasıyla sel meydana geldi. Dolu ve yağmur yağışı fazla olan bölgelere baktığımızda Kiledere, Alay ve Ağcaşar’da dolu yağışı nedeniyle tarım arazilerinde zarar meydana geldi. Patates ekimlerinin devam ettiği şu günlerde buğday ve hububat gibi ürünlerimiz meydana gelen selden dolayı zarar gördü. Geçen yıla oranla baktığımızda buğdaylarımızın boyu 20-30 santim olması gerekirken, bu yıl 40-50 santim. Buğdaylarımızın boyu normalinden büyük olunca etkili olan dolu nedeniyle buğday ve arpa gibi hububat ürünlerimizde zarar meydana geldi. Yine ilimizde Aktaş, Ovacık, Ballı ve Güllüce gibi köylerimizde de etkili olan dolu ve yağmur sonrası tarım arazilerinde zarar meydana geldi. Çiftçilerimize her zaman hatırlattığımız gibi TARSİM sigortalarını yaptırmaları konusunda uyarılarda bulunmuştuk. Artık küresel ısınmayla birlikte bu tür yağışların bundan sonra da devam edeceği öngörülüyor. İlimizde meydana gelen tarım arazilerinin zarar görmesiyle ilgili gerekli bilgiler verildi ve gidilip incelemeler yapıldı. Yapılan incelemeler neticesinde devletimizin nasıl bir destekleme yapacağını şuan itibariyle bilmiyoruz ama önümüzdeki günlerde devletimizin yardımcı olacağını tahmin ediyoruz” dedi.