EKONOMİ - 06 Mart 2021 Cumartesi 12:18

İkinci elde kıpırdanma başladı

A
A
A
İkinci elde kıpırdanma başladı

Kısıtlamanın cumartesi günleri kalkmasıyla birlikte ikinci el otomobil piyasası da yeniden hareketlenmeye başladı.

Kısıtlamanın cumartesi günleri kalkmasıyla birlikte ikinci el otomobil piyasası da yeniden hareketlenmeye başladı. Galerici esnafı, bazı kısıtlamaların kalkmasıyla telefonlarının çalmaya başladığını söyledi.


Samsun İkinci El Otomobil Pazarı’nda cumartesi günleri kurulan pazar, 3 aylık kısıtlamanın ardından bugün yeniden kuruldu. Sabah saatlerinde araç satışının başladığı Samsun İkinci El Otomobil Pazarı’nda satıcılar ile alıcılar buluştu.



"Hareketlilik oluşmaya, telefonlar çalmaya başladı"


Kısıtlamanın cumartesi günleri kalkmasının insanlarda heyecan oluşturduğunu ifade eden 30 yıllık galerici Rıfat Bilgili, "Kısıtlamaların kalkması insanlara moral oldu. Müşterilerimiz olsun, satıcılarımız olsun otomobil sektöründe alan satanlar için artı oldu. Otomobil pazarımız açıldı, içeriye girişlerimiz başladı. Son 3 ayda otomobil pazarı bir durma aşamasındaydı. Kısıtlama baya müşterilerimizi, bizim gibi yatırımcıları da yordu. Bu yorgunluk yasakların kalkacağının duyulmasıyla birlikte son 1 haftadır insanlara heyecan geldi. Hareketlilik oluşmaya, telefonlar çalmaya başladı. Potansiyeller yükselmeye başladı. Pazartesi günü için 2 araba opsiyonumuz var. Ortalama burada 100 tane galeri var. 100 tane galeride ortalama 3 bin tane araba var. Bu arabalarda ise yüzde 20 hareketlilik mevcut. Geçen yıl gibi bir fiyat artışı beklemiyoruz. Daha önce 50 bin TL’lik araba 100 bin TL olmuştu. Daha sonra 80 bin TL’ye indi. Şimdi o 80 bin TL’lik fiyatı koruyacaktır. Aşağı inme gibi bir durum olmaz, fiyat sabit şekilde devam eder. Talep ve müşterinin arzına göre belki yüzde 5 gibi bir hareketlenme olabilir. 80 bin TL’lik araba artık 100 bin TL’ye çıkmaz. Ben 35-40 tane araçla çalışıyorum, her araba 5 bin TL fiyat artsa korkunç bir para yapar. Burada galericiler sitesinde fiyat yükselmesi olmaz. Burada yaşanmayan fiyat artışı genel olarak piyasada da olmuyor. Bu fiyatlar hemen hemen yıl sonuna kadar böyle gider. Önümüzdeki aylarda 2021 model araçlar piyasaya girdiği zaman 2022 model araçlar devreye girmeye başladığı an fiyatlar yüzde 5 gibi bir hareketlenme olur" dedi.


Galerici Cihat Keskin, "Kısıtlamasının cumartesi günleri kalkmasıyla bu hafta pazarımız açıldı. Yaklaşık 15 gündür telefonlar çalmaya başladı. 3 aydır fiyatlar biraz oturmuştu. Biraz köpüren fiyatlar vardı. Köpüren fiyatlar yerine geldi. Şu anda piyasa açılıyor. Pazara da ilgi var. Bu saatten sonra araç almak isteyen arkadaşlar fırsatlarını değerlendirerek araçlarını alsınlar. Yukarıya çıkış olmaz, aşağıya da düşmez" diye konuştu.


Araba satan Necmi Özen, "2 senedir ilk defa pazara geliyoruz. Şu an herkes gelerek bakıyor. Her şeyi anlaşarak yapıyoruz" şeklinde konuştu.


Alıcılar ise fiyatların 3 aydır sabit kaldığını ve sadece orta ve düşük segmentli arabalara baktıklarını ifade etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak İbn-i Sina Uluslararası Sağlık Araştırmaları Kongresi başladı ZBEÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen “I. İbn-i Sina Uluslararası Sağlık Araştırmaları Kongresi”, ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’in açılış konuşmasıyla başladı. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen I. İbn-i Sina Uluslararası Sağlık Araştırmaları Kongresi, Sezai Karakoç Kültür Merkezi’nde düzenlenen açılış töreniyle başladı. “Yaşlılarda Sağlığı Geliştirme” temasıyla gerçekleştirilen kongreye ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, Prof. Dr. Bekir Hakan Bakkal, Prof. Dr. Servet Karasu, Genel Sekreter Prof. Dr. Zehra Safi Öz, Zonguldak İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Ertuğrul Güner, Zonguldak Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürü Mehmet Türkmen Köse, senato üyeleri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklâl Marşı’nın okunmasının ardından kongreye dair sinevizyon gösterimi gerçekleştirilerek protokol konuşmalarına geçildi. ZBEÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sibel Koçak, 65 yaş ve üzeri nüfusun toplum içinde yüzde 10 oranını geçmesiyle nüfusun yaşlanmaya başladığını, Türkiye’nin de şu an bu eşiği aştığını belirtti. Yaşlanmakta olan nüfusun ihtiyaç duyduğu bakım ile topluma, hayâtî, kültürel faaliyetlere katılımın sürdürülmesi gibi kritik konularda kongrede tartışılacak olan hususların büyük önem arz ettiğini belirten Koçak, yapılacak sunumların ve tartışmaların Türkiye’de gerçekleştirilecek yeni çalışmalara da vesile olmasını temenni etti. ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi olarak her alanda olduğu gibi tıp alanında da büyük çalışmalar gerçekleştirdiklerini, özellikle Batı Karadeniz’in sağlık üssü olma vizyonuyla gerek üniversiteye bağlı sağlık birimleri gerek de Üniversite Hastanesi ile bu alanda mühim çalışmalar sürdürdüklerini belirtti. Rektör Özölçer, özellikle yaşlıların ihtiyaç duydukları temel sağlık hizmetlerine, topluma kazandırılmak için ihtiyaç duydukları temel uygulama ve imkânlara erişim konusunda her geçen gün daha çok çalışma gerçekleştirildiğini, Türkiye’nin de giderek yaşlanmakta olan nüfusu sebebiyle bu konuda büyük çabalar içinde olduğunu ifade etti. Bu sebeple ZBEÜ olarak bu konuda çalışmalar ortaya koymak ve bu alanda çalışan tüm akademisyen ve araştırmacıları bir araya getirerek bir çalışma platformu oluşturmaya çabaladıklarını belirten Rektör Özölçer, kongrenin önemine işaret ederek bu çabaya uygun, kıymetli çıktılar sağlanacağına emin olduğunu aktardı. Rektör Özölçer’in, sözlerini tüm katılımcılara teşekkürlerini ve saygılarını sunarak sonlandırmasının ardından ZBEÜ Devlet Konservatuvarı öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Özgür Kırcalı yönetimindeki Devlet Konservatuvarı Gençlik Oda Orkestrası’nın icra ettiği klasik müzik konserine geçildi. Büyük beğeni toplayan konserin ardından Rektör Özölçer, orkestrayı yöneten Dr. Öğr. Üyesi Özgür Kırcalı’ya teşekkür belgesi takdim etti. Belge takdiminin ardından oturumlarla başlayan I. İbn-i Sina Uluslararası Sağlık Araştırmaları Kongresi, 2-4 Mayıs tarihleri arasında ZBEÜ Sezai Karakoç Kültür Merkezi’nde düzenlenecek oturumlarla devam edecek.
Yalova Karaderili termal şehri Yalova’yı spor turizminin merkezi yapıyor Bugüne kadar Yalova’ya yaptığı 230 milyon dolarlık yatırımla hem bölgeye hem de ülke ekonomisine katkı sağlayan Karaderili Şirketler Grubu, şimdi de termal turizmin yanına sporu ekliyor. Yapılan yatırımlara ilave olarak 150 milyon liranın üzerinde harcamayla 8 adet profesyonel çapta spor tesisi kuran şirket, yerli ve yabancı spor takımlarına hizmet verecek. 2023 yıl sonu için 60 milyon turist, 56 milyar dolar gelir hedefi koyan Türk turizm sektörü, bu yatırımla hedefine bir adım daha yaklaşacak. Türkiye’nin ekonomik gücüne duyduğu güvenle yatırımlarına pandemi ve ekonomik kriz tanımadan devam eden Karaderili Şirketler Grubu, ülkenin turizm ve istihdam hedefleri doğrultusunda Yalova’ya çalışmalarını hızlandırma kararı aldı. Toplam 230 milyon dolarlık yatırımı gerçekleştiren Karaderili Şirketler Grubu, spor turizmine de 150 milyon TL yatırımla bu alanda payını artırmak için kolları sıvadı. Milli takımlar seviyesinde Yalova’ya spor turizmi için ek olarak 2 bin 200 metrekarelik alana milli takımlar seviyesinde, voleybol, basketbol, kung fu dalları başta olmak üzere spor organizasyonları içinçok amaçlı kapalı spor kompleksi, 3 basket sahası, profesyonel ölçülerde 5 çim futbol sahası yapan şirket, tesislerin açılışını Haziran 2024 yapacak. Yalova otellerinin kapasitesi bin 149 oda 3 bin 627 yatak kapasitesi ile ulusal ve uluslararası spor turizmine cevap verecek seviyeye yükseldi. Yıllık olarak 250 milyon TL’lik spor turizmi geliri hedefleyen şirket, 2024 yılı için birçok turnuvaya ev sahipliği yapmak içinde anlaşmalar yapmaya başladı. Karaderili Şirketler Grubu CEO’su Tevfik Talas, “Özellikle küresel spor organizasyonlarının;spor turizmi gelirinin artması, ülkenin uluslararası camiada tanıtımı, saygınlık kazanması ile ekonomisinin kalkınması ve yeni istihdam alanların ortaya çıkmasında büyük katkı sağladığı tartışılmaz bir gerçek” dedi. Tevfik Talas, “Türkiye’nin turizm sektörünün en önemli kategorilerinden olan spor turizmi, küresel spor organizasyonlarının ülkeye getirdiği faydalar açısından çok önemli. Bu organizasyonların ülkenin tanıtımına, prestijine ve ekonomisine ciddi katkı sağlayan turizm çeşitliliği olduğunu düşünüyoruz. Yalova’da bugün birçok dünya çapında şampiyonaya ev sahipliği yaptık. Avrupa çapında düzenlenen birçok turnuvada gerek sponsor oldukgerekse ev sahibi olarak sporcularımızı ağırladık. Ancak şimdi spor turizmi kapasitemizi artırarak birçok spor dalına aynı anda cevap verebilecek noktaya geldik. Türkiye’nin 2028 için güncellenen turizm hedefi 82,3 milyon turist ve 100 milyar dolar. Bu hedefe ulaşmak için spor turizminin önemini biliyor ve ona göre çalışıyoruz. 2024 yılı için birçok turnuvaya ev sahipliği yapmak içinde anlaşmalar yapmaya başladık” dedi. Dünya çapındaki organizasyonları Türkiye’ye kazandırarak, ülke turizmine katkı sağlayacaklarınıbelirten Talas, Yalova’ya yapılan otel yatırımının ülkeye yapılan alt yapı projeleri ile desteklendiğini söyledi. Sabiha Gökçen Havalimanı’nın ikinci pistinin hem kendileri hem de Yalova için kritik öneme sahip olduğunu da vurgulayan Talas, “Sabiha Gökçen Havalimanı yeni pist projesi, Yalova turizmine olumlu yansıyarak yeni bir ivme sağlayacak. Yeni pistle birlikte Sabiha Gökçen Havalimanı’nın kapasitesinin çok daha üst seviyelere çıkması ile tüm turizm çeşitliliği gibi kongre ve spor turizmine de olumlu yansımalar sağlayacağı aşikâr.” dedi. Talas, Türkiye’ye 4 saatlik uçuş mesafesinde 57 ülkenin olduğunu bunun da yaklaşık 1 milyar insana karşılık geldiğini vurgulayarak, “Bizim hedefimiz bu 1 milyar insanın hem Türkiye’ye hem de Yalova’ya getirilmesi olacak. Bütün bu avantajlar bizim çok amaçlı spor kompleksimiz ile birleştiğinde Yalova, spor şehri olma açısından en önemli aday olacak” diye konuştu.
Çorum Griple aynı belirtileri gösteren ölümcül virüsle ilgili aile hekimlerine uyarı Hitit Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları-Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nurcan Baykam, zehirli keneler sebebiyle bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının griple aynı belirtileri gösterdiğini belirterek, “KKKA hastaları ilk günlerde grip benzeri şikayetlerle sağlık kuruluşlarına başvuruyor. Özellikle aile hekimlerinin KKKA ihtimalini da göz önüne alarak mutlaka ayırıcı tanı içerisinde gözden geçirerek, buna göre tetkik ve takibini yapması gerekiyor” dedi. Havaların ısınmasıyla birlikte Çorum’da kene vakaları görülmeye başladı. Hitit Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları-Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nurcan Baykam, zaman zaman ölümle sonuçlanan hastalıkla ilgi hem vatandaşları hem de aile hekimlerini uyardı. KKKA’nın havaların ısınmasıyla kendisini gösteren ve vakaların arttığı bir hastalık olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Baykam, “Kenelerin belirli bir sıcaklıkta aktif oldukları ve taşıdıkları virüsü insanlara bulaştırdıkları bir hastalık. Bu hastalığın gelişmesi, insanların kene teması yoluyla bu virüsü alması yılın sıcak günleri ve aylarında oluyor. Hava sıcaklığı arttığında vakaların gelmeye başladığını görüyoruz. Geçtiğimiz günlerde hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte hem ilimizde hem de diğer illerde vakalar görülmeye başlandı” diye konuştu. "Aile hekimleri dikkatli olmalı" Zehirli keneler yoluyla bulaşan KKKA’nın griple aynı belirtileri gösterdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Baykam, “Kırım Kongo Kanamalı Ateşi öyle bir hastalık ki ilk günlerinde gribe benzer şikayetlerle başlıyor. Ateş, halsizlik, kırgınlık, eklem ağrısı gibi şikayetlerle karışabiliyor. Hem kişinin kendisi hem de hekimlerin bu konuda duyarlı olması gerekiyor. İnsanlar ’grip oldum’ diye geçiştirmemeli. Hayvancılıkla uğraşıyorsa, kene ile teması varsa, kene tutunma öyküsü varsa son günlerde bu şikayetler KKKA olabileceğini akla getirmeli. Hekimlerimiz de bu konuda duyarlı olsun, KKKA’yı aklına getirerek, buna yönelik tetkik ve tedavilerini yapsın. Özellikle aile hekimlerimiz dikkat etmeli. KKKA hastaları ilk günlerde grip benzeri şikayetlerle sağlık kuruluşuna başvuruyor. Bu durumları sorgulayıp KKKA ihtimalini da göz önüne alarak mutlaka ayırıcı tanı içerisinde gözden geçirerek, buna göre tetkik ve takibini yapması gerekiyor” şeklinde konuştu. "Keneyi görür görmez vücuttan uzaklaştırmalıyız” Keneden korunmak için öncelikle kene ile temasın ortadan kaldırılması gerektiğini anlatan Prof. Baykam, “Tarlaya, bahçeye giderken olabildiğince ciltte açıkta bölge bulunmamalı. Kene özellikle ayaklardan yukarı tırmandığı için pantolonun çizme ya da çorap içine sokularak, kenenin cilde temasının önlenmesi gerekiyor. Öte yandan tarlada, bahçede çalışan ya da hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımız eve döndüklerinde mutlaka vücutlarında kene olup olmadığını kontrol etmeli. Kene tutunduktan sonra ne kadar kısa sürede vücuttan uzaklaştırılırsa virüsü vücuda enjekte etme oranı azalıyor. Keneyi görür görmez vücuttan uzaklaştırmalıyız” diye konuştu. "Kenenin uzun süre vücutla teması riskli bir durum" Vücuda yapışan bir kene görüldüğünde yapılması gerekenler hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Nurcan Baykam, “Keneyi mutlaka bir bariyerle ya da pens ile ya da ele alınan bir kağıt veya kumaş parçası olabilir keneye temas etmeden vücuttan uzaklaştırmamız gerekiyor. Zaman aldığı için keneyi vücuttan uzak tutmak için illa bir sağlık kuruluşu veya hekime gitmek şart değil. Ama çok yakında sağlık merkezi varsa gidilebilir. Ancak bunun için zaman harcayıp kenenin uzun süre vücutla teması riskli bir durum. Bu yöntemler kullanılarak kenenin bir an önce vücuttan uzaklaştırılması gerekiyor. Tarlada, bahçede ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımız evlerine döndüklerinde mutlaka kontrol yapmalı” şeklinde konuştu.