GENEL - 03 Mart 2012 Cumartesi 16:31

BALKAN SAVAŞLARI PANELİ

A
A
A
BALKAN SAVAŞLARI PANELİ

Türk Ocakları Samsun Şube Başkanı Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan, "Balkan Savaşları Türk tarihi açısından tam bir facia olmuştur" dedi.
Türk Ocakları Samsun Şubesi’nin 100. Yıl Konferansları çerçevesinde Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nedim İpek, Balkan Türkleri Konfederasyonu Genel Başkan Vekili ve Samsun Şube Başkanı İzzet Altuntaş ve Türk Ocakları Samsun Şube Başkanı Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan "100. Yıl Dönümünde Balkan Savaşları ve Balkan Türklüğü" konulu panel verdi.
Programın açılış konuşmasını yapan Türk Ocakları Samsun Şube Başkanı Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan, "Osmanlı İmparatorluğu Balkan Savaşları’nda son zayıflama döneminde yaptığı Küçük Kaynarca Antlaşması ile tüm gücünü kaybetti. Bu savaşlar sonrasında, Osmanlı Devleti Balkanlardaki topraklarının çok büyük bir kısmını kaybetmiştir. Savaş öncesindeki 1912-1913 yılları arasında Osmanlı Devleti’nin 167 bin 500 kilometrekare toprağı vardı. Savaşlardan sonra Osmanlı iradesine kalan kısmı ise 12 bin 300
kilometrekare yani 150 bin kilometre kareden fazla toprak Balkan Savaşları sırasında kaybedilmiştir. Arnavutluk bağımsızlık ilan etmiştir. 5 asırlık Osmanlı İslam Türk şehirleri ve kasabaları elimizden çıkmıştır. Savaş başladığında Osmanlı’nın nüfusu 6 milyon 130 bin idi, Savaş sonrasında ise Osmanlı Türkiye’sine kalan nüfus ise 2 milyon 300 bin civarında oldu. Yani nüfusun 4 milyon’u Osmanlı iradesinden çıkmıştır. Bu savaşa başlarken Yunanistan 25 bin kilometre kareydi. Savaş bitiminden sonra ise 42 bin
kilometre kareye çıkmıştır. Yani topraklarını yüzde 70 oranında büyütmüş. Balkan Savaşları Türk tarihi açısından tam bir facia olmuştur" diye konuştu.
Daha sonra OMÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nedim İpek ise Türkler tarafından verilmiş bir isim olan bölgenin "Balkan coğrafyası" olarak tanımlanması konusunda hem devletçe hem de milletçe hassasiyetin korunması gerektiğini belirtti.
Balkan Türkleri Konfederasyonu Genel Başkan Vekili İzzet Altuntaş da yaptığı konuşmada şunları kaydetti: "Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar vatanı için kan dökülmemiştir. Hiçbir yerde sınırlarımız bizim Araplar gibi Müslümanlığı da değildir. Bugün Balkan ülkelerine gittiğinizde oradaki Türklerin hangisiyle konuşursanız konuşusun ’Anavatanımız vatanımız burası bize Türkiye’nin sınırı Meriç ile Trakya arası değil, Balkanlardadır. Buraya bizi nöbetçi bırakmışlar, biz burada nöbetimizi tutuyoruz’ derler.
Bizim hiçbir ülkede olmayan milli eğitim ders programlarını Türkler yapmamaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki komisyonun yarısı Amerikalıdır ve komisyonun başkanı da Amerikan Büyükelçisi’dir. Bugünlerde belki daha çok fırsat bulmuşlardır da Türklük adına ortadan kaldırıcı kelimeler kullanılmakta ve programlar çizmektedirler."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Bayrak Şairi Arif Nihat Asya Vefatının 50. Yılında BEUN’da anıldı Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinde (BEUN), Türk edebiyatının önemli temsilcilerinden, edebî ve fikrî mirasıyla Türk kültür hayatına derin izler bırakan "Bayrak Şairi" Arif Nihat Asya, vefatının 50. yıl dönümünde düzenlenen "Vefatının 50. Yıl Dönümünde Arif Nihat Asya’ya Vefa" başlıklı panelle anıldı. Farabi Kampüsü Doç. Dr. Ali Arslan Konferans Salonunda gerçekleştirilen panele; önceki dönem Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) ve İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Fatih Andı, FSMVÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dursun Ali Tökel ile FSMVÜ Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şaban Sağlık konuşmacı olarak katıldı. Yoğun ilgi gösterilen panele, BEUN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Servet Karasu, senato üyeleri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Program, aziz şehitlerin anısına saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından kürsüye gelen BEUN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Servet Karasu, konuşmasında Türk edebiyatına damga vurmuş müstesna şahsiyetlerin anılmasının kültürel hafızanın canlı tutulması açısından büyük önem taşıdığını belirterek Arif Nihat Asya’yı vefatının 50. yılında anmak ve anlamak üzere programa katılan tüm konuklara teşekkür etti. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Karasu’nun konuşmasının ardından panele geçildi. Panel, FSMVÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dursun Ali Tökel’in sunumuyla başladı. Prof. Dr. Tökel, konuşmasında Arif Nihat Asya’nın hayatına ve edebî kişiliğine dair değerlendirmelerde bulunarak; şairin 1904 yılında Çatalca’nın İnceğiz köyünde dünyaya geldiğini, çocukluk ve gençlik yıllarında yaşadığı zorlukların onun şiir dünyasını derinden etkilediğini ifade etti. Asya’nın eğitim hayatı, ailesi ve yaşamının son dönemlerine değinen Prof. Dr. Tökel, 5 Ocak 1975’te Ankara Numune Hastanesinde vefat eden şairin, ardında vatan, millet ve iman ekseninde şekillenmiş güçlü bir edebî miras bıraktığını vurguladı. Panelin ikinci konuşmacısı Prof. Dr. M. Fatih Andı, Arif Nihat Asya’nın Türk edebiyatı ve toplumsal hafıza üzerindeki etkisine dikkat çekti. Prof. Dr. Andı, konuşmasında Türk edebiyatının büyük şairlerine ait seçkin eserlerin genç kuşaklara aktarılmasının taşıdığı derin önemi vurguladı. Özellikle büyük şairlerin önemli eserlerinin bilinmesinin oldukça değerli olduğunu ifade eden Andı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kalabalık kitlelere Asya’nın "Biz kısık sesleriz Minareleri sen ezansız bırakma Allah’ım" mısralarıyla başlayan Dua şiirini okuyarak 7’den 70’e herkes tarafından bilinmesine vesile olduğunu hatırlattı. Yine bununla birlikte "Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü" dizeleriyle başlayan meşhur "Bayrak" şiirinin de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve farklı liderler tarafından okunmasının önemli şair ve şiirlerin geniş kitlelerce tanınmasına katkı sağladığını dile getirdi. Panelin son konuşmacısı Prof. Dr. Şaban Sağlık ise "Türkçenin Şiir Hâli ve Arif Nihat Asya" başlıklı sunumunda, şiirin edebiyat türleri içerisindeki ayrıcalıklı konumuna vurgu yaptı. Arif Nihat Asya’nın öğretmen, şair, yazar, Mevlevi, milletvekili ve köşe yazarı kimlikleriyle çok yönlü bir şahsiyet olduğunu belirten Prof. Dr. Sağlık, "Bayrak Şairi", "Naat Şairi" ve "Fetih Marşı Şairi" unvanlarıyla Türk edebiyatında müstesna bir yere sahip olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Sağlık ayrıca, "Bayrak" şiirinin 1926 yılında Adana’nın kurtuluşu için bir gecede kaleme alınış sürecinin, İstiklal Marşı’nın yazılışındaki ruhani atmosferi hatırlattığını ifade etti. Panel, konuşmaların ardından BEUN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Servet Karasu’nun panelistlere teşekkür belgelerini takdim etmesi ve hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.
Zonguldak Uzmanından gençlere ’hızlı zayıflama’ uyarısı Zonguldak’ta diyetisyen Gizem Güneş, sosyal medyada yaygınlaşan hızlı zayıflama diyetleri ve tek tip beslenme yöntemlerinin ergenler üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Güneş, büyüme ve gelişim çağındaki çocukların bu tür uygulamalardan olumsuz etkilendiğini söyledi. Diyetisyen Gizem Güneş, ergenlik döneminin büyüme hormonu, beyin gelişimi ve fiziksel gelişimin en hızlı yaşandığı süreç olduğunu belirterek, "Bu dönemde doğru beslenme son derece önemli. Ancak sosyal medyada görülen hızlı zayıflama diyetleri ve ürünler maalesef ergenleri ve gençleri de etkiliyor" dedi. Ailelerin yasaklayıcı tutumdan kaçınması gerektiğini vurgulayan Güneş, "Öncelikle yasaklamaları kaldırmamız gerekiyor. Yasak yerine bedenimizi sevmeyi ve doğru beslenmenin ne olduğunu öğretmeliyiz. Eğer bunu ev ortamında oturtamıyorsak mutlaka bir uzmandan destek almalıyız" ifadelerini kullandı. Yanlış beslenme alışkanlıklarının ilerleyen yıllarda ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlayabileceğini belirten Güneş, "Bu dönemde yapılan yanlışlar, ileride ortaya çıkabilecek hastalıkların habercisi olabilir. Boy uzaması, beyin gelişimi ve özellikle kız çocuklarında adet düzensizlikleri beslenmeyle doğrudan bağlantılıdır. Beslenme ne kadar kısıtlanırsa bu süreçler o kadar olumsuz etkilenir" diye konuştu. Kendi danışanlarında da benzer sorunlarla sıkça karşılaştığını aktaran Güneş, bu durumun özellikle okul çağındaki çocuklar arasında yaygınlaştığını söyledi. Güneş, "Ebeveynler olarak çocuklarımıza bedenlerini sevmeyi öğretmeliyiz. Bu ürünler yetişkinler için bile tartışmalı iken, ergenlik dönemindeki çocuklar için çok daha tehlikelidir" dedi. Ailelere çağrıda bulunan Güneş, doğru iletişim kurulmasının ve gerekirse profesyonel destek alınmasının önemine dikkat çekerek, ergenlerin bu tür beslenme trendlerinden korunabileceğini ifade etti.