GÜNDEM - 25 Aralık 2025 Perşembe 12:19

İlahiyatçı profesör: "Eşcinsel evlilikler, ailenin temeline konulan büyük dinamitlerdir"

A
A
A
İlahiyatçı profesör: "Eşcinsel evlilikler, ailenin temeline konulan büyük dinamitlerdir"

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Köylü, Batı ülkelerinde yaygınlaşan aile modellerinin geleneksel aile yapısını tehdit ettiğini belirterek, eşcinsel evliliklerin "ailenin temeline yerleştirilmiş en büyük dinamitler" olduğunu söyledi.


"Aile Yılı" kapsamında düzenlenen etkinlikte konuşan Prof. Dr. Köylü, aile kurumuna ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, bu konuda iyimser ve kötümser iki temel yaklaşımın öne çıktığını ifade etti. İyimser görüşü savunanların, aile kurumunun tüm olumsuzluklara rağmen varlığını sürdüreceğini düşündüğünü belirten Köylü, kötümser bakış açısına göre ise gelecekte bugünkü anlamda bir aile yapısından söz etmenin zorlaşacağını dile getirdi.



"ABD’de aile oranı yüzde 6"


Konuşmasında Amerika’yı örnek gösteren Köylü, "Amerika Birleşik Devletleri’nde(ABD) anne, baba ve çocuklardan oluşan ailelerin oranı sadece yüzde 6. Yüzde 94’ü alternatif aile şekilleri dediğimiz aile türlerinden oluşuyor. Acaba bizi gelecekte bekleyen sorunlar ne? Şimdi biliyorsunuz bilimsel ve teknolojik gelişmelerin şöyle bir özelliği vardır: Amerika’da, Avrupa’da bilimsel teknolojik gelişmeler yaşanır. Ondan sonra da bize gelir. Avrupa ve Amerika’da yaşanan sosyal değişimlerin benzerlerini artık Türkiye’de de görmeye başladık" dedi.



"Ailenin temeline konulmuş büyük dinamitler"


Batı ülkelerinde yaygınlaşan aile modellerine dikkat çeken Köylü, Almanya’da yürüttükleri araştırmalar sırasında Türkiye’de yaşanan sorunlara benzer tabloyla karşılaştıklarını söyledi. Köylü, nikâhsız birlikte yaşama biçimlerinin ve resmi olarak tanınan eşcinsel birlikteliklerin aile kurumunu ciddi biçimde zedelediğini ifade etti. Bu tür birlikteliklerin bazı ülkelerde evlilik statüsünde kabul edildiğini hatırlatan Köylü, bunun aile yapısının temelini sarsan bir gelişme olduğunu kaydetti. Köylü, "Şimdi bizi gelecekte bekleyen ciddi sorunlar var. Artık öyle anne-baba ya da büyükanne-büyükbabadan zaten vazgeçtik, o geleneksel aile tipi ortada kalmadı. Tabii, bir ilahiyatçı olarak ama hepimizin de herhalde üzerinde anlaşacağı nikâhsız birlikte yaşama biçimleri de maalesef artık bütün dünya ülkelerinde artmaya devam ediyor. Eşcinsel çiftlerin birlikte yaşamayı tercih ettikleri bir ortam var. Bazı ülkelerde biliyorsunuz resmi olarak artık bu kabul ediliyor, Kanada’da falan. Yani bunlar da artık sanki bir evli çift gibi ama bütün bunlar ailenin gerçekten de temeline konulmuş büyük dinamitlerdir. Maalesef parçalanmış aile ve tamamlanmamış aile dediğimiz, evlilik dışı çocukların olduğu aile türleriyle de biz gelecekte karşılaşacağız. Muhtemelen şimdi de var da fakat Türkiye gibi bizim ülkelerin bir özelliği var. Şimdi Avrupa, Amerika, Kanada gibi ülkelerde her şey çok açık ve nettir. Yani ne kadar aile türü varsa ya da ne türlü şey varsa bunlar istatistiklere yansır. Ama bizim doğu toplumlarında bunlar biraz gizli saklıdır. Gizli saklı olması demek bunların olmadığı anlamına gelmez" diye konuştu.



LGBTİ+ sorunu


Konuşmasında LGBTİ+ meselesine ve toplumsal şiddet olaylarına da değinen Prof. Dr. Köylü, bu konuların aile yapısını tehdit eden unsurlar arasında yer aldığını ifade etti. Köylü, "Tabii, diğer taraftan maalesef şu LGBTİ+ sorunu hepimizin bildiği gibi çok ciddi anlamda bizim aileleri tehdit edecek unsurlar. Gerçekten de şu ülkede yaşamaktan çok utanç duyduğumuz, hakikaten hiç Türk toplumuna, Müslüman bir topluma yakışmayan şu şiddet ve cinayetlerdeki artışı da maalesef bir türlü engelleyemedik" şeklinde konuştu.



İlahiyatçı profesör: "Eşcinsel evlilikler, ailenin temeline konulan büyük dinamitlerdir"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Toroslar Belediyesi zeytin ağaçlarını kesti, vatandaş tepki gösterdi Mersin’de CHP’li Toroslar Belediyesi’ne bağlı ekiplerin, mahalle sakinleri tarafından yıllar önce dikilen zeytin ağaçlarını kesmeye başlaması tepkilere neden oldu. Vatandaşlar, park gerekçesiyle yapılan çalışmanın durdurulmasını istedi. Merkez Toroslar ilçesi Çağdaşkent Mahallesi 93099 Sokak’ta bulunan ve mahalle sakinleri tarafından yıllar önce dikilen zeytin ağaçlarının, CHP’li Toroslar Belediyesi ekiplerince kesilmeye başlanması mahallede gerginliğe yol açtı. Kesim işlemlerinin başlamasıyla birlikte mahalleli duruma tepki göstererek çalışmalara karşı çıktı. Mahalle sakinleri, söz konusu alanın uzun yıllardır zeytin ağaçlarıyla yeşil bir alan oluşturduğunu ve kesim işlemlerine ilişkin kendilerine herhangi bir proje ya da bilgilendirme yapılmadığını ileri sürdü. Vatandaşlar, ’park yapılacağı’ gerekçesiyle başlatılan kesimlerin durdurulmasını istedi. "Zeytin ağaçları belediyenin mülkiyetinde olan yer değil" Kesim yapılan alanın geçmişine ve mülkiyet durumuna değinen eski mahalle muhtarı Hasan Hüseyin Yılmaz, zeytin ağaçlarının bulunduğu yerin belediyeye ait olmadığını belirterek, "Bu mahallede ben 20 yıl muhtarlık yaptım. Bu zeytin ağaçları belediyenin mülkiyetinde olan yer değil, artı yüksek gerilim hattının üstünden geçen yerler. Yani burası belediyeye ait değil, elektrik firmasının istimlak ettiği yerler. 30-35 yıllık bu ağaçlar, şu anda buraya ’park yapacağız’ hevesiyle, ağaç katliamı yapılıyor. Park yapan adam bize projeyi gösterir, ’şu parkı yapacağız’ diye insanları ikna eder, ona göre kesim içerisine girer" diye konuştu. "Toroslar Belediyesi resmen ağaç katliamı yapıyor" Kesim yapılan alanla ilgili geçmiş süreci anlatan Yılmaz, söz konusu ağaçların belediye tarafından dikilmediğini ve yıllar boyunca mahalle sakinlerinin kendi imkanlarıyla bakımlarını yaptığını belirtti. Yılmaz, "Şu anda Toroslar Belediyesi resmen ağaç katliamı yapıyor. Sosyal demokrat uygulama bu değildir. Abdurrahman Yıldız derhal Cumhuriyet Halk Partisi’nden istifa etmelidir. Bu Cumhuriyet Halk Partisi’nin politikası değildir. Zeytin ağaçları 35 yıllık ağaçlar. Belediyenin dikmediği, belediyenin sulamadığı, bakımını yapmadığı bir yer burası. Vatandaş kendi imkanlarıyla dikti, kendi imkanlarıyla suluyor, kendi imkanlarıyla ağaçları ilaçlıyor ve 35 yıl içerisinde bu duruma getirdi. Ama şu anda 35 yıllık insanların emeği katlediliyor" dedi. "Vatandaş buraya ağaç dikmiş, şimdi hepsini kökünden kaldırıyorlar" Kesim çalışmalarına tepki gösteren mahalle sakinlerinden Mehmet Çetinkaya ise "Vatandaş buraya ağaç dikmiş, şimdi hepsini kökünden kaldırıyorlar. Burası orman gibi bir yerdi. Kesimi görünce insanın içi acıyor. Park yapılacaksa başımız üstüne ama karşı tarafta boş ve belediyeye ait alan vardı. Orası satılmış, buradaki ağaçlar kesiliyor. Biz buna izin vermiyoruz. Zeytin ağacıdır, kökünden kesiliyor, yazık, günah" şeklinde konuştu.
Ankara Türkiye ile Kuzey Makedonya arasında eğitim iş birliği Türkiye ile Kuzey Makedonya arasında eğitim alanında iş birliği anlaşması, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ile Kuzey Makedonya Eğitim ve Bilim Bakanı Vesna Janevska tarafından imzalandı. Türkiye ile Kuzey Makedonya Cumhuriyeti arasında eğitim alanında iş birliği anlaşması imzalandı. Bu kapsamda anlaşma, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tarafından 18 Aralık’ta Ankara’da; Kuzey Makedonya Eğitim ve Bilim Bakanı Vesna Janevska tarafından 22 Aralık’ta Üsküp’te imzalandı. Dil, kültür, insan kaynağı, burs, denklik ve eğitim kurumları alanlarında kalıcı ve sürdürülebilir düzenlemeler içeren bu anlaşma, Türkiye’nin Balkanlardaki eğitim diplomasisi kapasitesini ve kurumsal varlığını güçlendiren önemli kazanımlar elde edileceği belirtildi. Bu doğrultuda imzalanan anlaşma sayesinde Türkiye’nin Kuzey Makedonya’da eğitim kurumu açabilmesine imkan tanınarak Osmanlı’dan kalan sembolik bir yapının Kuzey Makedonya’da ‘Türk Okulu’ olarak açılması hususunda hukuki bir zemin oluşturuldu. Eğitim kurumunda yetkili makamların onayına bağlı olarak Türk müfredatı veya uluslararası öğretim programları uygulanabileceği belirtilirken, Kuzey Makedonya’da Makedonca veya Arnavutça eğitim veren ilk ve ortaöğretim kurumlarında ‘Türk dili ve kültürü’ seçmeli ders olarak okutulabilecek. Eğitim ilişkileri daha kapsamlı bir hale getirildi Milli Eğitim Bakanlığı’ndan (MEB) yapılan açıklamaya göre, anlaşma yükseköğretim düzeyinde de somut iş birliği adımlarını kapsıyor. Anlaşmada Türk öğrencilerin Kuzey Makedonya’daki yükseköğretim kurumlarına erişimini güvence altına alan, Kuzey Makedonya tarafından Türk öğrencilere MEB ile iş birliği içinde burs sağlanmasını destekleyen hükümler yer alıyor. Mezun derneklerinin teşvik edilmesine yönelik düzenlemelerle, Türkiye merkezli mezun ağlarının Balkanlar’da güçlendirilmesine imkan tanınacağı açıklandı. Bu hükümler aracılığıyla Türkiye’nin Kuzey Makedonya’daki öğrenci yönlendirme ve izleme kapasitesi artarken sürdürülebilir bir iş birliği ağı oluşturulması hedeflendi. Anlaşma kapsamında kurulacak Ortak Çalışma Grubu aracılığıyla ise iki ülke arasında eğitim alanındaki faaliyetlerin düzenlenmesi, izlemesi ve değerlendirilmesi sağlanacağı ifade edildi. Anlaşmayla 1994 ve 2012 tarihli eğitim protokolleri yürürlükten kaldırılarak Türkiye ile Kuzey Makedonya arasındaki eğitim ilişkileri tek, güncel ve daha kapsamlı bir hukuki çerçevede bir araya getirildi.
Denizli Buldan’ın tescilli üzümlerinin yetiştiği asmalar yeni sezona hazırlanıyor Denizli’nin tescilli sofralık üzümlerinin yetiştiği Buldan’da bağlarda çalışmalar başladı. Yeni sezon için bağlarına giren üreticiler, asmalarda iplik sökme ve budama işlemleri devam ediyor. Turfanda çekirdeksiz Sultaniye ve Süperior üzümleriyle ünlü Buldan’da Temmuz ayında başlayacak hasat sezonuna hazırlık yaptıklarını dile getiren budamacılar, sabahın ilk saatleriyle birlikte çalışmalara başladıklarını ifade ettiler. Manisa Sarıgöl Dindarlı mahallesinden, Buldan ovasına budama işi yapmak için geldiğini belirten İsmet Çelebi "Sabah 06.30 evimden çıkıyorum. Uzayan ve kuruyan çubukları keserek asmayı temizliyoruz" dedi. Buldan Kadıköy mahallesinden gelerek üzüm bağlarında budama işi yaptığını belirten Şahin Atalay "Sabah sekizde başlayıp öğle molasının ardından akşam dörde kadar budama yapıyoruz. Gelecek sezona daha iyi verim alabilmek için bu işlemleri yapmaktayız" dedi. Buldan Bölmekaya mahallesinde üzüm üreticiliği yapan Ramazan Uğuz, erkenci çeşitlerinden olan Süperior cinsi üzüm yetiştirdiğini belirterek " Şu anda budama mevsimindeyiz. İlkbaharda bağladığımız ipleri keserek budama işlemlerini yapıyoruz. Kuru dalları kesip tazeleme yapıyoruz. Daha sonra uzayan dalları iple bağlayacağız. Temmuz ayında da üzüm hasadımızı yapacağız. Bu arada gübreleme işlemlerini de yapacağız. Ben bağlarımda toprak işlemesiz tarım yapmaktayım. Ayrıca modern file tenteneleriyle asmalarımı doludan ve sıcaktan koruyorum. Aynı zamanda toprak işlemesiz tarım yaptığım için yüzde elli su tasarrufu sağlıyoruz. Böylelikle suyumuzu koruyoruz. Toprağımızın azot ihtiyacını bu şekilde organik olarak karşılıyoruz. Bu uygulamayla maliyetlerimizi düşürüyoruz. Üreticilerimizin de bu uygulamayla hem toprağımızı hem de suyumuzu koruyacaklarını düşünüyorum. Bunu tavsiye ediyorum" dedi. Edinilen bilgilere göre Buldan’da 2025 yılında 2 bin 800 dekar alanda 7 bin 840 ton sofralık çekirdekli üzüm, 32 bin 199 dekar alanda 51 bin 518 ton sofralık çekirdeksiz üzüm yetiştirildi. Bin 215 dekar alanda da 432 ton ton kurutmalık çekirdeksiz üzüm üretimi gerçekleştirildi.
Bursa 17 Bin üyeli Bal-Göç’te Fahriye Vatansever Ağca değişim için aday Türkiye’nin en güçlü göçmen örgütlenmelerinden biri olan, yaklaşık 17 bin üyeli BAL-GÖÇ Derneği, uzun süredir yaşanan yönetim tartışmaları ve düşük katılımlı genel kurullarla gündemde. Dört dönemdir aynı isim tarafından yönetilen derneğin, bugün kendi tabanında dahi güven kaybı yaşadığı ifade edilirken Prof. Dr. Fahriye Vatansever Ağca, BAL-GÖÇ’ün 20. Genel Kurulu’nda "demokrasi, şeffaflık ve birlik" vurgusuyla başkanlığa adaylığını açıkladı. 1989 yılında Bulgaristan’dan zorunlu göçle Türkiye’ye gelen bir Balkan Türkü olan Ağca, on binlerce üyeye sahip bir derneğin genel kuruluna yalnızca birkaç bin kişinin katılmasının camiada ciddi bir kopuşa işaret ettiğini belirtti. Adaylık sürecinde üyelik başvurularının bekletildiği, aidatını ödeyen üyelerin hazirun listelerine alınmadığı ve kongre takviminin daraltıldığı yönündeki iddiaların ise demokratik işleyişi zedelediğini ifade etti. Ağca, seçilmesi halinde genel kurullarda aidat şartının kaldırılacağını, yönetimin şeffaf, hesap verebilir ve ulaşılabilir hale getirileceğini, gençleri ve kadınları merkeze alan yeni bir yapılanma kurulacağını ve genel başkanlık görevine iki dönem sınırı getiren tüzük değişikliğinin ilk toplantıda gündeme alınacağını açıkladı. Kardiyoloji uzmanı ve akademisyen olan Prof. Dr. Fahriye Vatansever Ağca, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: "Amacımız; BAL-GÖÇ’te zedelenen güveni yeniden inşa etmek, derneği üyeleriyle birlikte ayağa kaldırmak ve Balkan göçmenlerini hak ettikleri güçlü, saygın ve birleştirici yapıya yeniden kavuşturmaktır."