ÇEVRE - 17 Ekim 2025 Cuma 10:20

Kokarca sayısı zirvede: Uzmanı bahar aylarına dikkat çekti

A
A
A

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İslam Saruhan, kahverengi kokarcanın şu anda en yoğun döneminde olduğunu belirterek, "Şu anda pik noktasına yaklaştık. Kahverengi kokarcayı şu anda çok fazla görmemizin sebebi budur. Zamanla azalacaktır" dedi.

Türkiye’de son yıllarda tarım alanlarında ve yerleşim yerlerinde sıklıkla görülmeye başlanan istilacı tür kahverengi kokarca (Halyomorpha halys), bu yıl popülasyonunun en yoğun dönemini yaşıyor. Fındık başta olmak üzere birçok tarım ürününe zarar veren bu zararlıya karşı yürütülen biyolojik mücadele çalışmaları sürerken, uzmanlar özellikle bahar aylarına dikkat çekiyor. Uzmanlara göre, bu böcek soğuğa dayanıklı olmadığı için kış aylarında büyük oranda doğal yolla ölüyor ancak Mart ve Nisan aylarında kışlaklardan çıkan bireyler, yeni sezon için ciddi tehdit oluşturuyor.

"Şu anda bu böceği yok etme şansımız yok"

Prof. Dr. İslam Saruhan, son günlerde halk arasında "kahverengi kokarca" olarak bilinen zararlının yoğun görülmesinin nedenini açıkladı. Saruhan, bu zararlının Türkiye’ye girişinin üzerinden yaklaşık 6 yıl geçtiğini, şu anda ise popülasyonun pik noktasına ulaştığını belirterek, panik yapılmaması gerektiğini vurguladı. Kahverengi kokarcanın istilacı bir tür olduğunu ve girdiği ülkelerde hızla çoğaldığını ifade eden Saruhan, "Bu böcek, yüksek üreme kapasitesine sahip ve kendine has davranışları nedeniyle girdiği ülkelerden tamamen yok edilmesi neredeyse imkânsız. Ancak doğru yöntemlerle ürünlerimizi korumamız mümkün" dedi.

Kokarca sayısı zirvede: Uzmanı bahar aylarına dikkat çekti

"Samuray arısı doğaya salınıyor"

Prof. Dr. Saruhan, kahverengi kokarca ile biyolojik mücadele kapsamında "samuray arısı" üretimi yapıldığını ve bu faydalı böceğin doğaya salındığını belirterek, "Samuray arısı, kahverengi kokarcanın yumurtalarına parazitlenerek onun çoğalmasını engelliyor. Bu arı doğada çoğaldıkça kokarca popülasyonu da giderek azalacaktır" diye konuştu.

"Amerika 35 yıldır mücadele ediyor"

Saruhan, Amerika’nın bu zararlı ile 35 yıldır mücadele ettiğini vurgulayan Saruhan, "Amerika şu anda böceğin kışlaklara girmesini engelliyor. Çünkü bu böcek soğuğa dayanıklı değil. Kışın dışarıda kalanlar ölüyor. Bu nedenle barınaklara, evlere girmesini engellememiz çok önemli. Giriş yerleri kapatılmalı, izolasyon sağlanmalı" şeklinde konuştu.

"Kış ilaçlaması önerilmiyor"

Kış döneminde kimyasal ilaçlama yapılmasının etkili olmadığını belirten Saruhan, "Yapılan araştırmalar, kışlaklara giren böceklerin zaten yüzde 50-80 oranında öldüğünü gösteriyor. Zaten ölecek böceğe müdahale etmek gereksiz. Asıl hedefimiz, mart-nisan aylarında kış uykusundan çıkan böcekler olmalı" ifadelerini kullandı.

Kokarca sayısı zirvede: Uzmanı bahar aylarına dikkat çekti

"Evlere giren böcek zararsız"

Kamuoyunda yanlış bir algıya da dikkat çeken Saruhan, "Evlere giren kahverengi kokarca böceklerinin insanlara, evcil hayvanlara veya eşyalara hiçbir zararı yok. Isırmazlar, hastalık bulaştırmazlar. Ancak evde yok edilmeleri popülasyonun azalmasına katkı sağlar" açıklamasında bulundu.İslam Saruhan, vatandaşların bilinçli hareket etmesi gerektiğini ve doğal dengeyi bozmadan, biyolojik mücadele yöntemleriyle bu zararlının kontrol altına alınabileceğini sözlerine ekledi.

Furkan Abrek Ünal

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum TDED Erzurum’un Konuğu Gamze Akçıl; "Yabancılara Türkçe öğretimi Türkiye’nin kültürel diplomasisine katkı sağlamaktadır" Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği (TDED) Erzurum Şubesi’nin bu haftaki konuğu Atatürk Üniversitesi Öğretim Görevlisi Gamze Akçıl oldu. Gamze Akçıl "Kültür ve Dil Ekseninde Yabancılara Türkçe Öğretimi, Yaklaşımlar, Deneyimler" başlıklı konuşmasında yabancılara Türkçe öğretiminin sadece bir dilbilgisi öğretme süreciyle değil Türk kültür ve sosyal hayatının da öğretilmesiyle mümkün olabileceğini ifade etti. Erzurum Büyükşehir Belediyesi Dil ve Edebiyat Konağı’ndaki programda Gamze Akçıl şunları söyledi: "Yabancılara Türkçe öğretimi, yalnızca dilsel yapıların aktarımından ibaret olmayıp Türk toplumunun değerleri, öğeleri, düşünme ve iletişim biçimleriyle doğrudan ilişkilidir. Her dil, onu konuşan toplumun ortak değeridir. Bir toplum varlığını diliyle sürdürür; çünkü toplumların sonsuza dek yaşatabilecekleri tek gerçek güç, dilleridir." "Dil, hedef kültürle anlamlı iletişim kurmayı da içerir" Dilin, kültürün hafızası ve toplumsal değerlerinin taşıyıcısı olduğunu vurgulayan Akçıl, "Bu nedenle yabancılara Türkçe öğretimi, yalnızca dilbilgisi öğretimi değil, aynı zamanda Türk kültürüne dair farkındalık kazandırma sürecidir. Dil öğrenimi, kelime ezberinin ötesinde, hedef kültürle anlamlı iletişim kurmayı da içerir. Örneğin Türkçedeki hitap biçimleri ve nezaket kalıpları, toplumun misafirperverlik ve saygı temelli kültürünü yansıtır. Bu ifadelerin öğretimi, öğrencilerin sadece dili doğru kullanmalarını değil, aynı zamanda Türk toplumunun sosyal kurallarını ve davranış biçimlerini anlamalarını sağlar. Türkçe öğretiminde mikro kültür (jest-mimik, selamlaşma, sofra adabı, samimiyet) ve makro kültür (tarih, gelenek, milli bayramlar, toplumsal normlar) olarak nitelendirilen öğelerinin dengeli sunulması öğrencilerin kültürü bütüncül biçimde kavramasını sağlar" şeklinde konuştu. "Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi" "Mikro kültür, günlük yaşamda uygun davranışı; makro kültür ise toplumsal değerleri ve kültürel sembolleri anlamayı destekler" diyen Gamze Akçıl , sözlerine şöyle devam etti, "Otantik ders materyalleri, öğrencilerin bu iki düzeyi deneyimleyerek iletişim becerilerini geliştirmelerine katkıda bulunur ve Türkçe öğretimini yalnızca dilbilgisi değil, kültürel bağlamla bütünleşik bir süreç hâline getirir. Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi, tarih boyunca hem Türkiye’nin kültürel diplomasisine katkı sağlamış hem de farklı coğrafyalarda siyasi, ticari ve dini etkileşimlerle gelişmiştir. Göktürk ve Uygur dönemlerinden başlayarak Kaşgarlı Mahmut’un eserleri, Codex Cumanicus, Thatarisch Pater Noster gibi metinler, Osmanlı ve Avrupa’daki dil okulları ile 19. yüzyılda Redhouse’un çalışmaları, Türkçenin hem dil hem kültür boyutuyla öğretilmesine ve yayılmasına örnek teşkil etmiştir."
Mersin Başkan Seçer, turizm temsilcileriyle bir araya geldi Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin’in tanıtımında ortak hareket etmenin önemine vurgu yaparak, "İnsanları turizm alanında seferber edebilirsek hem sektöre hem ülke ekonomisine büyük bir kazanç olacaktır" dedi. Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile Mersinden Kadın Kooperatifi Başkanı Meral Seçer, 4. Uluslararası Tarsus Festivali kapsamında otel işletmecileri ve şehir dışından gelen turizm acentelerinin temsilcileriyle bir araya geldi. Tarsus’un otantik mekanlarından Elif Hatun Konağında düzenlenen toplantıda, Tarsus’un tarihi ve kültürel birikiminin çok zengin olduğunu ancak tanıtım konusunda yeterli ilerleme sağlanamadığını dile getiren Seçer, "Yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, acenteler, otelciler ve turizm alanında çalışan insanları seferber edebilsek hem sektöre hem ülke ekonomisine büyük katkı sağlanır" ifadelerini kullandı. "Büyükşehir olarak turizme desteğe dair ne istiyorsanız var" Turizm sektöründe birlikteliğin önemine değinen Seçer, "Bir arada olursak başaramayacağımız bir konu yok. Büyükşehir Belediyesinde turizme desteğe dair ne istiyorsanız var. Örnek Köy Projesi, Evimiz Atölye Projesi, Kilikya Yolu, Uzuncaburç kazısı, Taş Bina ve Karamancılar Konağı restorasyonları gibi birçok projeyi hayata geçirdik" diye konuştu. Seçer, turizm alanında önemli yatırımları Büyükşehir bütçesiyle yaptıklarını belirterek, "Bir kuruş dış destek almadan, tamamen kendi kaynaklarımızla yürütüyoruz. Amacımız Mersin’in uluslararası tanıtımına kalıcı katkı sağlamak" şeklinde konuştu. "Turizmde vizyon ortaya koyuyoruz" Belediye olarak turizm çalışmalarında vizyoner bir yaklaşım benimsediklerini vurgulayan Seçer, "Turizm Bakanlığı ana sorumluluğa sahip olsa da belediyeler destekleyici konumdadır. Biz de bu anlayışla Turizm Şube Müdürlüğü kurduk. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı üyesi olarak iletişim ağımızı Mersin’in potansiyeline hizmet edecek şekilde kullanıyoruz" dedi. Tarsus Festivalinin halk tarafından sahiplenildiğini belirten Seçer, "Tarsus Festivali halk tarafından yapıldığı için bu kadar kalabalık. TADEKA bu organizasyonun mimarıdır ve tüm detaylar Büyükşehir bünyesinde düşünülmüştür" ifadelerini kullandı. "Kent kültürünün gelişmesinde kadınların önemi büyük" Mersinden Kadın Kooperatifi Başkanı Meral Seçer ise kadınların kent kültürü ve turizmin gelişmesindeki rolüne dikkat çekerek, "Kadınlar kooperatifler aracılığıyla yerel ürünleri koruyor, kültürü yaşatıyor. Örnek Köy Projesi ve atalık tohum çalışmalarımız bu vizyonun bir parçası. Kadın kooperatiflerinin turizm alanında da desteklenmesi gerekiyor" diye konuştu. "Tarsus’u bölge ekonomisine kazandırmak istiyoruz" Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç ise kentin on bin yıllık tarihiyle el değmemiş güzelliğini koruduğunu belirterek, "Birliğe, beraberliğe ve dayanışmaya ihtiyacımız var. Tarsus’u Türkiye ve bölge ekonomisine kazandırmak için hep birlikte çalışıyoruz" dedi.
Antalya Antalya ’Ata’ için tek yürek oldu Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 87’nci yıl dönümünde Antalya ve Alanya ilçesinde düzenlenen törenle anıldı. Meydanlarda toplanan yüzlerce kişi, saat 09.05’te sirenlerin çalmasıyla birlikte Atatürk’e saygı duruşunda bulundu. Antalya Valiliği tarafından düzenlenen resmi törende, Atatürk Anıtı’na çelenk sunuldu. Sabahın erken saatlerinden itibaren meydanı dolduran vatandaşların büyük bölümü, Atatürk portreli tişörtler giydi. Bazı vatandaşlar ellerinde Türk bayraklarıyla, bazıları ise göğsünde Atatürk rozetiyle törene katılırken, saatler 09.05’i gösterdiğinde kentte hayat adeta durdu; araçlar korna çaldı, vatandaşlar saygı duruşuna geçti. Saygı duruşunun ardından hep birlikte İstiklal Marşı okundu, Türk bayrağı yarıya indirildi. Duygusal anların yaşandığı törende, kimi vatandaşların gözyaşlarını tutamadığı görüldü. Resmi törenin ardından çok sayıda meslek kuruluşu, sendika, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi, Atatürk Anıtı’na çelenk sundu. Gün boyu devam eden anma etkinlikleri kapsamında Atatürk Kültür Merkezi’nde Anma Programı ve Atatürk Kültür Merkezi Fuaye Salonu’nda fotoğraf sergisi düzenlenecek. Törene Antalya Valisi Hulusi Şahin, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Büşra Dirgen Özdemir, İl Garnizon Komutanı Tümgeneral Sinan Eren, il protokolü, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, öğrenciler ve yüzlerce vatandaş katıldı. Alanya’da araçlarından inip saygı duruşu Atatürk, ebediyete irtihalinin 87’nci yıl dönümünde Alanya’da düzenlenen törenle anıldı. Hükümet Meydanı’nda gerçekleştirilen törende, saat 09.05’te sirenlerin çalmasıyla birlikte hayat adeta durdu. Program, Atatürk Anıtı’na çelenk sunulmasıyla başladı. Ardından saat 09.05’te 2 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Saygı duruşu sırasında cadde ve sokaklarda vatandaşların araçlarından inerek Atatürk için saygı duruşuna geçtiği görüldü. Törenin ardından duygu dolu anlar yaşanırken, katılımcılar Atatürk’ü bir kez daha saygı, minnet ve özlemle andı. Törene Alanya Kaymakamı Şakir Öner Öztürk, Alanya Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik, Antalya İl Alay Jandarma Komutan Yardımcısı Albay Engin Burak Mindivanlı, Alanya İlçe Jandarma Komutanı Yarbay Hüseyin Direk, Alanya İlçe Emniyet Müdürü Mustafa Hilmi Özgönül, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, siyasiler, sivil toplum kuruluşu üyeleri, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katıldı.