SAĞLIK - 05 Eylül 2023 Salı 14:25

Portakal büyüklüğündeki tümöre başarılı operasyon

A
A
A
Portakal büyüklüğündeki tümöre başarılı operasyon

Azerbaycanlı hastanın kalp, omurga, nefes borusu, yemek borusu gibi birçok bölgesini etkileyerek şiddetli göğüs ağrısı ile birlikte nefes darlığı ve yemek yemekte zorluk çekmesine yol açan portakal büyüklüğündeki tümör, Samsun’da cerrahların ortak operasyonları ile alındı.


Şikayetlerinin dayanılmaz hale gelmesi üzerine Azerbaycan’dan Samsun’a geldiğini söyleyen 25 yaşındaki Azeri vatandaş Gülsüm Budagova’ya, VM Medical Park Samsun Hastanesi’nde “mediastinal tümör” teşhisi konuldu ve hayati organlara baskı yaparak yaşamını tehdit eden bu tümör başarılı bir ameliyat ile çıkarıldı. Budagova, geçirdiği bu operasyon ile artık normal yaşantısına geri döndüğünü ve hiçbir sorununun kalmadığını ifade etti. Budagova’nın ameliyatının masrafları "Oh Be Dünya Varmış Derneği’nin" kampanyası ile karşılandı.



“2 saatten fazla uyuyamıyor, kuru bir şey yiyemiyordum”


Azerbaycan’dan Samsun’a bin 285 kilometre yol gelerek hastalığına bir çare arayan Gülsüm Budagova, “Hastalığımın başlarında biraz nefes darlığım vardı ancak bu son günlerde daha çok arttı ve yemek yerken yutma güçlüğü de çekmeye başladım. Son zamanlarda kuru gıdaları yutabilmek için hemen ardından su içmek zorunda kalıyordum ve daha çok sıvı gıdalar tüketmeye özen gösteriyordum. Sonra bu rahatsızlık beni uyutmamaya başladı. 2 saatten fazla uyuyamıyordum. Sırt üstü yatamıyordum, sırtım çok ağrıyordu. Çok heyecanlanınca nefesim tutuluyordu ve kapalı yerlerde uzun süreli kalamıyordum. Duş alırken bayılıyordum. Ben bu rahatsızlığı ilk başta astım sandım. Ama birçok hastaneye gittiğim halde tam bir teşhis konulamadı. Sonra VM Medical Park Samsun Hastanesi’ne başvurdum. Buraya geldiğimde, şikâyetimin astım olduğunu söylediğimden önce astım testi yapıldı ve bir şey çıkmadı. Daha sonra yapılan ileri tetkiklerde, boynumdan başlayıp, göğüs boşluğuma doğru uzanan bir kitle saptandı ve yapılan biyopside kitlenin ’iyi huylu’ bir tümör olduğu anlaşıldı” dedi.



“6 ayda toparlarsın diyorlardı, 20 günde ayağa kalktım”


Kendisinin göğüs cerrahisi kliniğinden Prof. Dr. Güven Olgaç’a yönlendirildiğini ifade eden Budagova, "Başka hastanelere gittiğimde bana ‘ameliyat olursan yaşama ihtimalin çok düşük, felç olup yürüyememe ihtimalin de var’ deyip ilaç (kemoterapi) tedavisi önerdiler. Ancak Prof. Dr. Güven Olgaç bana tümörün ancak ameliyat ile tam olarak çıkarılabileceğini ve ameliyatın başarı ile sonuçlanma ihtimalinin yüksek olduğunu söyledi ve ameliyat olmaya karar verdim. Tümör, soluk borusu, şah damarı, kalp, yemek borusu, akciğer ve sırt omurgaları gibi benim hayati organlarıma çok yakın olduğu için ameliyatım çok riskli idi ama Güven hocam ve ekibindeki diğer hocalar sayesinde çok başarılı bir ameliyat geçirdim. Ameliyat sonrasında vücudumda kalıcı bir hasar oluşacağından çok korkuyordum, ama çok şükür öyle bir şey olmadı. Hatta sırt omurgalarıma platin takılmasına bile gerek kalmadı. Benimle çok iyi ilgilendiler. İyi olmam için ellerinden geleni yaptılar. Tüm ağrılarım geçti çok şükür. Normal hayatına ancak 6 ay gibi bir sürede dönersin diyorlardı, ama ben ameliyattan 10 gün sonra hastaneden çıktım ve 20. günde ayağa kalktım, dışarıya çıktım, sahilde yürüyüş bile yaptım. Yani umduğumdan daha çabuk toparlandım. Yemek yemem, yutkunmam, nefes almam, o dayanılmaz sırt ağrılarımdan eser kalmadı, her şeyim normale döndü. Ameliyat olalı 3 ay geçti, kontrollerimde olumsuz bir şey yok, şu an çok daha iyiyim” diye konuştu.



“10 gün içerisinde hastamızı taburcu ettik”


Prof. Dr. Güven Olgaç, “Hastamız bize başlıca nefes darlığı, yutma güçlüğü ve ciddi sırt ağrısı şikâyetleri ile başvurdu. Yaptığımız tetkikler sonucunda boyun bölgesinden başlayıp kalbine ve sırt omurlarına kadar uzanan, aynı zamanda nefes borusu ile yemek borusuna ciddi baskı oluşturan 12 santimlik bir kitle tespit ettik. Aldığımız biyopsi bize bu tümörün ‘iyi huylu’ olduğunu gösterdi ve hayati organlarda oluşturduğu ciddi baskı semptomları nedeniyle en iyi tedavi şeklinin cerrahi yöntem olduğunu bildiğimiz için ameliyat önerdik. Prof. Dr. Keramettin Aydın’ın önderliğinde Beyin Cerrahisi ekibimizin de katkıları ile beraber bu operasyonu gerçekleştirdik. Biz kitleyi şah damarı, kalp, akciğer, soluk borusu ve yemek borusundan ayırdıktan sonra beyin cerrahisi ekibimiz, kitlenin omurga ile olan yapışıklığını giderecek şekilde bir ameliyat gerçekleştirdi. Çok şükür, ameliyatı gayet başarılı oldu ve 10 gün içerisinde hastamızı taburcu ettik. Gülsüm şimdi ameliyat sonrası 3. ayında ve artık normal hayatına döndü diyebiliriz. Yaptığımız kontrollerde tümörün tamamen alınmış olduğunu ve önceden tümör basısına maruz kalan tüm hayati organların normale döndüğünü gördük” şeklinde konuştu.



“Omurgaya uzanan bölgede portakal büyüklüğündeki tümörün tamamını çıkardık”


Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği’nden Prof. Dr. Keramettin Aydın ise “Göğüs cerrahisi kliniği ile birlikte yaptığımız incelemelerde, kalbin arkasında omurgaya uzanan bölgede yaklaşık bir portakal büyüklüğünde kitle olduğunu gördük. Dünya Tıp literatüründe son derece nadir rastladığımız bu ameliyatı Göğüs Cerrahisi ekibimiz ile birlikte planladık. Ameliyat sırasında önce göğüs ön duvarını açtık ve daha sonra sırt bölgesinden ’torakotomi’ dediğimiz ek bir yaklaşımla tümörün omurga ile ilişkisini ortaya koyduk. Öngördüğümüz gibi tümörün sinir kaynaklı olduğunu tespit ettik ve ilişkili omurgaların sadece bir kısmını temizleyerek tümörün tamamını çıkarmamız mümkün oldu. Böylece hastamızın omurgasına, daha sonraki yaşamında sırt hareketlerini kısıtlayacak bir platin desteği koymak zorunda kalmadık. Multi-disipliner ‘çok-disiplinli’ yaklaşımla gerçekleştirdiğimiz bu ameliyat, bu yönüyle de bizim için çok tatmin edici oldu ve hastamız şu anda, aktif günlük yaşamını olumsuz etkileyen herhangi bir hareket kısıtlılığı olmaksızın normal şekilde yaşantısını sürdürebiliyor” açıklamalarında bulundu.



Portakal büyüklüğündeki tümöre başarılı operasyon

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Tarımsal girdi fiyatları yıllık yüzde 33,66 arttı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ekim ayına ilişkin Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) verilerini açıkladı. Buna göre Tarım-GFE, ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,04, geçen yılın aralık ayına göre yüzde 29,06, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 33,66 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 32,3 artış gösterdi. Ana gruplar incelendiğinde, bir önceki aya göre tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksi yüzde 2,12, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksi ise yüzde 1,57 yükseldi. Geçen yılın aynı ayına göre ise tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 34,79, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 27,19 artış kaydedildi. Alt gruplar bazında yıllık Tarım-GFE verilerine göre 6 alt grupta artış oranı ortalamanın altında, 5 alt grupta ise üzerinde gerçekleşti. Yıllık artışın en düşük olduğu alt gruplar yüzde 18,91 ile tarımsal ilaçlar ve yüzde 20,98 ile bina bakım masrafları olurken, en yüksek artış yüzde 64,33 ile veteriner harcamaları ve yüzde 47,39 ile gübre ve toprak geliştiricilerde görüldü. Aylık Tarım-GFE’ye göre ise 6 alt grup daha düşük, 5 alt grup daha yüksek değişim gösterdi. Ekim ayında aylık bazda artışın en düşük olduğu alt gruplar yüzde 0,09 ile enerji ve yağlayıcılar, yüzde 0,27 ile gübre ve toprak geliştiriciler olarak belirlendi. Buna karşılık, aylık artışın en yüksek olduğu alt gruplar yüzde 5,61 ile veteriner harcamaları ve yüzde 4,71 ile tohum ve dikim materyali oldu.
Ankara 7 ilde 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyon: 67 şüpheli yakalandı, 42’si tutuklandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya 7 ilde dolandırıcı, tefeci ve göçmen kaçakçısı 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik düzenlenen operasyonlarda 67 şüphelinin yakalandığını ve 42’sinin tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Jandarma KOM Daire Başkanlığı koordinesinde; İl Jandarma Komutanlıklarınca 7 ilde 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyonlar düzenlendi. Şüphelilerin; Denizli’de 30 ayrı iş yerinden organize şekilde hırsızlık yaptıkları, Yalova’da nitelikli dolandırıcılık suçunu organize şekilde yönettikleri, İzmir’de trafo ve enerji nakil kablosu hırsızlığı yaptıkları, Iğdır’da göçmen kaçakçılığı suçunu işledikleri ve Muğla’da tefecilik yaptıkları, Tekirdağ ve Şanlıurfa’da terör örgütüyle bağlantıları olduklarını söyleyip para talep ederek vatandaşları dolandırdıkları tespit edildi. Düzenlenen operasyonlar ile hesaplarında son 5 yıl içerisinde 251 Milyon Türk lirası hesap hareketi bulunan 67 şüpheliyi yakalandı. 42’si tutuklandı. 23’ü hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Diğer 2 şüphelinin işlemleri devam ediyor. Ayrıca operasyonlar sonucu çok sayıda dijital materyal ile muhtelif miktarda nakit para ve ziynet eşyası ele geçirildi.
Erzincan Erzincan’da soğuk hava nedeniyle sürüler yayladan indirildi Erzincan’da yüksek kesimlerde görülen kar yağışı ve soğuk havayla birlikte yaylalarda bulunan küçükbaş hayvan sürüleri donma tehlikesi nedeniyle merkeze ve köylere taşındı. İlkbahar aylarından itibaren yaylalarda kalan küçükbaş hayvanlar, hava sıcaklıklarının düşmesi ve kar yağışının başlamasıyla birlikte daha güvenli alanlara çekildi. Üreticiler, kış şartlarının ağırlaşması nedeniyle sürülerini Erzincan merkez ve çevre köylere indirerek ahırlara aldı. Kış boyunca hayvanların yem, saman ve arpa ile besleneceği öğrenildi. Üreticilerden İlhan Koyun, nisan ayı sonunda koyunlarını yaylaya çıkardıklarını belirterek, "Aylarca yaylada kaldık, süt ve peynir üretimi yaptık. Aralık ayının sonlarına doğru havalar sertleşince geri dönmek zorunda kaldık. Kış aylarında yem ve saman temini bizim için en büyük sıkıntı" dedi. Tulum peyniri üreticisi Özkan Beydili ise bahar aylarında çıktıkları yaylalarda aralık ayına kadar kaldıklarını ifade ederek, soğuk havanın etkisini artırmasıyla köylerine dönmek zorunda kaldıklarını söyledi. Beydili, hayvancılığın büyük emek ve fedakârlık gerektirdiğini vurguladı. Üretici Ferdi Kaya da ilkbaharda yaylaya çıkarılan koyunların yaz boyunca otlatıldığını ve peynir üretimi yapıldığını belirterek, "Hava şartları sertleşince dönüş hazırlıklarına başladık. Hayvanlar ilkbahara kadar yem ve arpa ile beslenecek" diye konuştu. Erzincan’da her yıl kış mevsimiyle birlikte yaşanan bu dönüş, bölgedeki küçükbaş hayvancılığın doğayla iç içe süren zorlu üretim sürecini bir kez daha gözler önüne serdi.