SAĞLIK - 24 Nisan 2024 Çarşamba 12:32

Uzm. Dr. Demirkan: “İş stresini yenmek için ‘hayır’ demeyi öğrenin”

A
A
A
Uzm. Dr. Demirkan: “İş stresini yenmek için ‘hayır’ demeyi öğrenin”

SAMSUN (İHA) – Psikiyatri Uzmanı Dr. Arda Kazım Demirkan, iş stresini yenmek için ‘hayır’ demenin önemi olduğunu söyledi.


Liv Hospital Samsun Psikiyatri Kliniği’nden Uzm. Dr. Arda Kazım Demirkan, sosyal yaşamda ve iş yerinde stres yönetimi ve öfkeyle başa çıkma konusunda bilgilendirmelerde bulundu. İş yaşamında çalışma ve yaşam dengesinin bozulması, artan işsizlik nedeniyle işten atılma korkusu gibi etmenlerin stresi artırdığını belirten Uzm. Dr. Arda Kazım Demirkan, “Ofis çalışanları, haftanın neredeyse tamamını iş yerlerinde geçirmektedir. Kimi zaman kişisel stresler bireyi iş yerinde zorlayabilir. Ancak stres oluşturan en önemli sorunlardan biri de kişiye kaldırabileceğinden fazla iş yükü verilmesidir. Bu yüzden size kapasitenizi ya da bilginizi aşacak düzeyde bir görev verildiğinde ‘hayır’ cevabını verebilmelisiniz” dedi.


İş yerindeki çalışma sürelerinin de bir stres kaynağı olduğunu vurgulayan Psikiyatri Uzm. Dr. Demirkan, “Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) 2017 raporuna göre 38 ülke arasında Türkiye yıllık en uzun çalışma saatleri sıralamasında 14. sırada yer almaktadır” diye konuştu. Çalışma saatlerinin dışında aile ve sosyal yaşamda stres oluşturan farklı konu ve sorunların da söz konusu olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Demirkan, “Yaşam şartları gereği insanlar gerçek hayatlarında kişisel ve çevresel birçok engelle karşılaşmaktadır. Örneğin, başarılı bir futbolcu sakatlanabilir, istediğimizden az paraya sahip olabiliriz veya evliliğimizde sorunlar olabilir. Bu ve benzeri durumlarda fiziksel ve duygusal sağlığımızı olumsuz etkileyen zorluklarla başa çıkmakta yetersiz kaldığımızda yaşadığımız psikolojik durum, ‘stres’ olarak tanımlanmaktadır” şeklinde konuştu.



“Fiziksel ve sosyal uyumsuzluk stres sebebi”


Bireyin yaşadığı fiziksel ve sosyal çevresinde meydana gelen uyumsuz durumlar sebebiyle, bedensel ve psikolojik olarak sınırlarının ötesinde sarf ettiği gayretin stresi meydana getirdiğini ifade eden Uzm. Dr. Demirkan, “Bir stres oluşturucu durumun diğerinden daha önemli olmasının nedenini belirli ölçülerde sezgisel olarak anlayabilmemiz için bazı önemli faktörler bulunmaktadır. Bunlar; stres oluşturucusunun şiddeti, kronikliği (ne kadar sürdüğü), zamanlaması, yaşamlarımızı ne kadar etkilediği, ne kadar öngörülebilir olduğu ve stres oluşturucunun ne kadar denetlenebilir olduğudur. Stres kaynakları çok yoğun ve güçlü olduğunda bireylerin kullanmış oldukları başa çıkma yöntemleri yetersiz kalınca krizler ortaya çıkabilir. Stres ile krizi birbirinden ayıran bazı faktörler vardır. Krizde bireylerde travma ya da kriz oluşturan durum kişinin olaylarla başa çıkma kabiliyetini aşmaktadır. Streste ise bireyin başa çıkma kabiliyetinin aşılması şart değildir. Bireylerin yaşamlarındaki değişimler ne ölçüde hızlı gelişirse, yaşanacak stres de o kadar büyük olmaktadır. Rol ve görev tanımlarındaki belirsizlik, roller arası çatışma, bireyler arası çatışma, sorumluluk, katılım, iş güvenliği, yönetim şekli, iş stresi, bireyin iş ile ilgili olan durumları, iş süreçleri ve iş yerindeki diğer çalışanlarla etkileşim sonucu ortaya çıkan psikolojik ve fizyolojik dengenin bozulması olarak tanımlanmıştır” ifadelerini kullandı.



“Hayır demeyi öğrenin”


İş yaşamında çalışma ve yaşam dengesinin bozulması, artan işsizlik nedeniyle işten atılma korkusu gibi etmenlerin de stresi artırıcı unsurlar olarak belirtildiğini vurgulayan Demirkan, şunları söyledi:


“Yoğun stres artışının üretkenliği azaltarak ekonomiye olan yükün artmasına, işe gelmeme ve hasta olduğu halde işinin başında olma durumuna neden olduğu, bunun da iş motivasyonu ve performansta azalmaya, sık birim değiştirme gibi olumsuz çalışma yaşantısına sebebiyet verdiği belirtilmiştir. Ofis çalışanları haftanın neredeyse tamamını iş yerlerinde geçirmektedir. Kimi bireyler haftanın ilk günü olan pazartesiye mutlu, heyecanlı başlarken kimileri de pazartesi gününe isteksiz başlamaktadır. Ancak bu konunun gün ile bir ilgisinin olmadığını kabullenerek, kişisel streslerimize çözüm arayışı getirmeliyiz. Bir diğer önemli husus da iş yerlerinde bazen çalışanlara kaldırabileceklerinden fazla iş yükü verilmesidir. Bu nedenle, size kapasitenizi ya da bilginizi aşacak düzeyde bir görev verildiğinde ‘hayır’ cevabını verebilmeniz önemlidir.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Ergan Dağı sezon için gün sayıyor: Gözler cumartesi gününde! Erzincan’ın kış turizm merkezi Ergan Dağı, 2025-2026 sezonuna "merhaba" demek için hazırlıklarını tamamladı. Üst kesimlerde kar kalınlığı 45 santimetreyi bulurken, kayak pistlerinin açılması için cumartesi günü beklenen yoğun yağışa kilitlenildi. Erzincan Valiliği ve İl Özel İdaresi’nin yatırımlarıyla Türkiye’nin önemli kayak merkezlerinden biri haline gelen Ergan Dağı Kayak Merkezi’nde yeni sezon heyecanı yaşanıyor. Eşsiz Munzur manzarası ve yüksek kar kalitesiyle macera tutkunlarının gözdesi olan merkez, tam kapasite hizmet vermek için son hazırlıklarını yapıyor. Suni karlama ve doğal yağış beklentisi Bu yıl Ergan’ın üst kesimlerinde kar kalınlığı 45 santimetreye kadar ulaşmasına rağmen, alt pistlerde henüz beklenen seviyeye ulaşılamadı. Kayakseverlerin mağdur olmaması adına ekipler, geceleri hava sıcaklığının düşmesiyle birlikte aralıksız suni karlama çalışması yürütüyor. Meteoroloji verilerine göre cumartesi günü beklenen yoğun kar yağışıyla birlikte sezonun açılması hedefleniyor. Macera üst kesimlerde başladı Pistler henüz açılmasa da adrenalin tutkunları Ergan’ın tadını çıkarmaya başladı. Kar üstü araçlarla yapılan turlar ve üst kesimlerdeki snowboard etkinlikleri ilgi görüyor. Ekstrem sporcusu ve Ergan Dağı Genel Koordinatörü İhsan Bayık, üst bölgelerde karın keyfini süren ziyaretçilerin büyük bir heyecan yaşadığını belirterek, tüm hazırlıkların 2025-2026 sezonunu dolu dolu geçirmek üzere yapıldığını kaydetti. Kış turizminin yeni rotası Modern tesisleri, farklı zorluk derecelerindeki uzun pistleri ve kristal kar yapısıyla dikkat çeken Ergan Dağı; kayak, snowboard ve kızak imkanlarıyla sadece Erzincan’ın değil, bölgenin önemli çekim merkezi olma özelliğini sürdürüyor.