YEREL HABERLER - 11 Temmuz 2017 Salı 13:13

Davul-zurna şov

A
A
A
Davul-zurna şov

Yaz aylarına girilmesi ile birlikte, Sinop’ta köy düğünlerinde davul-zurnacılar şovlarıyla dikkat çekiyor.

Yaz aylarına girilmesi ile birlikte, Sinop’ta köy düğünlerinde davul-zurnacılar şovlarıyla dikkat çekiyor.


Kış boyunca evlerinde sakladıkları davulları görücüye çıkaran davul-zurna ekipleri düğünlerin vazgeçilmezi oluyor. Davul-zurna çalarak hayatlarının kazanmaya çalışan ekipler, bu yaz ayından bir hayli ümitli olduklarını ifade etti. Düğün sezonu dışında Ramazan ayında da çalışan davulcular sahur vakti davullarıyla sokaklara çıkarak maniler eşliğinde vatandaşları sahura kaldırıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Parkinson dopamin eksikliği sebebiyle ortaya çıkıyor Genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkan Parkinson hastalığının, günlük yaşamı çok zorlaştırdığına dikkat çeken Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hakan Seçkin, “Beyin pili tedavisiyle çok başarılı sonuçlar alınıyor. Özellikle hastaları ileri derecede rahatsız eden titreme, kasılma, yavaşlama gibi sorunlar önemli ölçüde kontrol altına alınabiliyor” dedi. Acıbadem Bursa Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hakan Seçkin, Parkinson hastalığının beyinde dopamin adı verilen bir maddenin eksilmesiyle oluştuğunu ve genellikle ileri yaşlarda ortaya çıktığını söyledi. Parkinson’un temel başlangıç belirtisinin elde veya bir vücut yarısında titreme olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Seçkin “Hastada eşlik eden bir duruş bozukluğu olarak öne eğik durma ya da yürürken kolunu sallamama görülebilir. Bir diğer belirti hareketlerde yavaşlama olmasıdır. Hasta günlük işlerini yaparken zorlanır. Yemek yerken, bir tarafa dönerken, yavaşlama söz konusudur ve bunlar güçlükle yapılır. Hastada kas sertliği mevcuttur. Hastalar küçük harflerle ve okunaksız yazarlar. Yürürken yavaş ve öne doğru eğilerek yürürler. Sesleri kısıktır ve yutma zorluğu gelişebilir” diye konuştu. “İlaç tedavisiyle başlanır” Bu belirtileri gösteren ve yaşam kalitesi olumsuz yönde etkilenen hastaların bir nöroloji uzmanına başvurmasını tavsiye eden Prof. Dr. Seçkin nöroloji uzmanlarının hastalığın başlangıçtaki tıbbı tedavisini yani ilaç tedavisini uygulayacaklarını ifade etti. Bu hastalıkta esas sorunun beyindeki bir maddenin eksikliği olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Seçkin “Sorun dopamin eksikliğinden kaynaklandığı için hastalar ilaç tedavisine iyi cevap verirler ve pek çok hastayı ilaç tedavisi ile özellikle hastalığın başlangıcında tedavi etmek mümkündür. Hastalık ilerlediğinde ve ilaçlara yanıt alınamaz ise veya ilaçların hastanın gündelik yaşamını olumsuz etkileyen yan etkileri ortaya çıktığında cerrahi tedavi devreye girer” dedi. “İlaç tedavisi yeterli olmuyorsa cerrahi tedavi uygulanabilir” Cerrahi tedavi için uygun olduğu düşünülerek sevk edilen hastaların nöroloji ve psikiyatri uzmanları ile beraber değerlendirildiklerine değinen Prof. Dr. Seçkin hastanın ameliyat öncesi hastalık durumunun çeşitli ölçeklerle puanlandığını ve video çekimleri ile kayıt altına alındığını anlattı. Hangi hastaların cerrahi tedaviye uygun olduğunu ise şu sözlerle açıkladı; “Parkinson hastalığında cerrahi için genelde tanısı kesinleşmiş, hastalık yaşı 5-7 yıl arası olan ve belirgin engelleyici psikiyatrik sorunu olmayan hastalar seçilir. Hastalar tıbbi tedaviye yanıt vermiyor iseler veya tedavi edici dozlarda motor veya psikiyatrik yan etkiler ortaya çıkıyor ise bu hastalar cerrahiye adaydır. Cerrahi için hastanın genel durumuna ve eşlik eden hastalıkların olup olmamasına da dikkat etmek gerekir." “Özel bir çerçeveyle beyinden görüntü alınır” Prof. Dr. Seçkin cerrahi işlemden önce ayrıntılı beyin manyetik rezonans görüntülemesi yapıldığını; işlemin yapılacağı günün sabahında hastanın başına yerleştirilen özel bir çerçeve ile beyin tomografi görüntülerinin alınacağını; ardından bu görüntülerin önceki görüntülerle bilgisayarda birleştirileceğini ifade etti. “Birleştirilen görüntüler üstünde beyin içinde hedef nokta olarak belirlenen noktaların üç boyutlu koordinatları elde edilir. Ameliyathanede hasta uyanık iken lokal anestezi eşliğinde beyin içindeki hedef noktalar özel elektrotlar yardımı ile belirlenir ve ardından kalıcı elektrotlar yerleştirilir. Ameliyatın son kısmında hasta genel anestezi altında uyutulur ve göğüs bölgesinde cilt altına ileri teknoloji ürünü olan bir pil yerleştirilerek beyin içine yerleştirilmiş olan elektrotlara bağlanır” diyen Prof. Dr. Seçkin toplam işlem süresinin 5-6 saat olduğu bilgisini verdi. Cerrahi ile oldukça başarılı sonuçlar alındığının altını çizen Prof. Dr. Seçkin özellikle hastaları ileri derecede rahatsız eden eden titreme, kasılma, hareketlerde yavaşlama, istemsiz hareketler gibi belirtilerin önemli ölçüde kontrol altına alınabileceğini; hastanın muayene belirtiler ile uyumlu olarak uygulanan elektrik akımının şiddeti ve düzeninin cilt üzerinden özel cihazlarla ayarlanabileceğini dile getirdi. Dopamin içeren besinler neler? Dopamin içeren ve dopamine destek olan besinler arasında yoğurt, peynir, balık, hindi ve tavuk eti yer alırken, ayrıca muz, çilek, karpuz, kuru erik ve yaban mersini de dopamini dengeleyen ve mutluluk veren besinler olarak biliniyor. En iyi dopamin kaynaklarından biri de meralarda otlayan tavuk, hindi, kuzu ve sığırların etleri. Protein, antioksidanlar ve esansiyel yağ asitleri bakımından zengin olan bu besinler enflamasyonun önüne geçerek nöronlar arası iletişimi iyileştiriyor.
İstanbul (ÖZEL) senyurt’ta küçük kız çocuğunu darp eden market sahibi, annesinin önünde böyle dans etti Esenyurt’ta aldığı suyun parasını vermediğini iddia eden market sahibi, 12 yaşındaki kızı darp etti. Eve ağlayarak gelen kızı gören annesi markete giderek kendisinden şikayetçi olacağını söyleyip adamı cep telefonuyla kayda aldı. Market sahibi önce dans etmeye ardından ise anneye vurmaya başlarken şahıs polis ekiplerince karakola götürüldü. Olay, dün öğle saatlerinde Zafer Mahallesi’ndeki bir markette meydana geldi. İddiaya göre 12 yaşındaki yabancı uyruklu B.B. isimli kız çocuğu, okulundan çıkarak marketten su aldı. Dışarı çıkacakken market sahibi Ş.S., kıza suyun ücretini ödemediğini söyleyerek bileğine ve yüzüne şiddet uyguladı. Korkudan ağlayan kız eve geldiğinde durumu annesine anlattı. Kızı ile markete tekrar giden anne C.B., adamdan şikayetçi olacağını kendisine söyledi. Kadın, cep telefonu ile adamı videoya çekerken market sahibi ise hakaretler savurarak dans etmeye başladı. Bir süre sonra adam, kadına da vururken ihbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Ş.S. polis ekiplerince gözaltına alınarak karakola götürülürken şahsın dans ettiği ilginç anlar ise cep telefonu kamerasıyla saniye saniye görüntülendi. Olayla ilgili konuşan Anne C.B. “Kızım bugün eve geldiğinde gözlerinin kırmızı olduğunu gördüm. Onun ağladığını anladım. Ne olduğunu sorduğumda ise su aldığında yaşadığı durumu anlattı. Neden ilk başta söylemediğini sorduğumda ise ‘Ben burada yabancıyım. O yüzden korkuyorum’ dedi. Ben benim oturma iznimin olduğunu söyledim ve beraber markete konuşmak için gittik. Market sahibine ‘Neden kızıma böyle yaptın? Sen kimsin?’ dedim. Kızımın hırsız olduğunu söyledi. ‘Kızıma para lazım değil ki. Ben her gün ona para veriyorum. Aldığı suyun parasını ödedi. Neden böyle yapıyorsun’ dedim. Bir şey içmiş gibiydi. Hareketler yaptı ve dans etti. Ben de onu videoya çekerek görüntülerini polise vereceğimi ve ondan şikayetçi olacağımı söyledim. Telefonu kapatıp çantama koyduktan sonra o adam benim yüzüme vurdu ve ben düştüm. Düştükten sonra da kızıma vurdu. Daha sonra oradan ayrılıp kızımın okuluna gittik. Orada bir öğretmene söyledik ve polisi aradı. Polis ekipleri geldi. Daha sonra da karakola giderek şikayetçi oldum. Sonra da kızımla hastaneye gittik. Çok korkmuştum. Polis ekiplerine teşekkür ederim. Hemen polis geldi” dedi. Yaşadığı olayı anlatan B.B. ise “Marketten su aldım. Market sahibi bana parasını ödemediğimi söyledi. Ama ben parasını vermiştim. Bileğimi tuttu ve 3 kez yüzüme vurdu. Zaten orada başkaları da vardı. Olaydan sonra eve geldim ve anneme söyledim. Sonra annemle oraya gittik. Annem video çektikten sonra ona vurdu ve annem düştü. Daha sonra da benim kafama vurdu. Polise söyledik ve adamı aldılar” diye konuştu.
Bursa Evleneceklere özel mobilya fırsatları Wobilimoda Mobilya AVM, yaz ayının başlamasıyla birlikte evleneceklere özel indirim ve fırsatlar sunmaya devam ediyor. Düğün paketleri ve yaz indirimleriyle dikkat çeken Wobilimoda, 124 firmanın öncülüğünde İnegöl’de faaliyet gösteren mobilya AVM’si olarak yaza hazır olduğunu duyurdu. AVM Genel Müdürü Sedat Beşiktepe, "Evlenecek çiftler için hazırlanan özel düğün paketleri, hem kaliteyi hem de şıklığı bir araya getirdi. Mobilya sektöründe modayı takip eden ve yenilikçi ürünleriyle ön plana çıkan mağazalardan oluşmaktayız. Yaz kampanyasıyla misafirlerimize geniş bir ürün yelpazesi sunuyoruz. Oturma gruplarından yatak odası takımlarına, yemek odası takımlarından aksesuar ve dekorasyon ürünlerine kadar pek çok farklı ürün mağazalarımızda yer alıyor. Her zevke ve bütçeye uygun seçenekler sunan Wobilimoda, evlenecek çiftlere evlerini istedikleri gibi döşeme fırsatı sunuyoruz. Mağazaların kendine özgü özel düğün paketleriyle bu yaz da fark oluşturmayı hedefliyor" dedi, Her biri kendi alanında uzman olan bu firmalar, vatandaşlara en iyi hizmeti sunmak için mağazalarını özenle hazırladığını belirten Beşiktepe, "EBu yaz, mobilya alışverişinde modayı takip etmek ve en uygun fiyatlarla kaliteli mobilyalara sahip olmak isteyenler için Wobilimoda Mobilya AVM, kaçırılmayacak fırsatlarla dolu. Evlenecek çiftler için özel olarak hazırlanan düğün paketleri, hem şıklığı hem de ekonomiyi bir araya getiriyor" diye konuştu.
Bursa (Özel) İmralı Adası, Karacabey Longozu ve Arap Gölü tehdit altında Uludağ’ın güney yamaçlarından doğup Bursa ovasını 172 kilometre kat ettikten sonra Marmara Denizine dökülen Nilüfer Çayının kirliliği artık sadece ovadaki tarım alanlarını değil, dünyanın sayılı güzelliklerinden Karacabey Longozu Arap gölü ve İmralı Adası’nı da tehdit ediyor. Bursa ve Karacabey ovalarının koynunda zehirli bir yılan gibi çevreyi tehdit etmeye devam eden Nilüfer Çayı’nın gökyüzünden çekilen görüntüsü bir akarsudan çok sıcak asfalt dökülen karayolunu andırıyor. Uludağ’ın güneyinden akan ve Bursa ovasını tek başına besleyen Nilüfer Çayı zehir saçıyor. Yılın belirli dönemlerinde balık ölümlerinin de yaşandığı çaydan alınan numune suyun görüntüsü petrolü andırıyor. Bölge sakinleri 30-40 yıldır sanayileşmenin artmasıyla aynı sıkıntının yaşandığını dile getirirken, her gelen yerel yöneticinin söz verdiğini ancak çözüm üretilemediğine dikkat çekiyor. Bursa’da tarım alanlarının sulanmasıyla ilgili önemli su ihtiyacını karşılayan Nilüfer Çayı’nın rengi, sanayileşme nedeniyle adeta katrana döndü. Kilometrelerce uzunluğuyla tarım alanlarının vazgeçilmez su kaynağı olan çayda bazı zamanlarda toplu balık ölümleri görülüyor. Geçtiği güzergah boyunca çok sayıda fabrikanın kimyasal ve boya atıklarıyla kirlenen Nilüfer Çayı’nın suyu Bursa ve Karacabey Ovalarını suluyor. Simsiyah suyla tarımsal sulama yapılması milyonlarca insanın sağlığını tehlikeye atıyor. 30 sene öncesi dereden su içtiklerini belirten bölge halkı bir zamanlar 15-20 kiloluk yayın balığı yakaladıkları derede artık kurbağaların bile yaşamadığını aktarıyor. Sulama yaparken dere suyu yerine artezyen kuyu suyu kullandığını belirten Karacabey’in Çeşnigir Mahallesinden çiftçi Behçet Yüncü, "Balığı geçtik zaten kaplumbağa, kurbağa bile kalmadı derede. Biz burada tuttuğumuz balığın büyük bir bölümünü çaya geri salardık. Aşırı bir koku ve kirlilik var artezyen kuyusu kullanamayanlar var onlar dere suyu ile sulama yapıyor o da ne oluyor pazar tezgahlarında satılan ürünlere ve dolayısıyla bizlere geçiyor. Hiç bir türlü akarsuyu kullanamıyoruz. Bölge çiftçileri olarak mağduruz" dedi. Her sabah Ekinli köyünden Karacabey ilçe merkezine işçi getirip götüren Ekrem Erep te her sabah köprüden geçerken işçilerle birlikte burunlarını tıkadıklarını belirtti. Çayın son 20 yılda maruz kaldığı fabrika atıkları sebebiyle kullanılamaz hale geldiğini ifade eden Mümin Üner ise derenin havadan sıcak asfalt dökülen bir karayoluna benzediğini söyledi. Üner, "Dedelerimizin, babalarımızın Nilüfer Deresi dediği akarsuyu; atık su gideri gibi gösteriyorlar. Kimse bir şey yapmıyor, herkes olanlardan memnun. Sesimizi duyan, bir dokunan, bir dikkate alan olursa buranın temizlenmesi herkes için çok faydalı olacaktır" diye konuştu. 77 yaşındaki Hüsamettin Özgeç ise "Çocukluğumuzda bu derede kara balık yakalayıp satardık. Ama şimdi sadece lağım gibi akıyor. Mahsulleri suluyorsun, mahsuller toprağın üzerinde bayılıyor. Ama kim sorarsa organik. Derenin suyu ile sulanan meyveler zehir gibi acı" dedi. Longoz ormanları tehlike altında Aynı bölgede çiftçilik yapan İlhan Güven ise Nilüfer Çayı’nın ileriki tarihlerde longoz ormanlarının kurumasına sebep olacağını iddia etti. Güven, Bunu yetkililer duyar da el atarsa, longoz ormanlarını da kurtarmış oluruz. Görüntüsü petrolü andırıyor, yağmur yağdığında temiz gibi görünse de pislik yine akmaya devam ediyor. Yaz aylarında köylerde kokudan durulmuyor. Eylül, ekim aylarında burada çok fazla balık ölümü gerçekleşti. "Derede balık avlamak yasak" deniliyor ama toplu ölümlere gelince kimse sesini çıkarmıyor” ifadelerini kullandı. Öte yandan Uludağ’ın güney yamaçlarından doğup Bursa ovasını 172 kilometre kat ettikten sonra Karacabey Boğazı’ndan Marmara Denizi’ne dökülen Nilüfer Çayının Longoz ile Arap Gölü arasında ve İmralı açıklarında yol açtığı kirlilik havadan görüntülendi. Ayrıca Bursa’dan fabrika atıkları ile birlikte kirlenerek simsiyah gelen Nilüfer Çayının, Susurluk Çayı ile birleştiği bölge ve aradaki renk farkı da gökyüzünden görüntülendi. Geçtiğimiz gün Gemlik Körfezi ile Marmara Denizinin güney kıyılarında yer yer görülen müsilaj tabakaları fabrika atıklarıyla kirlenip denize dökülen akarsuların sebep olduğu çevre katliamlarını bir kez daha akıllara getirdi.
Denizli Denizli İhracatı Yüzde 14,8 arttı DENİZLİ (İHA) – Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) Başkanı Hüseyin Memişoğlu, yazın bereketiyle geldiğini belirterek; “Yüzde 14,8’lik artışla, Haziran 2022’den bu yana en yüksek aylık ihracat gerçekleşti” dedi. Mayıs ayı ihracat verileri açıklandı. Ülkemiz ihracatı yüzde 11,4 artışla 24,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. TİM tarafından açıklanan Denizli ihracatı yüzde 14,8 artışla 416 milyon dolar seviyesinde seyrederken, Denizli İhracatçılar Birliği’nce kayda alınan ihracat yüzde 25,8 artışla 348 milyon dolar oldu. Denizli ihracatının mayıs ayında ulaştığı bu değer, 2022 yılının haziran ayından bu yana aylık bazda en yüksek ihracat olarak kayıtlara geçti. Ocak-Mayıs döneminde ise Denizli ihracatı yüzde 3,5 oranında artışla 1,8 milyar dolar seviyesinde kaydedildi. Denizli’nin ihracat rakamlarını değerlendiren DENİB Başkanı Memişoğlu, “Bilindiği gibi, özellikle son aylarda kurlar neredeyse sabit seyrediyor. Kurlarda yaşanan bu seyir, girdi maliyetlerindeki yükselişin altında gerçekleşiyor. Uluslararası kurumların ABD Doları/TL yılsonu tahminleri sene başından bu yana aşağı yönlü revize ediliyor. Enflasyonun altında olan kurlardaki artış oranının ve seyrin rekabetçiliğimizi etkilediğini söyleyebiliriz. Benzer şekilde Euro/Dolar paritesindeki seviyeler de ihracatçı için avantaj sağlamıyor. Buna rağmen, ihracatçılarımız ihracata konu ürün çeşitliliği ve pazar sayısı bakımından fark oluşturmaya devam ediyor. Bu durumu ihracatçılarımızın dinamizmine ve tecrübesine bağlıyoruz. Her birine bir kez daha ayrı ayrı teşekkürlerimizi sunuyoruz. Mayıs ayında önde gelen sektörlerimizin tamamında ihracat arttı” dedi. Alternatif sektörlerdeki çarpıcı artışlar dikkat çekti Sektörler hakkında değerlendirmede bulunan Başkan Memişoğlu, “Mayıs ayında Denizli ihracatını sektörel olarak değerlendirdiğimizde; tekstil-konfeksiyon ihracatının yüzde 7,5 artışla 133 milyon dolar, elektrik-elektronik ihracatının yüzde 20,3 artışla 82 milyon dolar, demir-demir dışı metaller ihracatının yüzde 31,1 artışla 67 milyon dolar, tarım ihracatının yüzde 8 artışla 30 milyon dolar, madencilik ihracatının ise yüzde 3,7 artışla 27 milyon dolar olduğunu görüyoruz. Mayısta 14 sektörümüz ihracatını artırırken; otomotiv endüstrisindeki yüzde 65, kuru meyve sektöründeki yüzde 42, hububat-bakliyat-yağlı tohumlar sektöründeki yüzde 37, fındık mamullerindeki yüzde 27, makine sektöründeki yüzde 19 oranındaki çarpıcı artışlar dikkat çekti” diye konuştu. Zirve yine İngiltere’nin En çok ihracat yapılan ülkelere de değinen Memişoğlu, şöyle konuştu: “Denizli’nin mayıs ayı ihracatını ülke bazında değerlendirdiğimizde lider konumda olan İngiltere’ye ihracatımız yüzde 29,4 artışla 57,1 milyon dolar olarak kaydedildi. İkinci sıradaki Almanya’ya ihracatımız yüzde 17,7 artışla 40,3 milyon dolar, ABD’ye ihracatımız yüzde 10,1 artışla 37,5 milyon dolar, İtalya’ya ihracatımız yüzde 35,8 artışla 35,7 milyon dolar, Hollanda’ya ihracatımız yüzde 11 artışla 21,8 milyon dolar olarak gerçekleşti. Mayıs ayında Denizli’den Mısır, İsveç ve Libya’ya olan ihracat artışları dikkat çekti.Ülkemiz ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,7 oranında büyüdü. Büyümeye net ihracat 1,6 puan katkı verdi. Küresel talepteki toparlanmayla birlikte, uluslararası rekabetçiliğimiz artıracak etkenlere odaklandıkça ihracatımızın büyümeye olan katkısını daha da artıracağını net bir şekilde ifade edebiliriz" Hometex Fuarı’na Denizli bir kez daha damga vurdu DENİB olarak Denizli ev tekstilini tanıtmaya devam ettiklerini kaydeden Başkan Memişoğlu, "21-25 Mayıs 2024 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezinde düzenlenen Hometex 2024 Fuarı’nda Denizli’den 103, Uşak’tan 6 olmak üzere Denizli İhracatçılar Birliği üyesi toplam 109 firma katılımcı olarak yer aldı. Üye firmalarımız ev tekstili sektöründe dünyanın önemli oyuncularını ağırladı ve sürdürülebilir üretim anlayışıyla ve kaliteyle oluşturdukları farkı çeşitli ülkelerden gelen alıcıların beğenisine sundu. Biz de Denizli İhracatçılar Birliği olarak Turkish Towels markamızla fuarda bir kez daha yerimizi alarak Denizli ev tekstili sektörünü tanıttık. Öte yandan, üye firmalarımız Turkish Towels standımızda toplantı organizasyonlarını da gerçekleştirdiler. Haziranda İngiltere heyeti organize edeceğiz ve Cezayir’de fuara katılacağız. 25 – 28 Haziran 2024 tarihleri arasında İngiltere / Londra’da gerçekleştirilecek olan Denizli Ev Tekstili Sektörü URGE projesi kapsamında Yurt Dışı Pazarlama Programına Denizli’den 12 firmamız katılım sağlayacak. İkili iş görüşmeleri şeklinde organize edilen heyette, firmalarımız pazar araştırması yapma imkânı da bulacak. Aynı tarihlerde Cezayir’de gerçekleştirilecek olan ve Türkiye’nin “Onur Konuğu Ülke” olarak yer alacağı 55. Foire Internationale d’Alger (FIA) – Cezayir Uluslararası Genel Ticaret Fuarı’na Denizli İhracatçılar Birliği olarak info stant ile katılım gerçekleştirerek ihracatçı sektörlerimizi tanıtacağız” ifadelerini kullandı.