GENEL - 04 Ocak 2018 Perşembe 13:10

Sinoplu denizle barışıyor

A
A
A
Sinoplu denizle barışıyor

2007 yılında sit alanı ilan edilen Sinop sahilleri, yürütülen çalışmalar ve yapılan araştırmalar neticesinde 21 Aralık 2017 tarihinde Samsun Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu tarafından sit alanı olmaktan çıkarıldı.

2007 yılında sit alanı ilan edilen Sinop sahilleri, yürütülen çalışmalar ve yapılan araştırmalar neticesinde 21 Aralık 2017 tarihinde Samsun Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu tarafından sit alanı olmaktan çıkarıldı.


İl Kültür ve Turizm Müdürü İrfan Göz, Sinop’a engel teşkil eden sitin kaldırıldığını belirtti. Göz yaptığı açıklamada, “Neticede biz Sinop Üniversitesi iş birliğiyle bu yasaklı bölgelerin tespiti, dalışı yasak bölgelerin tespiti, daraltılması ve sitin kaldırılması noktasında çalışmamızı başlattık. Daha önce 9 Eylül Üniversitesi birkaç tane burada bu çalışmayı yapmış ama neticelendirememişti. Bize nasip oldu bunu neticelendirmek. Müze Müdürlüğü başkanlığında yapılan çalışmada bu sitin kaldırılması ile ilgili bilimsel bir rapor hazırlandı. Bu rapor Samsun Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kuruluna gönderildi. Çünkü siti Samsun Bölge Kurulu koymuştu, bunu kendisi kaldırdı. Bilimsel bir çalışma yapıldı, kurula sunuldu. Neticede kurul da bu çalışmayı uygun gördü ve bu şekilde daha önce 10 yıl önce konulmuş siti kaldırdık” dedi.



“’Sit’te deniz yasaklıydı”


Sitin kaldırılmasının önemine değinen İrfan Göz, “Sitin kaldırılması Sinoplunun artık denizle barışması demektir. Yatırımcının Sinop’a gelmesi demektir. Sinop’un turizm alt yapısını hızlı bir şekilde tamamlaması demektir. Çünkü sit olduğu zaman siz hiçbir şey yapamazsınız. Ne otel yapabilirsiniz ne rıhtım yapabilirsiniz ne marina yapabilirsiniz ne denize dalabilirsiniz ne de yüzebilirsiniz. Neticede deniz size yasaklıdır, gözünüzün önündeki denize sadece bakabilirsiniz. Herhangi bir şekilde faydalanamazsınız demektir. Biz bu durumun ortadan kaldırılmasının elzem olduğuna inanarak bu çalışmayı yürüttük ve neticede 21 Aralık 2017 tarihinde Samsun Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından yapılan çalışma kabul edildi ve şu anda sit yasağı kaldırıldı” diye konuştu.



“Sinop Türkiye’de 2. dalış merkezi olmaya aday bir yer”


Göz, şunları söyledi:


“Bugün ülkemizde sadece Bodrum’da bir dalış merkezi vardır, başka yoktur. İnşallah burası Karadeniz’de ilk dalış merkezi ve Türkiye’de de 2. dalış merkezi olmaya aday bir yerdir. Bu sitin kaldırılmasından sonra buranın dalış merkezi olması noktasında da girişimlerimizi tamamlayacağız. Dalışa yasak bölgelerimiz vardır. Dalışa yasak bölgeleri 1992 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla konulduğu için bu dalışa yasak bölgelerin kaldırılması Bakanlar Kurulu kararıyla olacaktır. İnşallah bunu da en kısa zamanda çözdüğümüzde artık denizin kucakladığı, denizle kol kola olan, sokakları deniz kokan Sinop denizi ile barışık şekilde yaşayacaktır diye düşünüyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Karslı vatandaştan duyarlı davranış Ermeni-Türk harbinde Kars’ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi. Tarihi Benli Ahmet İstasyonu’nda dört tarafı duvarla çevrili olan Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının anıt mezar haline getirilmesini isteyen vatandaşlar, mezarlıkta 5 ayrı mezarın bulunduğuna dikkat çekerek mezarın olduğu bölgenin koruma altına alınması gerektiğini veya buraya anıt mezar yapılmasını istedi. Kars’ın en işlek caddelerinden birisi olan Faikbey Caddesi’ne ismi verilen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının tarihi istasyonda bulunduğunu ifade eden vatandaşlar, "Kars ve civarının Ermenilerden geri alınması için yapılan harekat esnasında 12. Tümen, 36. Alay 1’inci tabur komutanı yüzbaşı Faik bey 14 Ekim 1920 tarihinde Ermeni-Türk harbinde, Berne (Koyunyurdu) Köyü’nün doğusundaki tepede birliğin başında olduğu sırada çarpışmalarda şehit düştü. Ben de her sene geliyorum. Otlarını temizliyoruz, bayrağını taktık. Her yıl bu ayalarda gelip buranın bakım ve onarımı yapıyorum" dedi. Duyarlı vatandaş daha sonra Yüzbaşı Faik Bey’in bulunduğu mezarın etrafını temizledi, mezarın üzerinde bulunan ağaç parçalarını ve istenmeyen otlarını topladı, mezarlığın içerisindeki bayrağı değiştirdi. Şehitlere dua eden vatandaş daha sonra bölgeden ayrıldı.
Antalya Eşinden para istedi, ’param yok’ cevabını alınca hayatı değişti, kendi işinin patronu oldu Kocası harçlık vermeyince kendi dükkanını açan kadın, 36 yıldır mesleğini icra ediyor. Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan Fahriye Altınkaynak, 36 yıldır hayali olan olan terzilik mesleğini sürdürüyor. Altınkaynak, terziliğe hobi olarak başladı. Eşinden bir ihtiyacı için bir miktar para istediğinde “Param yok” cevabını alan Altınkaynak, kendi iş yerini açtı. Evindeki el makinesi ve kumaşlarla birlikte dikiş, giyim üzerine açtığı küçük bir dükkanla geçimini sağlamaya başlayan Fahriye Altınkaynak (62), “Herkes bana, "Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın” dedi. Ben de yapabilirim dedim” dedi. Terzilik mesleğiyle çocuklarını okuttu İş yeri açtığı zaman müşteri gelmesi için konfeksiyonlara broşür ve kartvizit dağıttığını anlatan Fahriye Altınkaynak, mesleğinin çocukluk hayali olduğunu aktardı. Eşinin işine karşı gösterdiği tüm direnişlere rağmen, 36 yıllık zaman zarfında 3 çocuğunun üniversite öğrenimini tamamladığını açıklayan Altınkaynak, meslekte nasıl başarıya ulaştığını şu sözlerle ifade etti: "Mesleğim, çocukluk hayalim. Bu işe önce evde başladım. Fakat evde olmuyordu, eve gelen çocuklarıyla geliyordu, çalışma imkanım olmuyordu. Sonra çok acil bir para ihtiyacım oldu. Eşimden para istedim, ’Param yok’ dedi. Eşimin bana öyle demesi çok üzdü. Oturup düşündüm ve bir iş yeri açmaya karar verdim. Hemen araştırmaya başladım ve dikiş, giyim üzerine bir dükkan kiraladım ama hiçbir şeyim yoktu, sadece küçük bir el makinem vardı. Herkes bana, ’Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın’ dedi. Ben de ’Neden, ben de yapabilirim’ dedim. Evimdeki makinemi iş yerime getirdim. Broşürler, kartvizitler bastırdım. Bütün konfeksiyonları dolaşarak dağıttım. ’Yapılacak tadilat işlerinize talibim’ dedim. Evdeki kumaşlarımı getirdim, dükkanıma yerleştirdim, badana yaptım. Eşim şiddetle karşı çıktı, ’Yapamazsın, uğraşamazsın, otur evde yemeğini yap’ dedi. Ama ben kararlıydım. Çok ağır bir kelime kullandı. Eğer hayat müşterekse ve ben çalışmıyorsam, almakla mükelleftir kendisi. Almıyorsa, ben de bir şeyler yapma ihtiyacı hissettim. Kimseye muhtaç olmak istemedim. O kadar zor ki birilerine muhtaç olmak. Azmettim ve yavaş yavaş müşterilerim gelmeye başladı. Sonra eşimden ayrıldım." Kadınların hayatta her zaman üretken olması gerektiğini anlatan Altınkaynak, “Elimden geldiği kadar helalinden olsun diye gece gündüz, gece yarılarına kadar çalıştım. 3 çocuğum ve 8 torunum var. Oğullarım ve kızım üniversiteyi bitirdi ve hepsinin mesleği var. Torunlarımla mutluyum ve en güzeli bir işim var. Bir kadın, üretken ve karınca gibi olmalı. İlla ki, iş yeri açması gerekmiyor. Evde, tarlada, fabrika başka bir iş yerinde çalışsın ama üretsin. Kadınlar, kimseye muhtaç olmamalı, dimdik ayakta kalmalı” diye konuştu.