POLİTİKA - 14 Nisan 2017 Cuma 15:53

Bakan Yılmaz: "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türkiye’ye barışı getirecek"

A
A
A
Bakan Yılmaz: "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türkiye’ye barışı getirecek"

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Türkiye’ye barış ve kardeşliği getireceğini belirterek, "Herkes diline dikkat edecek.

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Türkiye’ye barış ve kardeşliği getireceğini belirterek, "Herkes diline dikkat edecek. Eğer insanları ötekileştirirsen, insanları kutuplaştırırsan, insanları hor görürsen ve ’bu milletin yarısını denize dökerim’ dersen sittin sene geçse bu millet sana oy vermez. Seni iktidara getirmez" dedi.


Bakan Yılmaz, referandum çalışmaları kapsamında Sivas’ın Gemerek ilçesinde konferans salonunda vatandaşlarla buluştu. Burada konuşan Bakan Yılmaz, "Egemenlik milletindir, egemenliğin de üç unsuru vardır; yasama, yürütme, yargı. Meclisi de sen kur. Hükümeti de sen kur, mahkemeyi oluşturanları da sen belirle diyoruz. Söylediğimiz bunun dışında hiçbir şey. Biz bu halk oylamasını yapınca milletten yetki mi almış oluyoruz millete yetki mi vermiş oluyoruz? Herkes elini vicdanını koysun da karar versin. Milletten bir şey aldığımız var mı? Milletin sahip olmuş olduğu hükümet kurma yetkisini daha önce siz mecliste bize verdiniz ama biz de diyoruz ki milli irade çarptırılıyor, milli irade Haziran 2015’te olduğu gibi hükümet kuramıyor. Ülkeye zaman kaybettiriyor. Onun için biz yapamadık, siz yapın diyoruz" dedi.



"Sittin sene geçse de bu millet oy vermez"


Bakan Yılmaz, daha sonra Gürün ilçesine geçerek burada ilçe meydanında düzenlenen mitingde halka hitap etti. Bakan Yılmaz, "Bu sistemde hükümeti kurabilmek için, bu ülkeyi yönetebilmek için mutlaka ve mutlaka yüzde 50 oyunuzun olması lazım. Şuanda Türkiye’de en güçlü parti biziz. Herhangi bir partinin yüzde 50 oyu var mı? Yok, hiç bir partinin yok. O halde hükümeti kurmak için ne yapmak lazım? Daha önce MHP’ye oy vermiş kardeşlerimizin güvenini kazanabilmek lazım. Daha önce BBP’ye, Saadet Partisi’ne, oy vermiş kardeşlerimizin güvenini kazanabilmesi lazım. Daha önce CHP’ye oy vermiş seçmenin kalbine girebilmesi lazım oyunu alabilmesi lazım. İşte bunu da yapabilmesi içinde Yunus’un dilini kullanabilmesi lazım, Mevlana’nın gönlüne sahip olması lazım, Hacı Bektaşi gibi aslanla ceylanı aynı kucakta birleştirebilmesi lazım. İşte bu Türkiye’ye barış getirecektir, kardeşlik getirecektir. Herkes diline dikkat edecek. Eğer insanları ötekileştirirsen, insanları kutuplaştırırsan, insanları hor görürsen ve ’bu milletin yarısını denize dökerim’ dersen sittin sene geçse bu millet sana oy vermez, seni iktidara getirmez. İnanıyoruz ki bundan sonra bu geçsin AK Parti’nin dili de değişecek. Bundan sonra da CHP’nin, MHP’nin de dili değişecek 80 milyonu kucaklayacaklar. Farklılıklarımızla birlikte hep birlikte kardeşiz ortak paydamız ’Türkiye’ diyeceğiz. Ortak paydamız ’bayrağımızdır’ diyeceğiz. Ortak paydamız ’vatanımızdır’ diyeceğiz. Ortak paydamız ’milletimizdir’ diyeceğiz" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Düzce’nin ortak turizm markası tescillendi Düzce Ticaret ve Sanayi Odası’nın valilik ve belediye ile birlikte geçtiğimiz yıl başlatmış olduğu “Düzce’ye Gelsene” ortak turizm dili programı markasının isim ve logo haklarına yönelik marka tescili alındı. Düzce’nin turizm şehri olması için çalışan Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Bıyık, alınan marka tescili ile ilgili olarak yaptığı açıklamada “Göreve geldiğimizden bu yana Düzce’nin turizm şehri olması gerektiğini ve turizm gelirlerini yükseltici çalışmalar yapılması gerektiğini savunuyoruz. 365 oda ve borsa içinde ilk kez odamızda Turizm Ar-Ge Ofisi kurduk. Geçtiğimiz yaz boyunca birçok faaliyete imza attık. En önemlilerinden biri de ‘Düzce’ye Gelsene’ turizm portalı oldu. Geçtiğimiz günlerde de markanın koruma altına alınması amacıyla Türk Patent Enstitüsüne başvurduk ve başvurumuz olumlu sonuçlandı. Düzce’nin ortak Turizm Markası olan ‘Düzce’ye Gelsene’ marka tescilini almış oldu. Düzce’ye Gelsene sloganı ve markasının ortak turizm dili olmasında büyük emekleri olan Vali Selçuk Aslan ve Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’ye sonsuz teşekkür ediyoruz. Düzce’nin tanıtımı, turizminin gelişmesi ve turizm gelirlerini arttırabilmesi için Düzce Ticaret ve Sanayi Odası olarak valiliğimiz ve belediyemiz ile birlikte daha birçok proje geliştireceğimize inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Denizli Pamukkale Belediyesi Atık Getirme Merkezi miniklere geri dönüşümü öğretti DENİZLİ (İHA) – Denizli’de Adil Demirören Mustafa Musoğlu 3. sınıf öğrencileri, Pamukkale Belediyesi’ne ait atık getirme merkezini gezerek, geri dönüşümü yerinde öğrendi. Adil Demirören Mustafa Musoğlu 3D sınıfı öğrencileri, öğretmenleri Gülşah Alioğulları eşliğinde Pamukkale Belediyesi atık getirme merkezini gezdiler. Milli Eğitim Bakanlığı ve OPET işbirliğinde yürütülen “Tertemiz Yarınlar Okullardan Başlar” projesi dahilinde yarışmaya katılan öğrenciler, “Okulda ve evde hijyen, gel sende bizimle hem eğlen hem de öğren” sloganıyla çevrelerinde adeta çevre müfettişi oldular. Sınıflarından başlayarak, okul bahçesine, okul sokağına, evlerine kadar kirletmezsek temizlemeye ihtiyaç kalmaz diyerek, çevreye atılan atıkları topladılar. Atıkların, ayrıştırılması, geri dönüşüm sürecini görmek için Öğretmenleri Gülşah Alioğulları eşliğinde, Pamukkale Belediyesi Atık Getirme Merkezinde incelemelerde bulundular. Pamukkale Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü yetkileri, minik çevre müfettişlerine geri dönüşümün faydaları, sıfır atık nedir, atık yönetimi, evlerde ve çevremizde geri dönüşüme verilebilecek malzemeler hakkında bilgiler verdiler. Ayrıca, öğrencilerin yanlarında getirdikleri atıkları hangi renk konteynerleri atabilecekleriyle ilgili uygulamalı eğitim verildi. Öğrenciler hem eğlendi hem öğrendi Sınıf öğretmeni Gülşah Alioğulları, “Milli Eğitim Bakanlığı ve Opet işbirliği içinde yürütülen ‘Tertemiz Yarınlar Okullardan Başlar’ projesi dâhilinde 3 D sınıfı olarak ‘İyi Uygulamalar Yarışması’na katıldık. ‘Okulda ve evde hijyen. Gel sende bizimle hem eğlen hem de öğren’ ismini oluşturduk öğrencilerimle. Bununla ilk olarak amacımız temiz suya ulaşmak idi. Çünkü okulumuz 4 katlı ve içme suyumuz bahçede olduğu için çocuklar sıkıntı yaşıyorlardı. Bununla alakalı ne yapabiliriz çevreden ne edinebiliriz gibi başladık, mahallemizde de paydaşlar bularak. Sınıfımıza bir su sebili kazandırdık. Arkasından önce kendi çevremizden, sınıfımız, koridorumuz, okulumuzun tamamı, bahçemiz nereyi daha temiz tutarsak, kirletmezsek temizlemeye gerek kalmayacak şekilde etkinliklerle yola çıktık. Tabi bu temizlik işlerini yaparken atıklar meydana geldi. Bu atıkları ayrıştırmaya başladık. Merakları oluştu. Öğretmenim biz bu atıkları topluyoruz ama daha sonra bu atıkları ne yapacağız. Ya da biz bunları attığımız zaman ne yapılıyor bunlar, diye merak ettiler. Bende onların bu meraklarını gidermek için Pamukkale Belediyesi’ne başvurdum sağ olsun onlarda kırmadılar bizi ve buraya geldik. Şimdi burada topladığımız atıklar nereye ne şekilde gidiyor öğrenmiş oluyoruz. Pamukkale Belediyesi İklim ve Müdürlüğü’ne öğrencilerime ve projemize verdikleri destekten dolayı çok teşekkür ediyorum” dedi. 3D sınıfı öğrencilerinden Ömer Eymen Demirbilek ile Elif Turan verdikleri röportajda, merkezde geri dönüşüme dair çok şey öğrendiklerini belirterek, daha temiz bir çevre ve gelecek için tüm insanlara doğayı koruma çağrısı yaptılar.
Ankara Bakan Bayraktar: “2024’de madenciliğe 106 milyar lira kamu yatırımı yapılması hedefleniyor” Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Orta Vadeli Programda madencilik sektörüne yapılacak yatırımlara ilişkin, “2024 yılında madencilik sektöründe yapılacak kamu yatırımlarının geçen yıla oranla yüzde 34’lük bir artışla 106 milyar lira olması kurgulandı” dedi. Ankara’da Türkiye Madencilik Meclis Toplantısı gerçekleştirildi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) ev sahipliği yaptığı toplantıda, madencilik sektörünün mevcut durumu, problemleri ve çözüm önerileri masaya yatırıldı. Toplantıya katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, yaptığı konuşmada madenciliğin büyük riskler barındıran bir sektör olduğunu ifade etti. Bayraktar, tabii kaynaklar alanında bir vizyon ortaya koymayı amaçladıklarını söyledi. İnsan odaklı ve katma değerli madencilik anlayışını rehber edindiklerini belirten Bayraktar, Türkiye’nin geleceği için tabii kaynaklar ve madencilik sektörünü gelecek nesillere en iyi şekilde miras bırakmaları gerektiğini aktardı. "22 yıldır önceliğimiz, sanayimizin ihtiyaç duyduğu madeni yerli kaynaklar ile karşılamak" Türkiye’nin yer altı kaynaklarını işaret eden Bayraktar, “Madenler Türkiye ekonomisi içinde fevkalade önem arz ediyor. Madencilik, sanayiyi besleyen ana akımlardan. Ana akım iş kollarından bir tanesi. 22 yıldır önceliğimiz, sanayimizin ihtiyaç duyduğu madeni mümkün olan en üst seviyede kendi imkanlarımız ile yerli kaynaklarımızla karşılamak. Öz kaynaklarımızı çıkarmak ve ekonomiye bunları kazandırmak” diye konuştu. Bayraktar, madencilik sektöründe son 15 yılda yıllık ortalama 136 bin kişiye doğrudan istihdam sağlandığına da dikkati çekti. 2022 yılında madencilik sektörünün gayrisafi yurtiçi hasıla içerisinde yüzde 1,4’e geldiğini belirten Bayraktar, deprem nedeniyle bu oranın 2023 yılında yüzde 1,2’ye gerilediğini ifade etti. “2024’de madenciliğe 106 milyar lira kamu yatırımı yapılması hedefleniyor” Orta Vadeli Programda ise madenciliğin önemli bir yer tuttuğunu vurgulayan Bayraktar, “2024 yılında madencilik sektöründe yapılacak kamu yatırımlarının geçen yıla oranla yüzde 34’lük bir artışla 106 milyar lira olması kurgulandı. Dolayısıyla bu anlamda bizim de yatırımlarımız artarak maden sektörüne devam edecek” şeklinde konuştu. “Türkiye kendi doğalgazını üretir hale geldi” Avrupa kıtasındaki ülkeler arasında Türkiye’nin petrol ve doğalgaz kaynakları arama noktasında 2023 yılında en aktif ülke olduğunu belirten Bayraktar, “Karadeniz’deki Sakarya Gaz Sahasında denizin 2 bin 100 metre derinliğinde, Türkiye kendi doğalgazını üretir hale geldi. Bunu yaparken biz 2016’da o çerçevesini çizdiğimiz stratejide şunu yapmıştık. ‘Kendi gemilerimizle, kendi filomuzla, kendi imkanlarımızla bunu yapalım’ dedik” açıklamasında bulundu. Bakan Bayraktar, gayrisafi yurtiçi hasılada madencilik sektörünü yüzde 5’e çıkarmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi. Toplantı, basına kapalı olarak devam etti.
İstanbul İBB’nin açtığı su dolu çukurda hayatını kaybeden Edanur’un annesi, vatandaşlığa kabul edildi Küçükçekmece’de piknikte İBB’nin açtığı su dolu çukura düşerek hayatını kaybeden 5 yaşındaki Edanur Gezer’in annesi Nurcan Gezer’in Türk vatandaşlığı başvurusu onaylandı. Kimliğini almak için sabırsızlanan anne Nurcan Gezer, "Çocuklar okula gitmek istiyordu, götüremiyordum. Hasta oluyorlardı hastaneye götüremiyordum. Artık götürebileceğim" dedi. Menekşe sahilinde teyzeleri ile gittiği piknikte İBB’nin açtığı su dolu çukura düşerek hayatını kaybeden 5 yaşındaki Edanur Gezer’in ölümü, ailesinin dramını da gözler önüne serdi. Türkiye’de doğup büyüyen anne Nurcan Gezer ve kardeşlerinin kimliğinin bulunmadığı, yıllarca Esenyurt’ta bir barakada yaşadıkları ortaya çıktı. İçişleri Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, medyada yer alan haberlerin ardından Nurcan Gezer’in durumu ile ilgili inceleme başlattı. Ailenin merakla beklediği haber, Edanur’un ölümünün adından geldi. Nurcan Gezer’in Türk vatandaşlığı başvurusu, kabul edildi. Kararı memnuniyetle karşılayan Nurcan Gezer, "Babam Türk vatandaşı, annem yabancıydı. Annemin üzerine kayıtlıyım ben. Bu nedenle kimliğim yok. Kardeşlerimin de kimlikleri yok. Onlar da kimlik istiyorlar. Şimdi benim kimliğimin çıkarılacağını söylediler. Yıllardır çocuklarım okula gidemiyordu. Okul görüyorlar ve gitmek istiyorlardı. Hastalanınca çocukları hastaneye götüremiyordum. Kimlik çıkarılması için başvurulmuştu ancak hep ret yemiştik" ifadelerini kullandı. Eşinin yanında olmasını istediğini söyleyen Gezer, "Ben acımı eşimle paylaşmak istiyorum. Ben eşimi yanımda istiyorum. Onun da yüreği yanıyor evladı ölmüş. Kimliğim olmadığı için ne görüşe gidebiliyordum ne de çocukları götürebiliyordum. Çocuklarla Esenyurt’ta çadırda kalıyorduk. Kışın bir soba kuruyordum ve bu şekilde yaşıyorduk. Çocuklar sürekli hasta oluyordu" şeklinde konuştu.