GENEL - 19 Temmuz 2018 Perşembe 11:09

Sıcaktan bunaldı, damacanadan klima yaptı

A
A
A
Sıcaktan bunaldı, damacanadan klima yaptı

Sivas’ta yaşayan Ali Doğan, sıcaktan bunalınca damacanayı düşük maliyetli klimaya dönüştürdü.

Sivas’ta yaşayan Ali Doğan, sıcaktan bunalınca damacanayı düşük maliyetli klimaya dönüştürdü.


Diriliş Mahallesi’nde yaşayan 35 yaşındaki kasap Ali Doğan, sıcak havadan bunalınca ilginç bir çözüm buldu. Serinlemek için yüksek maliyetler ödeyerek klima satın almak istemeyen Doğan, hem ekonomik hem de sağlıklı bir klima yapmaya karar verdi. Doğan, yaklaşık 1.5 ay proje araştırması yaptıktan sonra kahvehanede gördüğü fanlardan esinlenerek bir damacanayı klimaya dönüştürmeye karar verdi. Doğan, 300 TL harcayarak satın aldığı fanları boş bir damacanaya yerleştirip hem düşük maliyetli hem de baş ağrısı yapmayan bir klima geliştirmiş oldu.


Su ve buz parçaları ile çalışan klimanın enerji sarfiyatı ise saatte sadece 20 kuruş. Son derece ekonomik olan klimanın çalışma sistemi de çok basit. Damacananın üzerine yerleştirilen fan sıcak havayı çekip damacananın içerisindeki buzlu suya çarpmasını sağlıyor. Damacananın içinde sıkışan ve soğuyan hava damacananın üzerindeki çıkışlardan odaya yayılıyor. Bu sistemde oda yaklaşık bir saat içerisinde istenilen ısıya ulaşabiliyor.


Ali Doğan, yazın Sivas’ın çok sıcak olduğunu ifade ederek, “Sivas kışın çok soğuk bir memleket olduğu için yazın da çok sıcak oluyor. Evde otururken çok sıcak olduğunu fark ettim. Klima biliyorsunuz ki çok pahalı. Onu almaya da imkanımız olmadığı için doğal yöntemden bu şekilde klima yapmaya karar verdik. Bir ampulün yaktığı elektriği yakmıyor. Normal klima çarpıyor, çocuklar rahatsız oluyor. Biz de o yüzden doğal bir klima yapalım dedik. Bu klima saate 15-20 kuruş falan yakar. Bir klima fiyatıyla oranladığımız zaman klimalar çok pahalı ama bu 280-300 liraya mal edebilirsiniz. İnsanlar isterse seve seve yaparız. Bunu düşünmek 1,5 ayımızı aldı. Bazı iş yerlerinde havalandırmada kullanılan pervane ve damacanadan yaptık“ şeklinde konuştu.


Kardeşi Murat Doğan ise, kardeşine ilkten böyle bir şey olamayacağını söylediğini anlatarak, "Bir gün kardeşimle konuşuyordum. Ağabey böyle bir şey yapacağım fan ve pet şişesiyle dedi. Olmaz böyle bir şey dedim. Tutmaz, soğutmaz dedim. Ağabey gel bir bak dedi. Çıktım geldim. Bir 15-20 dakika oturdum, gerçekten de bir ferahlama oldu" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Amasya Naci Görür’den deprem molozları için uyarı: “Belediyeler şimdiden düşünmeli. Deprem olduğu zaman çok geç” Yer Bilimci ve Deprem Uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, “Deprem molozları ya geri kazanılmalı. Veyahut da uluslararası yöntemlerle bertaraf edilmeli. Havayla, suyla ilişkileri kesilmeli. Bunu belediyeler şimdiden düşünmeli. Deprem olduğu zaman çok geç” dedi. Birinci derece deprem kuşağı üzerinde bulunan Amasya’nın Merzifon ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldiği programda deprem molozlarının içerisinde asbest, demir, çimento, kağıt, kimyevi madde, parlayıcı madde, toksik maddelerin bulunduğuna işaret eden Prof. Dr. Naci Görür, “Eğer herkesin yaptığı gibi. İstanbul’da onu yaptılar. Arabalara doldurup götürüp denize, etrafa dökerseniz kendinizi yok edersiniz. Uzun dönemde depremin öldüremediği insanları da siz çevreyi kirleterek ölümüne neden olursunuz” diye konuştu. Belediyelerin sorumluluk alanlarında yapıları depreme karşı dayanıklı olmaya hazırlarken muhtemel bir depremde yıkılan binaların molozlarının bertaraf edilip geri kazanımının sağlanmasını da planlaması gerektiğinin altını çizen Naci Görür, “Bunu belediye şimdide düşünmeli. Deprem olduğu zaman çok geç. O kargaşa, gürültüde ne yapacaklarını şaşırabilirler” şeklinde konuştu. Programa evsahipliği yapan Merzifon Belediye Başkanı Alp Kargı da, depreme karşı dirençli Merzifon’u inşa etme çabası içerisinde olduklarını vurguladı.
Bursa Eski Bulgaristan Başbakanı Denkov: “Vatandaşlık başvurularının bir an önce değerlendirilmesi hususunda çalışmaya hazırız” Eski Bulgaristan başbakanları Nikolay Denkov ve Kiril Petkov, Bursa’daki Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği’ni (BAL-GÖÇ) ziyaret etti. İki ülke arasındaki ilişkilerin ele alındığı toplantıda vatandaşlık başvuru süreci ve geçmişte yaşanan asimilasyon politikaları sorunu konuşuldu. Eski Bulgaristan başbakanları Nikolay Denkov ve Kiril Petkov, bir dizi ziyaret için Bursa’ya geldi. Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği yönetimini ziyaret eden Denkov ve Petkov, yapılan görüşmede iki ülke arasındaki ilişkileri ele aldı. BAL-GÖÇ Genel Başkanı Prof. Dr. Emin Balkan, Bulgaristan göçmeni Türklerin sıkıntılarını dile getirirken en çok şikayetlerden birinin Bulgaristan vatandaşlığı başvurusunda yaşanılan zorlu süreç olduğunu söyledi. Bu konu hakkında çalışma yapılmasını dilediklerini belirten Balkan, geçmişte Türklere asimilasyon uygulayanların yıllardır ceza almadığını da ifade etti. "Başvuru sürecinin zorluğu dijitalleşmemekten kaynaklanıyor" Bulgaristan vatandaşlığındaki başvuru sürecinin sadece Türklere yönelik bir sorun olmadığını, tüm dünyadan benzer şikayetler aldıklarını aktaran eski Bulgaristan Başbakanı Nikolay Denkov, “İnsanların yapmış olduğu vatandaşlık başvurularının bir an önce değerlendirilmesi hususunda çalışmaya hazırız. Fakat bunun sadece Türkiye’ye yönelik bir durum olduğunu düşünmeyin. Biz aslında Bulgaristan’ın bütün dünyadaki konsolosluklarında benzer şikâyetleri alıyoruz. Bütün dünyadaki Bulgar vatandaşları, özellikle vatandaşlık şikayetlerini bizlere iletmekteler. Bu problemin dijitalleşme sıkıntısından kaynaklı olduğunu düşünüyoruz ve bu hizmetleri gerçekleştirme sürecinin gereksiz bazı konularla uzatıldığı gibi bir inanış oluşuyor. Bu konuda çalışıp bir an evvel dijitalleşme ve süreçlerle ilgili belirli bir süre içerisine alınarak halledilmesi gerektiğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu. “Benim ailem de bu sıkıntıları yaşadı” 80’lerde Türklerin yaşadığı sıkıntıları kendi ailesinin de yaşadığını belirten Kiril Petkov ise, “Yaşanan olaylardan sonra neden hala ceza alan yok diye sordunuz. Bu insanlar benim aileme de bu sıkıntıları yaşattığı için beni de kişisel olarak incitmekte ve hala ben de bunu sorguluyorum. Bu süreçte aslında yapmak istediğimiz şey insanların belirli bir siyasi oluşum tarafından kullanılmasını engellemek. Çünkü onlar siyasi faaliyetlerini insanlara yardım için kullanmaktan ziyade kendi çıkarları için kullanıyorlar. Biz buradaki kurumlarla beraber, siyasi oluşumlarla beraber yolsuzluk zincirinin sona erdirilmesi için mücadele ediyoruz. Bunun değiştirilmesini istiyoruz. Bu şekilde kapsamlı bir demokratikleşme süreci sağlayabiliriz. Bunlar geleneksel yöntemlerle gerçekleştirilebilecek bir şey değil. Biz bunları yenilikçi bir yolla yapmak istiyoruz” dedi.