ÇEVRE - 12 Temmuz 2020 Pazar 12:38

Göbeği olanlar giremiyor, girebilenler temmuzda karın tadını çıkartıyor

A
A
A
Göbeği olanlar giremiyor, girebilenler temmuzda karın tadını çıkartıyor

SİVAS (İHA) – Bunaltan yaz sıcaklarında serinlemek isteyen Sivaslılar, temmuz ayında karın tadını çıkartmak için o mağaraya giriyor.

SİVAS (İHA) – Bunaltan yaz sıcaklarında serinlemek isteyen Sivaslılar, temmuz ayında karın tadını çıkartmak için o mağaraya giriyor.


Sivas’ın Zara ilçesi Tuzlagözü köyünde yaşayan vatandaşlar, bunaltıcı sıcaklarda 1 saat yol kat ederek ulaştıkları kar mağarasından çıkarttıkları karı yiyerek serinliyorlar. Mağaraya girmek için 40 santimetre genişliğindeki geçitten geçen köylüler, 80 kilo üstünün ve göbeği olanların mağaraya girmelerinin tehlikeli olduğunu belirtti.


Sivas kent merkezine 75 kilometre, Zara ilçe merkezine 35 kilometre uzaklıkta bulunan Tuzlagözü köyü, Yuva mezrasında yaşayan vatandaşlar, bunaltıcı sıcaklarda 2 bin 200 rakımlı Çatalkaya dağında bulunan kar mağarasından çıkardıkları kar ile serinliyorlar. Yuva mezrasına 3 kilometre uzaklıkta bulunan ve araç ulaşımının olmadığı dağa yaya olarak çıkan köylüler, kar mağarasına 1 saatte ulaşabiliyorlar. Mağaraya girebilmek için 40 santimetrelik geçitten geçen vatandaşlar, yanlarında getirdikleri baltalarla karı keserek çıkarıyorlar. Bunaltıcı sıcakta yaklaşık 3 kilometre yol yürüyen vatandaşlar, mağaradan çıkardıkları karı, üzerine pekmez dökerek afiyetle tüketiyor. Yanlarında getirdikleri kovalarla evlerine de kar götüren vatandaşlar, hava sıcaklığının 40 dereceyi bulduğu bunaltıcı havalarda ailelerini de lezzetiyle damak çatlatan karlı pekmezden mahrum bırakmıyorlar. Kar mağarasına gelmek isteyen vatandaşlara kilo uyarısında bulunan Tuzlagözü köyü muhtarı Kudret Şimşek, 80 kilo üstü ve göbekli vatandaşlara mağaraya girmeme uyarısında bulundu.



“Mağara içerisinde hava eksi 15 derece, 5 dakika durabildim”


Tuzlagözü köyü muhtarı Kudret Şimşek, mağara içerisinde hava sıcaklığının yaklaşık eksi 15 derece olduğunu ve mağara içerisinde soğuk havaya dayanmanın zor olduğunu belirterek, “Kar mağarasındayız şu an, Temmuz’un 10’u bugün. Bu sıcak günlerde her yıl mağarada karımız eksik olmaz, 12 ay boyunca burada kar var. İstanbul’dan, yurt dışından kara hasret kalan vatandaşlarımız, burada gelip kar hasretini gideriyor. Burası yaklaşık 2 bin 200 rakımlı bir yer, mağaraya 1 saatte gelinebiliyor. Yuva mezramıza uzaklığı 3 kilometre, mağaraya 20-30 metre kala soğuk hava kendini hissettiriyor. Bilmeyen biri de gelip, burayı bulabiliyor. Mağaranın içerisinin soğukluğu eksi 15-20 derece var. İçeride en fazla 5 dakika durabildim, içerisi çok soğuk. Mağaramıza kar yemek için gelecek arkadaşlarımıza tavsiyemiz, mağaranın arasının çok dar olduğu için 80 kilo ve üzeri, göbekli arkadaşlarımızın girmesi biraz tehlikeli. Mağaraya giriş esnasında kayalar arasında sıkışıp kalabilirler. İçeriye girip, çıkamayabilirler de. İçeride kalan birisinin çıkarılması ancak kayaların kırılmasıyla mümkün olabilir. Soğuk olduğu için donma tehlikesi de var, içeride en fazla 5 dakika kalabilirler” dedi.



“Mağaranın girişi dar olduğu için buraya yan girmek zorundayız, düz girilemiyor”


Yuva mezrasında yaşayan Emre Başeğmez de mağaraya girebilmek için içerisinden geçtikleri geçitten yan şekilde geçebildiklerini belirterek, “Şu anda yaklaşık 2 bin 200 rakımlı Çatalkaya dağındayız, Mağaraya gelebilmek için yaklaşık 3 kilometre kadar yol kat ettik. Buraya çıkmamız 1 saati buldu ama bu sıcakta çıktığımıza değdi. Karımızı aldık, arkadaşlarımızla dağın zirvesinde kar yiyeceğiz. Mağaranın girişi dar olduğu için buraya yan girmek zorundayız, düz girilemiyor. Mağaranın içerisi derin olduğu için daha aşağısına gidemiyoruz. Mağara komple kar dolu. Yazın bu sıcak günlerde ferahlamak için köy halkı olarak biz buraya çıkarız. Karla pekmezi birleştirdik, yedik. Bizler için değişiklik oldu. Biz her yıl bu mevsimde böyle yaparız” diye konuştu.



“Biz karları baltayla kestik, kovalara koyup dışarı çıkarttık”


Yuva mezrasında yaşayan Ömer Faruk Çatalkaya ise mağara içerisinde bulunan kar kütlelerini baltayla kestiklerini belirterek, “Mağaranın girişi dar, içeriye yan olarak giriyoruz, içi ise geniş. Mağarada yılın 12 ayı kar bulunuyor. Kara hasret kalan herkesi buraya bekliyoruz. Biz karları baltayla kestik, kovalara koyup dışarı çıkarttık. Buradan kar almak biraz zahmetli ama zahmete değiyor. Bunaltıcı sıcakta serinliyoruz. Bu çıkardığımız karları köye götürüp ailemiz ile birlikte yiyeceğiz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Meyve düşmanı bir çift ’fındık kurdu’ 200 meyveye zarar veriyor 10 gün içerisinde tamamlamaları gerektiğini söyledi. Türkiye ve Samsun’un en önemli ihracat kalemlerinden olan fındıkta kahverengi kokarcanın ardından fındık kurdu için uyarı geldi. Mücadelesi yapılmadığı takdirde önemli oranda verim kaybına neden olan fındık kurdu zararlısı ile ilgili açıklamalarda bulunan İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, gerekli tedbirlerin en kısa sürede alınması gerektiğini ifade etti. “Bir çift fındık kurdu 200 meyveye zarar veriyor” Ekonomik anlamda üretimi yapılan fındığın ana zararlısı olan fındık kurdunun beslenme ve yumurta bırakmak yoluyla meyvelerde zarar yaptığına dikkat çeken Sağlam, “Fındık kurdu erginleri, öncelikle yeni oluşmakta olan meyvelerde zarar yapar daha sonraları fındığın meyve kabuğunu hortumunun ucundaki ağız parçalarıyla kemirerek deler ve kabuk içindeki yumuşak etli kısımla beslenir. Zarar gören meyveler normal büyüklüğe erişinceye kadar kabuk içindeki etli kısmı ve kabuk kısmı sarı renk alır. Bu zarar şekline halk arasında sarı karamuk denir. Meyve normal iriliğe ulaştıktan sonra zarara uğrarsa meyve içi kararır ve bu zarara da kara karamuk denir. Bir çift fındık kurdu ergini (dişi ve erkek); beslenme ve yumurta koyma yoluyla yaklaşık 200 meyveye zarar verebilir. Meyve içerisinde beslenen larvalar meyve içini tamamen yedikten sonra bir delik açarak dışarı çıkar. Bu şekilde beslendiği fındık meyvelerinin pazar değeri kalmaz ”dedi. “Fındık kurdu ve kokarca görülen bahçelerde her ikisiyle de mücadele yapılır” Samsun’da üreticilerin en önemli gelir kaynaklarından biri olan fındığın ana zararlısı olan fındık kurdu zararlısı ile duyurulan zaman aralığında ve tekniğine uygun mücadele yapılmasının verim kaybını önlemek bakımından çok önemli olduğunu belirten Sağlam, “Fındık kurdu mücadelesinde bitki köklerine zarar vermeden bahçe toprağının çapalanması böcek yoğunluğunu azaltmada etkili olmaktadır. Kimyasal mücadele; ergin fındık kurdu zararlısının ekonomik zarar yapmaya başladığı dönemde, bahçedeki hâkim çeşitlerin yarıdan fazlası mercimek iriliğine yaklaşınca (3-4 mm) yapılmalıdır. Fındık kurdu mücadelesine karar vermek için, 2-3 günde bir güneş doğmadan sabahın erken saatlerinde çarşaf yöntemi ile fındık kurdu sayımı yapılmalıdır. 10 ocakta iki ve daha fazla fındık kurdu ergini bulunursa ilaçlama yapılmalıdır. Fındık kurdu ilaçlaması yapılan bahçelerde fındık kokarcasına rastlanırsa ayrı bir ilaçlama yapmaya gerek yoktur. Sayımlarda 10 ocakta ortalama bir ergin fındık kokarcası bulunursa her iki zararlıya karşı etkili etken maddeli ilaçlarla mücadele yapılır. Ayrıca fındık kurdu popülasyonunun yüksek olduğu yerlerde tekrar sayım yapılarak zararını engellemek için mayıs sonu, haziran başında ikinci bir ilaçlama yapılabilir. Fındık kurdu ve kahverengi kokarca görülen fındık bahçelerinde her ikisine de ruhsatlı BKÜ ile ilaçlama yapılarak kontrol sağlanabilir” diye konuştu. “Mücadele zamanı geldi, 1 hafta-10 gün içinde mücadele tamamlanmalı” Fındık kurdu ile mücadele zamanının geldiğine değinen Sağlam, “İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğümüzce fındık alanlarında yapılan sürvey ve fenolojik gözlemlere göre sahil ve orta kuşakta erkenci çeşitlerin hakim olduğu bahçelerde 6 Mayıs, yüksek kuşakta ise 15 Mayıs tarihi itibariyle mücadele zamanının geldiği belirlenmiştir. Fındık üreticilerimizin bahçelerindeki hâkim çeşitlerin yüzde 50’sinin mercimek büyüklüğüne ulaştığı dönemde teknik tavsiyelere uygun olarak mücadeleye başlamaları, gerekli koruyucu tedbirleri almaları ve ilaç uygulamalarını en kısa sürede tamamlamaları (1 hafta-10 gün) gerekmektedir. Kimyasal mücadelede kullanılacak bitki koruma ürünleri yetkili bayilerden alınmalı, reçete yazma yetkisine sahip olan kişiler tarafından reçetelendirilmeli, uygulama yetkisine sahip olan kişiler tarafından uygulanmalıdır” şeklinde konuştu. Diğer geçim kaynaklarından biri olan arıcılıkta arı faaliyetlerinin bitki çeşitliliğinin sürdürülebilirliği bakımından da çok önemli işleve sahip olduğunu belirten Sağlam, fındık kurdu ilaçlamaları esnasında arıların su içtiği kaynaklara hiçbir şekilde ilaç bulaştırılmaması gerektiğini, tarım ilaçları uygulamalarının akşam üzeri veya sabahın erken saatlerinde arıların uçuş yapmadıkları zamanda yapılması gerektiğini ve öncelikle arılara zarar vermeyen bitki koruma ürünleri tercih edilmesi hususunda üreticilerin özenli davranmalarını, ayrıntılı bilgiye sahip olmak için il/ve ilçe müdürlüklerine başvurmaları gerektiğini sözlerine ekledi.
Hatay Eldiveni takan başkan ve kaymakam kenti temizlemek için sahaya indi Hatay’ın İskenderun ilçesinde başlatılan temizlik kampanyası çerçevesinde kentin sokaklarındaki izmaritler başta olmak üzere çöpler, Kaymakam Murat Sefa Demiryürek ve Belediye Başkanı Mehmet Dönmez’ın katılımı ile toplandı. İskenderun Kaymakamlığı ve İskenderun Belediyesi’nin ortaklaşa düzenlediği “Çevremizi Temiz Tutalım, İskenderun’umuza Sahip Çıkalım” kampanyası çevresinde kentte temizlik seferberliği başlatıldı. Kampanyaya İskenderun Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, ilçe protokolü, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı. Kentin sokaklarında Kaymakam Demiryürek, Başkan Dönmez ve vatandaşlar tek tek izmarit topladı. Temizliğin en başta kirletmemekten geçtiğini dile getiren Kaymakam Demiryürek, “Caddelerimizin, sokaklarımızın temiz kalması, sadece temizlik işçilerinin görevi değil. Hepimizin görevi, tüm vatandaşların görevi ve tüm İskenderunluların görevi. Bunun en iyi yolu kirletmemekten geçiyor. Deprem süreci hepimizi çok zorladı. Hepimizi çok zorlayan bir süreç ama normalleşme yolunda bu tür duyarlılıkları hepimizin paylaşması, kurumsal olarak tavrımızı ortaya koymamız ve bu amaçla mücadele etmemiz gerekiyor. Sayın belediye başkanımızla, ekipleriyle, bütün kurumlarımızla ve en önemlisi bu kenti gelecekte teslim edeceğimiz, emanet bırakacağımız çocuklarımızla bu duyarlılığı tüm İskenderunlu, tüm çevreyle paylaşmak adına bugün beyaz eldivenlerimizle sokaktayız” ifadelerini kullandı. Başkan Dönmez ise, belediye olarak temizlik çalışmalarını aralıksız yürüttüklerini belirterek, “Deprem yaşadık, acılar yaşadık. Bu acılarla beraber insanların bazı şeyleri kanıksadığını gördük; etrafın dağınık olmasını, etrafının kirli olmasını. Bu kanıksamanın önüne geçebilmek için biz temizlemeye çalışıyoruz. Var gücümüzle belediye ekiplerimiz, temizlik şirketimiz çalışmalarını devam ettiriyor ama asıl olan kirletmemek, asıl olan insanların şehri temiz tutmasını sağlamak. Bu amaçla bir kampanya başlattık. Kampanyaya hep birlikte destek veriyoruz. Bu kampanya bir defalık olmayacak, en önemlisi bunu birer hafta arayla sürekli hale getireceğiz" şeklinde konuştu. 120 okul, sivil toplum kuruluşları, öğrenciler ve vatandaşlar, temizlik çalışmalarına katkıda bulundular.