EKONOMİ - 24 Haziran 2021 Perşembe 10:58

Kuraklık arıcıları endişelendiriyor

A
A
A
Kuraklık arıcıları endişelendiriyor

Türkiye’nin dört bir yanında yaşanan kuraklık ve iklim değişiklikleri bal üretimi yapan arıcıları endişelendiriyor.

Türkiye’nin dört bir yanında yaşanan kuraklık ve iklim değişiklikleri bal üretimi yapan arıcıları endişelendiriyor. Arıcılar rekoltenin geçen yıla oranla yüzde 60 düşebileceğini söyledi.


Gezgin arıcıların önemli duraklarından biri olan Sivas’ta iklim değişikliği ve kuraklık sebebiyle yaşanan olumsuzluklar arıcıları endişelendiriyor. Özellikle Orta Karadeniz bölgesinden bal üretimi için kente gelen arıcılar, kış aylarının sıcak geçmesi sebebiyle arı ölümlerinin çok yaşandığını, düşük koloniyle birlikte verimin azaldığını söyledi. Kuraklık ve don olayları sebebiyle çiçeklerin yandığını belirten arıcılar üretilen balın kalitesinin de düştüğünü ifade etti. Geçen yıl 12 ton ürün elde eden arıcılar bu yıl rekoltenin yüzde 60 oranında düşebileceğini söyledi.



“Fiyatlar artabilir’’


Ordu’da Sivas’a arıcılıkla yapmaya gelen Emine Tomakil bal fiyatlarında artış olabileceğini belirterek, “Eşim kırk senedir bu işi yapıyor. Ben yeni geldim 5-6 senedir yapıyorum. Zor ama eşime yardımcı oluyorum, evde dursam ne yapacağım. Hastayım diye beni tek bırakmıyor. Bu işi seviyorum onlar kovanlardan korkar ben açıp bakarım tek tek. Geçen sene 10-12 ton bal olmuştu bu sene 7-8 ton olursa ne güzel olur. Bu sene fiyatlar henüz belli değil ama bal olmadığı için biraz artış olur diyorlar. Kriz ve pandemi dolayısıyla da hiç olmaya da bilir diyorlar şuanda belli olmadı henüz. Bir çıta balı biz toptan verdiklerimize kilosunu 15-18 lira arasında verdik. Genelde sattığımızda 25-30’dan verdik. Bu senede aynı fiyatlara gider çok alıcı olmaz herhalde. Ama bide bu sene bal az olduğu için arayan olur diyorlar" dedi.



“Rekoltem yarının altına düşer’’


Halit Tomakil ise arıların veriminin yüzde 60 oranında düşüş olduğunu söyleyerek, “Bu sene doğanın dengesi bozuk olduğundan bal verimi de düşük. Arılar ilerlemiyor rekolte yarının altına düşer bu sene. Ben kendi adıma söylüyorum. Arkadaşlar ne durumda hepsi aynı şekilde mi bilmiyorum ama benim kendi rekoltem yarının altına düşer. Geçen sene 11 buçuk 12 ton civarında bal yaptım bu sene 5 ton yapabilirsek eyvallah. Kendi arılarıma baktığım zaman yüzde 60 düşüş var, yüzde 40 verim anca olur bana göre. Bu işi yapan başka arkadaşlarda aynı şeyleri dile getiriyorlar. Ama üretim az olunca fiyat yükselir diye umuyoruz’’ şeklinde konuştu.



“Arı ölümleri çok oldu’’


Bu yıl arı ölümlerinin de çok olduğunu kaydeden Tomakil, “Arının son güzde çok uçması, kışın sıcak geçmesi arıların ölümüne neden oldu. Kolonilerin zayıflamasına neden oldu o yüzden düşük koloni ile çıktık. Çok verimli bir bahar geçiremedik. Ama bal mevsiminde ters yellerin esmesi bal verimini devamlı düşürüyor. Çiçeğin olmaması balın kalitesini etkiler verimi düşürür. Çiçek florası ne kadar zengin olursa bal o kadar kaliteli olur. Çoğu çiçek kırağıdan dolayı yandığı için tek düze olur. Balda önemli olan çiçeğin çeşitliliği o yüzden bu sene biraz çiçek açısından düşük olur’’ diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Bitki özlerinden ekmekte küflenmeyi geciktirecek katkı maddesi ürettiler Zonguldak’ta 6. sınıf öğrencisi Ayşe Eslem Yangın, bitkilerin küflenme üzerindeki etkisine bakmak için çalıştığı projesiyle, TÜBİTAK Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması’nda bölge birinciliği kazandı. Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı Bilim ve Sanat Merkezi 6. sınıf öğrencisi Ayşe Eslem Yangın, ekmeklerin daha geç küflenmesini sağlayacak doğal bir madde üretti. Danışman öğretmeni Burcu Atabey Özdemir ile birlikte çalışmaya başlayan Yangın, doğadaki bitkileri ve özelliklerini araştırdı. Yangın, çevresinden öğrendiği tüketilebilir bitkilerin özelliklerine yoğunlaşarak bitki özütleri elde etti. Bu özütleri kullanarak ekmekler hazırladı. Özütlerin bitkilerde küflenme süresi üzerindeki etkisini inceledi. Ot çayı özütünün küflenmeyi geciktirdiğini gözlemleyen Yangın, aynı özütleri kullanarak oluşturduğu biyobozunur ambalajlarında ekmeklerde aynı etkiyi gösterdiğini gözlemledi. Ayşe Eslem Yangın, projesiyle TÜBİTAK 2204-B Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması Ankara Bölge Finali’nde 1. olarak Türkiye Finali’ne katılmaya hak kazandı. Projesini gazetecilere anlatan Yangın, “Doğal gıda katkı maddeleriyle küflenmeyi önleyelim adlı proje yaptım. Bu projeyi yapmamın sebebi de bitkilerin küflenmeye olan ilgisine bakmak. Küflenme dünyanın bir sorunu olduğu için ben bu sorunu biraz da olsa engellemek istedim. Bazı bitkileri kullanarak bunların özlerini çıkartıp hem biyobozunur ambalaj hem de bunlardan ekmek yaptım. Bitki özütlerini soxhlet ekstraksiyon cihazında özütledim. Özütleme işlemi sonunda da özütleri kahverengi cam şişelere koyarak +4 derecede buzdolabında sakladım. Sonra bunlardan ekmek yaptım. Ekmekte sadece su yerine bitki özütlerini kullandım. Kullandığım bitkiler ot çayı, kuşburnu, ayva yaprağı, çakal eriği bu bitkilerin özütleriyle hazırlanan ekmekleri streç filme sararak her hafta boyunca ne kadar küflenip küflenmediğine baktık. Sonra bunları bir grafik haline getirdik. Ot çay özütü katkılı ekmek üç hafta boyunca küflenmeden dururken diğerleri küfleniyor. Ot çayı özütü katkılı ekmek dördüncü hafta başlarında küfleniyor. Ekmekleri desteklemek için biyobozunur gıda ambalajları yaptık. Biyobozunur gıda ambalajlarının içerisine gliserin, saf su, bitki özütü ve jelatin kattık. Bunları yaptıktan sonra kalıplara dökerek 24 saat boyunca oda koşullarında beklettik. Katkısız ekmekleri bunların içerisinde iki hafta boyunca beklettik. Ne kadar küflenip küflenmediğine baktık. Ot çayı özütü katkılı biyobozunur ambalajına sarılı ekmek dilimlerinde hiç küflenme olmuyorken katkısız biyobozunuru gıda ambalajına sarılı ekmek diliminde küflenme en fazla oluyor. Benim önerilerim ot bitkisinin kimyasal içeriği konusunda üst derece bilimsel araştırmalar yapılabilir. Küflenmeyi önleme mekanizması anlaşılabilir. Hem sadece ekmekte değil diğer gıdalar ve raf ömrünün arttırılıp arttırılmayacağına bakılabilir. Ben bu projem ile TÜBİTAK Ankara bölge birinciliğini elde ettim” dedi. Projesinin ekmek israfına da olumlu katkılarının olabileceğini sözlerine ekleyen Yangın, “İnsanlar ekmeği çok alıyor. Çok alınınca da yenmeden çöpe atılıyor. Ayrıca bu bitki özütlerini katarak ekmeğin ömrünü uzattıkça yenme süresini arttırıyor. Bu bitkileri ben amcamla yazın tarlaya çıktığımda topluyordum. Bu bitkilerden ot çayı bölgemize has bir bitkidir” ifadelerini kullandı.