GÜNDEM - 10 Eylül 2025 Çarşamba 14:36

12 Eylül mağduru 19 yaşında girdiği cezaevinden 28 yaşında çıktı!

A
A
A

Türk siyasi tarihine kara bir leke olarak kazınan 12 Eylül askeri darbesinin Sivas’ta yaşayan mağdurlarından Hürriyet Gül, 19 yaşında girip 28 yaşında çıktığı cezaevinde gördüğü akılalmaz işkenceleri anlattı.

Aradan 45 yıl geçmesine rağmen hafızalardan, 12 Eylül askeri darbesinin izleri silinemedi. Sivas’ta yaşayan 64 yaşındaki Hürriyet Gül, 19 yaşında girip 28 yaşında çıktığı cezaevinde yaşadığı işkenceleri ve dönemin en ağır işkencelerini yaşayan Muhsin Yazıcıoğlu ile yaşadığı bir anıyı anlattı. Gül, 12 Eylül darbesini bir neslin yok edildiği karanlık bir eylem olarak nitelendirerek, "O gün bir neslin yok edildiği bir eylem yapıldı. 12 Eylül denince biz vatan evlatlarının işkencelerle çürütüldüğü, idam sehpalarına gönderilip asıldığı, bir kısmının dövülerek öldürüldüğü ve Allah’a, vatana, millete, bayrağa bağlı gençlerine, özel yetiştirilmiş kişiler tarafından işkence edilen ve hapisten çıkanların da çıktıktan sonra hayatlarını idame etmekte zorlandıkları bir eylemdi. O süreçte çok şey yaşadık. İnsanlığımızdan, hayatımızdan vazgeçtik. Bu zamana kadar görülmemiş işkencelere maruz kaldık. Filistin askılarında asıldık, falakalara yatırıldık, vücudumuza elektrik verdiler, ailemizin namusuyla tehdit edildik. Hepsini bize yaşattılar" dedi.

12 Eylül mağduru 19 yaşında girdiği cezaevinden 28 yaşında çıktı!

"Biz ’Allah’ dedikçe onlar ’gelsin sizi kurtarsın’ dedi"

Gül, BBP’nin merhum genel başkanı, 12 Eylül darbesinde en ağır işkenceleri gören Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte cezaevlerinde tutulduğunu ifade ederek, "Ben 1978 yılında rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte Sivas odalarında, 2 ay Sivas Kapalı Cezaevi’nde kaldıktan sonra tahliye edildim. O zamanlar okuluma devam ediyordum. 1980’de tekrar içeri alındım. 12 Eylül’de de yapmadığımız, işlemediğimiz suçtan dolayı cezaevine girdim. Yıllarca bizlere yapmadıkları işkence kalmadı. Önce Sivas Kapalı Cezaevi daha sonra Malatya Cezaevi oradan sonra Mamak Cezaevi sonra yine Malatya Cezaevi en son da Gaziantep Cezaevi’ne girdik ve sonrasında da tahliye olduk. 9 yılımızı oralarda heba ettiler. Gördüğümüz işkencelerin haddi hesabı yok. Vücudumuzun farklı uzuvlarına elektrik verdiler, Filistin askılarına astılar. İşkencelerde de en çok zorumuza giden şeylerden birisi de biz ’Allah’ diye feryat ederken ’o gelsin de sizi kurtarsın’ demeleriydi. ’Allah’ diyen bir insana, ’Allah nerede gelsin de seni kutrasın’ diyen sözde devlet görevlileri vardı" dedi.

12 Eylül mağduru 19 yaşında girdiği cezaevinden 28 yaşında çıktı!

Namaz kılarken işkence edilip öldürüldü

Gül, Namık Kalender isimli hücre arkadaşının namaz kılarken, namaz kıldığı için işkence edilerek öldürüldüğünü vurgulayarak, "Raci Tetik isimli Mamak’ın azılı kâfiri yetiştirdiği adamlarıyla herkesi mahvetti. Mamak Cezaevi’nde ağabeyim dediğim Bekir Bağ’ın dövülerek iç kanaması geçirmesine sebep oldular ve doktor da götürülmedi. Cezaevinde hayatını kaybetti. Hasan Alemlioğlu, Malatya Cezaevi’nde koğuştan bir arkadaşım. O da işkencelere maruz kaldı ve hastaneye götürülmeyerek hayatını kaybetti. Namık Kalender, cezaevinde namaz kılarken kafasına değnekle vurularak beyin kanaması geçirtildi ve öldü. Ben teravih namazını kılarken ağzıma yine değnekle vuruldu ve ağzımda dişim kalmadı, hepsi kırıldı. Koğuşta herkes ’Dallas’ isimli diziyi seyrediyorlarmış ve biz teravih namazı kılarak koğuşun düzenini bozuyormuşuz. Bu gerekçeyle namaz kılarken benim dişlerimi kırdılar" diye konuştu.

Kemikleri kırıldı doktora götürülmedi

Gül, işkence edilirken kemikleri kırılmasına rağmen doktora götürülmediğini hatırlatarak, "İşkence yaparken köprücük kemiğimi kırdılar ve doktora götürmediler, kendiliğinden eğri bir şekilde tuttu. Vücudumuzun farklı bölgelerinden elektrik verdiler. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’yla birlikte muhabbetini yapıyorduk ’bizim buradan çıktıktan sonra çocuğumuz olacak mı’ diyorduk. Bu tür endişelerle cezaevinde günümüz geçiyordu. Veli Can Oduncu, solcuların cezaevine özellikle bırakılarak şişletilip öldürülen bir arkadaşım. Ferhat Tüysüz, cezaevinde gördüğü işkencelerden sonra bel kemiği kırılmıştı ve çıktıktan sonra o da hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden hangi bir arkadaşımı anlatayım" şeklinde konuştu.

Ziyaretine gelen anne ve babasını tanıyamadı

Gül gördüğü işkencelerin etkisiyle ziyaretine gelen anne ve babasını tanımakta güçlük çektiğini anımsayarak, "Hayatım boyunca Eskişehir’e hiç gitmedim, 3 tane cinayeti üzerime yıktılar ve 16 gün boyunca çırılçıplak askıda bıraktılar, bana yapmadıkları işkenceler kalmadı. O askıda 1 saat kalmak bir insan için ölüm demek. Döverken bizlere ana, bacı, vatan, din demeden ayırt etmeden küfür ederlerdi. Cezaevine ailemiz geldiğinde tanıyamıyorduk. Annem ziyarete geldi yüzüne beş dakika bakakaldım ve annem olduğunu ancak hatırlayabildim. İşkencelerden dolayı beynimiz neredeyse durmuştu. Cezaevine dışarıdan gelen akrabalarımız ’nasılsın’ diye sorduklarında ’eh işte’ bile diyemiyorduk. Öyle dediğimizde görüş bittikten sonra falakaya yatırılıyorduk. ’Çok iyiyim burada’ dememiz gerekiyormuş" dedi.

12 Eylül mağduru 19 yaşında girdiği cezaevinden 28 yaşında çıktı!

"Solcu mahkumlar Muhsin Yazıcıoğlu’nu alkışladı"

12 Eylül askeri darbesinin Sivas’ta yaşayan mağdurlarından Hürriyet Gül, darbe öncesi Muhsin Yazıcıoğlu ile cezaevinde yaşadıkları ilginç bir anısına da değinerek şunları anlattı: "Sene 1978 bizi Sivas Kapalı Cezaevi’ne aldılar. Sol görüşlü arkadaşlarımız bağırıp çağırıp küfürler ediyorlardı. Muhsin abi de ’bu arkadaşlarla bir görüşelim uyaralım’ dedi. Biz de ’abi onlar ayrı yerde biz ayrı yerdeyiz idare izin vermez’ dedik. Uzun uğraşlar sonucu o izni aldık ve onların bulunduğu alana gittiğimizde, Muhsin abi bir bardak çay istedi arkadaşlardan ve birisi çayı getirdi. O çayı havaya kaldırdı ve ’arkadaşlar bize bir bardak çay içme fırsatı vermediler, aynı masa etrafında oturup bir bardak çay içemedik’ dedi. ’Bu Siyonistlerin oyunu, biz hepimiz biriz’ dedi ve çıkarken hep birlikte bizi alkışladılar, ’Başkan Muhsin’ diyerek bizi uğurladılar. O günkü Muhsin Başkanla yaşadıklarım beni çok etkilemişti."

Rahmi Meyveci - Ennur Şahin 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Meclis üyesini sıkıştırıp, aracı yumrukladı… O anlar kamerada Bursa’da Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Özlem Bodur, trafikte yol verme tartışması sonrası saldırıya uğradı. İddiaya göre yol vermediği gerekçesiyle öfkelenen şüpheli sürücü, Bodur’u takip ederek aracına saldırdı. O anlar kameraya yansırken, şüpheli çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, Hamitler Mahallesi Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı üzerinde seyir halinde olan Özlem Bodur, yol verme meselesi nedeniyle tanımadığı bir sürücünün tepkisiyle karşılaştı. İddiaya göre şüpheli sürücü, bu nedenle trafikte Bodur’u sıkıştırarak sinkaflı el hareketlerinde bulundu. Sıkıştırma nedeniyle durmak zorunda kalan Bodur, bu sırada araçtan inen şahıs A.G.’nin saldırısına uğradı. Şüpheli önce aracın aynasını kırdı, ardından araca yumruk atıp olay yerinden uzaklaştı. O anlar kameraya yansırken, şüphelinin "Seninle görüşeceğiz, seni öldürürüm" şeklinde tehditlerde bulunduğu iddia edildi. Olay sonrası polis merkezine başvuran Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Özlem Bodur, maddi zarar oluşmadığını ancak hakaret ve tehditlere maruz kaldığını belirterek şikâyetçi oldu. Yapılan araştırmada söz konusu aracın sahibinin A.G. olduğu tespit edildi. Şüpheli A.G.’nin ifadesinde suçlamaların bir kısmını kabul ettiği öğrenildi. Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda adliyeye sevk edilen şüpheli A.G., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öte yandan, olayın ardından AK Parti ve MHP’li milletvekillerinden ve Meclis üyelerinden Özlem Bodur’a destek mesajları geldi. Milletvekilleri, trafikte şiddetin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak sürecin yakından takip edileceğini ifade etti.
Aydın Bir kişinin öldüğü kaçak define olayında 1 tutuklama Aydın’ın Efeler ilçesinde iddiaya göre define aramak için kaçak kazı yaparken girdiği tünelde mahsur kalan şahıs ekiplerin saatler süren arama çalışmasının ardından ölü olarak bulunurken, tünelin dışında bekleyen diğer şahıs ise jandarmadaki işlemlerinin ardından sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, sabaha karşı Kalfaköy Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, define aramak için kaçak kazı yaptıkları iddia edilen şahıslardan biri açtıkları tünele girdi. Dışarıda kalan T.Y. (44) içerideki Sezer Ayhan (32) isimli arkadaşından uzun süre haber alamayınca durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye jandarma, AFAD, UMKE, Jandarma Arama Kurtarma Ekibi (JAK) yönlendirildi. Kısa sürede bölgeye gelen ekipler tünel içerisindeki Ayhan’a ulaşmak için çalışma başlattı. Yaklaşık 20 metre uzunluğundaki tünelin uzun ve dar olması ekiplerin çalışmalarını güçleştirirken, saatler süren kurtarma çalışmalarının ardından Ayhan ölü olarak bulundu. İzmir İl Afet Müdürlüğü’nden getirilen temiz hava besleme sistemi ile mahsur kaldığı tünelden ölü olarak çıkarılan Ayhan’ın cansız bedeni hastane morguna kaldırılırken, kesin ölüm nedeni yapılacak olan otopsinin ardından belli olacak. Tutuklandı Tünel dışında kalan T.Y. isimli şahıs jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen T.Y. çıkartıldığı adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İstanbul Emre Belözoğlu: "Minimum 7-8 oyuncuyla beraber değişmesi gereken bir takımımız var" Kasımpaşa Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, minimum 7-8 transfer yapılması gerektiğini söyledi. Trendyol Süper Lig’in 17. haftasında Kasımpaşa deplasmanda oynadığı Galatasaray’a 3-0’lık skorla yenildi. Mücadelenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Kasımpaşa Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, "Galatasaray’a karşı yapabileceğimiz net bir şekilde detaylandırdığımız yerler vardı. Oyunu tutmak adına bence elinden geldiğince uygulamaya çalışan bir oyuncu grubum var. Oyunu 1-0 tuttuk. Galatasaray geçiş yaparken, topu kaptırdığınızda geçişe geçişte güçlü bir takım. Set hücumda güçlü bir takım. İki tarafı da çok iyi oynayabilen bir takım. Bunun hazırlığını yapmıştık. 1-0 giderken 65-70’te hamle yaptık. Hamlenin karşılığında da biraz daha cüretkar oynamaya çalıştık. Böyle olunca da biraz daha onların daha rahat alan bulmasını vesile oldu. Hücum anlamında isteklerimizi yapamadık. Defans anlamında belli alanlarda Galatasaray’ı sıkıştırdık. Oyuncularımın isteğini, arzusunu görebiliyorum. Devre beraber değişmemiz gerekiyor. Kasımpaşa ilk defa sahasında maç kazanmadan devreyi bitirdi. O yüzden takımımızda değişim kaçınılmaz gibi duruyor. Hemen yarından itibaren 3 gün antrenman yapacağız. 2 Ocak’ta kampa gideceğiz. Minimum 7-8 oyuncuyla beraber değişmesi gereken bir takımımız var. İnşallah bunu yaparız" diye konuştu. Gelmeden önce kadroyla ilgili ekibiyle değerlendirme yaptığını ifade eden Belözoğlu, "Buna rağmen en iyisini yapmak için buradayız. Elinde bir kadroyu güçlendireceğimizi düşündüğümüz bir devre arası var önünde. Bence Kasımpaşa’nın bunu yapması gerekiyor. Kerem (Demirbay) iyi bir oyuncu. İsmi geçen oyunculardan biri de o. Topu tutmadan, yönlendirmede o benim istediğim oyunu ortaya çıkabilecek bu tarz oyunculara ihtiyaç var gibi görünüyor. Ceyhun Bey’le görüştük, başkanlarımızla görüştük. Takımın güçlenmesi adına bir şeyler yapabileceğimizi düşünüyorum. 17 maçın minimum 8-9 galibiyet çıkarabilecek bir takım inşa edeceğiz. Şikayet edecek durumda değilim. Şikayet etmemeliyim bu kadroya geldiysem. Bugün planlarımızın bazıları tuttu, bazıları tutmadı. Karşımıza güçlü bir takım vardı" şeklinde konuştu. "Elimde peynir, domates varken, kimse benden sucuklu ya da sosisli pizza beklememeli" Elindeki kadroyla iyi işler çıkarmaya çalıştığını vurgulayan Emre Belözoğlu, "Elindeki malzemeyle en iyi lezzeti çıkarabilecek oyunu yapmak durumundayım. Elimde peynir, domates varken, ben sadece peynirli domatesli en güzel pizzayı yapmalıyım. Kimse benden sucuklu ya da sosisli pizza beklememeli. Bu işin gerçeği budur. Teknik adamlar bir şeyleri konuşurken biraz daha gerçekçi yaklaşmalılar. Ben burada elimdeki mevcutla bile en iyi neyi yapabilirim, bunun derdindeyim Ofansif anlamda kesinlikle değişmemiz gereken, gelişmemiz gereken yerler var" ifadelerini kullandı. Her çalıştırdığı takımın kendisinde tecrübe olduğunu aktaran Belözoğlu, "Elimizdeki güce göre en lezzetlisini yapmak zorundasınız. Ankaragücü’yle yaşadığımız süreç tamamen bence hakemlerin organize ettiği bir süreçti. Antalyaspor, geçen sene bence yine ligin en sıkıntılı kadrolarından bir tanesiydi ama bence iyi iş çıkardık. Lige çok iyi başladık. 4 maçta 9 puan aldık. Camia mutsuz, 4 maçın 4’ünü de kazanmamız gerekiyor diyorlardı. Ben o yüzden bıraktım. Çünkü bazen ülkede gerçeklerle karşılaşmak istemeyen bir grupla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Gerçekçi bakacağız. Bunları tecrübe olarak görüyoruz. Teknik adamlık kariyerimde iyi de gitse kötü kötü de gitse hedeflerimden vazgeçmeden yoluna devam edeceğim. Bu bir tecrübe. Hep böyle bakarım" diyerek sözlerini tamamladı.
Eskişehir Aynı anda aynı caddede 4 kaza: Başka kaza olmasın diye çaba gösterdiler Eskişehir’de yağmurun etkisiyle aynı yolda aynı anda toplam 4 ayrı kaza meydana gelirken, çekici bekleyen sürücüler diğer araçların kaza yapmaması için yoğun çaba gösterdi. Bir otomobilin duvara çarptığı kazada 1 kişi yaralanırken, aracını pert eden oğluna kızan baba, "Gece vakti burada ne işin var?" diyerek tepki gösterdi. Odunpazarı ilçesi Yenikent Mahallesi Zümrüt Caddesi üzerinde aynı anda 4 ayrı kaza meydana geldi. Edinilen bilgilere göre ilk kazada, Mustafa S.K. (19) idaresindeki 06 BM 8846 plakalı otomobil, yağmurdan dolayı kayganlaşan yolda kontrolden çıktı. Virajı alamayan otomobil, yol kenarındaki duvara çarptı. Kullanılamaz hale gelen araçta bulunan 4 arkadaştan B.E. isimli şahıs kazada yaralanırken, sürücü haricindeki 2 kişi kaza mahallinden uzaklaştı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. B.E. isimli yaralı, ilk müdahalesinin ardından Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Aracı pert eden oğluna kızdı Kazanın ardından şoka giren araç sürücüsü Mustafa S.K. (19) kullanılamaz hale gelen aracı üzülürken, olay yerine gelen yakınları arkadaşını, "Cana geleceğine mala gelsin" diyerek sakinleştirmeye çalıştırdı. Mustafa S.K.’nın olay yerine gelen babası Mustafa K. ise, "Gece vakti burada ne işin var?" diyerek oğluna tepki gösterirken, diğer aile ferleri bu kez de babayı sakinleştirmeye çalıştı. Aynı yolda kaza yapan sürücülerden diğer araçlara örnek hareket Öte yandan, aynı cadde üzerinde bahse konu kazaya sadece 300 metre uzaklıkta 3 ayrı kaza meydana geldi. 2 araç ve 1 motosiklet daha kontrolden çıkarak şarampole devrildi. Bahse konu 3 kazada da yaralanan olmadı. Motosiklet sürücüsü kalkıp yoluna devam ederken, şarampole saplanan 39 FB 525 plakalı otomobil ve 65 HC 935 plakalı kamyonet sürücüleri çekici beklerken, diğer sürücüleri kaza yapmamaları için uyardı.