ASAYİŞ - 13 Ağustos 2025 Çarşamba 12:32

Cinlerin sardığı söylentisi sonrası terk edilen köyde sabahlamak istedi, besmeleler çekerek terk edilmiş evlere girdi

A
A
A
Cinlerin sardığı söylentisi sonrası terk edilen köyde sabahlamak istedi, besmeleler çekerek terk edilmiş evlere girdi

İstanbul’da yaşayan bir macerasever, Sivas’ın Şarkışla ilçesinde bulunan ve cinlerin sardığı söylentisi sonrası terk edilen köye giderek bir gece konaklamak istedi. Besmele çekerek köyü dolaşan genç maceracı, o anları kaydetti.


Sivas’ın Şarkışla ilçesinde bulunan Kışla köyü, 15 yıl önce köye cinlerin yerleştiği söylentileri üzerine terk edildi. Adı "cinli köy"e çıkan köyde 15 yıl önce 20 hane yaşarken köyde yaşayan tüm aileler köyü terk etti. Köyde terk edilen haneler ise ilgisizlik ve bakımsızlık yüzünden harabeye döndü. Konuyla ilgili video ve bilgilere ulaşan İbrahim Koyuncu (26), köyü ziyaret etmek istedi. İstanbul’da yaşayan ve adrenalin tutkunu olan Koyuncu, köyde bir gece geçirdi. Terk edilen haneleri tek tek gezen İbrahim Koyuncu, o anları kaydetti. Besmele ile evlere giren genç, "Tüylerim ürperdi, gerçekten çok korkutucu" dedi.


İstanbul’da yaşadığını ve bu tip yerleşim yerlerine gittiğini ifade eden İbrahim Koyuncu, "Mağaralara, terk edilmiş yerlere giderim genelde. Oralarda videolar çekerim. Bu köyü internette araştırırken buldum. Terk edilmiş cinli köy deniliyordu. Doğruluğu sorgulamak için bu köye sabahlamaya geldim. Terk edilmiş camii ve evlerden oluşan bir köy. Şimdi hepsini tek tek gezeceğim. Daha önce birçok köye gittim. Rotada gideceğim çok yer var. Ekstrem sporlar ile uğraşıyorum, aynı zamanda mağaralar, askeri tüneller, sığınaklara gidiyorum. Tehlike neredeyse ben oradayım. Adrenalin bağımlısıyım" dedi.



Cinlerin sardığı söylentisi sonrası terk edilen köyde sabahlamak istedi, besmeleler çekerek terk edilmiş evlere girdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara HAK-İŞ Başkanı Arslan: "Setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların temel pek çok haklarından mahrum bırakılması bizi üzüyor" Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Özellikle 1 buçuk, 2 saat süren dizi sürelerinin aynı zamanda insan hakları ihlali olduğunu düşünüyoruz. O setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların gerçekten temel pek çok haklarından mahrum bırakılması ve kendilerinin gerçek anlamda bir sendikasının olmaması bizi ciddi şekilde üzüyor" dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla uluslararası alanda gerçekleştirilen ’HAK-İŞ 14’üncü Uluslararası Kısa Film Yarışması’ ödülleri sahiplerini buluyor. Ankara’da bir otelde düzenlenen yarışmanın ödül töreninde, ulusal ve uluslararası kategoride 4 dalda toplam 8 ödül ve ’Sendikacı Gözünden’ kategorilerinde ödüller verildi. Törene, HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan, yarışmacılar, aileleri ve davetliler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan tören, gün özelinde hazırlanan tanıtım filminin seyredilmesiyle devam etti. Şiir ve balaban dinletisinin ardından açılış konuşmalarına geçildi. "Biz bütün kültür ve sanat alanında yeni şeyler yapmaya çalışıyoruz" Sanat ve kültürün sinemayla, dizilerle sınırlı olmadığını belirten Arslan, "Biz bütün bu kültür ve sanat alanında yeni şeyler yapmaya çalışıyoruz. 50’nci yılımız etkinliğinden bir tanesi Türkiye’nin gerçekten hepimizin tanıdığı, gurur duyduğu büyük sanatçılarımızın birer tane eserini Ankara’da Resim Heykel Müzesi’nde sergiledik ve o eserlerin satışını ressamlarımız Filistinlilere bağış olarak gerçekleştirdi. Resim yarışmalarımızdan başlayarak ebru sanatını tekrar ihya etmek, özellikle meddah diplemeleriyle ilgili unutulmuş sanatlarımızı yeniden toplumla buluşturma çabalarımız daha birçok çalışmalarımızla beraber HAK-İŞ, kültür ve sanat alanında da yeni damarları açmaya devam edecek. Sizlerden desteğimiz bizi bu konuda daha çok teşvik etmeniz, bu konudaki çalışmalarımıza destek olmanız ve bu işin sendikacılığımızın o temel kurallarından bir tanesi olduğunu da sizin de inanmanızı, bize de inandırmanızı istiyoruz. Özellikle Emek Hareketi’nin bir temsilcisi olarak sinema ve dizi sanatçılarının özellikle mevzuat açısından, örgütlenme açısından, sendikalaşma açısından da kendilerine her türlü desteği katkıyı vereceğimizi buradan ilan etmek istiyoruz" diye konuştu. "Setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların temel pek çok haklarından mahrum bırakılması bizi üzüyor" Dizi konusunda Türkiye’nin, dünyanın pek çok ülkesine ihracat yaptığını dile getiren Arslan, "Dizide görev alan emekçilerin, oyuncuların ve bu konuda gerçekten alın teri akıtan insanların haklarının aynı ölçüde korunmadığını görüyoruz. Özellikle 1 buçuk, 2 saat süren dizi sürelerinin aynı zamanda insan hakları ihlali olduğunu düşünüyoruz. O setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların gerçekten temel pek çok haklarından mahrum bırakılması ve kendilerinin gerçek anlamda bir sendikasının olmaması bizi ciddi şekilde üzüyor. Bir başka sorun toplumumuzu ne yazık ki bu uzun dizi saatleri başka bir noktaya taşıyor. Bunun tedbirlerin alınması gerekiyor" şeklinde konuştu. Arslan, konuşmasında Mevlana’nın pergel metaforuna atıf yaparak sendikal anlayışlarını anlattı. Pergelin sabit ayağı gibi değerlerine, inancına ve medeniyetine bağlı durduklarını, diğer ayağıyla ise tüm dünyaya açık, evrensel bir sendikal perspektif benimsediklerini ifade etti. HAK-İŞ’in hem milli duruşu hem de evrensel sendikal ilkeleri birlikte taşıyan bir hareket olduğunu vurgulayan Arslan, kuruluş felsefelerinden ve emek mücadelesine kattıkları ilkelerden vazgeçmeden yollarına devam edeceklerini kaydetti. Ödül alacak sanatçıların yanı sıra televizyon dizilerindeki oyunculuklarıyla tanınan, dizi ve sinema filmleri oyuncuları Arzu Balkan, Hakan Boyav, Koray Karaca, Zeynep Aytem, Fatih Küçük, Dursun Ali Erzincanlı ve Melahat Abbasova katılacak. Sanatçılara "Emeğe Saygı" plaketi takdim edilecek.