SPOR - 21 Mart 2019 Perşembe 19:40

Hakan Keleş: "Yabancı sınırından çok kulüplerin maddi sorunlarını çözmek gerekiyor"

A
A
A
Hakan Keleş: "Yabancı sınırından çok kulüplerin maddi sorunlarını çözmek gerekiyor"

Demir Grup Sivasspor Teknik Direktörü Hakan Keleş, "Yabancı sınırsız olsun sıkıntı yok ama oynamaya sınır getirilerse, saha içerisindeki oynamaya sınır getirirlerse Türk oyuncuları da kazanırız.

Demir Grup Sivasspor Teknik Direktörü Hakan Keleş, "Yabancı sınırsız olsun sıkıntı yok ama oynamaya sınır getirilerse, saha içerisindeki oynamaya sınır getirirlerse Türk oyuncuları da kazanırız. Zaten biz kazanıyoruz sıkıntı yok ama daha büyük problemlerimiz var sınırdan çok kulüplerin maddi sorunlarını çözmek gerekiyor" dedi.


Milli maçlar ve yerel seçimler nedeniyle lige verilen arada 5 gün izin yapan Demir Grup Sivasspor, Spor Toto Süper Lig’in 27. haftasında kendi sahasında oynayacağı İstiklal Mobilya Kayserispor maçının hazırlıklarına başladı. Düz koşu ile başlayan antrenmanda futbolcular daha sonra gruplar halinde top kapma çalışması yaptı. Milli takımlarında bulunan Emre Kılınç, Delvin N’Dinga, sakatlıkları süren Aoruna Kone, Muhammet Demir ile izinli bulunan Matias Bjarsymyr antrenmana katılmadı.


Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Teknik Direktör Hakan Keleş, ligde son maçta kaybettikleri Fenerbahçe maçıyla ilgili, "Maçın telafisi var. Kayserispor maçının hazırlıklarına başladık. Eksikliklerimiz var. Aranın bize iyi geleceğini düşünüyoruz. Özellikle forvet bölgesinde Kone iyileşecek Muhammet aramıza katılacak. O bölgeyi tamamladığımızda eksiğimiz olmuyor. Bir cezalımız Matias var. Fenerbahçe maçında oyun olarak iyi seviyedeydik. Fakat skora yansıtamadık. Çok memnunum oyundan ama kazanamadık. Yaptığımız hataları tekrar yaptık. Golden sonra hemen gol yedik. Bizim için baya bir sıkıntı oldu. Önümüzde şimdi Kayserispor maçı var. Maçı alıp rahatlamak istiyoruz" dedi.


Bireysel hataları fazla yapmaya başladıklarını ifade eden Keleş, "Bireysel hatalara önlem alamıyorsunuz. Oyun içerisinde gelişiyor bunlar. Azaltmıştık içerideki maçta gol yememiştik. Deplasmanda iyi oynamamıza rağmen ufak, tefek bireysel hatalarla skoru alamadık" diye konuştu.



"Emre milli takımı hak ediyordu"


Kırmızı-beyazlı ekibin orta saha oyuncusu Emre Kılınç’ın ilk defa A Milli Futbol Takımı kadrosuna davet edilmesinin sorulması üzerine Keleş, "Şenol Hoca aradı fikirlerimizi aldı. Biz de fikirlerimizi söyledik. Ona başarılar diliyorum. Emre’yi alarak da Anadolu kulüplerine güzel bir mesaj verdiğini düşünüyorum. Biz mutluyuz. Emre hak ediyordu orayı. İnşallah orada da elinden geleni yapar, bizi de mahcup etmez. Güzel sonuçlar alarak ülkemize dönerler. Allah yardımcıları olsun. Kalbimiz, gönlümüz onlarla beraber" şeklinde konuştu.



"Kulüplerin maddi sorunlarını çözmek gerekiyor"


Yabancı sınırı tartışmasıyla ilgili olarak Sivasspor’un teknik patronu, "Yabancı tartışmasını herkes yapıyor, herkes bir şeyler söylüyor. Bence sınırsız olsun sıkıntı yok ama oynamaya sınır getirilerse, saha içerisindeki oynamaya sınır getirirlerse Türk oyuncuları da kazanırız. Zaten biz kazanıyoruz sıkıntı yok ama daha büyük problemlerimiz var. Sınırdan çok kulüplerin maddi sorunlarını çözmek gerekiyor. Bizim öyle bir sıkıntımız yok ama maddi sıkıntılardan yabancı sorunu çok olmaya başladı. Büyük paralar veriliyor. Güzel bir kamuoyu oluştu. Herkes fikirlerini söyleyecek. Olumlu bir şeyler çıkar ama birden olacağını düşünmüyorum. Çünkü futbolcuların sözleşmeleri devam ediyor. İnşallah sağlıklı bir karar verilir" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Aşı her yıl 2,5 milyon çocuk ölümünü önlüyor DÜZCE(İHA) – Dr. Dilek Yekenkurul, dünya genelinde uygulanan bağışıklama programları ile her yıl 2,5 milyon çocuk ölümünün önlendiğini söyledi. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Dilek Yekenkurul, aşının toplum ve insan sağlığı için önemini anlattı. Aşıyı; “İnsan vücuduna verildiğinde bağışıklık oluşturarak o mikroorganizmayı tanımasını ve ona karşı koruyucu yanıt oluşturmasını, sonrasında da o hastalığa karşı korunmasını sağlayan bir çeşit ilaçtır. Aşılar gücü azaltılmış ya da öldürülmüş mikroorganizmaların kendisinden veya sadece bir bölümünden hazırlanan bir maddedir” şeklinde tanımlayan Dr. Dilek Yekenkurul, aşının onlarca bulaşıcı hastalığı önlemeye katkı sağladığını vurguladı. Güvenli ve etkili Aşının, 20’den fazla bulaşıcı hastalığı önlemek için çevre sağlığı hizmetlerinden sonra, en güvenli ve etkili koruyucu sağlık hizmeti olduğunu vurgulayan Öğretim Üyesi Yekenkurul, “Çiçek hastalığı gibi bazı hastalıklar etkin ve yüksek oranda aşılama ile yok edilmiştir. Ülkemizde de 1930’da çiçek aşısı, 1937’de difteri ve boğmaca aşısı, 1952’de verem aşısı, 1963’te çocuk felci aşısı, 1968’de tetanoz aşısı ve 1970’te kızamık aşısı yapılmaya başlanmıştır. İlk yıllarda yüksek oranda yapılmamasına rağmen birçok insanın hayatı kurtulmuş, bazı salgınlar aşılar sayesinde durdurulmuştur. Ülkemizde şuan çocuklarımıza verem, difteri, boğmaca, tetanoz, çocuk felci, hepatit B, hepatit A, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, suçiçeği, pnömokok ve hemophilus influenza tip B gibi menenjit ve zatürre aşıları olmak üzere toplam 13 hastalığa karşı aşı yapılmaktadır. Bunların dışında kuduz, zona, HPV, meningokok, influenza (grip), COVID-19, tifo, sarıhumma, japon ensefaliti (beyin enfeksiyonu) ve kolera gibi aşılar bazı risk gruplarına önerdiğimiz diğer aşılardır” dedi. Her yıl 2,5 milyon çocuk ölümünü önlüyor Dünya genelinde uygulanan bağışıklama programları ile her yıl 2,5 milyon çocuk ölümünün önlendiğinin bildirildiğini ifade eden Yekenkurul, “Aşıların genel özelliği koruyuculuğunun yüksek olmasıdır. Ancak şunu unutmamak gerekir; her aşının koruyuculuğu yüzde yüz değildir. Bu yüzden tüm toplumu aşılamak daha önemli hale gelir. Ayrıca koruyuculuğu yüzde yüze yakın birçok aşı vardır. Aşıların bir özelliği de hastalık seyrinde hafifletici etki yapmasıdır. Örneğin aşı hastalık bulaşmasına engel olmasa dahi, aşılı bir insan da söz konusu olan hastalık daha hafif, aşısız insanda daha ağır hatta bazen ölümcül seyredebilir. Bunu yaşadığımız bazı salgınlarda bizzat kendimiz gördük. Dünya genelinde de bu konuyla ilgili yapılmış birçok çalışma mevcut” ifadelerini kullandı. Aşı yaptıran kişi toplum sağlığını da korumuş olur Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte aşı çalışmalarının daha güvenilir şekilde yürütüldüğünü söyleyen Dilek Yekenkurul, “Tabi ki her ilaç gibi aşının da yan etkileri veya alerji riski vardır, ama nasıl ki bir ilacı mecbur olduğumuz için bu riskleri göze alıp kullanıyorsak aşıyı da böyle düşünmeliyiz. Hatta aşının daha geniş bir etkisi vardır. Örneğin bir insan aşı yaptırdığı zaman sadece kendisini korumaz. Aşılar bulaşıcı hastalıklara yönelik yapılır ve aşı yaptıran kişi o hastalığı geçirmeyeceği için bulaştırıcı kaynak da olmayacaktır; böylelikle etrafındaki insanları yani toplumu da korumuş olur. Hatta aşılar bazen bir salgının bile önüne geçebilir. Dünya Sağlık Örgütü’nün 1974’te küresel olarak başlatmış olduğu Genişletilmiş Bağışıklama Programı çerçevesinde, aşılanma oranı yüksek olan ülkelerde aşı ile önlenebilir hastalıkların görülme oranında ve ölüm oranlarında düşme görülmesi aşının en büyük kanıtıdır” diyerek sözlerini sonlandırdı.
İzmir Londra Enerji Kulübü Başkanı Mehmet Öğütçü: “Önemli olan sürdürülebilir, kesintisiz enerjiyi sağlamak” Temiz enerjinin başkenti İzmir, WENERGY-Temiz Enerji Teknolojileri Fuarı’na, ikinci kez ev sahipliği yapıyor. WENERGY Expo’da, eş zamanlı olarak gerçekleşen kongrenin açılış konuşmasını Londra Enerji Kulübü Başkanı Mehmet Öğütçü gerçekleştirdi. Öğütçü, İzmir’in elektrik üretiminde Türkiye’deki kurulu güçte İstanbul, Ankara, Kocaeli’yi geçtiğini ve enerjide en büyük üretici olduğunu belirterek, “Dünya tarihinde hiçbir zaman enerjisiz kalmadık, bundan sonra da kalmayacağız, ama önemli olan gezegenimizin ekolojik dengesini bozmayan, maliyeti ehven, sürdürülebilir kesintisiz enerjiyi sağlamak” dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ, BİFAŞ ve EFOR Fuarcılık iş birliği ile düzenlenen WENERGY - 2. Temiz Enerji Teknolojileri Fuarı, fuarizmir’de kapılarını açtı. 300’ü aşkın sektör paydaşını, uluslararası alıcı ve yatırımcılar ile buluşturan fuarda, sektörün kamu, yatırımcı, sanayici ve tedarikçileri bir araya geliyor. Fuarla birlikte düzenlenen 22 oturumun gerçekleştirileceği kongrede de sektörün önde gelen isimlerinden akademisyenler, iş insanı ve enerji dünyası temsilcilerinin konuşmacı olarak yer alıyor. Kongrenin açılış konuşması, Londra Enerji Kulübü Başkanı Mehmet Öğütçü tarafından gerçekleştirildi. Hükümet, diplomasi, uluslararası kuruluşlar, bankacılık, enerji ve finansman sektöründe 35 yıllık deneyim sahibi olan Mehmet Öğütçü, “Dünya Enerjisindeki Yeni Dinamikler ve Türk İş Dünyasına Yansımaları” konulu konuşmasında ülkesel, bölgesel ve dünya genelindeki enerji politikalarıyla ilgili görüşlerini paylaştı. “ Enerjide şu an en büyük üretici İzmir” “İzmir gerçekten temiz enerjinin başkentidir” diyen Öğütçü, “İzmir, Türkiye’deki kurulu güce baktığımızda elektrik üretiminde İstanbul, Ankara ve Kocaeli’yi geçmiş bir kent. Enerjide şu an en büyük üretici İzmir ve üretiminin tüketimini karşılama oranı da yüzde 66. Dolayısıyla İzmir’in bu avantajı kullanabilmek açısından bu tür platformların çok büyük önemi var. Çünkü bu ülkenin ve bölgenin yatırıma ihtiyacı var. Türkiye’nin en fazla ihtiyaç duyduğu şey hem yenilenebilir enerji hem enerji verimliliği hem de fosil yakıtlarda yatırım, finansman, teknoloji ve ortaklar. Hem ülke içinde hem de uluslararası ortamda, bu tür toplantılar, fırsatların, risklerin ortaya konması, tartışılması, insanların bir araya geldikleri zaman iş anlaşmaları yapılmasına zemin hazırlar. Ben bu fuarın ve kongrenin bu açıdan çok önemli olduğunu düşünüyorum. Dünyanın dört bir yanında değişik ortamlarda bu konularda sürekli konuşmalar yapan biriyim, böylesine yerel yönetimin, devletin, iş dünyasının, üniversitelerin bir araya gelip ortak bir çalışma yürüttüğünü görmedim. Bana göre İzmir, sadece temiz enerjinin başkenti değil, Ege’nin, Akdeniz’in, Ortadoğu’nun, Kafkasların, Orta Asya’nın Avrasya’nın genel anlamıyla bölgesel enerji ve iklim değişikliği merkezi olabilir. Belki bu fuar ve kongreler oraya doğru gidişin de habercisi olur” diye konuştu. “Küresel ekonomide, enerjinin dinamikleri değişiyor” Dünya tarihinde hiçbir zaman enerjisiz kalmadığımızı diye getiren Mehmet Öğütçü, “Bundan sonra da kalmayacağız, ama önemli olan gezegenimizin ekolojik dengesini bozmayan, maliyeti ehven, sürdürülebilir ve kesintisiz enerjiyi sağlamak. Şu anda her şey hızla gelişiyor oyunun adı sürat, eskiden onlarca yılda gerçekleşecek olan gelişmeler, bugün birkaç yılda, birkaç ayda gelişebiliyor. Teknoloji o hale geldi ki bir yandan bir nimet ama öte yandan büyük bir felaket habercisi de olabiliyor. Bugün en fazla konuşulan konu enerjideki geçiş süreci, yani fosil yakıttan daha yeşil enerjiye geçiş süreci, sancısız, zorluk oluşturmadan nasıl gerçekleşebilir? Diğer bir husus ise iklim güvenliği, çünkü dünyamız tahmin edilenin ötesinde karbon emisyonları yüzünden hızla ısınıyor. Kuraklık ve çölleşme, dünyamızı tehdit etmeye başladı. Artık dünyada küresel ekonomide enerjinin dinamikleri değişiyor, bir yandan dünyanın güçlü ülkeleri hızlı bir şekilde yeşil enerjiye doğru akıyor. Ancak Türkiye gibi dışarıdan gelen enerjiye bağımlı ülkelerde cari açık oranı çok yüksek oluyor. Bu nedenle uluslararası ortaklar olmadan bizim gibi ülkelerde bu tür yatırımların tek başına yapılması mümkün değil. Dış kaynaklı yatırımların bizim gibi ülkelere gelebilmesi için devletin dış politikası ve enerji politikasının eş zamanlı ilerlemesi, kuralların olması ve en önemlisi ekonomide, hukuk alanında güven olması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.