KÜLTÜR SANAT - 18 Haziran 2024 Salı 16:18

Köy düğününde asırlık geleneklerini yaşattılar

A
A
A
Köy düğününde asırlık geleneklerini yaşattılar

Sivas’ın Zara ilçesinde bir köy düğününde 35 yıl aradan sonra ilk kez asırlık geleneklere yer verildi.


İlçeye bağlı Eymir köyünde Tansu Bulut ile Hasan Şimşek, geleneklere göre düzenlenen köy düğünüyle dünya evine girdi.


At üzerinde damadı köyde gezdirerek, köy sakinlerini düğüne davet etmek, damadın bindiği atın terkisine damatla aynı kıyafetlerde erkek çocuk bindirmek, atın üzerine kumaş ve bahşiş bırakmak, mezarlık yanından ve yakın zamanda taziyesi olan evlerin önünden geçerken salavat getirmek, damadın düğün konvoyunun en önünde pehlivanların güreş figürleri sergilemesi gibi bir çok örf ve adetlere balı etkinliklerin canlandırıldığı düğünde gelinin at üzerinde evden alınarak yeni evine getirilmesi, damadın çatıya çıkarak bekarların üzerine meyve ve kuruyemiş saçması gibi gelenekler katılımcıların dikkatini çekti.


Gelin tozağı olarak bilinen tavuk tüylerinin boyanmasıyla yapılan gelin başı da davetlilerin dikkatinden kaçmadı.


Konu hakkında açıklama yapan damadın babası Zeki Şimşek, “Geçmişte köy düğünlerimizde yapılan ama günümüzde unutulan bir köy düğünü yapmak istedik. Oğlum ve gelinim de fikrimi olumlu karşıladı. Bir Türkmen düğünü olan köy düğünümüzde damat köy içerisinde at üzerinde gezdirilerek köy halkı düğün alanına davet edilir, gelemeyecek olanlar da hediyelerini at üzerindeki heybeye koyar, kumaş hediyelerini atın boynuna atarlardı. Atın peşine takılan davetliler, yaya olarak konvoy oluşturarak düğün alanında toplanırdı. Bu sırada atın terkinde damatla aynı kıyafet giydirilmiş bir çocuk bindirilirdi ki, bu da gelin güveyin çocuk sahibi olmaları, mutlu yuvaları olmasını simgeler. Geçmişte düğünlerde karakucak güreşleri yapılırdı, güreşçiler damadın atının önünden giderlerdi ki bu güç anlamına gelirdi” dedi.


Köyde mezarlık, cami ve yakın zamanda taziyesi olan evlerin önünden geçilirken saygı amacıyla toplu salavatları getirildiğini söyleyen Şimşek, “Gelini aba ocağından at ile alıp yeni evinin önüne getirdiğimizde gelinin geldiğini gören damat evin çatısına çıkarak bekarların kısmeti açılsın, yeni evlenenlerin evleri bereketli olsun diye meyve ve kuruyemiş saçar, gelin de içinde kuruyemiş ve şekerlemelerin olduğu testi kırarak içinden bir şeker alır, bu da ağız tadıyla yaşasınlar anlamına gelirmiş” diye konuştu.



Köy düğününde asırlık geleneklerini yaşattılar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da kurtlar ahıra girdi: 10 koyun telef oldu, 10 koyun yaralandı Erzincan’ın Otlukbeli ilçesinde kurtların ahıra girmesi sonucu 10 koyun telef oldu, 10 koyun yaralandı. Hayvan sahibi, kurtların yerleşim yerleri için tehdit oluşturduğunu söyledi. Otlukbeli ilçesinde yaşanan kurt saldırısı, hayvan yetiştiricilerini tedirgin etti. İlçede Yasin Yıldırım’a ait ahıra giren kurtlar, 10 koyunu telef ederken 10 koyunu da yaraladı. Edinilen bilgilere göre, kurtlar ahıra girerek kısa sürede büyük zarara yol açtı. Sabah saatlerinde hayvanlarının telef olduğunu gören Yıldırım, yaşanan durum karşısında büyük üzüntü yaşadı. Hayvan sahibi Yasin Yıldırım, kurtların artık insanlardan kaçmadığını belirterek, "Kurtlar köpeklerimizi bile kaçırıp öldürüyor. İnsanlara ve yerleşim yerlerine çok yakınlar. Doğaya salınan ve insanlara alışmış bu hayvanlar yıl boyunca bizim için ciddi bir tehdit oluşturuyor" dedi. Sürü sahibi Yasin Yıldırım açıklamasında şunları söyledi; "Erzincan Otlukbeli Küçük Otlukbeli’nde küçükbaş hayvancılık yapıyorum. 6 yıldır burada hayvancılık yapıyorum. İki senedir, bu son iki senedir bu yırtıcı hayvanlar yani kurtlara karşı mücadele veriyoruz ama mücadelemiz hep yarım kalıyor. Geçen sene iki defa çadırlarıma girdi. Biz bir şekilde uyandık çıkardık, yani üç beş tane telefat verdik. Köpeklerimizi alıp götürüyorlar, geçen sene iki tane köpeğimi götürdü. Şu an gördüğünüz gibi gece girip içeriye girmiş. 10’a yakın hayvanım telef oldu. 10’a yakın hayvanım da içeride, onlar da yaralı yani onların kurtulma şansları da yok. Biz bir türlü bunlara önlem alamıyoruz. Önlem alamamamızın sebebi sopayla kovalıyoruz çünkü bunların avlanması, vurulması yasak. Ama yani biz baş edemiyoruz çünkü meraya gittiği zaman hayvanımız, haftada 3-4 tane hayvanımızı çalıp götürüyorlar. Köpekler baş edemiyor, çok akıllı hayvanlar oldukları için bir tanesi köpekleri alıp götürüyor, bir tanesi çobanı oyalıyor, diğeri de hayvanı alıp götürüyorlar. Yani yaklaşık ben diyeyim, iki yılda benim 200-300 hayvan varlığım yani üç beş üç beş şeklinde katledildi ve öldürüldü. Şu anda gördüğünüz gibi içeride de 15-20 tane hayvanım telef oldu. Yani 10 tane telef oldu, 10 tane de yaralı, onlar da telef olacaklar. Biz buna karşı bir önlem alamıyoruz. Aldığımız önlem şurada, bu sene 3 tane çadır Ankara’dan sipariş ettik. İşte bunlarda sıkıntı yok ama o diğerlerinde maliyetin altında olduğumuz için yani maliyeti çok yüksek olduğu için biz bir türlü yani bunu da seneye artık evvelki seneye bir şekilde toparlamaya çalışacağız ama yetkililerden bir önlem istiyoruz. Yoksa durumumuz kötü çünkü bugün bunu yaptı, yarın bir daha gelecek, öbür gün bir daha gelecek. Şimdi biz de sabahtan akşama kadar hayvanla uğraşıyoruz, akşam da işte yorgun düşüp yatıyoruz. Gece de nöbet tutuyoruz ama bu her gün böyle gidemez." Bölgede benzer olayların sıkça yaşandığını ifade eden Yıldırım, yetkililerden önlem alınmasını talep ederek, hem hayvanların hem de vatandaşların can güvenliğinden endişe duyduklarını sözlerine ekledi.
Trabzon Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit Trabzon’da Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit, "Trabzon Film Festivali" dolayısıyla geldiği Trabzon’da Kadın Yaşam ve İstihdam Merkezi’ni ziyaret etti. Burada atölyeleri gezen Koçyiğit’e Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in eşi Arzu Genç eşlik ederken, Koçyiğit, kadınların sergilediği ürünleri hayranlıkla inceledi. Koçyiğit, Karadeniz yöresinin geleneksel ve yöresel dokumaları arasında yerini alan yaklaşık bir asırdan beri kullanılan coğrafi işaretli keşanı dokumaya çalışması dikkat çekti. Koçyiğit, Trabzon’a ilk kez 5 yaşında geldiğini belirterek, "Trabzon’a ilk kez 5 yaşındayken gelmiştim ve ömür boyu birçok kez geldim. O nedenle bu gelişim ilk değil ama Trabzon’da ilk kez bir Film Festivali düzenleniyor. ’İlk’ demek biraz cesaret demek. Dilerim başladığı gibi bol bereketiyle inşallah hem şehrimize hem de sinemamıza çok büyük katkılarda bulunur bu festival. O nedenle bugün buradayım, çok da mutluyum. İyi ki bu seferki gelişimde böylesine faydalı bir mekânı ziyaret etmişim. Her biri birbirinden değerli geleneksel el sanatlarımız burada tekrardan hayat buluyor. Genç kadınlar burada bu mesleği, bu sanatı öğreniyor ve yaşatmaya devam ediyorlar. Bu beni çok gururlandırdı. Hepsinin ellerine, emeklerine sağlık. Burası bir yaşam merkezi. Buradan istifade eden bütün kadınları sevgiyle selamlıyorum. Daha nice nice kadınımızın bu imkânlardan yararlanmasını diliyorum" dedi.