EKONOMİ - 21 Nisan 2025 Pazartesi 16:38

Sivas’ta kurbanlık fiyatları belli oldu

A
A
A
Sivas’ta kurbanlık fiyatları belli oldu

Sivas Ticaret Borsası 2025 yılı kurbanlık fiyatlarını açıkladı. Canlı tosunun önceki yıl 280 TL olan kilogram fiyatı bu yıl 350 TL olarak tespit edildi.


Kurban Bayramı’na sayılı günler kala, Sivas Ticaret Borsası Başkanı Hayrullah Karakaya, kentteki kurbanlık fiyatları ve kesim hizmetleriyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.


Sivas’ta ki besiciler ve kombina sahipleriyle yapılan toplantının ardından belirlenen fiyatları kamuoyuyla paylaşan Karakaya, "Tosun canlı kilogram fiyatı 350 TL, damızlık vasfını kaybetmiş düve 330 TL, inek 280 TL, dişi koyun 250 TL, erkek koyun ise 350 TL olarak belirlendi. Kombinalarda uygulanacak kesim ücretleri ise büyükbaş hayvan için 7.500 TL, küçükbaş hayvan için 2.000 TL olacak. Ayrıca söküm ve paylama ücreti 7.500 TL, et çekim ücreti ise kilogram başına 20 TL olarak kararlaştırıldı" dedi.



2024 yılında ki fiyatlar


2024 yılında ise; canlı tosun kilogram fiyatı 280 TL, damızlık vasfını kaybetmiş düve 270 TL, damızlık vasfını kaybetmiş inek 250 TL, dişi koyun 250 TL, erkek koyun ise 280 TL, kombinalardaki kesim ücretleri büyükbaş için 5 bin TL, küçükbaş için 1500 TL, söküm ücreti 3 bin TL, , paylama ücreti 2 bin TL, et çekim ücreti ise 15 TL olarak belirlenmişti.



Kurban Alımında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar


Hayvan alımında dikkat edilmesi gereken noktalara da değinen Başkan Karakaya, vatandaşlara şu uyarılarda bulundu: "Vatandaşlarımız, kurbanlıklarını Sivas Belediyesi ve ilçe belediyeleri tarafından kurulan kurban pazarlarından veya besi çiftliklerinden gönül rahatlığıyla temin edebilirler. Kesim işlemlerinin ise Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan ruhsatlı mezbaha ve kombinelerde, belediyelerin belirlediği geçici kesim alanlarında ya da besi çiftliklerinde yapılması büyük önem taşıyor." Dedi.


Karakaya, kurbanlık hayvanların küpeli olması gerektiğinin altını çizerek, "Veteriner sağlık raporu bulunmayan, çok zayıf görünen, gebe veya yeni doğum yapmış, yüksek ateşi olan, çok genç, etleri yeterince olgunlaşmamış, bakışları cansız, salya akıntısı olan ya da uzuvları eksik hayvanlar kesinlikle alınmamalı" şeklinde konuştu.


Et Çekiminde Merdiven Altı Uyarısı


Et çekimiyle ilgili denetimlerin bu yıl da süreceğini belirten Karakaya şunları ilave etti "Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da merdiven altı et çekimine kesinlikle izin verilmeyecek. Vatandaşlarımızdan ricamız, et çekim işlemlerini hijyen kurallarına uygun olarak çalışan kasaplarda yaptırmalarıdır. Bayram döneminde ortaya çıkan, seyyar ve denetimsiz et çekim hizmetlerinden uzak durulmalı"


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı Ülkemiz ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği konulu seminer verdi. Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 96’sı deprem riski altında bulunurken, nüfusun büyük bir bölümü yıkıcı depremlerin meydana gelebileceği alanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu gerçek, depremle yaşamayı öğrenmenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Depremler neden oluyor? Depremler, Dünya’nın kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu meydana geliyor. Bu hareketlerin temel nedenine bakıldığında yerin derinliklerindeki ısı kaynaklı konveksiyon akımlarının olduğu belirleniyor. Kıtaların geçmişte "Pangea" adı verilen tek bir kara parçası hâlinde olduğu ve zamanla ayrıldığı artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Türkiye ise bu hareketli levha sınırlarının kesişim noktasında yer alıyor. Büyüklük ve şiddet arasındaki fark Bir depremin büyüklüğü, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken; şiddeti, depremin yerleşim alanlarında oluşturduğu hasarla ilgilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zemine sahip bir bölgede hafif hasarla atlatılabilirken, zayıf zeminlerde ağır yıkıma yol açabiliyor. Sismik boşluklar alarm veriyor Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı’nın dikkat çektiği en önemli konulardan biri de "sismik boşluklar". Bu terim, uzun süredir büyük deprem üretmemiş ancak enerji biriktirmeye devam eden fay segmentlerini tanımlıyor. Marmara’dan Doğu Anadolu’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok bölgede tespit edilen bu alanların, önümüzdeki yıllarda 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor. Doğu Anadolu’da acı tecrübe Doğu Anadolu Bölgesi, tarih boyunca Türkiye’nin en yıkıcı depremlerine sahne oldu. 1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri; binlerce can kaybına ve büyük ekonomik yıkıma neden oldu. Bu depremler, bölgenin aktif fay sistemleri üzerinde yer aldığını açıkça gösteriyor. Erzurum ve Pasinler özelinde risk Erzurum Fay Zonu, Erzurum Fay Zonu; neotektonik dönemde aktif olan, doğrultu atımlı faylardan oluşan karmaşık bir sistemdir. Pasinler, Horasan ve Narman çevresinde tarihsel ve aletsel dönemlerde büyük depremler meydana gelmiştir. 1924, 1952 Pasinler Depremi ve 1983 Horasan-Narman Depremi bölgenin yüksek sismik riskini ortaya koymaktadır. Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı Aşkale Fayı, Van Gevaş Fayı ve Hakkari Yüksekova Faylarının deprem üretmesi durumunda bundan etkilenecek illerin arasında Erzurum ve Pasinler İlçelerinin olacağı görülmektedir. Bu sismik boşluklar bilimsel çalışmalara göre günümüzde de aktif olan bir yapı niteliği taşıyor. Erzurum , Pasinler ve çevresinde geçmişte yaşanan depremler, bölgenin gelecekte de sismik risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yerel ölçekte yapılacak mikro-bölgeleme çalışmalarının, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmada hayati öneme sahip olduğu her zaman vurgulanması gereken bir özellik olduğu görülüyor.. Çözüm: Bilim, Planlama ve Hazırlık Deprem zararlarını azaltmanın yolunin kadercilikten değil bilimden geçtiğini ifade eden Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı; "Aktif fayların net biçimde belirlenmesini, riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını, deprem master planlarının hazırlanmasını, İl Afet Risk Azaltma Planlarının (İRAP) etkin şekilde uygulanmasını öneriyor. Bireysel düzeyde ise depreme dayanıklı yapılaşma, ev içi eşya sabitlemeleri, acil durum çantası ve doğru davranış biçimleri (Çök-Kapan-Tutun) hayati önem taşıyor. Teknoloji de uyarıyor Günümüzde Android telefonlarda kullanılan erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan saniyeler önce algılayarak kullanıcılara uyarı gönderebiliyor. Bu birkaç saniyelik kazanım bile, doğru davranışla birleştiğinde hayat kurtarabiliyor. Sonuç olarak deprem engellenemez ancak etkileri azaltılabilir. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi, bilimi rehber edinmesi ve hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda bizlerin ortak mesajı net: "Deprem değil, ihmal öldürür."