SPOR - 16 Aralık 2025 Salı 13:01

Taha Akgül: "Asıl hedef 2032 Brisbane"

A
A
A
Taha Akgül: "Asıl hedef 2032 Brisbane"

Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Taha Akgül, altyapıya yapılan yatırımların orta vadede karşılığını vereceğini belirterek, Türk güreşinde kalıcı başarının ana hedefinin 2032 Brisbane Olimpiyatları olduğunu vurguladı. Akgül, planlı çalışmalar ve güçlü kadroyla olimpiyatlardaki madalya geleneğini sürdürmeyi amaçladıklarını söyledi.


Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Taha Akgül, Sivas’taki Selçuk Anadolu Lisesi’nde düzenlenen söyleşiye katılırken, programın ardından basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu.


Federasyondaki başkanlık görevinde 1 yılı geride bırakmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akgül, "Biz bu seneyi altyapı yatırımlarıyla geçirdiğimiz bir yıl olarak değerlendiriyoruz. Sivas’ta yaptığımız şampiyonalarda binlerce küçük çocuğumuz geldi ve onları kampa aldık. Tarihte ilk kez 10 yaş güreşi yaptık. Çocukları kendi aralarında güreştirdik ve onları gelişim kamplarına aldık. Bütün sporcularımızı malzemeyle buluşturduk. Türkiye’de malzeme almayan sporcumuz kalmadı. 8-9 bin sporcuya malzeme verdik. Türkiye genelinde 4 bine yakın sporcumuz kamplardan faydalandı. Gidilmedik turnuvalara gittik ve rekorlar kırdık. Turnuva sayısında da rekorlar kırdık. Seneye inşallah bunun üzerine çıkacağız. Kamp sayılarını artıracağız. Turnuva sayılarının da üzerine çıkacağız. Biz bu işi sevdirmek istiyoruz. Bu işi sevdirdiğimizde de başarılı olacağımızı düşünüyorum. Güreşin yavaş yavaş seyirci kaybettiğinin farkındayız. Güreşin bir sırat köprüsünde olduğunun farkındayız. Hem başarı anlamında hem de popülerlik anlamında çok sıkıntılı bir süreçte olduğunun farkındayız. Bunu düzeltme adına da Türkiye’yi karış karış geziyoruz. Hizmet etmeye devam edeceğiz" dedi.



"Bize engel olmaya çalışanlar oluyor"


Akgül, 2026 yılının Türk güreşi adına hayırlı sonuçlar getirmesini temenni ettiğini belirterek, "Bizim buraya geliş amacımız fayda sağlamak. Bu yolda bize destek olanlardan Allah razı olsun. Bazen bizlere engel olmaya çalışanlar oluyor, olsun başımız üstüne. Biz güçlüyüz Allah’ın izniyle. Biz var gücümüzle mücadele ettiğimizde başarılı olmama şansımız yok. Türkiye için güreşi hak ettiği yerlere getireceğiz. 2026 yılı inşallah Türk güreşi için hayırlı olur. İnşallah daha bol madalyalı ve başarılı bir yıl geçireceğiz. Biz şu an acı çekiyoruz ama bu önemli değil, biz bu ipi göğüsleyeceğiz. Zor dönemden çıkaracağız Allah’ın izniyle Türk güreşini. Bu işi bıraktığımızda ’Allah razı olsun’ demeleri bize yeterli" ifadelerini kullandı.



"Büyük hedef olimpiyatlar"


2028 ve 2032 Olimpiyatları hakkında da değerlendirmelerde bulunan Akgül, "Bizim asıl hedefimiz 2032 Brisbane Olimpiyatları. 2028 Olimpiyatları’nda da tabii mevcut kadroda iyi sporcularımız var. Onları iyi motive edip, iyi hazırladığımız zaman inşallah 2028 Olimpiyatları’nda da başarılı olabiliriz. Güreş her zaman madalyalarla dönmek ister. Bu olimpiyatlardan da inşallah madalyalarla döneceğiz. Asıl büyük hedef ise 2032 ve 2036 Olimpiyatları" dedi.



"Rıza Kayaalp’in her zaman yanındayız"


Başkan Akgül son olarak, milli güreşçi Rıza Kayaalp’in aldığı 4 yıllık cezaya yaptığı itirazın Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) tarafından haklı bulunduğunu ve Kayaalp’in 1 Ocak 2026’dan itibaren yeniden müsabakalarda yer alabileceğini belirtti. Akgül, "Rıza da döndü, şampiyonumuz. Onun gelmesi takımımızı güçlendirdi. İnşallah Rıza’nın da gelişiyle birlikte grekoromen takımımızın performansı çok üst seviyelere çıkacak. Allah’ın izniyle her turnuvada altın madalyaya aday olarak güreşeceğiz.Rıza’nın gelmesi biraz da yükümüzü hafifletti. Kendisine başarılar diliyorum ve her zaman yanındayız. Rıza bizim kardeşimiz. Sağ olsun, beraberiz. Ne eksiği varsa her zaman yanında olacağız. Tek eksiği olimpiyat altını, onu da alması için her şeyi yapacağız" diye konuştu.



Taha Akgül: "Asıl hedef 2032 Brisbane"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eski AK Parti Milletvekili Hüseyin Kocabıyık hakkında karar: 2 yıl 5 ay hapisle cezalandırılmasına hükmedildi Eski AK Parti Milletvekili Hüseyin Kocabıyık hakkında ’Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla açılan davada karar açıklandı. Mahkeme tutuklu Kocabıyık’ın 2 yıl 5 ay 5 gün hapisle cezalandırılmasına ve hükümle birlikte tahliyesine karar verdi. Eski AK Parti İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık, hakkında ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ ve ‘iftira’ suçlarından 8 yıla kadar hapis cezası istenen davanın duruşmasının görülmesine devam edildi. İstanbul 46. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Kocabıyık, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, avukatları salonda hazır bulundu. Kocabıyık savunmasında "Sabahın köründe bir araba dolusu polis evimi bastı. Evimi paldır küldür aradılar, telefonuma el koydular. Davet edilseydim acaba ifade vermeye gitmez miydim? Çok üzüldüğümü belirtmek isterim" dedi. Kocabıyık savunmasının devamında "Cımbızlanarak suç icat edilmiş. Hangi ifadenin neden suç olduğu anlatılmamış. Cımbızlanan cümlelerde neyin neden suç olduğu bilinmiyor. Ben esasında muhalif biri değilim. Hayatımı adaletten yana sürdürürüm. Hukuk eğilirse devlet çöker, eleştiri susturulursa toplum körleşir. İddia edilen suçların hiçbirini işlemedim" dedi. Duruşmada mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı Kocabıyık’ın "eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı" gerekçesiyle ‘Cumhurbaşkanına alenen hakaret’ ve ‘iftira’ suçlarından cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamını istedi. Mütalaanın ardından kararını açıklayan mahkeme, Kocabıyık’ın ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçundan 2 yıl 5 ay 5 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. Hükümle birlikte sanık Kocabıyık tahliye edildi.
Mersin Seçer: "Demokrasi bir miras değil, emek isteyen canlı bir süreçtir" Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, dünyanın savaşlar, iklim krizi, demokratik gerilemeler ve toplumsal kutuplaşma gibi ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirterek, çözümün kurumsallaşmış demokrasiden geçtiğini söyledi. Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, İstanbul’da düzenlenen Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi (ABBK) 33. Türkiye Çalışma Grubu Toplantısına katıldı. Toplantının konusunu, ’Katılım sürecinin temel taşı olan demokratik yerel yönetişim’ oluşturdu. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen yerel temsilcilerle Türkiye’den belediye başkanları ve yerel yönetişim aktörlerinin bir araya geldiği toplantının, yalnızca diplomatik bir buluşma değil, aynı zamanda Türkiye-AB ilişkilerinin yerel yönetimler boyutunun ele alındığı önemli bir platform olduğunu vurgulayan Seçer, toplantının karşılıklı öğrenme ve deneyim paylaşımı açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Toplantı öncesinde ABBK Türkiye Çalışma Grubu Başkanı Jelena Drenjanin ile de ikili görüşme gerçekleştiren Seçer, görüşmede yerel yönetimlerin AB ile iş birliği süreci ve demokratik yönetişim konularının ele alındığını kaydetti. TBB’nin Türkiye’deki tüm belediyeleri ulusal ve uluslararası düzeyde temsil eden güçlü bir yapı olduğuna dikkat çeken Seçer, "Birlik olarak yerel yönetimler arasında iş birliğini geliştirmeyi, iyi yönetişim kültürünü yaygınlaştırmayı, katılımcılığı teşvik etmeyi ve yerel demokrasimizi güçlendirerek belediyelerimizin uluslararası alanda daha etkin aktörler haline gelmesini amaçlıyoruz" ifadelerini kullandı. Dünyanın savaşlar, iklim krizi, demokratik gerilemeler ve toplumsal kutuplaşma gibi ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğuna değinen Seçer, çözümün kurumsallaşmış demokrasiden geçtiğini vurgulayarak, "Demokrasi olmadan barış, adalet ve refahın sürdürülebilmesi mümkün değildir. Demokrasi en görünür haliyle belediyelerde, mahallelerde ve sokaklarda hayat bulur" diye konuştu. Yerel yönetimlerin vatandaşla doğrudan temas eden, sorunlara en hızlı çözüm üreten kurumlar olduğuna işaret eden Seçer, demokrasinin yeniden güçlenmesinin yerelden başlayacağını belirtti. Şeffaflık, hesap verebilirlik ve katılımcılığın önemine dikkat çeken Seçer, vatandaşların bütçe ve karar süreçlerini görebilmesinin, demokrasiye olan güveni artıracağını söyledi. Toplantının, Türkiye-AB ilişkilerinin yerel düzeyde güçlendirilmesi açısından stratejik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Seçer, "Demokrasi bir miras değil, emek isteyen canlı bir süreçtir. TBB olarak, daha iyi bir geleceğin yerelden inşa edileceğine inanıyoruz" dedi.
Denizli Denizli’de 36 hastaya evde hemodiyaliz tedavi uygulanıyor Denizli İl Sağlık Müdürü Uz.Dr. Berna Öztürk, Türkiye’de 2015 yılında Kamu Hastaneleri arasında ilk kez Denizli’de uygulanmaya başlanan Evde Hemodiyaliz uygulamasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. İlde 36 hastaya ulaştıklarını aktaran Öztürk, hastaların yaşam kalitesini arttıran Evde Hemodiyaliz uygulamasının önemine dikkat çekti. Evde hemodiyaliz uygulamasının özellikle kronik böbrek yetmezliği olan vatandaşlar için büyük kolaylık sağladığını belirten Denizli İl Sağlık Müdürü Uz.Dr. Berna Öztürk; "Evde hemodiyaliz, hastalarımızın tedavilerini hastaneye gitmeden kendi ev ortamlarında güvenli bir şekilde yapabilmelerine imkan tanımaktadır. Bu sayede hem tedavi süreçleri kolaylaşmakta hem de günlük yaşamlarına daha rahat devam edebilmektedir" dedi. Uygulamanın sadece hasta konforu açısından değil, tedavi etkinliği açısından da önemli olduğuna vurgu yapan Öztürk; "Hemodiyaliz tedavileri merkezlerimizde haftanın 3 günü 4’er saat olmak üzere yapılmaktadır. Diyaliz tedavi süresini uzatmak, daha iyi ve yeterli diyalizle olacaktır. Ev hemodiyalizi sayesinde elde edilen konfor, özgürlük dışında asıl önemli kazanç hastaların daha uzun sürelerde örneğin 4 saat yerine 8 saat diyaliz alabilmesine imkan sağlamasıdır. Ayrıca evde hemodiyaliz sayesinde hastadan sıvı çekim hızı yarı yarıya düşmüş olacağından, diyaliz sırasında hastada tansiyon düşüklüğü, kramp gibi yan etkiler görülmeyecektir. Biriken zararlı maddelerin daha iyi temizlenebilmesi nedeniyle kas ve kemik yakınmalarında azalma olacak, kemik yapısında iyileşme gözlenebilecektir. Yaşam kalitesi, depresyon, uyku kalitesinde düzelme olacaktır. En önemlisi de diyaliz uygulama zamanı hastanın isteğine bağlı olarak belirlenecektir. Özellikle gece diyalizi ile tüm bir gün hastaya kazandırılacak, hasta iş okul, aile ya da başka aktiviteler için kendisine zaman ayırabilecek böylelikle yaşam alanı ve hayat kalitesi artmış olacaktır" şeklinde konuştu. Denizli İl Sağlık Müdürü Uz.Dr. Berna Öztürk, evde hemodiyaliz uygulamasının zorlu bir süreç olduğunu, 3 aylık eğitimden sonra diyaliz uygulamasını yapabileceğine kanaat getirilen hastaların bu uygulamadan yararlanmaya başladığını aktardı.Öztürk; "2015 yılında Türkiye’de ilk kez Denizli’de uygulanmaya başladığımız Evde Hemodiyaliz uygulaması kapsamında Denizli Devlet Hastanesi’nde şuana kadar 36 hastamız eğitim aldı. Eğitim verdiğimiz bu hastalardan 6’sı böbrek nakli olarak sağlığına kavuştu. Evde diyalizini kendi yapan hastalarımız ayda bir kez diyaliz merkezimize gelerek kan tetkiklerini yaptırıyor ve sonuçları nefroloji uzmanlarımız tarafından değerlendiriliyor. Yine diyaliz teknisyenimiz ve diyaliz hemşirelerimiz belirli aralıklarla hastalarımızı evinde ziyaret ederek kontrollerini gerçekleştiriyor. Hastalarımız zaman kısıtlaması olmadan aldıkları eğitimle diyalizlerini evlerinde gerçekleştiriyor. Ev hemodiyalizinden yararlanmak isteyen diyaliz hastalarını Diyaliz Merkezimize bekliyoruz" dedi.