GENEL - 29 Kasım 2016 Salı 17:32

TBB Başkanı Feyzioğlu: "İdam cezası geriye dönük uygulanamaz"

A
A
A
TBB Başkanı Feyzioğlu: "İdam cezası geriye dönük uygulanamaz"

Tekirdağ Baro Başkanlığı binasının açılışına katılan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye’nin gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun da katıldığı Tekirdağ Baro Başkanlığı binasının açılışında, Vali Mehmet Ceylan, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat, Tekirdağ Baro Başkanı Erhan Sezer’in yanı sıra çok sayıda ilin baro başkanı ve avukatlar yer aldı.
Tekirdağ Baro Başkanlığı binasının açılışı için kurdele kesildikten sonra açıklamada bulunan Feyzioğlu, idam cezasının yeniden getirilmesi ve Türkiye’nin Şangay İşbirliği Örgütüne katılmasının olumsuz sonuçlar doğuracağını öne sürdü. Hukuk fakülteleri hakkında da açıklamada bulunan Feyzioğlu, "Hazırlığımızı yaptık YÖK’ten cevap bekliyoruz. Yok eğer cevap vermeyecek olurlarsa buradan duyuruyorum biz yürüyeceğiz. Yine buradan duyuruyorum bir sene sonra anne babalara ve gençlere hangi hukuk fakültesine gitmemeleri gerektiğini ilan edeceğiz" dedi.

"İdam cezası geriye dönük uygulanamaz"
İdam cezasına ilişkin konuşan Metin Fevzioğlu, "İdamı bu kalitesizlikle tartışıyor olmamızın sebebi, kalitesiz eğitim, hukuk fakültelerinin eğitim seviyesindeki dramatik düşüş. Biz aslında size semptomun nasıl tedavi edileceğini değil hastalığın nasıl iyileşeceğini anlatmak istedik. Hastalığın iyileşme metodu, hukuk fakültelerinin eğitim kalitesinin artmasından geçiyor. Bunu yapmadığımız takdirde biz idamı orta çağ ilkelliğinde tartışmaya devam ederiz. Oysa dünya bu noktada yüzlerce yıl ileride. Şu anda çok farklı çevrelerden de dile getirilen bir husus var idamla ilgili, biz ilk günden beri zaten bunu söylüyoruz. Birisi Sayın Cumhurbaşkanı’na, çok rica ediyoruz, artık hangi ortamda söyler bilmiyorum, ‘idamı geriye yürütemezsiniz’ demesi lazım. Halka ‘siz isterseniz olur, kim karışıyor, Avrupa sana ne.’ Avrupa meselesi değil bu, bizim kendi anayasamız, bizim bağlı olduğumuz uluslararası kurallar ve dünya insanlık tarihi sonra konulan bir ağır cezanın geriye yürütülemeyeceğini söylüyor. İnsanlık tarihi bunu söylüyor. Bunun aksine uygulamalar var mıdır? Evet, kabile devletlerinde eminim vardır. Ama Türkiye Cumhuriyeti kabile devleti olmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nden önce Türk milletinin kurduğu hiçbir devlette kabile devleti olmamıştır. Türkiye’yi kabile devleti standartlarında tanımlatacak her türlü ifadeden kaçınmak lazım. İstirham ediyorum, Sayın Cumhurbaşkanı’na birisi nasıl söyler bilmiyorum ‘geçmişe yürütemezsiniz bu cezayı’ diye anlatsın. O zaman soru şu 15 Temmuz kalkışmasına katılanları asamayacağınıza göre, kimi asmayı düşünüyorsunuz? Kimdir hedef? Ben bunu öğrenmek istiyorum, aklınızda kim var? Kimleri asacaksınız? Eğer, Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davalarda, idam cezası o tarihte olmuş olsaydı, bugün geriye ordu mordu kalmamıştı. Çünkü şu an ordunun bel kemiğini oluşturan subayların, anlamlı bir kısmını, derhal, en hızlı tarafından idam etmiş olunacaktı. Böyle bir sorumsuzluk olabilir mi? Neyi anlatmaya çalışıyoruz burada? İdam telafisi olmayan bir cezadır. Bir yanlışlık yapıldığı ortaya çıktığında pardon demeniz yetmiyor" ifadelerini kullandı.

"İdamı kabul edersek Avrupa Konseyi’nden atılırız"
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, idam cezasının getirilmesinin Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden atılmasına neden olacağını savunarak, "İkincisi, biz Avrupa Konseyi’nin çatısı altındayız, ABD’de idamın olması ayrı bir konu, o bizi hiç ilgilendirmiyor. Avrupa Konseyi altında idam cezası yok artık. Kıta Avrupa’sı sistemine dahil olan Avrupa devletlerinde idam yok artık ve biz de uluslararası anlaşmalarla idamı kaldırdık. Bugün idamı kabul edersek Avrupa Konseyi’nden atılırız, o zaman ben Türkiye Cumhuriyeti’ni yöneten ekibin bu devlet insanlarının bu sonucu bilmediğini düşünmüyorum ve ister istemez şu soruyu sordurtuyor, ‘acaba idamı getireceğiz zorlaması Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden atılmasını sağlamak için mi?’ Bu soruyu bu gün haklı olarak sormak durumundayız. Dinleyicilerin, Avrupa Birliği ile Konseyi’ni karıştırmalarını istemiyorum. Avrupa Birliği’ne üye değiliz ama, Avrupa’ya giderim, insan haklarına giderim diye ifade edilen var ya, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi işte, biz onun parçasıyız ve o Avrupa Konseyi üyeliğimizden geliyor. Avrupa Konseyinden atılırsak veya askıya alınırsa üyeliğimiz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin parçası olmaktan da çıkıyoruz. Ve o zaman vatandaşımız, ’Avrupa İnsan Haklarına giderim’ diyemeyecek. Diyemeyeceğini gördükçe içerde birileri, yargı eliyle, işçinin hakkı sınırlanacak, kadının hakkı sınırlanacak, çalışanın hakkı sınırlanacak, gücün karşısında, güçsüzün hakkı sınırlanacak. Her birimizin hane halkı refahından koparılıp alınacak" diye açıklamada bulundu.

"Çin’e ihracat yapabilmek için Türk insanını 25 sente çalıştırmak gerek"
Feyzioğlu, "Türkiye ihracatının çok büyük kısmını Avrupa’ya yapıyor. Bu ihracatı Avrupa’ya yapamaz hale gelirse, nereye yapmayı planlıyoruz. Şangay İşbirliği Örgütü’nü ikame olarak görenlere cevabım şu, 50 sentin altında günlük yevmiye ile çalışanların ülkesi Çin’e ihracat yapabilmek için Türk insanını 25 sente çalıştırmak gerek. Başka türlü Çin pazarına siz, buzdolabı, bulaşık makinesi, televizyon satamazsınız. Bu bizi hukukçu olarak niye ilgilendiriyor? Asgari ücreti, ayak bağı görmeye başlarlar bir süre sonra, azami çalışma sürelerini, hafta tatillerini, yıllık iznini, doğum iznini, bütün bunları ayak bağı olarak görmeye başlarlar. Çünkü o kamp odur. Şangay İşbirliği Örgütü üyelerinin asgari ücreti yoktur, azami çalışma süresi yoktur, insani çalışma koşulları yoktur. Rekabet edebilmek için, yöneten oligarklar, büyük kitleyi sömürmek zorundadır. Sömürülmesine izin vermek zorundadır. Bunun bir adım sonrası, Şangay Ekonomik İşbirliği’nin içine, silah sistemleri alımı kaçınılmaz olarak girer, silah alımı Rusya, ya da Çin’den yapılmak istendiği anda Türkiye’nin NATO’dan çıkışı anlamına gelir. Türkiye’nin Orta Doğu’da bu tehdit, bu tehlikenin ortasında yaşamak zorundayken NATO’dan çıkması demek 400 yıllık Rusya’nın göz diktiği toprakların korumasız bırakılması anlamına gelir. Bu iş ciddidir, bu iş hamasetle olmaz, mutlaka ve mutlaka, tarih bilmekle, müktesebat sahibi olmakla değerlendirilir. Osmanlı Devleti’nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yakın tarihini bilmeden hamasi nutuklar Türkiye’yi maalesef sıkıntıya sokmaktadır" şeklinde konuştu.

"Hakim açığımız, şu anda çok ciddi"
Türkiye’nin sıkıntılı bir süreçten geçtiğini ifade eden Metin Feyzioğlu, çok ciddi hakim açığı yaşadıklarını ifade ederek, "Hakim açığımız, şu anda çok ciddi boyutlarda. Bu açığı kapatmak üzere, aslında Türkiye’de 100 bin kişilik bir avukat ordusu var. Bu 100 bin kişilik avukat ordusunun içindeki, kıdemli avukatların inanınız pek çoğu bir vatan hizmeti olarak, Türkiye’de hakimlik yapmaya, savcılık yapmaya taliptir. Bu konuda, herkes müsterih olsun sahadan da aldığımız bilgiler, avukatlıktan geçen hakimlerin, çok daha etkili olduğu yolundadır. Ben buradan ilgililere, yetkililere sesleniyorum. En az 5 yıllık avukatlık deneyiminden sonra, hakimlik mecburi hale gelirse, bakın Türkiye neler kazanır. Bir kere, okuma yazması sorunlu olan kimseyi hakim almamış olurlar. Sebep, çünkü beş yıllık dilekçelerini, dosyalarını ve yaptığı işlerini bir tuşla dökmek mümkündür. Cümle kurmay biliyor mu, bilmiyor mu. İşini düzgün takip etmiş mi, etmemiş mi. Disiplin cezaları almış mı almamış mı. Yani biz nereden bileceğiz, tanımıyoruz diyenlere liyakati ölçmenin altın formülüdür bu. 5 yıllık avukatlık yapanı hakim alırız dediğimiz anda, muhteşem bir arkada denetleyecek ve kim olduğunu anlayacak birikime sahip oluyorsunuz. Bunun değerlendirilmesini arzu ediyoruz" diye konuştu.

"Avukatlık hiçbir şey olamamışın mesleği değildir"
Avukatlık sınavı istediklerinin de altını çizen TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, konuşmalarını şöyle sürdürdü:
"Dünyada avukatlık mesleğine sınavsız giren ve kendine hala çağdaş diyen tek ama tek toplumuz, tek devletiz. Bu kabul edilemez, hukuk fakültesine okuyan öğrenci arkadaşlarımızın desteğini talep ediyorum. Ruhsatlarını sadece süs diye, duvara asmak istemiyorlarsa, o ruhsatın halen avukatlık ruhsatı kalmasını arzu ediyorlarsa lütfen avukatlık sınavı için bizimle iş birliği yapsınlar ve kenetlenelim. Öğrencisi avukatı kenetlenelim ve bu avukatlık sınavını getirelim. 100 bin avukatı var 70 bine yakın hukuk fakültesi öğrencisi var. 15 bin stajyer avukat var. Yani 5 sene sonra, Türkiye’de avukat sayısı yüzde 65 artacak. 5 sene sonra Türkiye’nin ekonomisi yüzde 65 büyümeyecek. Diyecekler ki şimdi peki avukat olmayan ne olsun. Açık bir şekilde söylüyorum. Avukatlık hiçbir şey olamamışın mesleği değildir. Avukatlık her mesleğin geçişi olabilir. Avukatlar vatandaşın temel hak ve hürriyetlerini koruyan insanlardır. Eğer ki avukatlığın kalitesinde herhangi bir düşüş olursa, vatandaşların temel hak ve hürriyetlerine ulaşmalarında sorun olur kalite düşüklüğü yaşanır. Biz bu talebi 79 milyon adına yapıyoruz."

"Hukuk fakültelerine, hukuk fakültesi sanıp gitmeyin"
Hukuk Fakültesi mezunlarını bir takım düzenlemelerle başka yerlerde istihdam etmenin de mümkün olduğunu dile getiren Feyzioğlu, "Örneğin tapu müdürlerinin sadece hukuk fakültesi mezunlarından olması şartı. İcra müdürlerinin de sadece hukuk fakültesi mezunlarından olması şartı. Nüfus müdürlerinin sadece hukuk fakültesi mezunlarından olması şart. Yazı işleri müdürlerinin sadece hukuk fakültesi mezunlarından olması şartı gibi şartlar getirilirse göreceksiniz ve tabi ki noter başkatiplerinin sadece hukuk fakültesi mezunlarından olması şartı gibi şartlar getirilirse çok sayıda hukuk fakültesi mezunu hem buralarda istihdam edilecek hem de ilerde eğer ki avukatlığa geçecek olurlarsa, farklı bir hayat tecrübesi ile geçecekler ve kalitede büyük bir atış yaşanacaktır. Bunların önemle altını çizmek istiyorum. Avukatlık sınavına bir an önce ihtiyacımız vardır. Bu sınav eğer 5 sene önce ya da 3 sene önce getirilmiş olsaydı sorunlarımızın bir kısmı çözülmüş olacaktı. Hukuk fakültelerin asgari standartlarının yükseltilmesine ihtiyacımız vardır. Hazırlığımızı yaptık YÖK’ten cevap bekliyoruz. Yok eğer cevap vermeyecek olurlarsa buradan duyuruyorum biz yürüyeceğiz. Yine buradan duyuruyorum bir sene sonra anne babalara ve gençlere hangi hukuk fakültesine gitmemeleri gerektiğini ilan edeceğiz. YÖK bizimle işbirliği yapacağını söyledi ama maalesef bir noktada tıkandık. Eğer tıkanmaya devam edersek biz yolumuza devam edeceğiz. YÖK’le birlikte çalışırsak tabi ki tercih ederiz. Bu ciddi adımdır Türkiye Barolar Birliği, YÖK’le çalışmaya hazırdır. Ancak tek başına da yoluna devam eder. Bu yolun sonunda söyleyeceğimiz şudur. Döneceğiz diyeceğiz ki ey anne, babalar ve gençler şu hukuk fakültelerine hukuk fakültesi sanıp gitmeyin. Çünkü biz bunları olması gereken standarttın altında görüyoruz diye ilan edeceğiz. Eminim ki mezunların yüzde 99’unu çatısı altına alan bir meslek örgütünden gelen bu uyarıya toplumumuz ciddi şekilde önem verecektir. Hukuk fakülteleri kontenjanlarında mutlaka ve mutlaka ciddi bir indirim yapmak lazımdır. Hatta bu indirim yüzde 50 bir indirim olmalıdır ki, alttan gelen sayıyı keselim geçtiğimiz dönemde biliyorsunuz, 150 bininci en son girebilir diye yeni bir baraj getirilmişti. Bunu YÖK’le birlikte savunduk iyi bir işbirliği yaptık. Biz bu 150 binide tabi ki kafi görmüyoruz. 100 bine doğru aşağı çekilmesini arzu ediyoruz" şeklinde açıklamada bulundu.
(HLD-MEF-MK-Y)
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Gaziosmanpaşa’da 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, Emre Aydın konseri ile kutlandı Gaziosmanpaşa’da 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, Emre Aydın konseri ile kutlandı. Vatandaşların konsere ilgisi yoğun olurken Emre Aydın, en sevilen şarkılarını Gaziosmanpaşa’lı gençler için söyledi. Gaziosmanpaşa Belediyesi tarafından 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları kapsamında “Gençlik Konseri” etkinliği düzenlendi. Gaziosmanpaşa Belediyesi Bahçesi’nde düzenlenen konserde sahne alan sanatçı Emre Aydın, en sevilen şarkılarını Gaziosmanpaşa’lı gençler için söyledi. Etkinliğe Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe ve çok sayıda vatandaş katıldı. Başkan Bahçetepe, konser öncesi gençler ile fotoğraf çekildi. Konser sırasında sahneye çıkan Başkan Bahçetepe, sanatçı Emre Aydın’a çiçek takdim etti. “Gençler, sizler bu ülkenin en değerli varlıklarısınız” Konser öncesi konuşma yapan Başkan Bahçetepe, “Bugün burada Türk milletinin bağımsızlık meşalesinin ilk yakıldığı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a adım attığı bu mutlu günde 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutlamak için buradayız. 1. Dünya Savaşı’ndan sonra Anadolu’nun her yeri işgal edildiğinde, milletimiz çaresiz kaldığında Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan Bandırma Vapuruyla 19 Mayıs’ta Samsun’a ulaştığında, işte o tarihte Samsun’dan doğan güneş tüm Anadolu’yu aydınlatmaya başladı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk o gün milletimizin esaret altında yaşamayacağını tüm dünyaya ilan etti. O gün vatan sevgisi ile dolu kahramanlarımızın önderliğinde özgürlük ve bağımsızlık için verilen destansı mücadelenin ilk adımı Samsun’da atıldı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde başlayan bu kutlu yürüyüş, bizlere sadece bağımsız bir vatan değil, aynı zamanda aydınlık yarınlara ulaşmanın yolunu da açmıştır. Bu mücadele Türk milletinin onur ve haysiyetini koruma kararlılığıyla kadın, erkek, genç ve yaşlı demeden herkesin fedakarlığıyla kazanılmış bir mücadeledir. Bu zafer milletimizin bağımsızlık ve özgürlük aşkının, direniş ve diriliş ruhunun en büyük kanıtıdır. Bugün burada Atatürk’ün gençlere armağan etmiş olduğu bugün aynı zamanda gençlerimizin azim ve kararlığını, yaratıcılıklarını ve ülkemizi olan inançlarını yürekten selamlıyorum. Gençler, sizler bu ülkenin en değerli varlıklarısınız. Türkiye’nin özlediği aydınlık yarınlara sizlerin sayesinde ulaşacağız. Atatürk, ‘Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir. Cumhuriyet’i biz kurduk, O’nu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz’ demiştir. Bu özel günde sevilen sanatçımız Emre Aydın konseri ile bu çoşkuyu doruklara taşıyacağız” dedi.
Bursa Atış Yapı 48. Yeşil Bursa Rallisi’nde kazananlar belli oldu Türkiye’nin en eski otomobil sporları kulübü olan Bursa Otomobil Sporları Spor Kulübü (BOSSEK) bu yıl 48.si düzenlenen Yeşil Bursa Rallisi büyük bir heyecana sahne oldu. Atış Yapı ana sponsorluğunda, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Aloft Hotel Bursa, Özhan Marketler Zinciri, İnallar, Mavi Yeşil, Yılkar ve Digiwuu katkılarıyla düzenlenen Petrol Ofisi Maxima 2024 Türkiye Ralli Şampiyonasının 4. yarışı olan Yeşil Bursa Rallisi, Castrol Ford Team Türkiye takımından Ali Türkkan ve co-pilot Oytun Albayrak ekibinin liderliğiyle tamamlandı. Türkkan-Albayrak ekibi, aynı zamanda sınıf 3 birinciliğinin de sahibi olurken, genel klasman ikinciliği ve sınıf 2 birinciliğini GP Garage My Team’den Ümit Can Özdemir-Kutay Ertuğrul ekibi kazandı. Zorlu rallide üçüncülüğü Parkur Racing takımından Kerem Kazaz-Corentin Slyverstre ekibi kazanırken, 18 yaşındaki Kazaz aynı zamanda yarışın Gençler birinciliğinin de sahibi oldu. Rallinin Markalar birincisi Castrol Ford Team Türkiye olurken, Takımlar birinciliğini de GP Garage My Team elde etti. Yarışın Sınıf 4 ve İki Çeker birinciliğini Fatih Selim Göçer-Mehmet Köleoğlu elde ederken, Sınıf N birincisi GP Garage My Team’den Okan Öztürk-Hakan Uçucu, Sınıf 5 birincisi Atış Motorsport’tan Metehan Üstükarcı-Hüseyin Çetin, Master Pilotlar birincisi GP Garage My Team’den Uğur Soylu, Kadın Pilotlar birincisi Burcu Çetinkaya, kadın co-pilotlar birincisi İtalyan Fabrizia Pons oldular. Yarışın 35 yaş üzeri klasik ralli otomobillerine açık Historic klasmanı birinciliğini ise Fiat 131 ile yarışan Semih Geylan-Ünsal Deniz kazandı. Bu yıl Celal Gülerhan anısına düzenlenen TOSFED Ralli Kupası klasmanında ise Taner Oruç-Onur Sırımoğlu birinciliğe uzanırken, ekip aynı zamanda Kategori 2’de ilk sırada yer aldı. GMG Racing’den Alp Atak-Alperen Tetik ikinci ve Kategori 3 birincisi, aynı takımdan Osman Ceylan-Batuhan Doğan da üçüncü oldular. Kategori 4’te GP Garage My Team’den Tolga Öztürk-Hasan Güler ve Kategori 1’de de Faruk Sayın-Cansu Açar birinciliklerin sahibi olurken, Açar aynı zamanda kadın co-pilotlar birinciliğini kazandı. TOSFED Ralli Kupası Kadın Pilotlar birinciliği de Furkan Acar ile yarışan Elif Gizem Filiz’in oldu. Yarışlara yoğun ilgi Pilotlar, zorlu geçen parkurda zaman zaman zor anlar yaşarken, 2 gün süresince büyük bir heyecan yaşandı. Oyman Atabay sezonunun 4. yarışı olan Yeşil Bursa Rallisi bu yıl da nefesleri kesti. Güzel havayı fırsat bilen Bursalıların ve çevre illerden gelen vatandaşların da yoğun ilgi gösterdiği rallide ekipler, 2 gün süresince kozlarını paylaştı. Bursa’da heyecan fırtınası Büyük bir heyecana sahne olan 48. Yeşil Bursa Rallisi’nde, 72 otomobil, 144 sporcu ve 300 kişilik görevli ordusu görev aldı. Oyman Atabay sezonunun 4. rallisi olan organizasyon, 17 Mayıs Cuma Günü saat 20.00’de Downtown Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde düzenlenen start seremonisi ile başladı. Yeşil Bursa Rallisi’nde ekipler, iki gün boyunca Orhaneli-Keles bölgesindeki etaplarda kıyasıya mücadele etti. 470 kilometre uzunluğundaki asfalt zeminli parkurda, 8 özel etabın geçilmesi ile iki gün süren rallinin ilk günü 18 Mayıs Cumartesi saat 09.30’da Bursa Büyükşehir Belediye Stadyumu (Yüzüncü Yıl Atatürk Stadyumu) doğu otoparkından başladı. Rallinin ilk gününde 13,35 kilometre uzunluğundaki Remed Assistance (Harmanalan-Delice) etabı ile 25,05 kilometre uzunluğundaki Petrol Ofisi Maxima (Kozbudaklar - Göynükbelen - Karandere) etapları geçildi. 19 Mayıs Pazar Günü ise 10,10 kilometre uzunluğundaki Bursa Büyükşehir Belediye (Hüseyinalan) ve 10,30 kilometre uzunluğundaki Downtown (Soğukpınar) etaplarının tamamlanması ile sezonun son asfalt rallisi sona erdi. Zorlu mücadelenin ardından, Aloft Bursa Hotel ev sahipliğinde ödül töreni düzenlendi. Karbon ayak izi hesaplanarak hatıra ormanı oluşturulacak Öte yandan BOSSEK, Yeşil Bursa Rallisi çerçevesinde dünyadaki çevre kirliliğine ve yarışta yer alacak fosil yakıtlı araçların oluşturduğu karbon ayak izine dikkati çekmek amacıyla önemli bir çalışmaya da imza attı. BOSSEK, organizasyon çerçevesinde karbon ayak izini uluslararası standartları barındıran ISO 14064’e göre hazırlanacak rapora göre karbon yükünü tespit ederken, bu çerçevede Bursa Orman Bölge Müdürlüğünün göstereceği alanda hatıra ormanı oluşturacak.