GÜNDEM - 27 Ağustos 2023 Pazar 10:02

Uzmanlara kontrol ettirmeden ev almayın: İstanbul’da yüz binlerce bina risk altında

A
A
A

Uzmanlar, muhtemel bir İstanbul depreminde Bursa, Yalova, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ, Çanakkale ve Kırklareli illerinin de etkileneceği uyarısında bulundu.

Kırklareli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Kadir Kılınç, İnşaat Mühendisleri Odası Çorlu temsilciliğinde yaptığı açıklamada, muhtemel bir Marmara depreminde meydana gelebilecek risklerle ilgili geniş bilgi verdi. Muhtemel İstanbul depreminde Trakya’nın da etkileneceğini vurgulayan Dr. Kılınç, Kırklareli ve Tekirdağ’ın da büyük risk altında olduğunu belirtti

"Lütfen dikkat, deprem öldürmez bina öldürür"

Dr. Öğr. Üyesi Kadir Kılınç, "Muhtemel bir İstanbul depreminde, Bursa, Yalova, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ, Çanakkale ve Kırklareli illeri etkilenecektir. Tabii ki, Kırklareli’nde diri, aktif fay hattı yok ama özellikle vurguladığım hususlardan, yapısal taşıyıcı sistem kusurlarından dolayı Kırklareli’nde etkilenecek bina sayısı da oldukça fazladır. Tekirdağ’da ise çok bina etkilenecek. Yaklaşık 8 bin binanın etkileneceği konuşuluyor. Bu sebepten dolayı tecrübeli ve alanında uzman akademisyen olarak lütfen şuna dikkat edelim; deprem öldürmez bina öldürür" ifadelerini kullandı.

"Muhtemel bir İstanbul depreminde etkilenecek bina sayısı oldukça yüksektir"

Dr. Kılınç, Türkiye’de 2000 yılı öncesi yapılan binaların depreme dayanıklılık testinin mutlaka yapılması gerektiğine dikkat çekti. Kılınç, "İstanbul’da yaklaşık 2 milyona yakın bina vardır. Özellikle 2000 yılı öncesinde yapılmış 885 bin bina, gerçekten bakıldığında muhtemel bir İstanbul depreminde etkilenecek bina sayısı oldukça yüksektir. İstanbul’u depreme dirençli hale getirmeliyiz. Bunun için basitleştirilmiş güçlendirme yönetmenliğini ortaya koymalıyız. Taşıyıcı elemanlarda, kolonlarda, kireçlerde, mesnet bölgelerinde, sıklaştırma bölgelerinde mutlaka etkili sıklaştırması yapılmalıdır. Ancak bakıldığında çoğu binada bu etkili sıklaştırmasının yapılmadığını gözlemledik. Mutlaka donatı tarama cihazıyla yapıdaki taşıyıcı elemanlarda donatı tarama analizlerin yapılıp donatı sıklaştırması yapılıp yapılmadığı belirlenmesi ve donatı çapının da belirlenmesi gerektiğini düşünüyorum" dedi.

Uzmanlara kontrol ettirmeden ev almayın: İstanbul’da yüz binlerce bina risk altında

"Kırklareli’ndeki binalarda taşıyıcı sistem kusurları var"

Dr. Kadir Kılınç, il dışından gelip de Kırklareli’nden ev almayı düşünenlere önemli uyarılarda bulunarak, "Kırklareli’ndeki binalarda taşıyıcı sistem kusurları var. Bu sebepten dolayı Kırklareli’nden ev alacak, Kırklareli’ne gelecek kişilerin bu konuda mutlaka uzman kişilerden destek alması lazım. Evet buna da özellikle vurgu yapmak istiyorum. Uzman kişilerden destek alıp, binayı almadan önce bu desteği almalıdır. Aynı zamanda şuna da vurgu yapmak gerekirse bir akademisyen olarak şunu da savunuyorum; binalara deprem testi zorunluluğu getirilmeli, evet bu hem Kırklareli içim hem İstanbul ve diğer şehirler için" ifadelerine yer verdi.

"Kırklareli’nde binalar özellikle yapısal taşıyıcı sistem unsurları ve yapısal taşıyıcı düzensizlikleri mevcuttur"

Kırklareli’nin fay hattına sahip olmamasına rağmen mevcut binaların yapısındaki olumsuzluklarına dikkat çeken Dr. Kılınç, "Kırklareli deprem açısından Türkiye tarafı AFAD tarafından yayınlanan deprem haritasına göre, dördüncü bölgede yer almaktadır ve diri aktif bir fay hattına sahip şehir değildir. Ancak Kırklareli’nde binalar özellikle yapısal taşıyıcı sistem unsurları ve yapısal taşıyıcı düzensizlikleri mevcuttur. Bunlardan kısaca bahsetmek gerekirse bir binada ağırlık merkeziyle rijitlik merkezi çakışmazsa burulma momenti oluşur. Bakınız bu oldukça önemli, burulma momenti oluşursa depremden etkilenme ihtimali oldukça artar ve bina deprem etkisinde dayanıksız ve dirençsiz hale gelir. Bu sebepten dolayı yetkin mühendisliğin getirilmesi gerektiğini düşünüyorum, özellikle kütle merkezi ve rijitlik merkezi çakışmamalarına yer verilmemesi için özellikle proje hazırlanırken bu hususa dikkat edilmesi gereklidir" dedi.

"Tekirdağ merkezli bir depremde meydana gelebilir"

Şarköy-Kumbağ fay hattına da dikkat çeken Kırklareli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Kadir Kılınç, "Tekirdağ, Şarköy, Kumbağ hattında, muhtemel bir depremden bu hattın çok etkileneceğini düşünüyorum. Muhtemel bir depremden Tekirdağ ilinin yüksek derecede etkileneceğini düşünüyorum. Çünkü etkilenecek bina sayısının çok yüksek olacağını düşünüyorum. Bunu neden bu şekilde vurguluyorum? Çünkü Şarköy, Kumbağ hattında bir fay hattı vardır. Diri ve aktif bir fay hattıdır. Tekirdağ merkezli bir deprem de meydana gelebilir" ifadelerini kullandı.

"Sanayi yapılarında da deprem testi yapılmalı"

Sanayi yapılarına da dikkat çeken Dr. Kılınç, "Büyük ilçelerde de bu konuda deprem açısından etkilenecek bina sayısı miktarının çok yüksek olduğunu düşünüyorum. Özellikle şuna da vurgu yapmak istiyorum Çorlu bir sanayi bölgesi, Çerkezköy sanayi bölgesi ve bu sanayi bölgelerinde prefabriklerin oldukça fazla olduğu önemli bir gerçek. Mutlaka prefabrik yapılarında mevcut durumun da ortaya koyulması lazım. Yani bu konuda mutlaka ortak çalışmaların gerçekleştirilip, sanayi yapılarının deprem etkisi altındaki performansının ortaya konulması ve bunun için mutlaka deprem testlerinin gerçekleştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. İnşaat mühendisleri odası, belediyeler ve üniversitelerin ortak bir çalışma grubu oluşturması gerektiğini düşünüyorum. İvedilikle sanayi binalarında, kamu binalarında mevcut durumun ortaya koyulması gerektiğini düşünüyorum. Çorlu, Çerkezköy, Kapaklı gerçekten buralar büyük sanayi bölgeleri ve oldukça fazla sayıda fabrikalar, sanayi tesisleri mevcuttur. İlgili idarelerin ve birimlerin, bu konuda ortak çalışma gruplarını oluşturması, ivedilikle deprem testi çalışmalarına başlaması gerektiğini düşünüyorum" dedi.

Duygu Caferoğlu - Mefail Akçatepe

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Kadınlarla ilgili meseleyi LGBT kontekstinde tartışıyorsanız kadınlara haksızlık yapıyorsunuz" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Kadınlarla ilgili meseleyi sadece LGBT kontekstinde tartışıyorsanız kadınlara büyük bir haksızlık yapıyorsunuz. Birincisi bu. İkincisi küreselci söylemlerin etkisi altındasınız ve geçmişe bakarsak oryantalist bir bakış açısıyla kendi toplumunuza bakıyorsunuz" dedi. TBMM Genel Kurulunda Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2026 yılı bütçesi kabul edildi. Genel Kurulda, bütçeler üzerindeki konuşmaların tamamlanmasının ardından soru-cevap bölümüne geçildi. Milletvekilleri tarafından sorulan soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Rakamlar sizi doğrulamıyor. Az önce söyledim. Binde 1,1 ya da 1,2 civarında harcama söz konusu. Eski sisteme göre daha düşük bir harcama. Kaldı ki şunu da söylemek zorundayım. Cumhur İttifakı’nın adayı olan Cumhurbaşkanımız değil de rakibi seçilmiş olsaydı, şimdi 6 tane cumhurbaşkanı yardımcısı olacaktı. Kim bilir kaç tane bakan olacaktı; 90’lı yıllarda koalisyon hükümetleri dönemlerinde 35, 36’ları bulmuş. Muhtemelen 30’un üstünde de bakan olurdu. Asıl o zaman cumhurbaşkanlığı makamı israf noktasına dönüşürdü. Bir de resmi resmi ilan edilen cumhurbaşkanı yardımcılarının dışında da kimlere cumhurbaşkanı yardımcılığı sözü verildi onu da bilmiyoruz. Onları da eklerseniz çok daha fazla olur" dedi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi hakkındaki eleştirilere cevap veren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Ben ısrarla aynı şeyi söylüyorum. Bir defa orada bir cami var. Cuma dahil namazlar kılınıyor ve herkes geliyor. Kütüphane 7 gün 24 saat açık. Kongre Merkezi açık. Ayrıca, Külliye’nin daha resmi bölümlerini gezmek isteyenler için belki Ali Mahir (Başarır) Bey de gezmek isteyebilir. O yüzden adresi söyleyeyim: ziyaret.tccb.gov.tr/. Turist olsun, vatandaşımız olsun herkes bu siteye girebilir. ’Gezmek istiyorum’ diyebilir ve bunlar belli bir sistem içinde gezdiriliyorlar. Yani ’vatandaşa açık değil’ ifadeniz doğru değil. Lütfen gezmek istiyorsanız bu siteye girebilirsiniz veya benden randevu istersiniz ben gezdiririm" diye konuştu. Genel bütçenin 10 binde beşinin kullanıldığını vurgulayan Yılmaz, "Nedir bu sınır? ’Bütçe başlangıç ödeneğinin binde 5’ini geçemez’ demiş kanunlarımız. Geçen yıl itibarıyla, 2024 yılında, genel bütçe başlangıç ödeneğinin 10 binde beşini kullanmış Cumhurbaşkanımız. 10 kat daha altında limitin bir kullanım söz konusu. Bu yıl itibarıyla 10 binde üç civarında kullanım. Öyle ifade ettiğiniz gibi sanki bütçenin tamamı büyük bir kısmı bu işlere harcanıyormuş gibi ifadeler doğru değil ama ihtiyaç oldukça da elbette kullanılacak. Tüm ülkelerin kullandığı gibi" şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanlığındaki taşıt sayıları hakkında bilgi veren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Cumhurbaşkanlığında ihtiyaç çıkabilir, acil bir şey olabilir diye 20 taşıt koyuyoruz. Doğru. Ama 2024 yılında sadece 7 taşıt alınmış. 2025 yılında yine 20 taşıt koymuşuz. Şu ana kadar bir tane bile alınmamış. NATO zirvesi geliyor, belki onun için bir ihtiyaç olursa bir alım yapılabilir. Yapılmaz demiyorum ama genelde bu 20 taşıt konuyor. Bir ihtiyat ödeneği olarak konuyor. Acil bir ihtiyaç çıkar kullanılabilir diye konuyor. Ama geçmişe baktığınız zaman bunun pek de kullanılmadığını görüyoruz" ifadelerini kullandı. Kadınlarla ilgili meselelerin sadece LGBT üzerinden tartışılmasının haksızlık olduğuna değinen Yılmaz, "Kadınlarla ilgili meseleyi sadece LGBT kontekstinde tartışıyorsanız kadınlara büyük bir haksızlık yapıyorsunuz. Birincisi bu. İkincisi küreselci söylemlerin etkisi altındasınız ve geçmişe bakarsak oryantalist bir bakış açısıyla kendi toplumunuza bakıyorsunuz. Bu uzun bir entelektüel tartışma. Ama bakış açınıza hiçbir şekilde katılmadığımı, Kürt halkının da sizin bu bakış açınıza en küçük bir prim vermeyeceğini de buradan ifade etmek istiyorum" şeklinde konuştu. Türkiye’de açlık sınırının sadece TÜRK-İŞ’in yaptığı hesaplamalar olduğundan bahseden Yılmaz, "Türkiye’de açlık ve yoksulluk sınırı dediğiniz TÜRK-İŞ’in yaptığı hesaplamalar. Yoksulluk olarak hesapladığı geçen ay gördüm televizyonlardan 97 bin lira. Yani neredeyse 2 bin 500 dolara yakın bir geliri olanı yoksul olarak tarif ediyor. Siz 5 bin dolar da dersiniz. Açık arttırmaya da çıkabilirsiniz. Tüm toplumu da yoksul ilan edebilirsiniz. Ama bir uluslararası ölçüte, istatistiğe dayalı bir yaklaşım değil bu. Sendikal olarak hazırlanmış muhtemelen sendikal taleplerine baz teşkil etmek üzere yapılan çalışmalar. Biz elbette en küçük yoksulluk oranıyla da mücadele etmeye devam edeceğiz. Güçlü bir sosyal politikayla yolumuza devam edeceğiz" dedi. Soru-cevabın ardından Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, birleşimi, yarın saat 11.00’de toplanmak için kapattı.
Kocaeli Kocaeli’de silahlı saldırı: 1’i futbolcu 3 yaralı Kocaeli’de meydana gelen silahlı saldırıda 3 kişi silahla vurularak yaralandı. Yaralılardan birinin Kocaelili futbolcu Uğurcan Bekçi olduğu öğrenildi. Olay, İzmit ilçesi Sanayi Mahallesi Ömer Türkçakal Bulvarı’nda meydana geldi. Henüz bilinmeyen sebeple iki grup arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi ile çıkan kavgada Sultanbeyli Belediyesporlu Uğurcan Bekçi (27), E.K.B. (27) ve İ.A. (31) silahla yaralandı. 3 kişi kanlar içinde yerde kalırken, durum 112 Acil Çağrı Merkezi’ne haber verildi. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri, biri ağır olmak üzere yaralan 3 kişiyi yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye kaldırdı. Kağıtspor, Körfez Spor Kulübü, Kocaeli Güneşspor, Belediye Derincespor, 24 Erzincaspor, Ankara Keçiörengücü, Adıyaman 1954 gibi önemli takımlarda forma giyen 27 yaşındaki kanat oyuncusu Uğurcan Bekçi’nin ayağından yaralandığı, durumunun ağır olduğu ve ameliyata alındığı öğrenildi. Polis olay yerinde delil aradı Öte yandan bölgeye çok sayıda polis ekibi de sevk edildi. Olayın Sefa Sirmen Sanayi Sitesi’nin yakınlarında başladığı, sahil yolu boyunca da sürdüğü öğrenildi. Polis ekipleri olayın yaşandığı noktalarda mermi ve delil aradı. Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Büro ekipleri, çok yönlü araştırma başlatırken, zanlı veya zanlıların yakalanması için çalışmalar sürüyor.
Ankara Bakan Işıkhan: "’Özel hastanelere aktarılan pay artıyor’ ifadesi gerçeği yansıtmamaktadır" Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "Özel hastanelere yapılan ödemelerin tedavi harcamaları içindeki payı 2013 yılında yüzde 23,40 iken 2024 yılı sonunda yüzde 10,45’e düşmüştür, 2025 yılının ilk yedi ayında ise bu oran yüzde 6,78’e gerilemiştir. Bu yüzden ‘Özel hastanelere aktarılan pay artıyor’ ifadesi gerçeği yansıtmamaktadır" dedi. TBMM Genel Kurulu, Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yanı sıra Mesleki Yeterlilik Kurumu, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, İletişim Başkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Devlet Arşivleri Başkanlığı, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığının bütçeleri görüşüldü. Milletvekillerinin konuşmalarıyla başlayan Genel Kurul toplantısında Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın sunumlarıyla devam etti. Sunumların ardından soru-cevap bölümüne geçilen toplantıda Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Burada konuşan Işıkhan, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) 2026 yılı bütçesinin düşük olduğuna yönelik iddialara yanıt vererek, "Sosyal Güvenlik Kurumunun bütçesi merkezî yönetim bütçe kapsamı dışında olup ayrı bir bütçedir. 2026 yılı merkezî yönetim bütçesinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ayrılan pay, Bakanlık bütçesi üzerinden SGK’ye ayrılan teşvikleri 261,3 milyar lira, açık finansman ise 43,7 milyar lira kalemlerini kapsamaktadır. Dolayısıyla, sosyal güvenlik sisteminin finansman kaynağını sadece genel bütçeden aktarılan pay üzerinden değerlendirmek doğru bir yaklaşım değildir. SGK bütçesinin 2026 yılında 7 trilyon 130 milyar lira olacağı öngörülmektedir" ifadelerine yer verdi. "Dilovası yangınında ihmali, kusuru, sorumluluğu olan kim varsa gözünün yaşına bakmadan gerekli işlemi yapacağız" Işıkhan, DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun Dilovası yangınında insanların ihmalden dolayı hayatını kaybettiği iddialarına da yanıt vererek, şu ifadelere yer verdi: "İlk anından itibaren ailelerimizin yanında oldum, devlet olarak kimseyi yalnız bırakmadık ve bırakmayacağız. Olayla ilgili adli süreç hâlen devam etmektedir, yargının yürüttüğü soruşturmayı titizlikle ve yakından takip ediyoruz. Bununla birlikte, idari açıdan üzerimize düşen sorumluluğu gecikmeden yerine getirdim, 3 başmüfettişimizi ve 2 müfettişi görevlendirdi. Soruşturma kapsamında SGK Kocaeli İl Müdürü, İl Müdür Yardımcısı, Gebze Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürünü görevden aldık. Çalışma ve İş Kurumu Kocaeli İl Müdürü, İŞKUR Dilovası Hizmet Merkez Müdürü, İŞKUR CİMER’den Sorumlu Şube Müdürü personelini görevden aldık. Hem adli hem de idari soruşturmalar eşzamanlı olarak devam etmektedir. Az önce açıkladığım gibi ihmali, kusuru, sorumluluğu olan kim varsa gözünün yaşına bakmadan gerekli işlemi yapacağız." "‘Özel hastanelere aktarılan pay artıyor’ ifadesi gerçeği yansıtmamaktadır" Bakan Işıkhan, 2025 bütçesinde SGK’ye yapılan transferler arttığını ve sağlık sistemini kalkındırmak için bu transfer harcamalarının özel hastanelere gittiğini iddia edildiğini söyleyerek, "Bu iddia kesinlikle doğru değil. Özel hastanelere yapılan ödemelerin tedavi harcamaları içindeki payı 2013 yılında yüzde 23,40 iken 2024 yılı sonunda yüzde 10,45’e düşmüştür, 2025 yılının ilk yedi ayında ise bu oran yüzde 6,78’e gerilemiştir. Bu yüzden ‘Özel hastanelere aktarılan pay artıyor’ ifadesi gerçeği yansıtmamaktadır" dedi. Genel Kurul toplantısı Bakan Işıkhan’ın konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın konuşmasıyla devam etti.