TEKNOLOJİ
06 Mayıs 2024 Pazartesi - 14:47 OMÜ’de "I. Uluslararası Teknoloji Transferi Sempozyumu" Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) ev sahipliğinde; 39 ulusal, 6 uluslararası kurum desteği ile gerçekleştirilen ‘I. Uluslararası Teknoloji Transferi Sempozyumu’nda konuşan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, "Teknoloji transferi, farkındalık gerektiren ve gelişmekte olan ifadesiyle tanımlanan ülkeler olarak bizim açımızdan zorunlu bir eylemdir. Zira bu transfer, dayanışma ve tatlı rekabet halinde olan millet ve medeniyetlerde yarışı sürdürmenin, dolayısıyla var oluşun ve etkinliği sağlamanın aracıdır" dedi. Temel bilimlerden mühendisliğe, sağlık bilimlerinden sosyal bilimlere kadar tüm alanlardaki teknolojik yeniliklerin dünya çapında sunulmasını, hatta ticarileşme süreçlerinin kolaylaştırılmasının hedeflendiği 45 paydaş üniversitenin destekleriyle düzenlenen ‘I. Uluslararası Teknoloji Transferi Sempozyumu’nun açılışı OMÜ Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı. Törende ilk olarak konuşan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, "Medeniyetler, mekân, zaman ve etkinlik açısından ya birbirlerini besleyen ve güçlendiren ya da çatışan dolayısıyla imha eden bir ilişki ağına sahiptir. İhya ya da imha eyleminde etkinlik, bilgi, teknik ve üretilen teknoloji ile mümkün olabilmektedir. Bu sahnede ya dayanışma, ya da savaş görülebilmektedir. Bu ağda, bilgi esastır ve evrenseldir; ancak teknik ve teknoloji bilgi ile özelleştirilen; dolayısıyla ait olduğu zaman ve mekânda medeniyeti farklılaştıran güçlü araçlardır" diye konuştu. "Teknoloji, devletler arasındaki casusluk faaliyetlerinde öncelikli alan olarak değerlendirilmektedir" Teknoloji transferinin, gelişmekte olan ülkeler için zorunlu bir eylem olduğunu dile getiren Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Bugün sempozyumun konusu olan teknoloji transferi, farkındalık gerektiren ve gelişmekte olan ifadesiyle tanımlanan ülkeler olarak bizim açımızdan zorunlu bir eylemdir. Zira bu transfer, dayanışma ve tatlı rekabet halinde olan millet ve medeniyetlerde yarışı sürdürmenin, dolayısıyla var oluşun ve etkinliği sağlamanın aracıdır. Çatışma halinde olan medeniyetlerde ise, zaman ve mekânda güvenin teminatı, etkin olabilmenin de vaz geçilmez şartıdır. Zira satın alabiliyor hatta almış olmak, kısıtlı bir gücü ifade etmektedir. Teknoloji beraberine getirdiği değer, dil ve kavramlarla, her geçen gün kültür içinde, eklemlenen ama kendi üretmediği için başkalaşan alanı büyütmektedir. Bu nedenle teknoloji, devletler arasındaki casusluk faaliyetlerinde öncelikli alan olarak değerlendirilmektedir" şeklinde konuştu. "Birlikte isen güçlüsün, güçlü isen hak ve hukukun var" Gazze’de yaşanan savaştan, insan haklarından ve uluslararası hukuktan bahseden Prof. Dr. Yavuz Ünal şunları söyledi: "Bugün Gazze’de yaşananları, bu gözle yeniden okumak gerekmektedir. İnsan hakları, uluslararası hukuk, mahkeme, yargı, değer ve daha ne ürettiyse batı medeniyeti, hepsini yok etme pahasına, İsrail terör devletince sürdürülen soykırım ve ahlaksız savaşın içinde ve arkasında yerini aldı, hakikati artık gözümüzün içine sokuyorlar. Birlikte isen güçlüsün, güçlü isen hak ve hukukun var; aksi takdirde varlığının hiçbir anlamı yok. Irak, Libya, Suriye, Bosna, Arakan, Doğu Türkistan ve sıradakiler Türk milleti açısında Kuvâ-i Milliye ne ise, Filistin halkı açısından aynı değer ve misyona sahip şanlı direnişi, imanın sağladığı güçle bütün imkânsızlıklara rağmen kardeşlerimiz tarafından sürdürülen savaşı, zaferle taçlandırması için Rabbime dua ediyorum" “Üniversiteler arası iş birliğinin önemine inanıyoruz” Rektör Ünal konuşmasını şöyle sürdürdü: “Coğrafyalarımız farklı olsa bile, aynı medeniyetin çocukları olarak, milletlerimizin istiklal, kültür ve medeniyetimizin de güven ve beka sorunu yaşadığı bir dünyada, öncelikle birbirimize, birbirimizin imkân ve istidadına muhtacız. Mevcut bilginin transferi, teknik ve teknolojide becerinin paylaşımı; daha da önemlisi bilgi üretim süreçlerinin sağlıklı işleyebilmesi açısından imkânlarımızın paylaşılması, insan kaynaklarımızın verimli kullanılması, dolayısıyla bilgi üretiminin sağlanması ve maliyetinin düşürülmesi hayati önem taşımaktadır. Bu nedenle biz, üniversitelerimiz arasında ortak çalışma zeminini güçlendirme arayışı içindeyiz. Bu arayışın bir sonucu olarak ortaya çıkan, Üniversite-TTO ortaklığında ürettiğimiz ve marketlerde yerini alan ’JopSocial’ adlı mobil uygulamada, yapay zekâ yardımıyla, alanda uzmanlara erişimi kolaylaştıran ve hızlandıran; projelerde ortaklık, staj, iş ve çalışan bulma açısından da uygunluğu ölçümleyebilmekteyiz. Zira Teknolojik gelişme ve ürünler, onu geliştirebilecek beyinlerin, uygun yerlerde ve zamanlarda istihdamıyla mümkün olduğu her birimizin malumudur. Beyin göçü, bu nedenle risklidir.” "Bilgiyi değer zincirinde etkiye dönüştürmek için birlikte çalışmaya daha fazla ihtiyaç var" TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ise, "Türkiye artık araştırma yapmayı gerçekten öğrendi. Özellikle özel sektör çok kuvvetli ilerliyor. Özel sektör bu programda, Avrupa’nın desteklerinde üniversitelere göre çok daha hızlı ilerliyor. Yeni bir program açacağız. TÜBİTAK ile akademisyen hocalarımızın tamamladığı birçok proje var. Diğer tarafta da sanayinin projeleri var. Teknoloji transfer patentleme desteği var. Patent öncesinde birçok bilgi esasında sanayi ile çalışarak geliştirilebilecek durumdadır. Ama o tamamlanmış akademisyen projelerinin çoğunluğu rafta kalıyor. Sanayi de kendine yenilikçi konular bulmaya çalışıyor. O yüzden bu destek programı TÜBİTAK’ın AR -GE desteklerine, tamamlanmış olan projelere sanayi ile birlikte devam edilmek isteniyorsa özel bir destek programıdır. Baktığımızda patent lisanslamada çok başarılı değiliz. Sebeplerinden de bahsettim. Kültür, ihtiyaç analizi diyelim. Konunun kritikliğini konuşuyoruz. İnşallah gelecek yıllarda bunun 2’ncisi veya devamı geldiğinde bugünkü konuşmalarımızın üzerine sadece teknoloji üretmek değil, bunu patentleme değil, onu ticarileştirme noktasında etkisi oluşturma noktasında olur. Çünkü kendimize, insanlığı fayda ve rektör hocamızın dediği gibi Gazze’deki zulmü sonlandırmak için çok daha kuvvetli olmak zorundayız. Daha güçlü olmak zorundayız. Bizim de en iyi yaptığımız iş bilgi üretmek. Bu bilgiyi değer zincirinde etkiye dönüştürmek için birlikte çalışmaya daha fazla ihtiyaç var. Bugünkü toplantımızda teknolojiden değer üretmeye ve etki oluşturmaya odaklanmış durumdayız. Uzun bir süredir üzerinde tartıştığımız teknoloji transferi süreci, hepimizin yeni öğrendiği bir konu oldu ve bu toplantıda daha fazla sonuç üretmek için kararlıyız. Çünkü başarı için ilk adım, sonuç üretimine odaklanmaktır. Teknolojiden değer üretme konusundaki bilgilerimiz, teknolojiden etki oluşturmaya doğru olan bir dönüşümün temelini oluşturuyor. Ancak, bu dönüşümü gerçekleştirmek için ne yapmak istediğimizden çok, nasıl yapmak istediğimiz daha da önemli hale geliyor. İş birliği üzerine konuşuyor olabiliriz, ancak asıl ihtiyacımız olan birlikte iş yapma ve iş birliğiyle daha fazla sonuç üretme kültürünü benimsemektir. Teknoloji üretmek için iş birliği yeterli olabilir, ancak etki oluşturmak için birlikte hareket etme ve iş birliği yapmak oldukça önemlidir, daha önce birçok kez üzerinde konuştuğumuz gibi. Bu nedenle, bugün burada daha fazla sonuç üretmek için çabalıyoruz. Hepimizin katkılarıyla, teknolojiyi etki oluşturmaya dönüştürme yolunda adımlar atmaya hazırız" ifadelerini kullandı. "Teknoparkta’ki yatırım yapan firmaların yüzde 90’ı sanayi üretimi üzerine çalışmalarını yürütmektedir" Organize Sanayi Bölgeleri yerine, ‘Organize Teknoloji Bölgeleri’ denilmesi gerektiğini söyleyen Samsun Valisi Orhan Tavlı, “Teknoloji transferi noktasındaki çalışmalarda özellikle OMÜ, Samsun Üniversitesi (SAMÜ), Samsun Teknopark, Samsun Ticaret Odası oldukça iyi ilerlemeler kaydetti. Bu gelişmelerle birlikte Samsun’da faaliyet gösteren organize sanayi bölgelerinin sayısı da 14’e çıktı. Şehrimizin bütün dinamiklerini bir araya getirmeye çalışıyoruz. Şehirde bir üniversite kurulacaksa, bunun temeli topluma dayanmalı. Toplum her zaman işin içerisinde olmalı. Samsun, insan kaynağı açısından çok güçlü bir şehir. Bereketli topraklara sahip olan Samsun; Kızılırmak Deltası, Yeşilırmak, Vezirköprü ile birlikte tarım alanında oldukça verimli bir şehirdir. Tarımla birlikte ticaret ve sanayi de bu güce eşlik ediyor. Geldiğimiz noktada artık Organize Sanayi Bölgeleri yerine ‘Organize Teknoloji Bölgeleri’ demek gerekiyor. Ayrıca teknoloji üretim gündeminde Teknopark’taki yatırım yapan firmaların yüzde 90’ı sanayi üretimi üzerine çalışmalarını yürütmektedir. Organize sanayi bölgelerini, Samsun Teknopark ve OMÜ ile bir araya getirmeye çalışıyoruz. Şehrin bütün dinamikleri ile iş birliği yaparak Samsun’u geliştirmek istiyoruz. Aynı zamanda büyük şehirlerde işinin uzmanı olan Organize Sanayi Bölge müdürlerini buraya transfer ettik. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile birlikte yürüttüğümüz çalışmalarda kalkınma ajanslarımız ve kurumlarımız sahada etkinlik gösteriyorlar. Samsun’da düzenlenen teknoloji sempozyumunun Samsun’a, ülkemize ve özellikle de tüm insanlara hayırlı olmasını temenni ediyorum" açıklamasında bulundu. 2 gün sürecek olan sempozyumda Malezya Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Datuk Ts. Dr. Ahmad Fauzi Ismail, Endonezya IPB Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Satrıa ve Özbekistan Alfraganus Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Makhmudov Muhammadismoil Mukhıtdınovıch davetli konuşmacı olarak katıldı. Samsun Valiliği, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı , Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu , Türk Patent ve Marka Kurumu, Ulusal Ajans, Üniversite Sanayi İşbirliği Merkezleri Platformu, Tıbbi Tanıtım ve Pazarlama katılımıyla hibrit olarak gerçekleştirilecek olan programda; 6 farklı ülkeden 23’ü yabancı bilim insanı olmak üzere toplamda 500 bilim insanı katılacak. Düzenlenen programa ayrıca Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Selim Eren, Prof. Dr. Sevim Alışır, Prof. Dr. Murat Terzi, Genel Sekreter Prof. Dr. İdris Varıcı, çok sayıda üniversite rektörü, kamu kurum ve kuruluşları yöneticileri, akademisyenler, sektör temsilcileri ve çok sayıda öğrenci katıldı.
06 Mayıs 2024 Pazartesi - 14:41 OMÜ’de "I. Uluslararası Teknoloji Transferi Sempozyumu" Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) ev sahipliğinde; 39 ulusal, 6 uluslararası kurum desteği ile gerçekleştirilen ‘I. Uluslararası Teknoloji Transferi Sempozyumu’nda konuşan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, "Teknoloji transferi, farkındalık gerektiren ve gelişmekte olan ifadesiyle tanımlanan ülkeler olarak bizim açımızdan zorunlu bir eylemdir. Zira bu transfer, dayanışma ve tatlı rekabet halinde olan millet ve medeniyetlerde yarışı sürdürmenin, dolayısıyla var oluşun ve etkinliği sağlamanın aracıdır" dedi. Temel bilimlerden mühendisliğe, sağlık bilimlerinden sosyal bilimlere kadar tüm alanlardaki teknolojik yeniliklerin dünya çapında sunulmasını, hatta ticarileşme süreçlerinin kolaylaştırılmasının hedeflendiği 45 paydaş üniversitenin destekleriyle düzenlenen ‘I. Uluslararası Teknoloji Transferi Sempozyumu’nun açılışı OMÜ Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı. Törende ilk olarak konuşan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, "Medeniyetler, mekân, zaman ve etkinlik açısından ya birbirlerini besleyen ve güçlendiren ya da çatışan dolayısıyla imha eden bir ilişki ağına sahiptir. İhya ya da imha eyleminde etkinlik, bilgi, teknik ve üretilen teknoloji ile mümkün olabilmektedir. Bu sahnede ya dayanışma, ya da savaş görülebilmektedir. Bu ağda, bilgi esastır ve evrenseldir; ancak teknik ve teknoloji bilgi ile özelleştirilen; dolayısıyla ait olduğu zaman ve mekânda medeniyeti farklılaştıran güçlü araçlardır" diye konuştu. "Teknoloji, devletler arasındaki casusluk faaliyetlerinde öncelikli alan olarak değerlendirilmektedir" Teknoloji transferinin, gelişmekte olan ülkeler için zorunlu bir eylem olduğunu dile getiren Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Bugün sempozyumun konusu olan teknoloji transferi, farkındalık gerektiren ve gelişmekte olan ifadesiyle tanımlanan ülkeler olarak bizim açımızdan zorunlu bir eylemdir. Zira bu transfer, dayanışma ve tatlı rekabet halinde olan millet ve medeniyetlerde yarışı sürdürmenin, dolayısıyla var oluşun ve etkinliği sağlamanın aracıdır. Çatışma halinde olan medeniyetlerde ise, zaman ve mekânda güvenin teminatı, etkin olabilmenin de vaz geçilmez şartıdır. Zira satın alabiliyor hatta almış olmak, kısıtlı bir gücü ifade etmektedir. Teknoloji beraberine getirdiği değer, dil ve kavramlarla, her geçen gün kültür içinde, eklemlenen ama kendi üretmediği için başkalaşan alanı büyütmektedir. Bu nedenle teknoloji, devletler arasındaki casusluk faaliyetlerinde öncelikli alan olarak değerlendirilmektedir" şeklinde konuştu. "Birlikte isen güçlüsün, güçlü isen hak ve hukukun var" Gazze’de yaşanan savaştan, insan haklarından ve uluslararası hukuktan bahseden Prof. Dr. Yavuz Ünal şunları söyledi: "Bugün Gazze’de yaşananları, bu gözle yeniden okumak gerekmektedir. İnsan hakları, uluslararası hukuk, mahkeme, yargı, değer ve daha ne ürettiyse batı medeniyeti, hepsini yok etme pahasına, İsrail terör devletince sürdürülen soykırım ve ahlaksız savaşın içinde ve arkasında yerini aldı, hakikati artık gözümüzün içine sokuyorlar. Birlikte isen güçlüsün, güçlü isen hak ve hukukun var; aksi takdirde varlığının hiçbir anlamı yok. Irak, Libya, Suriye, Bosna, Arakan, Doğu Türkistan ve sıradakiler Türk milleti açısında Kuvâ-i Milliye ne ise, Filistin halkı açısından aynı değer ve misyona sahip şanlı direnişi, imanın sağladığı güçle bütün imkânsızlıklara rağmen kardeşlerimiz tarafından sürdürülen savaşı, zaferle taçlandırması için Rabbime dua ediyorum" “Üniversiteler arası iş birliğinin önemine inanıyoruz” Rektör Ünal konuşmasını şöyle sürdürdü: “Coğrafyalarımız farklı olsa bile, aynı medeniyetin çocukları olarak, milletlerimizin istiklal, kültür ve medeniyetimizin de güven ve beka sorunu yaşadığı bir dünyada, öncelikle birbirimize, birbirimizin imkân ve istidadına muhtacız. Mevcut bilginin transferi, teknik ve teknolojide becerinin paylaşımı; daha da önemlisi bilgi üretim süreçlerinin sağlıklı işleyebilmesi açısından imkânlarımızın paylaşılması, insan kaynaklarımızın verimli kullanılması, dolayısıyla bilgi üretiminin sağlanması ve maliyetinin düşürülmesi hayati önem taşımaktadır. Bu nedenle biz, üniversitelerimiz arasında ortak çalışma zeminini güçlendirme arayışı içindeyiz. Bu arayışın bir sonucu olarak ortaya çıkan, Üniversite-TTO ortaklığında ürettiğimiz ve marketlerde yerini alan ’JopSocial’ adlı mobil uygulamada, yapay zekâ yardımıyla, alanda uzmanlara erişimi kolaylaştıran ve hızlandıran; projelerde ortaklık, staj, iş ve çalışan bulma açısından da uygunluğu ölçümleyebilmekteyiz. Zira Teknolojik gelişme ve ürünler, onu geliştirebilecek beyinlerin, uygun yerlerde ve zamanlarda istihdamıyla mümkün olduğu her birimizin malumudur. Beyin göçü, bu nedenle risklidir.” "Bilgiyi değer zincirinde etkiye dönüştürmek için birlikte çalışmaya daha fazla ihtiyaç var" TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ise, "Türkiye artık araştırma yapmayı gerçekten öğrendi. Özellikle özel sektör çok kuvvetli ilerliyor. Özel sektör bu programda, Avrupa’nın desteklerinde üniversitelere göre çok daha hızlı ilerliyor. Yeni bir program açacağız. TÜBİTAK ile akademisyen hocalarımızın tamamladığı birçok proje var. Diğer tarafta da sanayinin projeleri var. Teknoloji transfer patentleme desteği var. Patent öncesinde birçok bilgi esasında sanayi ile çalışarak geliştirilebilecek durumdadır. Ama o tamamlanmış akademisyen projelerinin çoğunluğu rafta kalıyor. Sanayi de kendine yenilikçi konular bulmaya çalışıyor. O yüzden bu destek programı TÜBİTAK’ın AR -GE desteklerine, tamamlanmış olan projelere sanayi ile birlikte devam edilmek isteniyorsa özel bir destek programıdır. Baktığımızda patent lisanslamada çok başarılı değiliz. Sebeplerinden de bahsettim. Kültür, ihtiyaç analizi diyelim. Konunun kritikliğini konuşuyoruz. İnşallah gelecek yıllarda bunun 2’ncisi veya devamı geldiğinde bugünkü konuşmalarımızın üzerine sadece teknoloji üretmek değil, bunu patentleme değil, onu ticarileştirme noktasında etkisi oluşturma noktasında olur. Çünkü kendimize, insanlığı fayda ve rektör hocamızın dediği gibi Gazze’deki zulmü sonlandırmak için çok daha kuvvetli olmak zorundayız. Daha güçlü olmak zorundayız. Bizim de en iyi yaptığımız iş bilgi üretmek. Bu bilgiyi değer zincirinde etkiye dönüştürmek için birlikte çalışmaya daha fazla ihtiyaç var. Bugünkü toplantımızda teknolojiden değer üretmeye ve etki oluşturmaya odaklanmış durumdayız. Uzun bir süredir üzerinde tartıştığımız teknoloji transferi süreci, hepimizin yeni öğrendiği bir konu oldu ve bu toplantıda daha fazla sonuç üretmek için kararlıyız. Çünkü başarı için ilk adım, sonuç üretimine odaklanmaktır. Teknolojiden değer üretme konusundaki bilgilerimiz, teknolojiden etki oluşturmaya doğru olan bir dönüşümün temelini oluşturuyor. Ancak, bu dönüşümü gerçekleştirmek için ne yapmak istediğimizden çok, nasıl yapmak istediğimiz daha da önemli hale geliyor. İş birliği üzerine konuşuyor olabiliriz, ancak asıl ihtiyacımız olan birlikte iş yapma ve iş birliğiyle daha fazla sonuç üretme kültürünü benimsemektir. Teknoloji üretmek için iş birliği yeterli olabilir, ancak etki oluşturmak için birlikte hareket etme ve iş birliği yapmak oldukça önemlidir, daha önce birçok kez üzerinde konuştuğumuz gibi. Bu nedenle, bugün burada daha fazla sonuç üretmek için çabalıyoruz. Hepimizin katkılarıyla, teknolojiyi etki oluşturmaya dönüştürme yolunda adımlar atmaya hazırız" ifadelerini kullandı. "Teknoparkta’ki yatırım yapan firmaların yüzde 90’ı sanayi üretimi üzerine çalışmalarını yürütmektedir" Organize Sanayi Bölgeleri yerine, ‘Organize Teknoloji Bölgeleri’ denilmesi gerektiğini söyleyen Samsun Valisi Orhan Tavlı, “Teknoloji transferi noktasındaki çalışmalarda özellikle OMÜ, Samsun Üniversitesi (SAMÜ), Samsun Teknopark, Samsun Ticaret Odası oldukça iyi ilerlemeler kaydetti. Bu gelişmelerle birlikte Samsun’da faaliyet gösteren organize sanayi bölgelerinin sayısı da 14’e çıktı. Şehrimizin bütün dinamiklerini bir araya getirmeye çalışıyoruz. Şehirde bir üniversite kurulacaksa, bunun temeli topluma dayanmalı. Toplum her zaman işin içerisinde olmalı. Samsun, insan kaynağı açısından çok güçlü bir şehir. Bereketli topraklara sahip olan Samsun; Kızılırmak Deltası, Yeşilırmak, Vezirköprü ile birlikte tarım alanında oldukça verimli bir şehirdir. Tarımla birlikte ticaret ve sanayi de bu güce eşlik ediyor. Geldiğimiz noktada artık Organize Sanayi Bölgeleri yerine ‘Organize Teknoloji Bölgeleri’ demek gerekiyor. Ayrıca teknoloji üretim gündeminde Teknopark’taki yatırım yapan firmaların yüzde 90’ı sanayi üretimi üzerine çalışmalarını yürütmektedir. Organize sanayi bölgelerini, Samsun Teknopark ve OMÜ ile bir araya getirmeye çalışıyoruz. Şehrin bütün dinamikleri ile iş birliği yaparak Samsun’u geliştirmek istiyoruz. Aynı zamanda büyük şehirlerde işinin uzmanı olan Organize Sanayi Bölge müdürlerini buraya transfer ettik. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile birlikte yürüttüğümüz çalışmalarda kalkınma ajanslarımız ve kurumlarımız sahada etkinlik gösteriyorlar. Samsun’da düzenlenen teknoloji sempozyumunun Samsun’a, ülkemize ve özellikle de tüm insanlara hayırlı olmasını temenni ediyorum" açıklamasında bulundu. 2 gün sürecek olan sempozyumda Malezya Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Datuk Ts. Dr. Ahmad Fauzi Ismail, Endonezya IPB Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Satrıa ve Özbekistan Alfraganus Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Makhmudov Muhammadismoil Mukhıtdınovıch davetli konuşmacı olarak katıldı. Samsun Valiliği, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı , Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu , Türk Patent ve Marka Kurumu, Ulusal Ajans, Üniversite Sanayi İşbirliği Merkezleri Platformu, Tıbbi Tanıtım ve Pazarlama katılımıyla hibrit olarak gerçekleştirilecek olan programda; 6 farklı ülkeden 23’ü yabancı bilim insanı olmak üzere toplamda 500 bilim insanı katılacak. Düzenlenen programa ayrıca Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Selim Eren, Prof. Dr. Sevim Alışır, Prof. Dr. Murat Terzi, Genel Sekreter Prof. Dr. İdris Varıcı, çok sayıda üniversite rektörü, kamu kurum ve kuruluşları yöneticileri, akademisyenler, sektör temsilcileri ve çok sayıda öğrenci katıldı.
DENİB’in genç buluşçuları ödülleriyle buluştu
27 Nisan 2024 Cumartesi - 09:07 DENİB’in genç buluşçuları ödülleriyle buluştu Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) organizatörlüğünde, Denizli İl Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle Denizli Valiliğinin himayelerinde düzenlenen "Genç Mucitler Aranıyor İnovatif Fikirler Yarışması"nın 6.’sı gerçekleşti. Özgün tasarımlı inovatif projelere zemin hazırlamak, öğrencileri bu yönde teşvik etmek, ayrıca yenilikçi fikirleri öne çıkarmak ve desteklemek amacıyla il genelindeki ilkokul-ortaokul ve liselerde öğrenim gören öğrenciler arasında düzenlenen Genç Mucitler Aranıyor İnovatif Fikirler Yarışması’nın finali büyük bir heyecanla gerçekleşti. Nihat Zeybekçi Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen etkinlikte öğrenciler öncesinde buluşlarını sergiledi. Sergilemenin ardından düzenlenen törene Pamukkale Kaymakamı Uğur Bulut, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, DENİB Başkanı Hüseyin Memişoğlu, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Hıdır Ayçiçek katıldı. DENİB Başkanı Hüseyin Memişoğlu final gecesinin açılış konuşmasında, “Bu yarışmada çocuklarımızın daha da büyüdüğünü görüyorum. Daha önceden gördüğümüz projeler daha da yerine oturmuş. Çocuklarımızda bunları ifade etmekte her geçen gün daha da başarılı oluyorlar. Bu sene yaklaşık bin proje teklifi geldi. Böylece tek seferde ihracatı ve ihracatçıyı çocuklarımıza anlatmaya çalıştık. Çocuklarımızın projelerinde hepimizin gördüğü üzere aralarında farklı fikirler var. Yeni bir jenerasyon, oyunlar veya yapay zekayla bu eylemi gerçekleştiriyorlar” dedi. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu ise, “Bir ihracat oluşturmak istiyorsak, toplumumuza katma değer oluşturmak istiyorsak ve bu katma değerlerle müreffeh, huzurlu ve mutluluk dolu, gelecekte başkalarına bilim ihracat eden bir ülke olmak istiyorsak bu etkinlik bu açıdan çok önemli oluyor” ifadelerini kullandı. Ödüller sahiplerini buldu İnovatif Fikirler Yarışması İlkokul Kategorisi’nde Eylül Tepekule birinci, Egemen Kocagöz ikinci, Doğa Arpaç üçüncü, Lütfiye Evren Kulaç dördüncü olurken, DENİB özel ödülü ise Berin Yağmur Yılmaz’a verildi. İnovatif Fikirler Yarışması Ortaokul Kategorisi’nde Elif Öykü Asiltürk birinci, Huriye Beyza Öğünç-Zehra Begüm Batmaz ikinci, Erol Çetin üçüncü olurken, DENİB özel ödülü Batuhan Batmazoğlu ve Hasan Utku Bosun kazandı. İnovatif Fikirler Yarışması Lise Kategorisi’nde Kasım Uskutoğlu birinci, Defne Naz Engin, Sude Arapoğlu ve Mustafa Aytekin Yıldırım ikinci, Alperen Çakar üçüncü olurken, Ayperi Alparslan, Ecrin Nur Demirtaş, Murat Saranlı, Evrim Naz Nalbantoğlu ve Yağız Gökşin DENİB Özel Ödülü’ne layık görüldü. Dijital Oyun İçerik Geliştirme Ortaokul Kategorisi’nde Melek Naz Yumrukaya birinci, Mert Ali Ongun ikinci olurken, Emir Erçelik üçüncü oldu. Dijital Oyun İçerik Geliştirme Lise Kategorisi’nde ise Hüseyin Konak birinci, Metin Tokuç ikinci, Yaşar Yiğit Ekren ise üçüncü oldu.
Bilim Merkezi ilk etkinliğe ev sahipliği yaptı
26 Nisan 2024 Cuma - 17:49 Bilim Merkezi ilk etkinliğe ev sahipliği yaptı DÜZCE (İHA) – Uluslararası alanda en çok bilinen bilimsel farkındalık tarihlerinden biri olan "Stem Keşif Haftası" tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de ve Düzce’de çeşitli etkinliklerle kutlandı. Stem Düzce ekibinin ilk kez düzenlediği sergisine Düzce Belediyesi Bilim Merkezi ev sahipliği yaptı. Özellikle çocukların ve gençlerin bilimsel çalışmalara ilgilerinin artırılması ve yeni keşiflerin desteklenmesini öngören “Stem Keşif Haftası” dolayısıyla Düzce’de bir ilke imza atıldı. Düzce’de bir grup gönüllü öğretmen tarafından kurulan “Stem Düzce Ekibi” ilk etkinliğini Düzce Belediyesi Bilim Merkezi’nde düzenledi. Okul öncesinden lise çağlarına kadar bilimsel çalışmalara ilginin artırılması amacıyla il genelinde etkinlikler düzenleyen ekip, Bilim Merkezi’nde kurulan sergide liseli gençlerin icatlarını ziyaretçilerin beğenisine sundu. Sergi hakkında açıklama yapan Düzce Stem Grubu Koordinatörü Ayşe Arslan serginin fırsat eşitliğini amaç edindiğini belirterek, "Tüm dünyada özellikle Avrupa’da eş zamanlı olarak kutlanan Stem Keşif Haftası dolayısıyla bugün buradayız. İlimiz genelini kapsayan bu sergide pek çok öğretmen arkadaşımızın gönüllü katılımı ile bir çalışma yaptık. Burada amacımız her çocuğumuzun bilime yakınlaşmasıdır. Düzce Stem ekibi olarak çocuklarımızı, bilimsel çalışmalar, keşifler için destekliyoruz. Okul öncesi dönemden lise çağlarına kadar geniş bir yelpazesi olan çalışma yürütüyoruz. Önümüzdeki yıllarda daha büyük etkinliklere imza atacağımıza inanıyoruz" dedi. Bilim merkezi misyonuna yakışır bir organizasyonu ağırladı Düzce Belediyesi Bilim Merkezi’nde bir gün açık kalan serginin geniş kitlelere duyurulmasında Başkan Dr. Faruk Özlü’nün desteği olduğunu ifade eden Arslan, "Stem etkinliklerini yaygınlaştırma, paydaşlar ve akranlar arasında paylaşılmasını da desteklemeye çalışıyoruz. Düzce Stem ekibimizin ilk etkinliği bu sergi oldu. Buradaki icatlarda kullandığımız malzemeleri kendimiz temin ettik ancak İl Milli Eğitim Müdürümüz ve Belediye Başkanımız bize her konuda destek oldu. Bu sergi için Bilim Merkezi’nden büyük ilgi ve destek gördük, kendilerine çok teşekkür ediyoruz. Kendimizi ifade etme ve geniş kitlelere ulaşma fırsatı bulduk bu sayede. Her seviyeye uygun etkinliklerimiz var" diye konuştu. Sergide en çok dikkat çeken çalışmalar ise liseli öğrencilerin öğretmenlerinin destekleriyle geliştirdikleri işitme engellilerin iletişim sağlamasını kolaylaştıracak dijital komut eldiveni, minyatür drone, bilek hareketleri ile hareket eden robot araçlar oldu.
Romanyalı öğrenciler Akdeniz Belediyesinin öğrenme merkezini inceledi
26 Nisan 2024 Cuma - 16:02 Romanyalı öğrenciler Akdeniz Belediyesinin öğrenme merkezini inceledi Erasmus Programı kapsamında Türkiye’ye gelen bir grup Romanyalı öğrenci ve öğretmenleri, Mersin’in merkez ilçe Akdeniz Belediyesinin hizmete açtığı ve ilçede bir ilk olan ’Yaparak ve Yaşayarak Öğrenme Merkezi’ni ziyaret etti. Akdeniz Belediyesinin hizmete açtığı ve ilçede bir ilk olan ‘Yaparak ve Yaşayarak Öğrenme Merkezi’, kent ve ilçe genelinde olduğu kadar yurtdışında okuyan öğrencilerin de ilgi odağı olmaya devam ediyor. Çocuklara, bilim ve teknolojiyi görerek, deneyerek ve uygulayarak öğrenme imkânı sunan merkezi, son olarak Romanya’dan gelen öğrenci ve öğretmenler ziyaret etti. Romanyalı öğrencilere eşlik eden meclis üyeleri Samet Oğuz, Ahmet Tuncer ve Aydın Keskinkılıç da bazı alet ve cihazları test edip kullandı. Merkezi görmekten keyif ve mutluluk duyduklarını ifade eden Romanyalı öğrenciler, deneyler yaptı, bilimsel araç, gereç ve materyaller ile çeşitli çizimleri merakla izledi. Kitaplarda anlatılan bazı ders ve konuları merkezde deneyip dokunarak görme şansı yakaladıklarını söyleyen gençler, bazı elektronik cihazların ilgilerini çok çektiğini, merkezde hem öğrenip hem de eğlendiklerini dile getirdi. Yaparak ve Yaşayarak Öğrenme Merkezi Hakkında Akdeniz ilçesine bağlı Gündoğdu Mahallesi’ne açılan merkezde, ‘enerjiden elektrik üretimi; arduino eğitimi (açık kaynak kodlu yazılım ve donanıma sahip bir mikro denetleyici platformu), robotik kodlama, okul öncesi çocukların el-beyin koordinasyonu ve problem çözme becerisi kazandırma, planetaryum’ gibi çocuklar ve gençlerin bilim ve teknoloji ile buluşacağı özel bir ortam bulunuyor. Akdeniz’in yanı sıra diğer merkez ilçelerde öğrenim gören öğrencilerin de yaparak ve deneyerek öğrenmelerini sağlamayı amaçlayan merkezin hedefi, çocuklara günlük hayat becerileri kazandırmanın yanı sıra kalıcı öğrenmeyi gerçekleştirip eğitimdeki başarı çıtasını daha yükseklere çıkarmak.
Savunma Sanayii Başkanı Görgün: “Ana yüklenicilerimiz, alt yüklenicilerimiz, KOBİ’lerimizle koordineli bir şekilde hizalanmamız gerektiğinin farkındayız”
26 Nisan 2024 Cuma - 13:26 Savunma Sanayii Başkanı Görgün: “Ana yüklenicilerimiz, alt yüklenicilerimiz, KOBİ’lerimizle koordineli bir şekilde hizalanmamız gerektiğinin farkındayız” Dünyada sıcak temasın olduğu bölgelere bakıldığında sahada sürpriz etkisi oluşturan teknolojileri oluşturmanın önemini vurgulayan Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, “Savunma sanayii ekosisteminde başkanlığımızın koordinasyonunda tüm ana yüklenicilerimiz, alt yüklenicilerimiz, KOBİ’lerimiz, STK’larımız, kümelenmelerimizle birlikte çok sıkı ve koordineli bir şekilde hizalanmamız gerektiğinin de farkındayız” dedi. Türk savunma sanayii ana yüklenicileri, alt yüklenicileri ve KOBİ’leri, OSTİM Konferans Salonu’nda bir araya geldi. Programa Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, OSTİM Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Orhan Aydın, OSTİM Savunma ve Havacılık Kümelenmesi (OSSA) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yarsan ve birçok savunma sanayii temsilcisi katıldı. “Ana yüklenicilerimiz, alt yüklenicilerimiz, KOBİ’lerimizle koordineli bir şekilde hizalanmamız gerektiğinin farkındayız” Türk savunma sanayisinin kara, deniz ve hava olmak üzere birçok farklı platformlarda kullanılan ürünlerinin 180’in üzerinde 230’dan fazla ürün ihraç ettiğini dile getiren Savunma Sanayii Başkanı Görgün, “Savunma sanayimizin geliştirilmesi, güvenlik güçlerimizin modernizasyonu ana misyonuyla yola çıkan başkanlığımız kurulduğundan beri bu misyonu yerine getirmek üzere önemli adımlar atıldı. Bugün itibarıyla baktığımızda ürünlerimiz hem güvenlik güçlerimize hem de uluslararası alanda farklı coğrafyalarda dost ve müttefik ülkelere başarıyla hizmet ediyor. Biz de bunların başarıyla kullanılmasından memnuniyet duyuyor ve desteklerimizi dost ve müttefik ülkelerimize veriyoruz. Dünyanın geçmekte olduğu konjonktüre bakıldığında sıcak temasların olduğu birçok bölge var. Bununla birlikte barış zamanının olduğu bölgeler de mevcut. Buradan her iki durumda da bizim üzerimize düşen fırsatları en iyi şekilde yerine getirmenin farkında olarak çalışmamız gerektiğini ifade etmek istiyorum. Aslında sıcak temasın olduğu bölgelere baktığınızda sahada sürpriz etkisi oluşturan, bununla beraber hasımlara fırsat vermeyecek teknolojileri oluşturmanın önemini görüyoruz. Bunun için de biz savunma sanayii ekosisteminde başkanlığımızın koordinasyonunda tüm ana yüklenicilerimiz, alt yüklenicilerimiz, KOBİ’lerimiz, STK’larımız, kümelenmelerimizle birlikte çok sıkı ve koordineli bir şekilde hizalanmamız gerektiğinin de farkındayız. Savunma Sanayii Başkanlığı olarak biz özellikle çalışma gruplarını çok önemsiyoruz. Kendi içimizde on farklı başlıkta çalışma grupları oluşturarak, bu koordinasyonu sağlamaya gayret gösteriyoruz. İnsan kaynakları kurumsal akademiler, hukuk, sözleşmeler, iş sağlığı ve güvenliği, inşaat ve altyapı, iletişim, denetim, tedarik, sosyal gruplar ve dernekler olarak bunları ana başlıklar altında topladık. Burada hep beraber bir savunma sanayi ekosistemi olarak ihtiyaç duyulan, bizden beklenileni, yüksek teknolojileri en hızlı ve en maliyet etkin şekilde ortaya çıkarabilmek adına hizalamaya, hizalandırmaya ve bunu ortak akılla birlikte yürütmeye gayret gösteriyoruz” ifadelerini kullandı. “KOBİ’lerimizin aslında farkındalığını arttıracak etkinlikleri yapmaya gayret gösteriyoruz” Savunma Sanayii Başkanlığı olarak KOBİ’lere önem verdiklerini vurgulayan Görgün, “KOBİ’lerimizin özellikle oluşturulan piramit yapıdaki önemli yerini vurgulayacak, sağlamlaştıracak, entegratör şirketlerimizin gözünde de KOBİ’lerimizin aslında farkındalığını arttıracak etkinlikleri yapmaya gayret gösteriyoruz. Bunun en somut örneklerinden bir tanesi; işte çok yakında bir ülkeye 135’in üzerinde KOBİ firmasını ülkenin savunma bakanıyla toplantı yapacak bir zemin oluşturduk. Etkinlikte OSTİM’de faaliyet gösteren dokuz firmamız vardı. KOBİ’lerimizin yetkinliklerini, becerilerini aktarmaya hep beraber gayret gösterdik. Sürdürülebilir bir sistem oturtmaya, sürdürülebilir bir yaklaşımla ilişkileri özellikle uluslararası anlamda kurgulamayı önemsiyoruz. Biraz evvel bahsettiğim o çalışma grupları da hep beraber bizleri savunma sanayiinde hizalarken, aynı zamanda da uzun soluklu sonuçların alınması için de önemli olduğunu bir kere daha vurgulamak isterim” dedi.
Çorlulu öğrencilerden büyük başarı
26 Nisan 2024 Cuma - 12:31 Çorlulu öğrencilerden büyük başarı Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde eğitim-öğretim veren kurumlar arasında yer alan Çorlu Bilim ve Sanat Merkezi öğrencilerinden Su Naz Açıkgöz, İstanbul Avrupa Bölge birincisi olarak Türkiye finaline katılma hakkı elde ederken, Zeynep Nur Nazlı ve Rümeysa Taştan adlı öğrenciler de projeleri ile bölge üçüncüsü oldular. Çorlu Bilim ve Sanat Merkezi öğrencisi Su Naz Açıkgöz danışman öğretmeni Cumhur Özkan ile katıldıkları TÜBİTAK 2204-B Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması’nda Teknoloji Tasarım alanında "Bilgisayarsız Kodlamada Alternatif Yaklaşım: Delikli Tahtada Kodlama" adlı çalışmalarıyla İstanbul-Avrupa Bölge birincisi olarak Türkiye finaline katılmaya hak kazandı. Yine aynı yarışmada Şehit Metin Arslan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu öğrencilerinden Zeynep Nur Nazlı ve Rümeysa Taştan danışman öğretmenleri Ahmet Rüştü Gürbüz ve Zeynep Gürbüz ile Coğrafya alanında "Keçiboynuzu Ağacı İle Yangının Yayılmasını Önleyen Teknoloji: Çiftçinin Dostu, Yangının Düşmanı" adlı çalışmalarıyla İstanbul-Avrupa Bölgesinde Coğrafya alanında bölge üçüncüsü oldu. Öğrenciler çiftliğin içinde çıkan yangının etrafa yayılmasını, dışarıda çıkan yangının ise çiftlik içerisine girmesini önlemek için hazırladıkları projelerinde doğanın kendisinden, keçiboynuzu ağacından faydalanarak doğayı ve teknolojiyi birleştirdi. Çorlulu öğrencilere ödülleri düzenlenen törenle verildi. Yarışmada Teknoloji Tasarım alanında "Bilgisayarsız Kodlamada Alternatif Yaklaşım: Delikli Tahtada Kodlama" adlı çalışmasıyla İstanbul Avrupa Bölge birincisi olan Su Naz Açıkgöz, Türkiye finallerinde Çorlu ve Tekirdağ’ı temsil edecek.
Eşsiz ekran deneyimi sunan Excalibur monitörler ile profesyoneller ve oyun tutkunlari fark oluşturuyor
26 Nisan 2024 Cuma - 11:57 Eşsiz ekran deneyimi sunan Excalibur monitörler ile profesyoneller ve oyun tutkunlari fark oluşturuyor Oyun oynamanın keyfini doyasıya yaşamak, işlerini ve çalışma deneyimini daha verimli hale getirmek isteyen kullanıcıların ortak ihtiyacını güçlü monitörler oluşturuyor. Türkiye’nin teknoloji markası Casper, güçlü donanımları trend tasarımlarla buluşturduğu kavisli ekrana sahip Excalibur 23.8”, Excalibur 27” ve Excalibur 31.5” monitörlerle hem profesyonellerin hem de oyun tutkunlarının ihtiyaçlarını aynı anda karşılıyor. Tasarım dünyasının profesyonelleri ve oyun tutkunlarının beklentilerini karşılayacak tüm ihtiyaçlar Excalibur monitörlerde kullanıcılarla buluşuyor. Daha zengin renkler, daha net detaylar ve daha hızlı performans sunan Excalibur monitörlerde oyunlar daha keyifli, çalışmak çok daha verimli oluyor. Excalibur 23.8” ile Excalibur 27” monitörler, 200 Hz ekran yenileme hızıyla farkını ortaya koyarken, kullanıcıların da tüm detaylara hükmetmesini sağlıyor. Bunun yanı sıra daha geniş bir ekrana ihtiyaç duyan kullanıcılar için üretilen Excalibur 31.5” monitör, 240 Hz yenileme hızı, 1ms tepki süresi ve HDR 10 desteği ile performansta zirveyi hedefleyen kullanıcıların başlıca tercihi oluyor. Kavisli ekran tasarımları sayesinde oyuncuların ve tasarımcıların odaklanmasını kolaylaştıran monitörler, üstün özellikleri sayesinde kullanıcılarının her zaman bir adım önde olmasını sağlıyor. Excalibur monitörler renklerin en canlı ve en net halini sunuyor Gerek profesyonellerin gerekse oyun tutkunlarının bir monitörden bekledikleri canlı renkler, net detaylar ve hızlı performans oluyor. Canlı ve zengin renklerin en net halini sunan, kullanıcılara oyunun içerisinde olma deneyimini yaşatan Excalibur monitörler, tüketicilerini heyecanlandırmaya devam ediyor. Verimli çalışmayı ve keyifli oyun oynama deneyimini bir bütünlük içerisinde sunabilen Excalibur monitörler, pek çok ekran teknolojisini bünyesinde barındırıyor. Monitörlerde bulunan AMD FreeSync ve NVIDIA G-SYNC teknolojileri sayesinde görüntülerde oluşabilecek bozulmaların önüne geçiyor. Kullanıcıların yüksek performansı deneyimlerken göz sağlığını da önemseyen Excalibur monitörler, düşük mavi ışık teknolojisi (Low Blue Light) ile ekrandan gelen zararlı ışınları engellerken, titreme önleyici özelliği (Anti Flickering) ile arka planda oluşan titreşimleri önlüyor. Bu sayede gözdeki yanma hissi azalırken, arka planda oluşan titreşimleri engellenerek göz sağlığında oluşturan olumsuzlukların önüne geçiliyor. Casper excalibur monitörlerin dikkat çekici 6 özelliği Tüm kullanıcılar için en ideal seçeneklerden olan ve üstün teknolojik özelliklerinin yanı sıra premium tasarımıyla hem oyun tutkunlarına hem de profesyonellere hitap eden Excalibur monitörlerin cezbedici birçok özelliği bulunuyor. Üstün ekran yenileme hızı ve tepki süresi: Yapılan her işe %100 entegre olacak şekilde akıcı ve hızlı hareket imkanı sağlayan Excalibur monitörler, en zorlu oyunlarda bile kullanıcıların hep bir adım önde olmasını sağlıyor. 200 ve 240 Hz ekran yenileme hızı ve 1 ms ekran yenileme süresiyle birlikte rakiplerinden farkını ve her şartda üst düzey ekran deneyimini kullanıcılarına sunuyor. Kavisli ekran: 1500 mm yarıçapa sahip eğim ile tasarlanan Excalibur monitörlerle, oyun ve profesyonel işlerin tamamında gerçek üstü bir deneyim elde edilebiliyor. Görüş açısına uygun ekran yapısı sayesinde ekran kullanımınız daha verimli ve uzun süreli olacaktır. Üstün ekran teknolojileri: Monitörlerde bulunan AMD FreeSync ve NVIDIA G-SYNC teknolojileri sayesinde görüntülerde yırtılma, takılma veya komut gecikmesi olmadan olağanüstü bir deneyim sağlanıyor. Zengin bağlantı portları: Bir monitörün sahip olması gereken en önemli bağlantılardan olan HDMI ve Display portu (DP) ile kaliteli bağlantılar gerçekleştirmek Excalibur monitörlerle mümkün. Canlı renklerin en net hali: 16.7 milyonluk geniş renk skalası, 3000:1 kontrast oranı, 300 NIT parlaklık oranlarıyla birlikte Excalibur monitörlerle en üstün hıza en canlı renklerle ulaşılabiliyor. Excalibur monitörler, kullandığı HDR 10 teknolojisi sayesinde görüntüye kazandırdığı derinlik etkisi ve binlerce renk tonu arasından gerçeğe en yakınını sunmasıyla kullanıcılarına en başarılı renk deneyimini yaşatıyor. Modern hatların eşsiz uyumu: Kalın çerçeveli ve kalın gövdeli ekranlara kıyasla 3 kenarı çerçevesiz ultra ince tasarım ile üretilen Excalibur monitörler, geniş görüntüleme alanı ve modern tasarımı eşsiz bir uyum içinde sunuyor.
Teknopark, Niğde’nin teknoloji yolculuğuna yeni bir boyut kazandırıyor
26 Nisan 2024 Cuma - 11:52 Teknopark, Niğde’nin teknoloji yolculuğuna yeni bir boyut kazandırıyor Teknoloji ile mal ve hizmet üretmek isteyen girişimcileri çatısı altında toplayan Niğde Teknopark, tarımdan savunma sanayisine kadar geniş bir yelpazede sektörlerin teknolojik potansiyelini harekete geçiriyor. 2017 yılından itibaren girişimcileri, akademisyenleri ve sanayicileri buluşturan Niğde Teknopark’ta yüzde 40’ı yazılım ve bilgisayar teknolojileri üzerine yoğunlaşan 70’ten fazla firma ve 150’ye yakın personel yer alıyor. Yüksek teknolojili ürünler geliştirmek adına çalışmalar yapılan Niğde Teknopark’ın ulusal ve uluslararası ölçekte ödüllü firmalara ev sahipliği yaptığını ifade eden Teknopark Yönetim Kurulu Başkanı ve Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Uslu, Teknopark’ın bölgenin teknolojik altyapısına önemli destek verdiğini belirtti. Uslu, "Amacımız Niğde Ömer Halis Demir Üniversitesi’ndeki bilgi birikimini Teknopark’la birleştirerek sanayicilerimizle bölgenin teknolojik altyapısına destek vermektir. Bugün Niğde Teknopark’ta 70’ten fazla firma ve 150’ye yakın personel çalışmakta, teknolojiyi geliştirme alanında faaliyetler göstermektedir. Bu firmaların yüzde 40’ı yazılım ve bilgisayar teknolojileri üzerine yoğunlaşmış durumda ancak farklı sektörlerden de pek çok girişim burada kendini göstermektedir" dedi. Niğde Teknopark’ın sadece yerel değil uluslararası arenada başarı hikayelerinin olduğunu vurgulayan Uslu, bugüne kadar yapılan toplam satışların 1.3 milyar TL’yi aştığını, toplam ihracatın ise 2.9 milyon doları geçtiğini belirtti. Nanoteknolojik Hayvan Bakım ve Destek Ürünleri, Akıllı Tarım Teknolojileri, Tarımsal İlaçlama ve Gözlem Dronları, Akıllı Ayırma ve Sayma Teknolojileri, Bitki Genetiği, İHA Eğitim Simülasyonları gibi firmalarla teknoloji tabanlı ürün ve hizmet geliştiren Niğde Teknopark’ın girişimcilik ekosistemine katkı sağladığını söyleyen Niğde Teknopark Genel Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Rifat Battaloğlu ise, kentin sanayi-üniversite iş birliğine destek olduğunu belirtti. Battaloğlu, "AR-GE projeleri, KOSGEB ve TÜBİTAK destekli projelerimiz var. Bu projelerimizin bir kısmı üniversitemiz akademisyenlerinin bilimsel çalışmalarını içeren projeler, bir kısmı öğrencilerimize ait projeler. Bu firmalarımızın çalışmalarının yaklaşık 30 tanesi patent başvuruları yapılan ve ticarileşmiş projeler. Biz burada bu süreçlerin içerisinde onları ulusal ve uluslararası hızlandırıcı programlara dahil ederek, projelerinin ticarileşme imkanlarını sağlamalarına kolaylık sağlıyoruz" dedi. Gençler girişimcilik ekosistemine dahil ediliyor İl genelinde girişimcilere yönelik proje yarışmaları, AR-GE proje pazarları gerçekleştirdiklerini söyleyen Battaloğlu, sanayi-üniversite iş birliğine de destek olduklarını belirtti. Battaloğlu, "Üniversitedeki bilgi birikimi, akademik çalışmaların firmalarla iş birliği içerisinde daha ileri boyutlara taşınması anlamında çalışmalar yürütüyoruz. Gençlerimizi girişimcilik ekosistemine dahil ediyoruz. AR-GE projeleri, girişimcilik yarışmaları, proje pazarlarını bütün kurumların iş birliğiyle gerçekleştiriyoruz. Bu da ilimizin girişimcilik potansiyeline olumlu olarak yansıyor. Öte yandan Teknopark içerisindeki firmalarda öğrencilere staj imkanı sunabiliyoruz. Oluşturmuş olduğumuz girişimcilik ekosistemi ile birlikte Niğde’den AR-GE dünyasına projeler hazırlamış oluyoruz ve bu firmaların ödüller alması, ulusal ve uluslararası alanda bizim aslında doğru yolda olduğumuzu gösteriyor" şeklinde konuştu.
Teknopark, Niğde’nin teknoloji yolculuğuna yeni bir boyut kazandırıyor
26 Nisan 2024 Cuma - 11:41 Teknopark, Niğde’nin teknoloji yolculuğuna yeni bir boyut kazandırıyor Teknoloji ile mal ve hizmet üretmek isteyen girişimcileri çatısı altında toplayan Niğde Teknopark, tarımdan savunma sanayiye kadar geniş yelpazedeki sektörleri, akademik bilgi ve birikimle birlikte bölgenin teknolojik potansiyelini harekete geçiriyor. 2017 yılından itibaren girişimcileri, akademisyenleri ve sanayicileri buluşturan Niğde Teknopark’ta, yüzde 40’ı yazılım ve bilgisayar teknolojileri üzerine yoğunlaşan 70’ten fazla firma ve 150’ye yakın personel yer alıyor. Yüksek teknolojili ürünler geliştirmek adına çalışmalar yapılan Niğde Teknopark’ın ulusal ve uluslararası ölçekte ödüllü firmalara ev sahipliği yaptığını ifade eden Teknopark Yönetim Kurulu Başkanı, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Uslu; Teknopark’ın bölgenin teknolojik altyapısına önemli destek verdiğini belirtti. Uslu; "Amacımız Niğde Ömer Halis Demir Üniversitesi’ndeki bilgi birikimini Teknopark’la birleştirerek sanayicilerimizle bölgenin teknolojik altyapısına destek vermektir. Bugün Niğde Teknopark’ta 70’ten fazla firma ve 150’ye yakın personel çalışmakta, teknolojiyi geliştirme alanında faaliyetler göstermektedir. Bu firmaların yüzde 40’ı yazılım ve bilgisayar teknolojileri üzerine yoğunlaşmış durumda ancak farklı sektörlerden de pek çok girişim burada kendini göstermektedir" dedi. Niğde Teknopark’ın sadece yerel değil uluslararası arenada başarı hikayelerinin olduğunu vurgulayan Uslu, bugüne kadar yapılan toplam satışların 1.3 milyar TL’yi aştığını, toplam ihracatın ise 2.9 milyon doları geçtiğini belirtti. Nanoteknolojik Hayvan Bakım ve Destek Ürünleri, Akıllı Tarım Teknolojileri, Tarımsal İlaçlama ve Gözlem Dronları, Akıllı Ayırma ve Sayma Teknolojileri, Bitki Genetiği, İHA Eğitim Simülasyonları gibi firmalarla teknoloji tabanlı ürün ve hizmet geliştiren Niğde Teknopark’ın girişimcilik ekosistemine katkı sağladığını söyleyen Niğde Teknopark Genel Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Rifat Battaloğlu kentin sanayi, üniversite iş birliğine destek olduklarını da belirtti. Battaloğlu; "AR-GE projeleri KOSGEB ve TÜBİTAK destekli projelerimiz var. Bu projelerimizin bir kısmı üniversitemiz akademisyenlerinin bilimsel çalışmalarını içeren projeler, bir kısmı öğrencilerimize ait projeler. Bu firmalarımızın çalışmalarının yaklaşık 30 tanesi patent başvuruları yapılan ve ticarileşmiş projeler. Biz burada bu süreçlerin içerisinde onları ulusal ve uluslararası hızlandırıcı programlara dahil ederek projelerinin ticarileşme imkanlarını sağlamalarına kolaylık sağlıyoruz" dedi. Gençler girişimcilik ekosistemine dahil ediliyor İl genelinde girişimcilere yönelik proje yarışmaları AR-GE proje pazarları oluşturduklarını söyleyen Battaloğlu, sanayi, üniversite iş birliğine de destek olduklarını belirtti. Battaloğlu; "Üniversitedeki bilgi birikimini, akademik çalışmaları firmalarla iş birliği içerisinde daha ileri boyutlara taşınması anlamında çalışmalar yürütüyoruz. Gençlerimizi girişimcilik ekosistemine dahil ediyoruz. AR-GE projeleri, girişimcilik yarışmaları, proje pazarlarını bütün kurumların iş birliğiyle gerçekleştiriyoruz bu da ilimizin girişimcilik potansiyeline olumlu olarak yansıyor. Öte yandan Teknopark içerisindeki firmalarda öğrencilere staj imkanı sunabiliyoruz. Oluşturmuş olduğumuz girişimcilik ekosistemi birlikte Niğde’den AR-GE dünyasına projeler hazırlamış oluyoruz ve bu firmaların ödüller alması, ulusal ve uluslararası alanda bizim aslında doğru yolda olduğumuzu gösteriyor" şeklinde konuştu.
Renault Duster görücüye çıktı
26 Nisan 2024 Cuma - 10:56 Renault Duster görücüye çıktı Türkiye’de Renault markası altında yeni Renault Duster İstanbul’da gerçekleştirilen gecede görücüye çıktı. Bursa Oyak Renault Otomobil Fabrikaları’nda üretilecek olan yeni Renault Duster araç için Ümraniye’de tanıtım lansmanı düzenlendi. Renault Uluslararası Oyun Planı 2027” çerçevesinde, Türkiye’yi hem Avrupa pazarı hem de uluslararası ihracatta merkez haline getirmeyi amaçlayan en önemli adımı attı. Yıllardır Türkiye’deki SUV pazarının dinamiklerini belirleyen Duster, Renault markası altında yepyeni teknik donanımı, geliştirilmiş özellikleri ve dikkat çekici görünümü ile kullanıcılarıyla buluştu. Yeni Renault Duster, 25 Nisan’da İstanbul Ümraniye’de gerçekleştirilen lansman ile dünyada ilk kez Türkiye’de tanıtıldı. Bursa’da bulunan Oyak Renault Otomobil Fabrikaları’nda üretilecek olan Yeni Renault Duster, hem Türkiye pazarına sunulacak hem de dünyanın çeşitli noktalarına ihraç edilecek. Mayıs ayı sonunda ön siparişe açılacak olan Yeni Renault Duster, 2024 yazında yollarda olacak. "Türkiye’nin Duster’ı, bizim Duster’ımız" Renault Duster tanıtım lansmanında konuşan Mais Genel Müdürü Dr. Berk Çağdaş, "Bu otomobil tamamıyla Türkiye’de üretilen Bursa Oyak Otomobil Fabrikalarında üretilen ürün. Bu zamana kadar biliyorsunuz, Dacia Duster modeliyle efsaneler oluşturduk Türkiye’de. Yıllık yaklaşık 17 bin ila 20 bin adet satışıyla, SUV segmentte kendi alanında pirincilikler taşıyan birçok ilde segment lideri, pazar lideri olan bu araç Türk halkı tarafından çok sevilen bir ürün oldu. Amacımız Renault markasıyla, bu rozet değişimiyle aynı başarıyı daha da arttırarak sürdürmek. Dacia Duster iken olan kasa, Renault Duster olduğunda yani bu rozet değişimi olduğunda büyük bir değişimden geçti. Tamamıyla yenilendi aracın kasası, görünümü, iç dizaynı, ergonomik özellikleri, dijital özellikleri. Çok önemli bir unsur, yüzde 20 geri dönüşümlü malzemelerden müteşekkil içi, iç dizaynı özellikle. Dolayısıyla birçok katma değeri de bünyesinde getiriyor. Her şeyden önce tabi bizim için en önemli olan bu, Türkiye’nin Duster’ı. Bu bizim Duster’ımız. Türkiye’de Bursa Oyak Renault’un otomobil fabrikalarında üretilen aracımız. Dolayısıyla başarılarımıza daha fazla başarılı katarak devam etmek istiyoruz" diye konuştu.
Öğrencilerin bilim projeleri sergilendi
26 Nisan 2024 Cuma - 10:02 Öğrencilerin bilim projeleri sergilendi Aydın’ın Nazilli ilçesinde Nazilli Anadolu Lisesi Bilim Fuarı’nda 13 projeyi sergiledi. Nazilli’de 2023-2024 eğitim öğretim sezonunun ilk Bilim Fuarı Nazilli Anadolu Lisesi’nde açıldı. Okul karşısındaki kapalı pazar yerinde Okul Müdürü Zakir Tali’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen fuarın açılış törenine Nazilli Kaymakamı Sedat Sırrı Arısoy, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mehmet Atay, İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek, okul müdürleri, veliler ve öğrenciler katıldı. 13 proje sergilendi Nazilli Anadolu Lisesi danışman öğretmen ve öğrenciler tarafından bu yılın teması olan; Kültürel Miras, Çevre ve Çevreyi Koruma ve Sürdürülebilir Şehirler ve Toplumlar konuları içeren 5’i tasarım ve 3 tanesi inceleme olmak üzere toplam 13 proje yer aldı. Proje koordinatörlüğünü İngilizce Öğretmeni Aydın İmrak’ın yaptığı bilim fuarında 13 öğretmen ve 45 öğrenci görev aldı. Ziyaretçilere projeler anlatıldı Açılışta konuşan Okul Müdürü Zakir Tali, fuarda emeği geçen öğretmen ve öğrencilere ve açılışta kendilerini yalnız bırakmayan protokol üyelerine teşekkür etti. Açılış kurdelesi kesimi öncesi de Kaymakam Sedat Sırrı Arısoy, bilim fuarlarının çok önemli olduğuna dikkat çekerek hayırlı olması dilekleriyle kurdeleyi kesti. Ardından stantları gezen Kaymakam Arısoy ve beraberindekiler sorumlu öğretmenler ve öğrencilerden bilgi aldılar. Fuarda sergilenen halk oyunları ve yakın döğüş tekniklerinin sergilendiği gösteriler ise heyecanla izlendi.