GENEL - 01 Eylül 2018 Cumartesi 15:30

Geleneksel okçular üç boyutlu hedefleri vurmak için yarıştı

A
A
A
Geleneksel okçular üç boyutlu hedefleri vurmak için yarıştı

Geleneksel Türk okçuluğunu yaşatmak ve tanıtmak amacıyla Tokat’ta 5’incisi düzenlenen Danişment Gazi Saha Okçuluğu Koşusunda yarışmacılar üç boyutlu hedefleri vurarak puan topladı.

Geleneksel Türk okçuluğunu yaşatmak ve tanıtmak amacıyla Tokat’ta 5’incisi düzenlenen Danişment Gazi Saha Okçuluğu Koşusunda yarışmacılar üç boyutlu hedefleri vurarak puan topladı.


Tokat merkeze bağlı Teknelik köyünde Danişment Gazi Atlı Okçuluk Derneği tarafından düzenlenen yarışmaya yurt içinden İstanbul, Ankara, Malatya, Adana, Samsun, Bartın, Amasya, Osmaniye; yurt dışından ise Kaliforniya’dan sporcular katıldı. Okçular süre kavramının olmadığı yarışmada belirlenen üç boyutlu hedefleri vurarak puan kazanmak için mücadele etti. Danişment Gazi Atlı Okçuluk Derneği Başkanı Dr. Yaşar Metin Aksoy, Türkiye’de çok fazla örneği görülmeyen saha yarışmasında 3 boyutlu hedeflerin kullanıldığını kaydetti. Bir avcı taklidi olduğu için yarışmanın düz bir zeminde değil arazide yapıldığına dikkat çeken Aksoy, "2 kilometrelik parkurumuzda 13 hedefe yarışmacılar guruplar halinde bularak atış yapıyorlar. Yapılan puanlamaya göre ise yarışmacıların derecesi belirleniyor" dedi.



Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Bilal Erdoğan’ı Tokat’ta ağırlamak istiyorlar


Türkiye’nin eski kulüplerinden biri olarak devletin yapmış olduğu katkılarla bu yıl yarışmayı biraz daha gelişmiş olarak geniş çapta düzenlediklerini ifade eden Aksoy, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu ve Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Bilal Erdoğan’ın, okçuluğa önemli katlıları olduğunu vurgulayarak, "Valilik ve belediyenin iş birliği ile daha büyük bir organizasyon yaparak Bilal beyi ilimizde ağırlamak isteriz. Böylesine büyük bir organizasyon yapmayı çok arzu ederdik. 4 yıl önce atlı oyunlar festivali yaptık. Ama maalesef arkasını getiremedik" diye konuştu.



Geleneği yaşatmak istiyorlar


İstanbul Eyüp Sultan Okçuluk takımından Neslihan Candan, olimpik yaylardan ziyade Türk yaylarını tercih ettiğini ifade ederek, "Geleneğimiz çok kıymetli bizler için. Çünkü Fatih Sultan Mehmet Han ok meydanını Bursa hakeza öyledir meydanları sadece okçulara tahsis etmişler. Okçular tekkesi de o şekilde. Osmanlı Döneminde bir yayı almak için çok vakit harcanıyor büyük ücretler ödeniyormuş. Yine aynı şekilde bu kıymetli geleneğimizi devam ettirip çocuklarımıza güzel bir miras bırakmak için uğraşıyoruz" ifadelerini kullandı.


Köylerinde yarışmanın yapılmasından mutlu olduğunu ifade eden Tokat Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı İlhan Köten ise "Amerika’dan Türkiye’nin dört bir yanından katılım olması bizleri mutlu etti. Bundan sonraki yıllarda da bu etkinliği yapmayı düşünüyoruz. Tüm yarışmacılara teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.



Okçuluğa hayran karı koca


Yarışmaya yurt dışından katılan Mary Orcutt ise geleneksel okçuluğu ve Türkiye’yi sevdiğini kaydetti. Türkiye’ye Kaliforniya’dan okçuluk yarışması için geldiklerini ifade eden Crutt, "Türkiye’ye 9’uncu kez gelişimiz. Okçuluk adeta eşimin hayatı. Türk okçularını bulduk adeta bizim kalbimizi çaldılar" dedi.


Ricardo Morales ise okçuluğu sevdiğini, doğal bir ortamda ok atmanın heyecanını yaşadığını kaydetti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana 6. Sanayi Odaklı Öğrenci Projeleri Yarışması sonuçlandı Adana Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü (AOSB) ve Çukurova Üniversitesi AOSB Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu işbirliğinde bu yıl 6’ncısı gerçekleştirilen Sanayi Odaklı Öğrenci Projeleri Yarışması’nda dereceye giren öğrenciler ödüllendirildi. Adana Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) Bölge Müdürlüğü Seyhan Salonu’nda Çukurova Üniversitesi AOSB Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu’nun düzenlediği etkinlikte, farklı programlardan öğrencilerin projeleri yarıştı. Genç yeteneklerin sanayiye yönelik çözüm odaklı projeleriyle geleceğe yön verdiği etkinlik; saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından yarışmaya katılan projelerin jüri değerlendirme sürecini anlatan slayt gösterimi yapıldı. AOSB Bölge Müdürü Ersin Akpınar, açılış konuşmasında, bu tür yarışmaları sadece bir etkinlik olarak düşünmediklerini belirterek, “Biz girişimciliği ve sanayileşmeyi bu ülkenin esas enerji kaynağı olarak görüyoruz” dedi. Sanayileşmenin önemine vurgu yaparak, bu konuda insan kaynağının gerekliliğine dikkati çeken Akpınar, öğrencilere seslenerek, “Hepiniz farklı branşlarda eğitim görüyorsunuz. Gelecekte belki ara eleman değil aranan eleman olacaksınız. Üniversite sınavlarını önemsiyor olabilirsiniz elbette ancak, hayatın sadece bunlardan ibaret olmadığını bilmelisiniz” uyarısında bulundu. Öğrencilere kendilerine inanmalarını, yeteneklerini keşfetmelerini ve takım çalışmasını önemsemeleri tavsiyesinde bulunan Ersin Akpınar, “Zorlukla karşılaşacaksınız belki. Bazılarınız askerliği, bazılarınız evliliği bazılarınız çalışmayı önemseyecek ama her ne yapıyorsanız yapın üretkenliğinizi azaltmayın” dedi. Akpınar, yarışmada sadece dereceye girenleri değil yarışmaya katılan tüm öğrenciler, destekleyici kurumlar ve jüri üyelerini tebrik etti. AOSB’nin eğitime desteği Ç.Ü ARGE’den sorumlu Rektör Danışmanı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Karadağ ise yüksek okulun bölge sınırlarında yer almasının önemine dikkati çekerek, “Türkiye genelinde çok yüksek okul var ancak, bizim okulumuz kadar organize sanayiden destek olan okul duymadım. Bu nedenle AOSB yönetimine teşekkür ediyoruz” dedi. Üniversite ve sanayi işbirliği AOSB’de üniversite ve sanayi işbirliğinin sağlanabileceği en güzel ortamın oluşturulduğunu vurgulayan Karadağ, şöyle devam etti: “Tabi burada sanayicilerimizin bizim ürettiğimiz projelere verdiği desteği değerlendirmek gerekiyor. Her fikrin karşılığında bir değer görmesi çok önemli. O değeri görmediği takdirde yeni fikirleri ortaya atarken öğrencilerimiz çekingen kalabilirler. Burada her projenin değer gördüğüe tanık olmak bizleri ayrıca mutlu ediyor.” Bu yılki yarışmaya 41 projenin katıldığını belirten Prof. Dr. Faruk Karadağ, hepsinin çok kıymetli olduğunu çok güzel sonuçlar doğuracağına inandığını ifade ederek, “Bu projelerin gerçekleşmesinde emeği geçen AOSB Bölge Müdürlüğüne, öğrencilerimize, mentör hocalarına, jüri üyelerine ve destek verenlere teşekkür ediyorum. Öğrencilerimizin bu proje sayesinde ortaya koydukları takım çalışmasını ve yenilikçi düşünme kabiliyetlerini kutluyorum. Sevgili öğrencilerimiz unutmayınız ki hepiniz birer potansiyelsiniz yapabileceklerinizin sınırı yoktur” ifadelerine yer verdi. MYO Müdürü Prof. Dr. Nazım Aksaker’in konuşmasının ardından ödül törenine geçildi. Yarışmanın jüri üyeleri, bölüm başkanları ve mentör hocalarının teşekkür plaketi ile ödüllendirildiği yarışmada dereceye girenlere ödülleri törene katılan protokol tarafından verildi. Yarışmanın ilk üçe giren projeleri Yarışmada birincilik ödülünü “İnsansız hızlı yangın söndürme ve uyarı sistemi” projesiyle Tuğberk Yiğit Kaya ve Alihan Gül kazandı. “Yüz tanıma ile personel/öğrenci kontrol sistemi” projesi ile Emirhan Özdemir, Umut Kutay Kurşun, Meliha Girgis ve Mustafa Acar’ın ikinciliği kazandığı yarışmada üçüncülüğü ise “PLC ile Motor Yol Verme ve Motor Devrinin Kontrolü “ projesi ile Abdurrahman Kutlu ve Emre Kara elde etti. İyi fikirler kategorisi Yarışmanın “İyi Fikirler” kategorisinde birinciliği “Numune Taşıma” Projesi ile Merve Yaren Kopki, Gökçen Nur Güllüçayır, Yunus Emre Eroğlu ve Nuray Kütük, ikinciliği “Yangına ilk müdahale sistemi” projesi ile Gizem Demirci, üçüncülüğü ise “Termik Santral Modülü” projesi ile Berke Temizer, Barış Özgüven ve Hızır Özüner aldı.
Sivas İstenilen gramda yapılıyor, gün geçtikçe rağbet artıyor Sivas’ta son zamanlarda geniş ve gösterişli bileziklerin yerini, inceliği ve zarafetiyle ön plana çıkan ajda model bilezikler aldı. İnce ve zarif yapılarıyla dikkatleri üzerine çeken ajda model bilezikler, kullanıcılarına zarif bir görünüm sunarken aynı zamanda şıklık ve estetik açısından da öne çıkıyor. Geleneksel takı tasarımlarından farklı olarak, minimal detaylarıyla sade ve şık bir görünüm sunan bu bilezikler, her türlü kıyafetle uyum sağlayabilme özelliğiyle de tercih sebebi oluyor. İstenilen gramda yapılabilen ve satarken değer kaybı fazla yaşatmayan bu bilezikler Sivaslılar tarafından da oldukça ilgi görüyor. Kentte kuyumculuk yapan Nurullah Koçak, günlük yaklaşık 150 adet ajda bilezik siparişinin olduğunu söyledi. “İşçilik farkı alınmıyor bu sebeple rağbet görüyor" Sivas’ta kuyumculuk yapan Nurullah Börekçi, ajda model bilezik modellerinde alt sınırın 10 gramla başladığını ve vatandaşın isteğine göre yukarı aşağı her gramda da yapılabildiğini belirterek, “Şu anda işlemesiz olan ajda bilezik modeli adını verilen bu grup bilezikler modelleri trend oldu. Bu bilezikler için işçilik farkı alınmıyor deniliyor ama aslında sadece fantezi bilezik grubunda işçilik var. Onun dışında ki bileziklerde de bir işçilik olmuyor. Yaklaşık altı aydır ajda bilezik, kibrit çöpü modelleri, zikzak modeller rövanşta. Bu bilezik modellerine Sivas’ta ilgi oldukça yoğun. Sipariş alıyoruz günlük yaklaşık olarak 150 tane bilezik yapıyoruz. İşçilik farkı alınmıyor deniliyor bundan dolayı da talep ediliyor. Aynı zamanda gramı az oluyor bu da alım gücünü biraz daha artırıyor. Bu bilezik modellerinde alt sınır 10 gramla başlıyor vatandaşın isteğine göre yukarı aşağı her gramda da yapabiliyoruz. Şu anda bu modeller halkın gözdesi” dedi. Vatandaşlar ise bu model bileziklerin zarif durduğunu, nişan ve düğün yapacakların tercih ettiklerini söyledi.
Konya Konya Ovasında kıraç alanlarda bitkiler strese girdi, rekolte beklentisi düştü Tahıl ambarı Konya Ovasında az yağışlı bir sezon devam ederken, özellikle kıraç bölgelerde bitkiler strese girdi. Yumurtlama dönemi olarak bilinen başaklanma döneminde aralıklarla yağan yağışların yetersiz kaldığını belirten uzmanlar, kıraç alanlarda rekolte düşüşü yaşanacağını ifade etti. Türkiye’nin tahıl ambarı Konya Ovası’nda Nisan ayına kadar yağışların düşük olması kıraç alanlarda kuraklığa kapı araladı. Zaman zaman etkili olan yağışlar kıraç alanlarda üretim yapan çiftçileri sevindirdi. Yapılan analizler sonrası bazı bölgelerde bitkilerin strese girdiği raporlandı. Yumurtlama dönemi olarak bilinen başaklanma döneminde ise aralıklarla yağan yağışların yetersiz kaldığını belirten uzmanlar, özellikle kıraç alanlarda rekolte düşüşü yaşanacağını ifade etti. “Nisan ayının sonunda yağmur yağmasaydı kıraç alanlarda hiç hasat yapılmayacaktı” Konya çevresinde Nisan ayının başında beklenen yağışların düşmediğini anlatan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, “Tabii yağışların dengeli ve düzenli yağmasını bekliyoruz. Nisan ayının başında yağmaması kıraç alanlardaki bitkilerin strese girmesine ve bu alanlardaki verimin düşmesine neden olacaktı. Nisan ayının sonunda yağan bu dönemdeki yağmur kıraç alanlarda bir nebze de olsa rahatlamaya neden oldu. Nisan ayının sonunda eğer yağmur yağmasaydı belki kıraç alanlarda hiç hasat dahi yapılmayacaktı. Bu yağışlar Mayıs ayında da devam ederse kıraç alanlardan hasat yapılacak. Tabii bu dönemde yağan yağış rekolteyi çok ciddi anlamda artıracak diyemeyiz. Çünkü Nisan ayının başında bitkiler iyice strese girmiş, hava sıcaklıkları da aşırı fazla gitmesi bitkilerin stresini biraz daha arttırdı. İnşallah bundan sonraki süreçte yağışlar dengeli ve düzenli yağar” dedi. “Kardeşleme döneminden sonra Konya Ovası’na hemen hemen hiç yağış düşmedi” Geçen hububat sezonunda da benzer bir iklimin yaşandığını kaydeden Burak Kırkgöz, “Yılbaşından sonra beklediğimiz yağışları maalesef alamadık. Geçen sene de buna benzer bir iklim vardı. Lakin Nisan yağışları dengeli ve düzenli yağmıştı. Kardeşleme döneminden sonra Konya Ovası’na hemen hemen hiç yağış düşmedi. Geçen seneki rekolteyi yakalamamız biraz zor gözüküyor. Bu yıl rekoltede bir nebze de olsa düşüş yaşanabilir. Bunun için şu dönemden sonra yapılabilecek çok fazla da bir şey yok. Sulu alanlarımızda herhangi bir problemimiz yok ama bu sene arpalarda özellikle bir rekolte düşüşü bekliyoruz. Kısmen buğdayda da rekolte düşüşü yaşanabilir ama çok ciddi bir rekolte düşüşü değil bu. Kısmen olsa da özellikle arpalarda çünkü kıraç alanlarda yoğun bir şekilde ekilişi olduğu için bir rekolte düşüşü bekleniyor” şeklinde konuştu. Başkan Kırkgöz, Meteorolojinin verdiği bilgilere göre son haftalarda yine de yağışlar devam edeceğini tahmin edildiğini belirterek, "Mayısın başında da önümüzdeki haftalarda da yağış gözüküyor. Tabii havanın, rüzgarın bunlarda çok büyük etkeni var. Bu yağışlar geliyor gibi gözüküp daha sonrasında kaybolabiliyor. İnşallah yağış alırız ve verimli bir sezon geçiririz. Mahsullerimiz için bereketli olur bu yağışlar” diye konuştu.
İstanbul HAK-İŞ Taksim’de HAK-İŞ Konfederasyonu üyeleri, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde Kazancı Yokuşu’na karanfil ve Taksim’e çelenk bıraktı. HAK-İŞ Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan, "Türkiye’nin bütün meydanları bizim meydanlarımızdır, bütün alanları bizim alanlarımızdır. Emekçilerin birlik, mücadelesinin sağlanması konusunda konfederasyonumuzun üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirmeye devam edeceğiz" dedi. HAK-İŞ Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan ve beraberindeki grup, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle Taksim Kazancı Yokuşu’na geldi. 1977 yılında Taksim’de 1 Mayıs’ta hayatını kaybedenlerin anısına buraya karanfil bırakan grup, daha sonra Taksim Meydanı’na yürüyerek çelenk bıraktı. Burada açıklamalarda bulunan HAK-İŞ Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan, “1977 yılının 1 Mayısı’nda bazı hain planlar sonucu meydandaki emekçiler bu yokuştan aşağıya giderken önlerine çıkartılan kamyon bu alanı kapatmış, emekçilerin büyük bir bölümü ezilerek hayatlarına son verilmiştir. Bu acı ve hala faillerinin bulunamadığı 1 Mayıs 1977 katliamının hesabının sorulamaması hepimizi üzmektedir. HAK-İŞ olarak her yıl bu meydanda, bu yokuşta 1 Mayıs’ta kaybettiğimiz kardeşlerimizi anmak, onlara yapılanların hesabının sorulmasını bir kez daha hatırlatmak üzere buraya geliyoruz. Burada önce anmamızı yapacağız. Karanfillerimizi bırakıp, sonra anıt önüne çelengimizi koyup Kocaeli’deki miting alanımıza gideceğiz. Emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak tekrar hatırlatıyorum, emekçilerin birlik, mücadelesinin sağlanması konusunda konfederasyonumuzun üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirmeye devam edeceğiz” dedi. Taksim Meydanı’nda da konuşan Arslan, “Bugün bütün meydanları Taksim Meydanı, bütün alanları 1 Mayıs alanı olarak gördüğümüz için uzun zamandır Türkiye’nin her bölgesinde birlik, mücadele ve dayanışma gününü bir şölen havasında gerçekleştirmekteyiz. HAK-İŞ olarak bugün Türkiye’nin bütün meydanlarında emek hareketinin sorunlarını bir bir ortaya koyup, çözümler talep eden bütün emekçilerle dayanışmamızı bir kez daha ifade ediyoruz. Türkiye’nin bütün meydanları bizim meydanlarımızdır, bütün alanları bizim alanlarımızdır” ifadelerini kullandı.