ASAYİŞ - 29 Nisan 2021 Perşembe 14:59

Çocuğu kaybolan annenin korkutan şüphesi

A
A
A
Çocuğu kaybolan annenin korkutan şüphesi

Tokat’ta 1,5 yaşındaki oğlu kaybolan Sema Yıldırım, tüm arama çalışmalarına rağmen çocuğunun bulunamaması nedeniyle yaşadığı endişeyi dile getirerek, "Artık aklıma yırtıcı bir hayvanın kaçırmış olabileceği geliyor" dedi.

Tokat’ta 1,5 yaşındaki oğlu kaybolan Sema Yıldırım, tüm arama çalışmalarına rağmen çocuğunun bulunamaması nedeniyle yaşadığı endişeyi dile getirerek, "Artık aklıma yırtıcı bir hayvanın kaçırmış olabileceği geliyor" dedi.


Tokat merkeze bağlı Çat beldesi yakınlarındaki Seküdağ Yaylası’nda hayvancılıkla uğraşan Süleyman-Sema Yıldırım çiftinin 6 çocuğundan 1,5 yaşındaki Süleyman Yıldırım’ı arama çalışmaları devam ediyor. Bölgede AFAD, jandarma ve UMKE ekipleri tarafından arama yapıyor. Tokat Jandarma Özel Hareket Tabur Komutanlığı ekiplerinden ’Boralar’ bölgede arama çalışmalarına katıldı. Yurt dışı ve Türkiye genelinde pek çok terör operasyonunda görev alan ’Boralar’ ormanlık alanda kapsamlı arama çalışmasına devam ediyor.



Yırtıcı hayvan şüphesi


Anne Sema Yıldırım, oğlunun ağılın önünde oynarken bir anda kaybolduğunu ifade ederek, “Ben eşimle birlikte ağılın içindeydim çıktığımda çocuk yoktu. Yaylaya dün yeni getirmiştim. Yarım saat sürdü veya sürmedi kapının önündeki çocuk nereye gidebilir? Dağları aradık bulamadık, dolaşmadığımız yer kalmadı, bulamadık. Artık aklıma yırtıcı bir hayvanın kaçırmış olabileceği geliyor” dedi.


Anne Yıldırım yaşadığı üzüntüyü dile getirerek, "Mavi kapüşonlu bir badisi vardı, beyaz bir pijaması ile ayakkabısı vardı. Yazın çocuk yaylada duruyordu ama ben yeni getirmiştim. Çocuğum elli ayaklı afacan bir çocuktu. Bir yere gitmiş olsa bile fazla uzaklaşmaz, yorgundu zaten. Bir kenara yatardı böyle olmaması lazımdı. Yanında kimse yoktu. Şüphelendiğim yabancı kimse yoktu yaylada" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum “Vakıf kültürümüzü yaşatmak geçmişe olan borcumuzdur” Erzurum Vakıflar Bölge Müdürü Murat Uslu, vakıf kültürünün toplumsal dayanışmanın mihenk taşı olduğunu ifade etti. Türkiye’de 6 Mayıs-12 Mayıs tarihleri, Vakıf Haftası olarak kutlanıyor. Vakıfları ve vakıf kültürünü yaşatmanın geçmişe borç, geleceğe karşı sorumluluk olduğunu anlatan Erzurum Vakıflar Bölge Müdürü Murat Uslu, “Kadim vakıf kültürünü yaşatan vakıflarımızın Vakıf Haftası kutlu olsun. Vakıf kültürü, kadim medeniyetimizin paha biçilemez miraslarından biri olarak günümüze kadar ulaşmış bir kültürdür. Bu kültürün mihenk taşı, yardımlaşma ve dayanışmadır. Bu mihenk taşının yeri, şefkat ve merhamet ile sağlamlaşmakta, güçlenmektedir. Vakıflarımız, geçmişten bugüne ortaya koydukları gayret ve samimiyet ile nice hayatlara, gönüllere dokunmuştur ve dokunmaya devam etmektedir. Hem ülkemiz topraklarında hem de gönül coğrafyamızda nice eşsiz çalışmayı hayata geçiren vakıflarımız, hem milletimizin hem de çeşitli coğrafyalarda yaşayan toplumların gönlünü, muhabbetini kazanmıştır. Bu kazanım, hiçbir maddi kazanç ile elde edilemeyecek kadar kıymetli bir kazanımdır. Dayanışma ve yardımlaşma ruhunu güçlü bir şekilde yaşatan vakıf kurucuları, vakıf çalışanları ve yardımseverlere bu vesileyle bir kez daha şükranlarımızı ifade ediyoruz. Vakıflarımızı ve vakıf kültürümüzü yaşatmak geçmişe borcumuz, geleceğe karşı sorumluluğumuzdur.”
Aydın Kuyucak’ta vatandaşlar keşkek hayrında buluştu Aydın’ın Kuyucak ilçesine bağlı kırsal Azizabat Mahallesi’nde düzenlenen keşkek hayrında binlerce vatandaş bir araya geldi. Azizabat Mahalle Muhtarı Mustafa Özden öncülüğünde dördüncüsü düzenlenen keşkek hayrına Kuyucak Belediye Başkanı Uğur Doğanca, çevre mahallelerin muhtarları, mahalle sakinleri ve davetliler katıldı. Mahalle Cemiyet Alanında düzenlenen mevlidli keşkek hayrında konuklara keşkeğin yanı sıra turşu, pilav ve helva ikram edildi. “15 yıl önceki hayalimizi gerçekleştirdik” Kuyucaklıların yanısıra çevre ilçelerden de katılımın gözlendiği hayır etkinliğinin 4. defa düzenlendiğini ve geleneksel hale getirileceğini ifade eden Mahalle Muhtarı Mustafa Özden: “Muhtarlıkta ikinci dönemim ve mahalle halkımızın destekleri ile bu hayrımızı gerçekleştiriyoruz. Bizden önceki muhtarımızın başlattığı bu geleneği yaşatmak için çalışıyoruz. Vatandaşlarımıza ve Kuyucak Belediye Başkanımıza katkılarından dolayı çok teşekkür ediyorum. Kuyucak Belediye Başkanımız Uğur Doğanca ile 15 yıl öncesine dayanan bir hayalimiz vardı. Ben Azizabat Mahallemize Muhtar, o da Kuyucak’a Belediye Başkanı seçilmek için birbirimize söz vermiştik. Ben 5 yıl önce muhtar seçildim ama başkanımız o dönem seçimlere girmemişti. Şu an ise ikimizde verdiğimiz sözü tutmuş olduk. Dostluğumuzda devam ediyor. Öncelikle çok değerli başkanıma ve mahalle halkımıza çok teşekkür ediyor, hayrımızın Allah katında kabul görmesini diliyorum” dedi. Hem hayra iştirak etmek hem de mahalle halkını ziyaret etmek için etkinliğe katıldığını ifade eden Kuyucak Belediye Başkanı Uğur Doğanca: “Kültürel değerlerimizin eskiden beri yaşatıldığı Azizabat Mahallemizdeki geleneksel hayra katıldık. Bundan sonraki süreçlerde de bu tarz kültürel değerlerimize sahip çıkmak ve yaşatılması için katkıda bulunmak amacıyla var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Mustafa Muhtarımızla çok eskiye dayanan dostluğumuz var. Bir araya geldiğimizde söylediğimiz onun muhtar benim de belediye başkanı olma hayalimiz vardı. Ama o beni beklemedi ve bir dönem önce muhtar oldu. Ben ise bu seçimlerde başkan seçildim. Geçmişten gelen bağımız ise devam ediyor. Kendisine ve bize görevlerimizin hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Kırıkkale 27 yaşındaki doktor ameliyatta can vermişti, ailesinden şoke eden iddia Kırıkkale’de 27 yaşındaki Dr. Melike Sargın İlhan, görev yaptığı Tıp Fakültesi Hastanesi’nde girdiği böbrek taşı ameliyatında hayatını kaybetti. 23 Nisan günü resmi tatilde kızlarının ameliyata alındığını belirten acılı aile, ameliyatı uzman doktorlar yerine asistanların yaptığını iddia ederek, Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulundu. Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimi alan Dr. Melike Sargın İlhan, 23 Nisan Salı günü görev yaptığı kurumda böbrek taşı ameliyatına girdi. Asistanlar tarafından yapıldığı iddia edilen ameliyatta, Dr. Melike 6 saat süren ameliyatın ardından entübe edildikten sonra hastanede hayatını kaybetti. 27 yaşındaki Melike’nin babası Halil İbrahim (60) ve annesi Hülya Sargın (51) ise ameliyata giren asistan doktorlar hakkında Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulundu. Genelgeye dikkat çekildi Aile tarafından "taksirle ölüme sebebiyet verme" suçundan açılan dava evrakında, Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı "B.10.0.THG.0.10.00.02-251-99-12894" sayılı genelge hatırlatıldı. 2011 tarihli genelgede, "Sağlık Bakanlığı’nın genelgesi uyarınca hiçbir asistan doktor, henüz almadığı bir diplomanın ameliyatını gerçekleştiremez. Uzmanlık bilgi ve becerisi gerektiren her türlü müdahale ve tıbbi uygulamaların mutlaka ilgili eğitim sorumlusu veya uzman sorumluluğunda ve nezaretinde yapılmalıdır" ifadeleri yer alıyor. Baba Halil İbrahim Sargın, İHA muhabirine, ameliyat sırasında uzman doktorların olmadığını iddia ederek, ameliyatı yapan üroloji ve anestezi asistanlardan şikayetçi olduklarını söyledi. "Biz çok acılıyız" Entübe edildikten sonra kızının hayatını kaybettiğini anlatan Sargın, "Acildeki doktorlar ’üroloji doktorlarına haber verelim’ dedi. Üroloji doktoruyla konuştular. ’6 milimetre taş var, çok basit bir şekilde bu taşı alırız’ dediler. Saat 10.00’da içeriye aldılar. Çocuğum bir türlü dışarıya çıkmadı. Doğru dürüst bilgi de vermediler. Bize öldükten sonra haber verdiler. Ankara’dan tanıdık doktorları çağırdık. Onlar geliyor, bunların ilgili uzmanı Anabilim Dalı Başkanı gelmiyor. Ameliyatı yapanlar, üroloji asistanı ve anestezi asistanı. Sonra geldiler, ortalığı toplamaya çalıştılar ama bir türlü toparlayamadılar. Çocuğu orada entübe ettiler, sonra da öldü. Biz çok acılıyız, başkaları yaşamasın. Savcılığa şikayetçi olduk" dedi. "Melike’min 1 saatlik ameliyatı oldu 6 saat" Resmi tatilde kızını ameliyata aldıklarını ifade eden anne Hülya Sargın da, "Ameliyatın olacağını söylediler. 23 Nisan’da da ameliyata giriyor, resmi tatildi. Bir saatlik ameliyat oldu, 6 saat. Benim kızımı öldürdüler. Hısımım ile beraber bekliyorum. ’Mine, ben buradan kaçacağım, Melike’min 1 saatlik ameliyatı 6 saat oldu. Ben gideceğim kızımı oradan alacağım’ dedim. Aradan bir süre sonra güvenlikler geldi. Beni odaya götürdüler. Dediler ki ’kızın entübe oldu.’ Bir böbrek taşından entübe olur mu? ’Entübe oldu’ dediler" şeklinde konuştu. "Benim kızım ihmalden öldü" Kızının ihmalden hayatını kaybettiğini iddia eden Sargın, "Oradaki doktorlar beni kızımın yanına götürdü, benim o zayıf yavrum olmuş kocaman. O kadar acı ki benim kızım geri gelmeyecek. Ama başkalarının annesi de babası da yanmasın diye bu konunun sonuna kadar arakasındayım. Güvenlik sarmış, o narkoz veren doktorlar geliyorlar, ’sakın bana o kelimeyi kullanmayın’ dedim. ’Başımız sağ olsun’ dedi. Benim kızım ihmalden öldü, ben hastaneden şikayetçiyim" diye konuştu.