KÜLTÜR SANAT - 03 Nisan 2025 Perşembe 10:45

Tokat bileziği gümüşten de üretiliyor

A
A
A

Tokat’ta üç asırlık geleneksel bilezik, gümüşten üretilmeye başlandı.

Tokat’ta geleneksel yöntemlerle üretilen ve yaklaşık üç asırdır kadınların kollarını süsleyen Tokat bileziği, artık gümüşten de üretiliyor. Tokat Olgunlaşma Enstitüsü, bileziğin yapım aşamalarını ve işleme tekniklerini gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla kuyumculuk atölyesinde gümüş işleme yöntemiyle üretime başladı. İlmek ilmek işlenerek bir haftada üretilen gümüş bilezikler, kadınların vazgeçilmez aksesuarı haline geldi.

Tokat bileziği gümüşten de üretiliyor

"Bileziğin yapımı 1 hafta sürüyor"

Tokat Olgunlaşma Enstitüsü’nde 2 yıl önce başlatılan çalışmalar sonucu kuyumculuk atölyesinin kurulduğunu söyleyen kuyumculuk atölyesi öğretmeni Salih Tamar, "Yaklaşık 2 yıl önce kuyumculuk atölyemizde iki ustamızla birlikte Tokat bileziğinin üretimine başladık. Ustalarımıza bu özel bileziğin yapımını öğrettik ve geçmişten günümüze gelen bu tarihi eseri küçük dokunuşlarla revize ederek üretmeye devam ettik. Son dönemlerde gümüşe olan talep arttı. Tokat bileziğinde kullanılan işçilik tekniklerini gümüşe uygulayarak üretim yapıyoruz. Bu da büyük bir ilgiyle karşılandı. Bileziğin yapımı yaklaşık 1 hafta sürüyor. Tel örgüsü, kesimi ve kalem atması gibi aşamaların tamamlanması bu süreyi gerektiriyor. Amacımız, bu sanatı ve mesleği gelecek nesillere aktarmak" dedi.

Tokat bileziği gümüşten de üretiliyor

"Tokat bileziğini yapan sayılı kişilerden biri oldum"

Tokat bileziği ustası Şirin Sapmaz, "Tokat Olgunlaşma Enstitüsü’nde gümüş işçiliği ile başladım. Ustam Nurettin’i saygıyla anıyorum. Kendisi bize Tokat bileziğinin gümüş işçiliğini öğretti. Bu mesleği kadınlar olarak öğrenmek bizim için büyük bir ayrıcalık oldu. Tokat’ta bu bileziği yapan sayılı kişilerden biri olmak gurur verici. Kuyumculuk, geleneksel olarak erkeklerin yaptığı bir meslek olarak biliniyordu ancak artık kadınlar da bu alanda yer alıyor. Oldukça sabır gerektiren bir iş, ancak kadınlara çok uygun olduğunu düşünüyorum. Çünkü sabır ve emek isteyen bir süreç. Ürettiğiniz bileziği bileğinize takmak ve bunun Tokat bileziği olması büyük bir mutluluk. Zor ama sonunda ortaya çıkan eser tüm emeğe değer" şeklinde konuştu.

Tokat bileziği gümüşten de üretiliyor

Tokat Olgunlaşma Enstitüsü, bileziğin geleneksel üretim tekniklerini koruyarak yeni ustalar yetiştirmeyi ve mesleği gelecek kuşaklara aktarmayı hedefliyor.

Yasin Kıras - Ahmet Demirağ

Tokat bileziği gümüşten de üretiliyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Marmaris Serçe Limanı’nda 2 bin 300 yıllık batıkta kazılar yeniden başladı Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı Taşlıca Mahallesi açıklarında yer alan Serçe Limanı’nda, Hellenistik Dönem’e ait 2 bin 300 yıllık batıkta sualtı kazı çalışmaları yeniden başladı. Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle, Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Başkanlığı tarafından yürütülen kazılara, Sualtı Arkeoloji Enstitüsü (INA) bilimsel destek sağlıyor. Kazıların teknolojik altyapısı ise Marmaris Ticaret Odası tarafından destek veriliyor. Kazı sezonunun başlamasıyla birlikte dalgıç arkeologlar, su altında Marmaris Ticaret Odası flamasını açarak çalışmalara sembolik bir başlangıç yaptı. Tarihi mirasın korunmasında yerel kurumların desteğini vurgulayan bu anlamlı hareket, sosyal medyada da ilgi gördü. Kazılar Sualtı arkeolojisinin en zorlu şartlarda bile çalışmaya imkân tanıyan dünyada "Arkeolojik Araştırma Gemisi" klasına sahip tek gemi olan ARV Virazon II ile yürütülüyor. Tamamen Türk mühendisler tarafından tasarlanıp İstanbul Tuzla’da inşa edilen gemide, dalgıçların güvenliği için bir basınç odası da bulunuyor. Geminin tüm donanımı, Serçe Limanı, Antik Çağ’da Ege ile Doğu Akdeniz arasında deniz ticaretinin en işlek güzergâhı olan Rodos Kanalı üzerindeki stratejik konumuyla biliniyor. Özellikle fırtınalı havalarda gemiler için bir sığınak olan koyda, farklı dönemlerde birçok batık meydana gelmişti. Bunlardan biri olan Hellenistik Dönem batığı, M.Ö. 280-275 yıllarına tarihleniyor. Batık, 1973 yılında süngerci Mehmet Aşkın’ın ihbarı üzerine keşfedilmişti. İlk kazılar, 1978-1980 yılları arasında INA ekibi tarafından yapılmış ancak batık üzerine düşen büyük kaya parçaları nedeniyle kazı tamamlanamamıştı. 2022 yılında yeniden başlatılan çalışmalar, modern tekniklerle sürdürülen çok aşamalı bir proje haline geldi. 2023’te gerçekleştirilen detaylı 3D belgeleme çalışmalarının ardından, 2024’te aktif kazı süreci başladı. 33 ila 37 metre derinlikte yürütülen çalışmalarda, Knidos amphoraları ile birlikte Güney Anadolu, Filistin ve Mısır kökenli seramik buluntular da gün yüzüne çıkarıldı. Buluntular, dönemin ticaret ağlarına ve gemi teknolojisine dair önemli ipuçları veriyor. Kazı alanına daha önce düşen 4 tonluk kaya, sualtında hassas kaldırma teknikleriyle alandan uzaklaştırılarak çalışmalara güvenli bir zemin sağlandı. 2025 yılı kazı sezonunda öncelikli hedef, batığın üzerini kaplayan kalın kum tabakasını temizleyerek geminin genel hatlarını ve yayılımını tam olarak ortaya çıkarmak olduğu belirtildi. Bunun için ARV Virazon II’den batık alanına indirilen hava emicilerle sistematik temizlik çalışmaları başlatıldı. Kazılarda elde edilen her buluntu, Marmaris Ticaret Odası’nın desteğiyle oluşturulan dijital altyapı sayesinde yüksek çözünürlükte belgelenip analiz ediliyor. Uzmanlara göre bu batık, Hellenistik Dönem’de Karia Bölgesi’nin denizcilik tarihi hakkında eşsiz bilgiler sunacak. Aynı zamanda Marmaris’in Antik Çağ’daki stratejik konumunu da net biçimde ortaya koyacağı ifade ediliyor.