SAĞLIK - 03 Şubat 2016 Çarşamba 11:18

Migren Kadınlarda Erkeklere Göre 2 Kat Daha Sık Görülüyor

A
A
A
Migren Kadınlarda Erkeklere Göre 2 Kat Daha Sık Görülüyor

Migrenin kadınlarda erkeklere göre 2 kat daha fazla görüldüğü belirtildi.
Medical Park Karadeniz Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Leyla Çavdar Yılmaz, baş ağrısı toplumda en sık rastlanılan şikayetlerin başında geldiğini söyledi. Bu baş ağrılarının en çok bilinen tipinin ise migren olduğunu ifade eden Yılmaz "Halbuki en sık görülen tipi gerilim tipi baş ağrısıdır. Migren kadınlarda erkeklere göre 2 kat daha sık görülür” dedi.
Migren tipi baş ağrısının özelliğinin genelde tek taraflı zonklayıcı tarzda olduğuna işaret eden Dr. Yılmaz, “Migren tipi baş ağrısının özellikleri, genelde tek taraflı zonklayıcı tarzda, şiddetli, şiddeti hareketle artan, kişinin günlük yaşantısını aksatan ve 4-72 saat süren bir baş ağrısıdır. Baş ağrısına bulantı ve veya kusma eşlik eder ve ağrılı dönemde ışık ve ses hassasiyeti vardır. Tabi migren mutlaka tek taraflı olmak zorunda değil iki taraflı olabilir. Hastanın doktora mutlaka başvurmasını gerektiren kırmızı bayrak bulguları vardır. Bunlar yeni başlayan şiddeti giderek artan başağrısı ise, hayatta yaşadığı en kötü baş ağrısı ise, 50 yaşından yukarı veya çocukluk çağında ise, öksürükle artan, yatınca artan baş ağrısı ise ve ağrısına ateş, kusma, nöbet eşlik ediyorsa mutlaka hemen doktora başvurmalıdırlar” ifadelerini kullandı.
AĞRI KESİCİLER BAŞ AĞRISINA NEDEN OLABİLİYOR
Hastaların zaman zaman doktora gitmek yerine komşularının önerdiği ağrı kesicilere yöneldiğini bunun da çok yanlış olduğunu hatırlatan Dr. Yılmaz, “Hastalar bazen bilinçsiz, komşunun önerdiği ağrı kesicileri sık kullanma eğiliminde olurlar. Bu çok yanlıştır çünkü eğer bir hasta haftada iki günden fazla baş ağrısı nedeniyle ağrı kesici kullanıyorsa ilaç aşırı kullanan baş ağrılı hasta oluyor. Bu ilaçlar ağrının daha da kötüye gitmesine sebep oluyor ve artık her gün ağrı çeken hasta haline geliyorlar. Migren hastalarında yine tetikleyici migren atağını ortaya çıkaran faktörler vardır. Bunlar açlık, uyku düzensizliği, stres, yorgunluk ve adet dönemidir. Yine doğum kontrol ilaçları migren atağını tetikler bu hastalarda başka doğum kontrol yöntemlerinin kullanılması önerilir. Eğer migren hastası sigarada kullanıyorsa bu hastalarda inme riskini artırdığı kabul edilen doğum kontrol ilaçları önerilmiyor” dedi.
MİGREN TEDAVİSİ
Tedavinin ikiye ayrıldığını kaydeden Dr. Yılmaz, “ Migren baş ağrısında tedavi ikiye ayrılır. Birincisi ağrı sırasında atak tedavisi, ikincisi ağrının gelmesini engellemeye yönelik proflaksi tedavisi. Atak tedavisinde ağrı kesiciler ve triptan grubu ilaçlar profilaksi tedavisinde ise çeşitli antidepresanlar, antikonvulzan, kalp ritmini düzenleyici ilaçlar kullanıyoruz. Yine son yıllarda kronik migren tedavisinde botilinum toksin uygulaması da yapılmaktadır” diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Karslı vatandaştan duyarlı davranış Ermeni-Türk harbinde Kars’ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi. Tarihi Benli Ahmet İstasyonu’nda dört tarafı duvarla çevrili olan Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının anıt mezar haline getirilmesini isteyen vatandaşlar, mezarlıkta 5 ayrı mezarın bulunduğuna dikkat çekerek mezarın olduğu bölgenin koruma altına alınması gerektiğini veya buraya anıt mezar yapılmasını istedi. Kars’ın en işlek caddelerinden birisi olan Faikbey Caddesi’ne ismi verilen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının tarihi istasyonda bulunduğunu ifade eden vatandaşlar, "Kars ve civarının Ermenilerden geri alınması için yapılan harekat esnasında 12. Tümen, 36. Alay 1’inci tabur komutanı yüzbaşı Faik bey 14 Ekim 1920 tarihinde Ermeni-Türk harbinde, Berne (Koyunyurdu) Köyü’nün doğusundaki tepede birliğin başında olduğu sırada çarpışmalarda şehit düştü. Ben de her sene geliyorum. Otlarını temizliyoruz, bayrağını taktık. Her yıl bu ayalarda gelip buranın bakım ve onarımı yapıyorum" dedi. Duyarlı vatandaş daha sonra Yüzbaşı Faik Bey’in bulunduğu mezarın etrafını temizledi, mezarın üzerinde bulunan ağaç parçalarını ve istenmeyen otlarını topladı, mezarlığın içerisindeki bayrağı değiştirdi. Şehitlere dua eden vatandaş daha sonra bölgeden ayrıldı.
Antalya Eşinden para istedi, ’param yok’ cevabını alınca hayatı değişti, kendi işinin patronu oldu Kocası harçlık vermeyince kendi dükkanını açan kadın, 36 yıldır mesleğini icra ediyor. Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan Fahriye Altınkaynak, 36 yıldır hayali olan olan terzilik mesleğini sürdürüyor. Altınkaynak, terziliğe hobi olarak başladı. Eşinden bir ihtiyacı için bir miktar para istediğinde “Param yok” cevabını alan Altınkaynak, kendi iş yerini açtı. Evindeki el makinesi ve kumaşlarla birlikte dikiş, giyim üzerine açtığı küçük bir dükkanla geçimini sağlamaya başlayan Fahriye Altınkaynak (62), “Herkes bana, "Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın” dedi. Ben de yapabilirim dedim” dedi. Terzilik mesleğiyle çocuklarını okuttu İş yeri açtığı zaman müşteri gelmesi için konfeksiyonlara broşür ve kartvizit dağıttığını anlatan Fahriye Altınkaynak, mesleğinin çocukluk hayali olduğunu aktardı. Eşinin işine karşı gösterdiği tüm direnişlere rağmen, 36 yıllık zaman zarfında 3 çocuğunun üniversite öğrenimini tamamladığını açıklayan Altınkaynak, meslekte nasıl başarıya ulaştığını şu sözlerle ifade etti: "Mesleğim, çocukluk hayalim. Bu işe önce evde başladım. Fakat evde olmuyordu, eve gelen çocuklarıyla geliyordu, çalışma imkanım olmuyordu. Sonra çok acil bir para ihtiyacım oldu. Eşimden para istedim, ’Param yok’ dedi. Eşimin bana öyle demesi çok üzdü. Oturup düşündüm ve bir iş yeri açmaya karar verdim. Hemen araştırmaya başladım ve dikiş, giyim üzerine bir dükkan kiraladım ama hiçbir şeyim yoktu, sadece küçük bir el makinem vardı. Herkes bana, ’Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın’ dedi. Ben de ’Neden, ben de yapabilirim’ dedim. Evimdeki makinemi iş yerime getirdim. Broşürler, kartvizitler bastırdım. Bütün konfeksiyonları dolaşarak dağıttım. ’Yapılacak tadilat işlerinize talibim’ dedim. Evdeki kumaşlarımı getirdim, dükkanıma yerleştirdim, badana yaptım. Eşim şiddetle karşı çıktı, ’Yapamazsın, uğraşamazsın, otur evde yemeğini yap’ dedi. Ama ben kararlıydım. Çok ağır bir kelime kullandı. Eğer hayat müşterekse ve ben çalışmıyorsam, almakla mükelleftir kendisi. Almıyorsa, ben de bir şeyler yapma ihtiyacı hissettim. Kimseye muhtaç olmak istemedim. O kadar zor ki birilerine muhtaç olmak. Azmettim ve yavaş yavaş müşterilerim gelmeye başladı. Sonra eşimden ayrıldım." Kadınların hayatta her zaman üretken olması gerektiğini anlatan Altınkaynak, “Elimden geldiği kadar helalinden olsun diye gece gündüz, gece yarılarına kadar çalıştım. 3 çocuğum ve 8 torunum var. Oğullarım ve kızım üniversiteyi bitirdi ve hepsinin mesleği var. Torunlarımla mutluyum ve en güzeli bir işim var. Bir kadın, üretken ve karınca gibi olmalı. İlla ki, iş yeri açması gerekmiyor. Evde, tarlada, fabrika başka bir iş yerinde çalışsın ama üretsin. Kadınlar, kimseye muhtaç olmamalı, dimdik ayakta kalmalı” diye konuştu.