EKONOMİ - 21 Mart 2017 Salı 11:09

İhracatçılardan Rusya’daki domates ihracatı yasağına tepki

A
A
A
İhracatçılardan Rusya’daki domates ihracatı yasağına tepki

DKİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Rusya Federasyonu yetkililerinin kendi üretimini teşvik etmek için “Türk domatesine uygulanan yasağı kaldıramıyoruz” şeklindeki açıklamalarını samimi bulmadıklarını söyledi.

DKİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Rusya Federasyonu yetkililerinin kendi üretimini teşvik etmek için “Türk domatesine uygulanan yasağı kaldıramıyoruz” şeklindeki açıklamalarını samimi bulmadıklarını söyledi.


Türkiye’den Rusya’ya 2012 yılında 360 bin 648 ton, 2013 yılında 335 bin 10 ton, 2014 yılında 365 bin 557 ton, 2015 yılında 346 bin 747 ton domates ihracatının gerçekleştiğini belirten Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, 2016 yılında domates ihracatının gerçekleşmediğini kaydetti.


Uçak kazası sonra Rusya tarafından Türk yaş meyve ve sebzeye getirilen yasağın iki tarafa da büşük zarar ve mağduriyet verdiğini söyleyen Gürdoğan, “Bilindiği üzere yaş meyve sebze ürünlerimiz açısından ve 1990’lı yıllardan günümüze kadar Rus iş adamları ile yaptığımız ortaklıklarımız ve birlikteliklerimiz nedeniyle, Rusya Federasyonu sektörün en önemli pazarı olma özelliğini sürdürmektedir. Yaşanmış olan ve hiçbir tarafında tasvip etmediği uçak kazası sonrasında Rusya Federasyonu tarafından Türk yaş meyve sebze ürünlerine getirilen yasaklama maalesef her iki taraf açısından da büyük zararların ve mağduriyetlerin yaşanmasına sebebiyet vermiştir. İki ülke liderlerinin başarılı bir şekilde süreci yöneterek, yeniden ilişkilerimizin en üst düzeyde, kalmış olduğu noktadan daha üst sıralara yükseltilmesi konusundaki gayret, çaba ve başarıları iki ülke iş adamları tarafından takdirle karşılanmış ve her iki ülke liderine iş adamları şükranlarını sunmuştur” dedi.


Rusya’da piyasanın ihtiyaç duyduğu domatesi Çin, Mısır, Suriye, Fas, İran Ürdün ve hatta Sırbistan’dan ithal edilmeye devam ettiğini vurgulayan Gürdoğan, “Ancak, tüm gerilim ortamının ortadan kaldırılması ve ilişkilerin kriz öncesi döneminde daha ilerisine taşınması konusunda verilen talimat ve iyi niyet mesajlarına rağmen, maalesef Rusya tarafında ihracatçılarımıza yönelik kısıtlamaların devam etmesi ihracatçılarımızdaki güven duygusunu zedelemektedir. Rusya Federasyonu yetkilileri kendi üretimini teşvik etmek için ‘Türk domatesine uygulanan yasağı kaldıramıyoruz’ şeklindeki açıklamalarını samimi bulmamaktayız. Çünkü Rusya Federasyonu Türk domatesine yasağı devam ettirmesine rağmen, piyasanın ihtiyaç duyduğu domatesi Çin, Mısır, Suriye, Fas, İran Ürdün ve hatta Sırbistan’dan ithal etmeye devam etmektedir. Mademki kendi üretimini teşvik etmek istiyorsun neden diğer ülkelerden domates ithalatına aynı hızla devam ediyorsun Rus yetkililere soruyor ve cevabını bekliyoruz. Rus tüketicilerin yapmış olduğu yoğun şikayetlerde, piyasada Türk domatesi gibi kaliteli ve uygun fiyattan ürün bulamamanın serzenişini yapmaktadırlar. Değerli Rus dostlarımız şunu açıkça bilmelidir ki; Türk yaş meyve sebze ihracatçısı en kaliteli ve en uygun fiyat ve en kısa sürede taze olarak Rus piyasasına ürün sunmaktadır ve bu avantaj hiçbir ülkenin elinde bulunmamaktadır. Rus ithalatçılar tarafından ihracatçılarımıza yapılan açıklamada yerli Rus sera üretiminin hiçbir şekilde talebi karşılayamadığını ve üretim maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle de Rus halkı çok daha pahalı fiyattan ürün tüketmeye mahkum edildiğini ve yetkililerin adeta Rus halkını cezalandırdığını ifade etmektedir. Ayrıca, aynı Rus ithalatçı dostlarımız piyasanın ihtiyacı olan sebze ve domatesin farklı ülkelerden çok kalitesiz bir şekilde piyasaya giriş yaptığını ifade etmektedir” şeklinde konuştu.



“Türkiye’den almadıkları ürünleri başka ülkelerden ithal etmeye devam etmektedirler”


Türk ve Rus iş adamları olarak daima sağlam zeminler üzerinde ticaret yapmak ve iki ülke ekonomisine katkı sağlamayı amaçladıklarını ifade eden Gürdoğan, “En üst düzeye ulaşan ilişkilerimiz ölçeğinde, ticaretin de aynı paralelde seyretmesini çok değerli Rus devlet yetkililerinden beklemekteyiz. Bizler Türk ve Rus iş adamları olarak daima sağlam zeminler üzerinde ticaret yapmak ve iki ülke ekonomisine katkı sağlamayı amaçlamışızdır. Bu misyon doğrultusunda kriz dönemlerinde dahi ilişkilerimizde en ufak bir olumsuzluk yaşanmamıştır. Bu zamanlarda da ticaret ve iş ortaklığımızı yaşanan sorunları ilişkilerimize aksettirmeden sürdürmüşüzdür. Ancak, gelinen noktada tüm ilişkilerin en üst düzeyde olumlu seyretmesine rağmen ve iki ülke liderinin de bu yönde talimat vermesine rağmen maalesef alt kademe Rus bürokrasisi hala yasaklamalarla bu ilişkilerin gelişmesini engellemektedir. Türk ürünlerine getirilen yasaklamanın sürdürülmesi ve hele hele yetkililerin domates ve sebze ürünlerindeki yasaklama gerekçelerine yönelik açıklamaları hiçbir şekilde gerçekle örtüşmemektedir. Açıkça görülmektedir ki Türkiye’den almadıkları ürünleri başka ülkelerden ithal etmeye devam etmektedirler. Bu nahoş durum artık ister istemez ihracatçılarımızda ve Rusya’da iş yapan iş adamlarımızda güven bunalımına yol açmaktadır. Bundan dolayı, değerli Rus hükümet yetkilileri ve karar vericilerinden belirsizlik ortamının bir an önce son bulması için beklenen somut hamleleri gerçekleştirmeleri ve her iki ülke iş adamlarının iki tarafın ekonomisine yapacakları katkıyı dikkate alarak Türk sebze ürünlerine getirilen tüm yasaklama ve kısıtlamaları kaldırmalarını talep etmekteyiz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Meyve düşmanı bir çift ’fındık kurdu’ 200 meyveye zarar veriyor 10 gün içerisinde tamamlamaları gerektiğini söyledi. Türkiye ve Samsun’un en önemli ihracat kalemlerinden olan fındıkta kahverengi kokarcanın ardından fındık kurdu için uyarı geldi. Mücadelesi yapılmadığı takdirde önemli oranda verim kaybına neden olan fındık kurdu zararlısı ile ilgili açıklamalarda bulunan İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, gerekli tedbirlerin en kısa sürede alınması gerektiğini ifade etti. “Bir çift fındık kurdu 200 meyveye zarar veriyor” Ekonomik anlamda üretimi yapılan fındığın ana zararlısı olan fındık kurdunun beslenme ve yumurta bırakmak yoluyla meyvelerde zarar yaptığına dikkat çeken Sağlam, “Fındık kurdu erginleri, öncelikle yeni oluşmakta olan meyvelerde zarar yapar daha sonraları fındığın meyve kabuğunu hortumunun ucundaki ağız parçalarıyla kemirerek deler ve kabuk içindeki yumuşak etli kısımla beslenir. Zarar gören meyveler normal büyüklüğe erişinceye kadar kabuk içindeki etli kısmı ve kabuk kısmı sarı renk alır. Bu zarar şekline halk arasında sarı karamuk denir. Meyve normal iriliğe ulaştıktan sonra zarara uğrarsa meyve içi kararır ve bu zarara da kara karamuk denir. Bir çift fındık kurdu ergini (dişi ve erkek); beslenme ve yumurta koyma yoluyla yaklaşık 200 meyveye zarar verebilir. Meyve içerisinde beslenen larvalar meyve içini tamamen yedikten sonra bir delik açarak dışarı çıkar. Bu şekilde beslendiği fındık meyvelerinin pazar değeri kalmaz ”dedi. “Fındık kurdu ve kokarca görülen bahçelerde her ikisiyle de mücadele yapılır” Samsun’da üreticilerin en önemli gelir kaynaklarından biri olan fındığın ana zararlısı olan fındık kurdu zararlısı ile duyurulan zaman aralığında ve tekniğine uygun mücadele yapılmasının verim kaybını önlemek bakımından çok önemli olduğunu belirten Sağlam, “Fındık kurdu mücadelesinde bitki köklerine zarar vermeden bahçe toprağının çapalanması böcek yoğunluğunu azaltmada etkili olmaktadır. Kimyasal mücadele; ergin fındık kurdu zararlısının ekonomik zarar yapmaya başladığı dönemde, bahçedeki hâkim çeşitlerin yarıdan fazlası mercimek iriliğine yaklaşınca (3-4 mm) yapılmalıdır. Fındık kurdu mücadelesine karar vermek için, 2-3 günde bir güneş doğmadan sabahın erken saatlerinde çarşaf yöntemi ile fındık kurdu sayımı yapılmalıdır. 10 ocakta iki ve daha fazla fındık kurdu ergini bulunursa ilaçlama yapılmalıdır. Fındık kurdu ilaçlaması yapılan bahçelerde fındık kokarcasına rastlanırsa ayrı bir ilaçlama yapmaya gerek yoktur. Sayımlarda 10 ocakta ortalama bir ergin fındık kokarcası bulunursa her iki zararlıya karşı etkili etken maddeli ilaçlarla mücadele yapılır. Ayrıca fındık kurdu popülasyonunun yüksek olduğu yerlerde tekrar sayım yapılarak zararını engellemek için mayıs sonu, haziran başında ikinci bir ilaçlama yapılabilir. Fındık kurdu ve kahverengi kokarca görülen fındık bahçelerinde her ikisine de ruhsatlı BKÜ ile ilaçlama yapılarak kontrol sağlanabilir” diye konuştu. “Mücadele zamanı geldi, 1 hafta-10 gün içinde mücadele tamamlanmalı” Fındık kurdu ile mücadele zamanının geldiğine değinen Sağlam, “İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğümüzce fındık alanlarında yapılan sürvey ve fenolojik gözlemlere göre sahil ve orta kuşakta erkenci çeşitlerin hakim olduğu bahçelerde 6 Mayıs, yüksek kuşakta ise 15 Mayıs tarihi itibariyle mücadele zamanının geldiği belirlenmiştir. Fındık üreticilerimizin bahçelerindeki hâkim çeşitlerin yüzde 50’sinin mercimek büyüklüğüne ulaştığı dönemde teknik tavsiyelere uygun olarak mücadeleye başlamaları, gerekli koruyucu tedbirleri almaları ve ilaç uygulamalarını en kısa sürede tamamlamaları (1 hafta-10 gün) gerekmektedir. Kimyasal mücadelede kullanılacak bitki koruma ürünleri yetkili bayilerden alınmalı, reçete yazma yetkisine sahip olan kişiler tarafından reçetelendirilmeli, uygulama yetkisine sahip olan kişiler tarafından uygulanmalıdır” şeklinde konuştu. Diğer geçim kaynaklarından biri olan arıcılıkta arı faaliyetlerinin bitki çeşitliliğinin sürdürülebilirliği bakımından da çok önemli işleve sahip olduğunu belirten Sağlam, fındık kurdu ilaçlamaları esnasında arıların su içtiği kaynaklara hiçbir şekilde ilaç bulaştırılmaması gerektiğini, tarım ilaçları uygulamalarının akşam üzeri veya sabahın erken saatlerinde arıların uçuş yapmadıkları zamanda yapılması gerektiğini ve öncelikle arılara zarar vermeyen bitki koruma ürünleri tercih edilmesi hususunda üreticilerin özenli davranmalarını, ayrıntılı bilgiye sahip olmak için il/ve ilçe müdürlüklerine başvurmaları gerektiğini sözlerine ekledi.
Hatay Eldiveni takan başkan ve kaymakam kenti temizlemek için sahaya indi Hatay’ın İskenderun ilçesinde başlatılan temizlik kampanyası çerçevesinde kentin sokaklarındaki izmaritler başta olmak üzere çöpler, Kaymakam Murat Sefa Demiryürek ve Belediye Başkanı Mehmet Dönmez’ın katılımı ile toplandı. İskenderun Kaymakamlığı ve İskenderun Belediyesi’nin ortaklaşa düzenlediği “Çevremizi Temiz Tutalım, İskenderun’umuza Sahip Çıkalım” kampanyası çevresinde kentte temizlik seferberliği başlatıldı. Kampanyaya İskenderun Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, ilçe protokolü, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı. Kentin sokaklarında Kaymakam Demiryürek, Başkan Dönmez ve vatandaşlar tek tek izmarit topladı. Temizliğin en başta kirletmemekten geçtiğini dile getiren Kaymakam Demiryürek, “Caddelerimizin, sokaklarımızın temiz kalması, sadece temizlik işçilerinin görevi değil. Hepimizin görevi, tüm vatandaşların görevi ve tüm İskenderunluların görevi. Bunun en iyi yolu kirletmemekten geçiyor. Deprem süreci hepimizi çok zorladı. Hepimizi çok zorlayan bir süreç ama normalleşme yolunda bu tür duyarlılıkları hepimizin paylaşması, kurumsal olarak tavrımızı ortaya koymamız ve bu amaçla mücadele etmemiz gerekiyor. Sayın belediye başkanımızla, ekipleriyle, bütün kurumlarımızla ve en önemlisi bu kenti gelecekte teslim edeceğimiz, emanet bırakacağımız çocuklarımızla bu duyarlılığı tüm İskenderunlu, tüm çevreyle paylaşmak adına bugün beyaz eldivenlerimizle sokaktayız” ifadelerini kullandı. Başkan Dönmez ise, belediye olarak temizlik çalışmalarını aralıksız yürüttüklerini belirterek, “Deprem yaşadık, acılar yaşadık. Bu acılarla beraber insanların bazı şeyleri kanıksadığını gördük; etrafın dağınık olmasını, etrafının kirli olmasını. Bu kanıksamanın önüne geçebilmek için biz temizlemeye çalışıyoruz. Var gücümüzle belediye ekiplerimiz, temizlik şirketimiz çalışmalarını devam ettiriyor ama asıl olan kirletmemek, asıl olan insanların şehri temiz tutmasını sağlamak. Bu amaçla bir kampanya başlattık. Kampanyaya hep birlikte destek veriyoruz. Bu kampanya bir defalık olmayacak, en önemlisi bunu birer hafta arayla sürekli hale getireceğiz" şeklinde konuştu. 120 okul, sivil toplum kuruluşları, öğrenciler ve vatandaşlar, temizlik çalışmalarına katkıda bulundular.
Samsun Öğretmen eşini öldüren ve 19 suç kaydı bulunan koca tutuklandı Samsun’da boşanma aşamasındaki İngilizce öğretmeni eşini tabancayla vurarak öldüren ve 19 suç kaydı bulunan şahıs, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, İlkadım ilçesi 19 Mayıs Mahallesi’nde gece meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, İlkadım ilçesinde bulunan Belediye Ortaokulu’nda İngilizce öğretmeni olarak görev yapan Saadet Çay (43) ile büfeci eşi Adem Çay (48) boşanma aşamasında oldukları için ayrı yaşamaya başladı. 2 çocuk annesi eşi Saadet Çay’ı kendi kafasına silah dayamış halde görüntülü arayarak ‘intihar edip kendini öldüreceği’ şeklinde mesaj atan Adem Çay, son kez görmek istediğini söyledi. Saadet Çay, yardım etmek için yanına erkek arkadaşı ve 2 çocuğunu da alarak konuşmak için Adem Çay’ın depo olarak kullandığı eve gitti. Saadet Çay ile Adem Çay arasında Atakum ilçesinde bulunan yazlık evin kime kalacağı konusunda tartışma çıktı. Yan odada bulunan Saadet Çay’ın erkek arkadaşı silahın doldur boşalt sesini duyunca kendini evden dışarı atıp bekçilerden yardım istedi. Polis ve bekçiler evin kapısını kırıp içeri girdiklerinde İngilizce Öğretmeni Saadet Çay’ı silahla öldürülmüş olarak buldular. Evde bulunan Adem Çay, Samsun Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından gözaltına alındı. Kasten yaralama, tehdit, yağma, görevli memura mukavemet gibi suçlardan 19 suç kaydı bulunan Adem Çay, polisteki sorgulamanın ardından çelik yelek giydirilerek geniş güvenlik önlemi altında bugün Samsun Adliyesine sevk edildi. Nöbetçi mahkemeye ifade veren Adem Çay, tutuklanarak Samsun T Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi.