EKONOMİ - 02 Nisan 2012 Pazartesi 15:09

ŞİRKET YÖNETİCİLERİNE YENİ TÜRK TİCARET KANUNU UYARISI

A
A
A
ŞİRKET YÖNETİCİLERİNE YENİ TÜRK TİCARET KANUNU UYARISI

Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Meclis üyesi Veysel Zekai Bak, 1 Temmuz`da yürürlüğe girecek yeni Türk Ticaret Kanunu`nda anonim ve limitet şirketlerle ilgili önemli hükümler bulunduğunu belirterek bu yeni hükümlerle şirketini yönetemeyecek olanların bir an önce ``˜şirketin nevi dönüşümü` için adım atması gerektiğini söyledi.
Yeni kanunla ilgili olarak kafa karışıklığına yol açan konularda açıklamalarda bulunan Bak, ``Gümrük ve Ticaret Bakanımız Sayın Hayati Yazıcı`nın Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile yapmış olduğu ortak toplantıların birkaçına katıldım. Piyasadaki erteleme beklentisinin olmayacağı; bu kapsamda yeni kanunun 1 Temmuz`da yürürlüğe gireceği hemen hemen kesinleşmiş gibi. Ancak basında çıkan, özellikle bazı hapis cezaları ile ilgili kısımların düzeltilebileceği, tebliğ ve yönetmeliklerle yapılabileceği, ama kanunun ana ruhuna dokunulmayacağı ve bu uygulama süresinin de 1 Temmuz itibariyle başlayacağı Bakan`ın konuşmalarından da izlediğim kadarıyla, neredeyse kesinleşmiş gibi. O nedenle 1 Temmuz`a şurada 3 ayımız kaldı`` dedi.
Bak, kanunun teferruatıyla uğraşmak yerine özellikle bazı maddelerinin altının çizilmesi gerektiğini kaydederek ``Kanunun şu maddesi uygulanabilir, bu maddesi uygulanmaz, hapis cezası vardır` gibi tartışmalarla teferruata giriliyor. Tebliğle ve yönetmelikle bunlar değiştirilebilir. Özellikle geçiş yıllarında, hükümet buna daha sıcak bakabilir. Birkaç uygulamadan sonra ceza verebilir. Fakat asıl olan şudur: Özellikle limitet ve anonim şirketlerde, ``˜Bu benim şirketimdir` mantığını bırakacağız. ``˜Bu şirket benim, bankada param var. Ben bu parayı istediğime borç veririm, istediğime emanet ederim, istediğim gibi kullanırım` mantığını bırakacağız. Bu şekilde hareket ederseniz, bunun sonu hapistir. Bundan kurtuluş yok. O şirketin, kendi şirketiniz olmadığını; sadece hissedarı olduğunuzu bilecek ve kendinizi oranın memuru olarak göreceksiniz. Bu mantıkla giderseniz, büyük bir problemle karşılaşmazsınız. Ancak bugüne kadar alıştığımız olaylarla, ``˜Şirket benim, Devlet ne karışır` mantığıyla gidilirse, çok büyük sıkıntıların doğacağı ortadadır`` diye konuştu.
Anonim ve limitet şirketlerin yapısıyla ilgili konuşan Bak, şu uyarılarda bulundu:
``Yeni TTK`ya göre şirketinizi limitet ya da anonim olarak yönetmeyi düşünüyorsanız, şunu unutmayacaksınız. Siz o şirketin memurusunuz. Geçiminiz için aylık maaş alacaksınız. O da vergiye tabi. İkincisi kar payı dağıtmıyorsunuz. Şirketin parası kasada duruyor. Bugün Kurumlar Vergisi olarak tabir ettiğimiz, limitet ve anonim şirketin bilançolarına baktığımızda; kasalarında 2 milyon, 3 milyon TL`ye varan para görüyoruz. Ama gidiliyor, bankadan 200 bin TL kredi kullanılıyor. Kasasında 2 milyon parası olan bir kişi, gider başkasından para kullanır mı? Kullanmaz. Çünkü kar dağıtımı yapmıyor.``
Anonim ve limitet şirketlerdeki vergilerin de doğru bilinmediğini dile getiren Bak, ``Anonim ve limitet şirketlerde 3 çeşit vergi vardır. Birincisi, kurum yani şirket, kendi kazancından yüzde 20 vergi öder. İkincisi, kar dağıtımını ortaklara yapar. Dağıtırken, yüzde 15 stopaj vergisi öder. Üçüncüsü de 2011 yılı için konuşuyorum, ortak kar payı 23 bin TL`yi geçiyorsa, kendisi de beyanname verir. Bu üç aşamalı bir vergi türüdür. Ama bizim mükellefimiz ne yapıyor? Bu stopajı ve ilave gelir vergisi vermemek için, yüzde 20 kurumlar vergisini ödüyor, öbürü şirkette kalıyor. Oğluna araba alıyor, kızına daire alıyor, hanımını tatile yolluyor. Hep o şirketten para çıkıyor. Fakat resmiyette hiç çıkmıyor. Resmiyette çıkmadığı zaman, o para şirket kasasında gözüküyor. Muhasebecilerle mükellef burada sıkıntıya kalıyor. Aslında bu eski yasada da yasaktı. Sadece eski kanunda Ceza Kanunu`na göre hükümler yoktu`` şeklinde konuştu.
``Uygulama açısından baktığımızda, eski TTK ile yeni TTK arasında çok büyük bir fark yok, sadece yeni TTK, biraz ceza kanununa dönüşmüş durumda`` diyen Veysel Zekai Bak, açıklamasını şöyle sürdürdü:
``Eski TTK`da yaptırım yoktu. Size maliye yaptırım uyguluyordu. Şimdi bu Yeni TTK`da devlet cezai yaptırımları iyice ağırlaştırdı. Ama asıl ana zihniyet değişikliği, ``˜şirket benimdir istediğimi yaparım` mantığıyla hareket edenleri çok ağır yaptırımlar bekliyor. Ama sizler ``˜Ben kanunun emrettiği şekilde şirketimi yürüteceğim` derseniz sorun yok. Ama bu mantığı yapamayacaksanız bir an önce muhasebe müşavirlerinizle görüşün ve ``˜şirketin nevi dönüşümü` yapılsın. Yani limiteti bozun. Kollektif mi olursunuz, adi komandit mi olursunuz, birini seçerek, kendinizi bu cezai yaptırımlardan kurtarmanızı tavsiye ediyorum.``
1 Temmuz itibarıyla yürürlüğe girecek maddelerin çok ağır yaptırımları olmadığının altını çizen Bak, ``31.12.2013 tarihine kadar bu işlemi yapmanızda fayda var. 1 Temmuz`dan sonra yürürlüğe girecek olan maddeler, yaptırımı çok fazla olmayan maddelerdir. O nedenle korku ve paniğe gerek yok ama bunu yapamazsanız, çok ağır cezalarla karşı karşıya kalınması riski bulunuyor`` ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Medilines Hospital muhtarlarla indirim protokolü imzaladı Medilines Hospital, Elazığ’daki muhtarlarla indirim protokolü imzaladı. Protokol çerçevesinde muhtarlar ve muhtar yakınları poliklinik hizmetleri ile laboratuvar tetkiklerinden indirimli faydalanacak. Bir restoranda düzenlenen ve katılımın yoğun olduğu etkinlikte konuşan Kızılay Mahalle muhtarı Emrah Işık, ’’Medilines Hospital bugün yaptığı hizmetleri bizlere anlattı ve güzel bir ortam oluşturdu. Hastanemize teşekkür ediyorum muhtarlarımıza böyle bir etkinlik yaptıkları için" dedi. Gümüşkavak Mahallesi muhtarı Ahmet Gül de ’’Medilines Hospital’a nazik davetlerinden dolayı muhtarlarımız adına teşekkür ediyorum. Muhtarlar ve muhtar yakınlarıyla alakalı güzel bir protokol yaptık. Tüm kurumlarda olduğu gibi muhtarları için kendilerine teşekkür ediyorum. Hastaneyi gezme fırsatımız da oldu, gerçekten çok güzel hizmet veriliyor. Vatandaşlarımıza anlatacağız bu hizmetlerin yerini bulması için. Vatandaşlarımızın da buraya gelip güzel hizmeti görmesi lazım. Hastane yönetimine bir kez daha misafirperverlikleri için teşekkür ediyorum" diye konuştu. "Muhtarlarımız Elazığ’ın her yerinde" Medilines Hospital Yönetim Kurulu Başkanı Muhittin Siğergök ise "Elazığ’ımızın güzide muhtarları davetimize icabet ettiler, birlikte değerlendirme yaptık. Birlikte neler yapabilirizi görüştük. Onlar Elazığ’ın sosyal projesi ve Elazığ’ın her yerine dokunuyorlar. Onlara destek anlamında bir istişaremiz oldu. Beklentimizin üstü bir katılım oldu muhtarlarımızın onlara çok teşekkür ediyorum. Güzel bir toplantı, güzel bir istişare oldu. Elazığ’ımıza hayırlı olsun diyorum’’ şeklinde konuştu.
Kayseri Mezarlıktaki esrarengiz taş Kayseri’nin Kocasinan ilçesinde üzerinde semboller ve yazıların bulunduğu mezarlıktaki taşlar gizemini korurken Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtım Vakfı (ÇEKÜL) Kayseri İl Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy, taşların incelenmesi ve üzerindeki yazıların deşifre edilmesi gerektiğini belirtti. İlçedeki bir mahalle mezarlığında üzerinde semboller ve yazıların bulunduğu iki taş ilgi odağı oldu. Taşların arka ve ön yüzünde figürlerin bulunduğu, çeşitli sembollerin çizildiği görünürken taşların mezarlığa nasıl ve nereden geldiği ise merak konusu oldu. Taşların bulunduğu mezar hakkında çeşitli rivayetlerin olduğunu aktaran ÇEKÜL İl Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy, "Burada iki tane mezar taşı var. Mezar taşı; buradaki en enteresan mezar taşı. Sonraki yıllarda buraya yeni bir mezar yapılmış. İki taşın hikayesini biliyoruz; kervan yolu üzerinde olan olaydan sonra ölen bir kişiye ait olduğu varsayılmakta. Ama bu da çok uzunca bir tarih değil, belki geçen yüzyıla ait bir bilgi. O dönem kervancıbaşı ile bir bekçi arasında kavga olmuş ve kavga neticesinde bekçi kervancıbaşını öldürmüş. Rivayet odur ki bir şekilde buraya getirilerek defnedilmiş. Bu bölgenin insanı da belli bir noktaya kadar anlatıyor. Daha da ilginç olan kısmı; buraya defin yapıldıktan sonra İncesu’daki eski yapılardan buraya bazı taşların getirildiği yönünde bir rivayet de var" dedi. "Buraya ait olmayan önemli bir taş" Taşların incelenmesi ve üzerindeki yazıların deşifre edilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Özsoy, "Buradaki iki taşa çok yakından baktığınız zaman bizi en çok şaşırtan buraya ait olmayan bir taş. Bu kadar ihtişamlı bir mezar taşını ilk gördüğümüzde Selçuklu dönemini anlatan bir görüntü var. Çeşitli figürler var, oldukça sanatvari bir duruşu da var. Bununla beraber belki bir eksik kitabe olabilir. Bölgede bulamadığımız veya eksik olan bir kitabe buraya nakledilmiş olabilir. Veya bir kümbet parçası olabilir, yazı sitili uyuyor. Başka bir tahmin de bu bir lahit olabilir, Türk İslam Kültürü’nde böyle yapılarımız var. Bu lahit buraya yatay değil de dikine yerleştirilmiş olabilir. Arkasına ve önüne baktığımız zaman her iki tarafında da süslemelerin olması benzer çağrışım yapıyor. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki; buraya ait olmayan bir taş. Gerçekten bu hikaye doğru mu, onu da bilemiyoruz. Fakat çalışılması gereken, üzerinde yazanların deşifre edilmesi gereken önemli bir taş olarak değerlendiriyoruz" ifadelerini kullandı.