SAĞLIK - 27 Mart 2025 Perşembe 09:25

Çöl tozları akciğer hastalarını olumsuz etkiliyor

A
A
A

Afrika üzerinden gelerek Türkiye’yi etkisi altına alacak çöl tozlarıyla ilgili uyarılarda bulunan Medical Park Karadeniz Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, bu tozların olumsuz etkilerinin, genelde nefes darlığı, öksürük, hırıltılı solunum, balgam çıkarma gibi semptomlarla kendini gösterdiğini söyledi.

Çöl tozlarıyla birlikte pek çok farklı alerjenlerin olabileceğine dikkat çeken Özlü, bu tozlu havalarda hastane başvuruları, hekim başvuruları ve hastane yatışların arttığını ifade ederek "Özellikle astım KOAH hastalarında ya da akciğer sertleşmesi gibi kronik akciğer hastalığı olanlarda bebeklerde yaşlı kişilerde sorunlara yol açabiliyor" dedi.

Tozlu havalarda akciğer hastalarının mümkün olduğu kadar dışarı çıkılmaması tavsiyesinde bulunan Özlü, "Ülkemize zaman zaman Afrika üzerinden bazen de Ortadoğu’dan gelen çöl tozları taşınıyor. Şu anda da Türkiye’de çöl taşınımı mevcut. Özellikle İç Anadolu, Akdeniz, Ege bölgesi ve Karadeniz bölgesi de bu toz taşınımından etkilenecek bölgeler arasında yer alıyor. Bu tozlarla birlikte pek çok farklı alerjenlerde gelebiliyor. Bunlar özellikle astım KOAH hastalarında ya da akciğer sertleşmesi gibi kronik akciğer hastalığı olanlarda bebeklerde yaşlı kişilerde sorunlara yol açabiliyor. Bu tozlu havalarda hastane başvuruları, hekim başvuruları artıyor hastane yatışları artıyor. Hastalıklı akut alevlenmeler ortaya çıkabiliyor. Nefes darlığı öksürük hırıltılı solunum balgam çıkarma gibi semptomlarla kendini belli ediyor. Onun için bu tozlu havalarda akciğer hastalarının mümkün olduğu kadar dışarıya çıkmamasını tavsiye ediyoruz. Evde kalmalılar, kapıyı pencereyi kapalı tutmalılar bu tozlu havaları bu şekilde geçirmelerini tavsiye ediyoruz" diye konuştu.

"Maske takmalarını tavsiye ediyoruz"

Çöl tozlarına karşı maske takılması tavsiyesinde bulunan Özlü, "Eğer mutlaka dışarı çıkmaları gerekiyorsa maske takmalarını tavsiye ediyoruz. Maske takıldığında etki daha az oluyor korunmuş oluyorlar. Bu tozların etkisi sadece akciğere de değil aslında. Ciltte, gözde, ağız ve burun gibi mukozalarda da kurum veya tahrişlere neden olabilir. O bakımdan mutlaka tozlu ortamlarda çok kalmamaya hepimizin dikkat etmesinde fayda var. Tozla birlikte yağmur ve lodos ta olabiliyor. Lodos olduğunda bu tozların içerisindeki alerjenler de savrulmasıyla birlikte daha çok etkileşme mümkün daha dikkatli olmamız lazım" dedi.

"En çok akciğer ve solunum yollarını etkiliyor"

Çöl tozlarının en fazla akciğer ve solunum yollarını etkilediğini kaydeden Özlü, "En çok akciğer ve solunum yollarımıza etki ediyor. Göze buruna ağız mukozasına da bu tozların zararlı tahriş edici ya da alerjiye yol açıcı etkileri olabilir. Özellikle alerjik nezle olan hastalarda burunda tıkanma, kaşıntı, geniz akıntısı, boğazda yanma acıma, gözlerde kızarıklık kaşıntı gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Astımlı hastalarda, KOAH lı hastalarda daha çok nefes darlığı, öksürük, hırıltı, balgam gibi semptomlara yol açıyor" şeklinde konuştu.

Bekir Koca - Ozan Köse

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize Afrika’dan Rusya’ya göç eden yırtıcı kuşların uğrak noktası olan Rize’de kuş gözlem etkinliği düzenlendi Rize’de yeni hizmete giren Isıtlık Tabiat Parkı Kuş Gözlemevi’nde kuş gözlem etkinliği düzenlendi. Afrika’nın güneyinden Rusya’daki üreme bölgelerine göç eden yırtıcı kuşları izlemek için Rize merkez Isırlık Tabiat Parkı’ndaki kuş gözlemevinde etkinlik düzenlendi. Etkinlikte kuş gözlemcileri bölgeden geçen yırtıcı kuşları görüntüleyerek kayıt altına aldı. Rize Belediye Başkanı Rahmi Metin, Isırlık Tabiat Parkı’nda yapımı tamamlanarak hizmete açılan kuş gözlemevi sayesinde bölgeye gelen kuş gözlemcilerinin fotoğraf çekme imkanı bulduğunu dile getirerek, "Isırlık her geçen gün yeni aktivitelerle, bu kuş gözlemevi de yeni bir aktivite alanı. Yukarı alanımızda kuşları gözlemek için dürbünler monte edildi. Bu iş biraz daha profesyonel olduğu için ilgililer özellikle martın sonundan mayıs sonuna kadarki zaman diliminde burada 30’a yakın yırtıcı kuşu, yaklaşık 370’e yakın kuş çeşidini gözlemliyor. Bu bölgeden ilkbaharda Kafkaslara doğru geçen kuşlar, sonra tekrar sonbaharda aynı güzergahtan Afrika’ya doğru gidiyorlar. Bu güzergâh içerisinde kuş gözlemciliği de bir etkinlik alanı olduğu için turizm açısından oldukça önemli. Misafirler bu günlerde Rize’de ikamet ediyorlar, burada fotoğraflarını çekip gidiyorlar" dedi. Yırtıcı kuşların üremek için Doğu Karadeniz Bölgesi’ne geldiğini, Rize’de şehrin en hakim noktasında kurulan kuş gözlemevi sayesinde bu göçü fotoğraflayabildiklerini dile getiren kuş gözlemcisi Birol Hatinoğlu ise, "Türkiye’de Rize, ilkbaharda yırtıcı göçü açısından çok önemli noktalardan biridir. İlkbahar yırtıcı göçünü yoğun ve tüm çeşitleri gözetleyebilme açısından İstanbul Sarıyer ormanlarından sonra ikinci nokta Rize’nin Isırlık ve Dağbaşı bölgeleridir. Yaklaşık 28 yırtıcı kuş türü bölgede gözlemleniyor. Yırtıcı göçü ve diğer türler açısından oldukça önemli bir nokta. Rusya’nın kuzeylerinden ve Asya’nın doğusundan gelen türlerin Afrika’daki türlerle üreme alanı burası. Kışın Rusya’dan, yazın ise Hindistan’dan, Sri Lanka’dan bir sürü tür geliyor üremek için. Yırtıcı gözlem kulesi şehrin en hakim noktasında yer alıyor. Burada kurduğumuz teleskoplarla, dürbünlerle birçok türü rahatlıkla görebiliyoruz. Bölgede Isırlık Tabiat Parkı da tesis olarak birçok şeyi içerisinde barındırdığı için insanların keyifle zaman geçirebileceği bir alan haline geliyor" ifadelerini kullandı. Rize’de leylek görmenin zor olduğunu ancak etkinlikte 18 leyleği havada görüntülediklerini kaydeden Hatinoğlu, "Kartalların sayıları biraz düşüktü. Bozkır kartalı, küçük orman kartalı ve büyük orman kartalı gördük. Çok sayıda, 3 bin-5 bin civarında karaçaylak kuşu vardı. Şahinler, atmacalar vardı. Rize’de leylek görmek biraz zordur. Bu sabah şansımıza 18 tane leyleği havada göç ederken gördük ve çok sevindik. Birçok yırtıcı kuş türü geçiyor. Mayısa kadar devam edecek. Göç en son arışahini dediğimiz türle son bulacak" şeklinde konuştu. Trabzon’dan Rize’ye gelerek etkinliğe katılan Hakan Kahraman da, "Boş zamanlarımda kuş fotoğrafçılığı ve kuş gözlemi yapıyorum. Rize’de böyle bir gözlem evinin yapılması oldukça değerli ve önemli. Bunun için başkana teşekkür ediyorum. Bizler buna yakın yerler olmadığı için gidip gözlem yapamıyorduk. Burası bizim için oldukça değerli ve güzel oldu" şeklinde konuştu.
Rize Rize’de kuş gözlem etkinliği düzenlendi Rize’de yeni hizmete giren Isıtlık Tabiat Parkı Kuş Gözlemevi’nde kuş gözlem etkinliği düzenlendi. Afrika’nın güneyinden Rusya’daki üreme bölgelerine göç eden yırtıcı kuşları izlemek için, Rize merkez Isırlık Tabiat Parkı’ndaki kuş gözlemevinde etkinlik düzenlendi. Düzenlenen etkinlikte kuş gözlemcileri bölgeden geçen yırtıcı kuşları görüntüleyerek kayıt altına aldı. Rize Belediyesi Başkanı Rahmi Metin, Isırlık Tabiat Parkı’nda yapımı tamamlanarak hizmete açılan kuş gözlemevi sayesinde bölgeye gelen kuş gözlemcilerinin fotoğraf çekme imkanı bulduğunu dile getirerek, "Isırlık her geçen gün yeni aktivitelerle, bu kuş gözlemevi de yeni bir aktivite alanı. Yukarı alanımızda kuşları gözlemek için dürbünler monte edildi. Bu iş biraz daha profesyonel olduğu için ilgililer özellikle Martın sonundan Mayıs sonuna kadar ki zaman diliminde buradan 30’a yakın yırtıcı kuşun yaklaşık 370’e yakın kuş çeşidini burada gözlemliyor. Bu bölgeden ilkbaharda, Kafkaslara doğru geçen kuşlar sonra tekrar sonbaharda aynı güzergahtan Afrika’ya doğru gidiyorlar. Bu güzergâh içerisinde kuş gözlemciliği de bir etkinlik alanı olduğu turizm açısından oldukça önemli. Misafirler bu günlerde Rize’de ikamet ediyorlar. Buradan fotoğraflarını çekip gidiyorlar" dedi. Yırtıcı kuşların üremek için Doğu Karadeniz Bölgesi’ne geldiğini, Rize’de şehrin en hakim noktasında kurulan kuş gözlemevi sayesinde bu göçü fotoğraflaya bildiklerini dile getiren kuş gözlemcisi Birol Hatinoğlu ise, "Türkiye’de Rize İlkbahar yırtıcı göçü açısından çok önemli noktalardan biridir. İlkbahar yırtıcı göçünü yoğun ve tüm çeşitleri gözetleyebilme açısından İstanbul Sarıyer ormanlarından sonra ikinci nokta ise Rize’nin Isırlık ve Dağbaşı bölgeleridir. Yaklaşık 28 yırtıcı kuş türü bölgede gözlemleniyor. Yırtıcı göçü ve diğer türler açısından oldukça önemli bir nokta. Rusya’nın kuzeylerinden ve Asya’nın doğusundan gelen türlerin Afrika’daki türlerle üreme alanı burası. Kışın Rusya’dan, yazın ise Hindistan’dan Sri Lanka’dan bir sürü tür geliyor üremek için. Yırtıcı gözlem kulesi şehrin en hakim noktasında yer alıyor burada kurduğumuz teleskoplarla, dürbünlerle birçok türü rahatlıkla görebiliyoruz. Bölgede Isırlık tabiat parkı da tesis olarak birçok şeyi içerisinde barındırdığı için insanların keyifle zaman geçirebileceği bir alan haline geliyor" ifadelerini kullandı. Rize’de leylek görmenin zor olduğunu ancak bu etkinlik kapsamında 18 leyleği havada görüntülediklerini kaydeden Hatinoğlu, "Kartallar sayıları biraz düşüktü, Bozkır Kartalı, Küçük Orman Kartalı ve Büyük Orman Kartalı gördük. Çok sayıda 3bin- 5bin civarında Karaçaylak kuşu vardı. Şahinler, Atmacalar vardı. Rize’de Leylek görmek biraz zordur bu sabah şansımıza 18 tane leyleği havada göç ederken gördük ve çok sevindik. Birçok yırtıcı kuş türü geçiyor, Mayısa kadar devam edecek bu göç en son Arışahin’i dediğimiz türle son bulacak" şeklinde konuştu. Trabzon’dan Rize’ye gelerek Kuş Gözlem Etkinliği’ne katılan bir başka gözlemci Hakan Kahraman da, "Boş zamanlarımda kuş fotoğrafçılığı ve kuş gözlemi yapıyorum. Rize’de böyle bir gözlem evinin yapılması oldukça değerli ve önemli bunun için başkana teşekkür ediyorum. Bizler buna yakın yerler olmadığı için gidip gözlem yapamıyorduk burası bizim için oldukça değerli ve güzel oldu" şeklinde konuştu. (HFD-
Bursa Tiyatronun coşkusu Bursa’yı sardı Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı iş birliği ve Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Birliği’nin (ASSİTEJ) sanatsal desteği ile düzenlediği 28. Uluslararası Bursa Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali, çocuk ve gençlere eğlenerek öğrenmenin keyfini yaşatıyor. Yerli ve yabancı 20 tiyatro topluluğunun Bursa’nın 16 sahnesindeki gösterileriyle çocuk ve gençlerin hayatlarına dokunan 28. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali, 5. gününde de ilham vermeye devam etti. Brezilya-Arjantin-Uruguay ortak yapımı Circo Delirio ekibinin ‘Mobil’ oyunu Tayyare Kültür Merkezi’nde sahne aldı. 20 yıllık grubun muhteşem gösterisinde, üç karakterin uzaydaki olasılıkları keşfettikleri anlar sahnelendi. Çağdaş sirk, komedi ve fiziksel tiyatronun dillerinin harmanlandığı oyun beğeniyle izlendi. Çocuklarıyla beraber oyunu izleyen velilere de çocukluk heyecanı yaşatan oyun büyük alkış aldı. Tayyare Kültür Merkezi’ndeki diğer oyunda ise Norveç’ten festivale katılan Anima Kültür Arena ekibinin 0-7 yaş grubuna hitap eden ‘Kırmızı-Mavi-Sarı’ gösterisi sahnelendi. Minik izleyiciler, gündüzden geceye büyülü yolculuğu renk ve ışığın büyüleyici gösterisiyle yaşadı. Minikler hayal dünyalarını geliştirdiği oyunda renklerin duygusallığını da eğlenerek yaşadı. Özbekistan’ın Kaşkadarya Vilayeti Kukla Tiyatrosu’nun ‘Merhaba Gölgem’ oyunu ise Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu’nda miniklerle buluştu. Sırtındaki çantası ile okula giden öğrencinin gölgesi ile macerasının eğlenceli bir dille anlatıldığı ‘Merhaba Gölgem’ oyunu, çocukların kendi hayal dünyasında kurdukları dünyayı sahnede de yaşattı. İran’dan festivale katılan Emrahim Shakeri Bağımsız Tiyatrosu’nun ‘Anne’ oyunu da Panorama 1326 Fetih Müzesi’nde minik izleyicilerle buluştu. Annesini kaçıran devlerle küçük kızın hikayesinin işlendiği tek kişilik oyunda, oyuncunun miniklerle iletişimi izleyenlere neşeli anlar yaşattı. ACT Project’in ‘Of, Ah, Oh’ oyunu da ÇEK Sanat Görükle Kültür Merkezi’nde gençlerle buluştu. İlker Çalışkan, Anıl Çalım, Ilgım Öztekin, Kardelen Ezgi Yıldız ve Ece Zeynep Taşkın’ın hem yazdığı hem de oynadığı gösterim, üç arkadaşın iki biletle konsere giderkenki dostluklarını ve bu yolculuktaki hislerini eğlenerek yansıttı. Festivalin 5. gününde Tayyare Kültür Merkezi’nde Anima Kültür Arena topluluğunun liderliğinde gerçekleşen ‘Gece Prensesi ile kendi yıldızını yap’ atölyesinde çocuklar kendi yıldızlarını tasarladı. Mirsaeed Panah’ın arka planda canlı santoor müziğinin büyüleyici atmosferi altında çocuklar, sanat ve el becerilerini geliştirirken, yeteneklerini konuşturdular. 4 gündür İbis Otel’de devam eden diğer atölyede ise Doç. Dr. Tülay Akgül ve Bahar Çuhadar eşliğinde katılımcılar, festivalde sergilenen oyunlardaki eleştirel bakış açılarını geliştirdi. Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinden oluşan katılımcılar, atölye ile eleştirinin sanatsal üretimdeki rolünü keşfetti. Prof. Dr. Tülin Sağlam, Doç. Dr. Tülay Yıldız Akgül, Ali Düşenkalkar, Oya Yılmaz Kermani, Tuba Sağlam, Anıl Çalım ve Yağmur Ilgım Öztekin’den oluşan Sanat Kurulu, festivale gösterilen ilgiden duydukları memnuniyeti dile getirdi. Festival Yönetmeni Prof. Dr. Tülin Sağlam, "Geleceğimizi emanet edeceğimiz genç seyircilere, oyun ve atölyelerle tiyatronun hakikat arayışı olduğunu eğlenerek öğretmenin gururunu yaşadık. Kendi hikayelerini ve deneyimlerini gözlemleme imkanı sunan festivalle, genç seyircilerimizin entelektüel ve sosyal gelişimlerine katkı sağladığımızı düşünüyorum. Her geçen gün yalnızlaşan ve giderek içinde yaşadığı ortamda yabancılaşan genç neslin bir nebze de olsa sorununa çare olduğuna inanıyorum. Katkılarından dolayı Bursa Büyükşehir Belediyesi ile Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’na teşekkür ediyorum" dedi.