SPOR - 07 Haziran 2018 Perşembe 09:46

Hacısalihoğlu: “Uzatılan eli belki sıkarız ama 2011 davamızdan asla vazgeçmeyiz”

A
A
A
Hacısalihoğlu: “Uzatılan eli belki sıkarız ama 2011 davamızdan asla vazgeçmeyiz”

Trabzonspor Kulübü Asbaşkanı Hayrettin Hacısalihoğlu, Fenerbahçe’nin yeni başkanı Ali Koç’un "Trabzonspor’a elimi uzatacağım" açıklamasına, “Uzanan dostluk elini belki sıkarız ama bizi mutlu etmek istiyorlarsa kupayı teslim edecekler, bunun başka bir yolu da yoktur.

Trabzonspor Kulübü Asbaşkanı Hayrettin Hacısalihoğlu, Fenerbahçe’nin yeni başkanı Ali Koç’un "Trabzonspor’a elimi uzatacağım" açıklamasına, “Uzanan dostluk elini belki sıkarız ama bizi mutlu etmek istiyorlarsa kupayı teslim edecekler, bunun başka bir yolu da yoktur. Biz davamızdan vazgeçmeyiz” yanıtını verdi.


Trabzonspor Kulübü Asbaşkanı Hayrettin Hacısalihoğlu, Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’nde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Hacısalihoğlu, Fenerbahçe’nin yeni başkanı Ali Koç’un “Trabzonspor’a elimi uzatacağım” açıklamasından, Abdulkadir Ömür’e yapılan transfer teklifine, yüksek maliyeti bulunan oyuncularla yapacakları görüşmelere kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.



“Bizi mutlu etmek istiyorlarsa kupayı teslim etmeleri gerekir”


Trabzonspor Kulübü Asbaşkanı Hayrettin Hacısalihoğlu, Fenerbahçe’nin yeni başkanı Ali Koç’un "Trabzonspor’a elimi uzatacağım" açıklaması üzerine, “Bu işleri kavgaya dönüştürmeden hak arama mücadelemizi sürdürmemiz lazım. Haklıyken asla haksız duruma düşmememiz lazım. Trabzonspor bu konuda bir hak arayışındadır. Teslim edilmeyen bir kupası vardır. Yeni seçilen Fenerbahçe yönetimini bu tarz dostane yaklaşımı da bizi mutlu eder ama konuyu çözümlemez. Biz belki uzatılan eli sıkarız ama kupa talebimizden, 2011 davamızdan asla vazgeçmeyiz. Bir laf vardır. Borçluyu susturmanın en iyi yolu borcu ödemektir. Bizi bu konuda mutlu etmek istiyorlarsa kupayı teslim edecekler, bunun başka bir yolu da yoktur” dedi.



“Abdulkadir’i satmayı düşünmüyoruz dememize rağmen...”


Abdülkadir Ömür konusunda kulübe gelmiş herhangi bir resmi yazı olmadığını belirten Hacısalihoğlu, “Ancak bu tarz transferleri hem yurt içinde hem yurt dışında yönlendiren menajerler vasıtasıyla ’İngiltere’den bir kulüp teklif yapmak için hazırlık yapıyor, şu rakamda teklif yapmayı düşünüyor. Kabul eder misiniz? Ona göre teklif gönderecekler’ şeklinde gerek İngiltere’den gerek İtalya’daki kulüplerle ilgili öneriler geldi ama resmen gelmiş bir yazı yok. Şu anda satmayı düşünmüyoruz dememize karşın her söylediğimizde de rakam artarak karşımıza geldi” ifadelerini kullandı.



“Trabzonspor’un mutlaka bir düzenlemeye gitmesi lazım”


Hacısalihoğlu, bütçelerini aşan yüksek maliyetli oyuncularla ilgili olarak ise, "Henüz bu oyuncularla görüşmelere başlanmadı. Yönetim prensip olarak Trabzonspor’un bugünkü durumu gücü ve imkanlarıyla Türkiye’de yaşanan döviz artışı nedeniyle mutlaka bir düzenlemeye gitmesi lazım diye düşünüyoruz. Bunun için de görüşmeler yapacağız. Bu görüşmelerden ne netice alırız, onu bilemiyorum. Bu sadece bizim kararımızla olmaz karşımızdaki konunun muhataplarının da vereceği karara bağlı. Umuyorum ki herkes bugünkü şartları göz önüne alarak bir değerlendirme yaparak uzlaşı sağlanır" dedi.



“26 Haziran’dan itibaren oyuncularla görüşmelere başlayacağız”


Hacısalihoğlu, 26 Haziran öncesi ve sonrası oyuncularla görüşmelere başlayacaklarını belirterek, “Oyuncular 26 Haziran’da Trabzon’da toplanacak. Sağlık kontrolleri yapılacak ve takım 1 Temmuz’da Trabzon’dan kamp için ayrılacak. Bu sırada bazı oyuncularla hem durumları hakkında hem de transferleri hakkında görüşmeler yapacağız. Şimdiye kadar herhangi bir oyuncumuzla ilgili ise resmi bir transfer teklifi kulübe gelmiş değil” açıklamasını yaptı.



“Onur bizi mutlu eder”


Trabzonspor kaptanı kaleci Onur Recep Kıvrak’ın ilk fedayı kendisinin yapabileceği yönünde çıkan haberlerle ilgili olarak ise Hacısalihoğlu, “Onur, daha önce de bu tarz davranışları oldu. Ben kendisiyle görüşmedim. Böyle bir davranışta bulunmasını hem beklerim hem de çok mutlu oluruz" diye konuştu.


Trabzonspor Asbaşkanı Hayrettin Hacısalihoğlu, imkanlar ölçüsünde transfer yapacaklarını belirterek “Hesapsız yapılan birçok transfer sonucu Trabzonspor bugün yaşadığı sıkıntıların içinde. Bunları göz önüne alarak bundan sonra bu tip sıkıntıları yaşamamak için daha tedbirli olmak mecburiyetindeyiz. Biz de buna özen göstereceğiz. Transferin şartları ve başarısı bir parça ekonomiye bağlı bir anlamda da ihtiyaca bağlı. Bunları birleştirerek Trabzonspor’a uygun transferleri yapmak arzusundayız” şeklinde konuştu.



“Burak Yılmaz’ı İstanbul takımlarının istemesi doğaldır”


Burak Yılmaz’ın çok özellikli bir oyuncu olduğunu vurgulayan Hacısalihoğlu, golcü oyuncuyu İstanbul takımlarının istemesi kadar doğal bir şeyin olamayacağını dile getirdi. Burak Yılmaz ile ilgili olarak kendilerine ulaşan resmi bir teklifin bulunmadığını ifade eden Hacısalihoğlu, “Burak Yılmaz konusunda bir görüşmemiz de yok. Ancak menajerleri zaman zaman ne yaparız ne ederiz diye görüş bildiriyorlar. Burak Yılmaz ile görüşüp fikirlerini alacağız. Onun bize söyleyecekleri ve bizim ona söyleyeceklerimiz önemli. Buna göre transferi şekillenir” ifadelerini kullandı.



“Bunun için tenkit edilmez ancak teşekkür edilir”


Yönetimin usulsüz üyelikleri düzeltmek için attığı adım ve bununla ilgili gelen tepkileri değerlendiren Hacısalihoğlu şunları söyledi:


“Tüzüğe aykırı olarak, her yıl yapılması gereken üye sayısından fazla üye yapılmış. Doğal olarak kota üzeri yapılan üyelerin tüzüğe göre uygun olmadığı dolayısıyla üyeliklerinin düşmesi söz konusuydu. Bu konuda Trabzonspor’un ilgili kurullarının verdiği kanaatler doğrultusunda yönetim kuruluda bir değerlendirme yapması sonucu bu arkadaşlarımız üyelikten düşmüş oldu. Bu arkadaşlarımızın hiçbirinin kişisel olarak bir kabahati ve kusuru yok. Bir yanlışı da yok. Maddi ve manevi olarak bu durumdan zarar görmemeleri için eski verdikleri ücretlerle birlikte üyeliklerinin yenilenmesi ve yeniden üye yapılmasına karar verildi. Birçok arkadaşımızdan da tekrar üyelik için müracaat geldi. Trabzonspor’un resmi internet sitesinde oluşturulan formu imzalamalarıyla birlikte üyelikleri yenileniyor. Bu arkadaşlarla ilgili olarak birçok kongrede tartışma yaşanıyordu. Yasal olmayan üyeler deniyordu. Bunlar niye yapıldı deniyordu. Biz bu arkadaşları yasal hale tüzüğe uygun duruma getirmek için çalışma yaparak bir uğraş verdik. Bunu yaparken her yıl yönetimlerin üye yapmak için kontenjanı var. Biz ise kendi kontenjanımızı bu arkadaşlar için kullanmış olduk. Ben istesem de şu anda üye yapamam. Doğal olarak arkadaşlardan tepki gösteren var ama tepki gösterecekleri adres geçmişte onları yasal olmayan şekilde dikkat etmeden ihmal ederek üye kayıtlarını yapan yönetim olması lazım. Bu işi kötü niyetle değil, iyi irdelemeden dikkat etmeden yaptıklarını düşünüyoruz. O şekilde üye olan arkadaş belki yönetimlerde yer alacak, belki de başkanlığa talip olacak, hep yasal olmayan üye şeklinde anılacaktı. Biz o durumu ortadan kaldırıyoruz. Onları da normal üye şekline dönüştürüyoruz. Bunun için tenkit edilmez ancak teşekkür edilir. Biz teşekkür de beklemiyoruz. Bilsinler ki hem Trabzonspor’un hem onların menfaatleri, mutlulukları doğrultusunda yapılan bir çalışmadır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Toz taşınımı oto yıkamacıların yüzünü güldürdü Düzce’de etkili olan yağmur ve toz taşınımı sebebiyle araçlarının üzeri çamurla kaplanan sürücüler oto yıkamacılarda yoğunluğa sebep oldu. Düzce’de toz bulutunun ardından etkili olan kısa süreli yağışı, hem günlük yaşamı olumsuz etkiledi hem de araçların üzerini çamurla kapladı. Araçları çamurla kaplanan sürücülerin bazıları gece saatlerinde araçlarını yıkarken, bazıları ise soluğu oto yıkamacılarda aldı. Aracını yıkayan Aykut Ekinci, "Gündüz saatlerinde Afrika’dan gelen toz ile birlikte yağan yağmur araçların üzerini çamur yaptı. Yarın da işlerimiz var. Gece hava durumu da müsaitken arabamı yıkadım" dedi. Oto yıkamacılarda yoğunluk oluştu Aracını çamurdan arındırarak temizletmek isteyen bazı araç sahipleri ise oto yıkamacıların yolunu tuttu. Oto yıkamacı Evren Eser, "Keşke iş yerimize her gün bu kadar araç gelse. Tabii her gün böyle olmuyor. Araçların üzerinin çamurla kaplanması oto yıkama işi yapan esnafın dükkanlarındaki yoğunluğunu artırdı. Bizde insanların araçlarına daha temiz binebilmeleri için temizliyoruz. Sene de bir hafta böyle bir olayla karşılaşıyoruz. Daha önceki senelerde de karşılaşmıştık" diye konuştu. Aracını yıkatmak için sırada bekleyen Tamer Yeşildağ ise "Dün yağan yağmur ve toz bulutu ile araçlarımızın üzeri çamurla kaplandı. Aracımla çamurlu gezmek yerine yıkatmaya geldim ancak yoğunluktan dolayı bekliyoruz" şeklinde konuştu.
İstanbul YÖK Başkanı Özvar açıkladı: "Üniversitelere yapay zeka temelli yeni programlar açılacak" Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, üniversitelerde yapay zeka, dijitalleşme ve büyük veri alanlarında 21 lisans, 50 önlisans olmak üzere toplam 71 programın açılacağını belirterek, bu programların bu yılki ÖSYM Kılavuzu’na dahil edileceğini açıkladı. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Ayazağa Kampüsü’nde "Yapay Zeka, Dijitalleşme ve Büyük Veri Toplantısı" düzenlendi. Toplantıya YÖK Başkanı Erol Özvar, Yükseköğretim Yürütme Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Erol Arcaklıoğlu, Prof. Dr. Hüseyin Karaman, Yükseköğretim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Burhaneddin Sandıkçı, 20 üniversitenin rektörleri ve çok sayıda kişi katıldı. Toplantıda konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, yapay zekâ, dijitalleşme ve büyük veri alanlarındaki yeni program ve bölümlerin hangi üniversitelerde açılacağını açıkladı. Özvar, YÖK’ün gelecek vizyonunun en önemli unsurları arasında yer alan yapay zeka, dijitalleşme ve büyük veri alanlarını Türkiye açısından son derece stratejik bir mesele olarak gördüklerini belirtti. Dijital teknolojiler alanında yaşanan hızlı gelişmelere paralel olarak ilgili bütün sektörlerde istihdam edilmek üzere nitelikli insan gücüne duyulan ihtiyacın arttığını ifade eden Özvar, yapay zeka, yapay zeka çözümleri, dijitalleşme ve büyük veri alanlarında ihtiyaç duyulan insan kaynağını karşılamak adına yeni lisans ve ön lisans programlarının açılmasına karar verdiklerini bildirdi. “Toplamda 21 yeni lisans, 50 ön lisans programı açılacak” 21’i lisans, 50’si ön lisans olmak üzere toplam 71 yeni program açılacağını ve bu programların bu yıl ÖSYM Kılavuzu’na dahil edileceğini belirten Özvar, “Yeni programlar, Yükseköğretim Kurulunun önümüzdeki dönemde istihdamı önceleyen vizyonunun da bir göstergesi. İstihdam odaklı programları devreye sokarken, işlevini kaybeden programları sistem dışına çekmeye devam ediyoruz. Bundan sonraki dönemde bu yöndeki eğilim daha da güçlenecektir” dedi. “Bilişim temelli bazı dersler merkezi olarak verilecek” Özvar, İTÜ’nün koordinatör üniversite görevini üstleneceğini söyledi. Yeni bir model üzerinde çalıştıklarını belirten Özvar, “Bu yeni modelde kapasite açısından daha önde olan üniversitelerin koordinatörlüğünde ve bilişim temelli programlara mahsus olmak üzere bazı derslerin merkezi olarak verilmesini planlıyoruz. Bu şekilde üniversitelerimizdeki nitelikli akademik kadroların birikiminden diğer üniversitelerin de yararlanması mümkün olacaktır” diye konuştu. Ortak derslere ve bu dersleri merkezi olarak verebilecek öğretim üyelerinin isimlerine dair bir havuz oluşturduklarını vurgulayan Özvar, söz konusu derslerin tüm üniversitelerde aynı gün ve saatte verilmesi yönünde planlama yapılacağını kaydetti. Özvar, ön lisans programlarındaki derslerin bir kısmı için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Akademi’deki derslerden istifade edilmesine ve üniversiteler dışında verilen derslerin kredilendirilerek diplomaya dahil edilmesine yönelik çalışmaları da tamamlamak üzere olduklarını sözlerine ekledi. Yeni açılacak bölümler için özel sektör temsilcilerinin de görüşlerini aldıklarına işaret eden Özvar, “Amacımız ve önceliğimiz üniversite çağına gelen gençlerimizin yeni etkinlik ve beceri ile çağın ihtiyaçlarına karşılık verebilecek bir şekilde yetiştirilmesidir” şeklinde konuştu. “Siber Güvenlik Mühendisliği programının yükseköğretim sistemimiz için yeni bir açılım olacağına inanıyorum” Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar, belirledikleri yeni lisans programlarının haricinde İTÜ’de bir “Siber Güvenlik Mühendisliği” programının açılması ve mevcut “Kontrol ve Otomasyon Mühendisliği” programının “Robotik ve Otonom Sistemler Mühendisliği” olarak yapılandırılması için ayrıca bir çalışma yürüttüklerini söyledi. Özvar, “Özellikle Siber Güvenlik Mühendisliği programının yükseköğretim sistemimiz için yeni bir açılım olacağına inanıyorum. Bu isimle faaliyet gösteren ön lisans programlarının daha da güçlenmesi için bir zemin oluşacaktır. Robotik ve Otonom Sistemler Mühendisliği de yapay zeka temelli program oluşturma amacımıza hizmet eden bir değişiklik olacaktır” diye konuştu. Özvar, üniversitelerde açılacak yeni programları da şöyle açıkladı: “Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fakültesi” kurulacak üniversiteler: Ege Üniversitesi, Eskişehir Teknik Üniversitesi, Kayseri Üniversitesi, Konya Teknik Üniversitesi, Manisa Celâl Bayar Üniversitesi ve Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi. “Bilişim Teknolojileri Meslek Yüksekokulu” kurulacak üniversiteler: Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Eskişehir Teknik Üniversitesi, Karabük Üniversitesi, Kayseri Üniversitesi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi. Ayrıca Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’ndeki “Karasu Meslek Yüksekokulu’nun adı “Bilişim Teknolojileri Meslek Yüksekokulu” olarak değiştirilecek. Toplamda 21 yeni lisans programı, 50 ön lisans programı açılacak. Programlar şu şekilde olacak: 1- Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde Ön-Yüz Yazılım Geliştirme, Arka-Yüz Yazılım Geliştirme, Büyük Veri Analistliği, Bulut Bilişim Operatörlüğü ön lisans ve Bilişim Sistemleri ve Teknolojileri, Bilgi Güvenliği Teknolojisi, Veri Bilimi ve Analitiği lisans programları, 2- Atatürk Üniversitesi’nde Yapay Zekâ ve Makine Öğrenmesi, Veri Bilimi ve Analitiği lisans programları, 3- Bursa Teknik Üniversitesi’nde Yapay Zekâ ve Makine Öğrenmesi, Veri Bilimi ve Analitiği lisans programları, 4- Ege Üniversitesi’nde Otonom Sistemler Teknikerliği, Oyun Geliştirme ve Programlama, Ön-Yüz Yazılım Geliştirme ön lisans programları, 5- Eskişehir Teknik Üniversitesi’nde Bilişim Sistemleri ve Teknolojileri, Bilgi Güvenliği Teknolojisi Lisans ve Oyun Geliştirme ve Programlama, Bulut Bilişim Operatörlüğü, Robotik ve Yapay Zekâ ön lisans programları, 6- Gaziantep Üniversitesi’nde İmalat Yürütme Sistemleri Operatörlüğü, Arka-Yüz Yazılım Geliştirme, Robotik ve Yapay Zekâ, Ön-Yüz Yazılım Geliştirme ön lisans programları, 7- Harran Üniversitesi’nde Otonom Sistemler Teknikerliği, Robotik ve Yapay Zekâ, Kurumsal Bilişim Uzmanlığı, İmalat Yürütme Sistemleri Operatörlüğü ön lisans ve Veri Bilimi ve Analitiği lisans programı, 8- İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Veri Bilimi ve Analitiği lisans programı, 9- Karabük Üniversitesi’nde Yapay Zekâ Operatörlüğü, Ön-yüz Yazılım Geliştirme, Oyun Geliştirme ve Programlama ön lisans programları, 10- Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde Yazılım Geliştirme lisans ve Yapay Zekâ Operatörlüğü, Dijital Dönüşüm Elektroniği ön lisans programları, 11- Kayseri Üniversitesi’nde İnsansız Araç Teknikerliği, Otonom Sistemler Teknikerliği, Dijital Dönüşüm Elektroniği ön lisans programları, 12- Kocaeli Üniversitesi’nde Yapay Zekâ ve Makine Öğrenmesi lisans ve İmalat Yürütme Sistemleri Operatörlüğü, Robotik ve Yapay Zekâ ön lisans programları, 13- Konya Teknik Üniversitesi’nde Yapay Zekâ ve Makine Öğrenmesi lisans programı, 14- Manisa Celâl Bayar Üniversitesi’nde İmalat Yürütme Sistemleri Operatörlüğü, Dijital Dönüşüm Elektroniği, Büyük Veri Analistliği ön lisans ve Veri Bilimi ve Analitiği, Yapay Zekâ ve Makine Öğrenmesi lisans programları, 15- Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’nde Bilişim Sistemleri ve Teknolojileri lisans programı, 16- Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde Yazılım Geliştirme, Bilgi Güvenliği Teknolojisi lisans ve Ön-yüz Yazılım Geliştirme, Arka-Yüz Yazılım Geliştirme, Oyun Geliştirme ve Programlama, İnsansız Araç Teknikerliği ön lisans programları, 17- Sakarya Üniversitesi’nde Veri Bilimi ve Analitiği, Bilişim Sistemleri ve Teknolojileri lisans programları, 18- Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nde Arka-Yüz Yazılım Geliştirme, Ön-Yüz Yazılım Geliştirme, Bulut Bilişim Operatörlüğü, Büyük Veri Analistliği, Yapay Zekâ Operatörlüğü, Dijital Dönüşüm Elektroniği, İmalat Yürütme Sistemleri Operatörlüğü, Otonom Sistemler Teknikerliği, Robotik ve Yapay Zekâ, İnsansız Araç Teknikerliği ön lisans programları, 19- Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde Büyük Veri Analistliği, Dijital Dönüşüm Elektroniği, Kurumsal Bilişim Uzmanlığı ön lisans programları, 20- Trakya Üniversitesi’nde Robotik ve Yapay Zekâ, İnsansız Araç Teknikerliği ön lisans programları açılacak.
Konya Konya’da “Yapay Zeka ve İş Dünyasına Yansımaları” semineri Konya’da “Yapay Zeka ve İş Dünyasına Yansımaları” konulu seminer düzenlendi. Seminerde, yapay zekanın iş dünyasına getireceği fırsatlar konuşuldu. Konya Ticaret Odası (KTO), Elektrik Mühendisleri Odası Konya Temsilciliği ve Kalkınma Odaklı Stratejik Araştırmalar Merkezi (KOSAM) işbirliği ile düzenlenen “Yapay Zeka ve İş Dünyasına Yansımaları” bilgilendirme semineri Konya Ticaret Odası Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Seminerin açılışında konuşan KTO Başkan Yardımcısı Lütfi Can Başaran, sözlerinin başında konuşmasını yapay zeka teknolojisini kullanarak hazırladıklarını ifade etti. Başaran, “İş hayatımızda internet ve akıllı telefon gibi teknolojiler, dijital dönüşümü hızlandırmış ve iş yapma şeklimizi değiştirmiştir. Ancak yapay zeka, bu dijital dönüşümü daha da ileriye taşıyan bir sonraki daha büyük adımı temsil etmekte, deyim yerindeyse bir devrim gerçekleştirmektedir. Özellikle ifade etmeliyiz ki yapay zekanın sektörlerimizi ve işlerimizi elimizden alacağına dair oluşan yanlış algıyı düzeltmeliyiz. Bu yanlış algı, gelişen yapay zeka teknolojisinin aslında birçok fırsatı beraberinde getirdiği gerçeğini göz ardı etmektedir. Bu yenilikçi teknoloji, iş dünyasında köklü değişikliklere yol açarak verimlilik, etkinlik ve inovasyon alanlarında yeni ufuklar açacaktır. Bu teknolojiyi daha iyi kullanan işletmeler rekabet avantajı elde edecek ve sürdürülebilir başarıya ulaşacaktır. Artık günümüzde teknolojik gelişmeleri ve dönüşümleri uzaktan izleme gibi bir seçeneğimiz bulunmamaktadır. Dönüşüme ayak uyduramayan firmaların faaliyetlerine devam etmesinin imkansız hale geleceği bilinciyle, bunun bir zorunluluk haline geldiğini görüyoruz. Çok açık ifade ediyorum; yapay zeka ile entegre olmayan her sistem bu yolda mutlaka kaybedecektir. Bu nedenle, yapay zeka teknolojisini sadece takip etmekle kalmayıp, aynı zamanda bu dönüşümün öncüsü olmalıyız. Konyalı firmalarımızda farkındalık oluşturmak hem de yapay zekanın getireceği yeni iş ve uzmanlık alanları ile ilgili iş gücümüze yol gösterici olmak amacıyla Konya Ticaret Odası ve KOSAM olarak bir dizi etkinlik gerçekleştireceğiz. Bizler, iş dünyası temsilcileri olarak çağımızdaki değişimin ve yeniliğin farkındayız. Konya’nın ve ülkemizin yapay zeka ve teknolojik inovasyon yolculuğundaki yerini önemsiyoruz. Konya’nın kültürel mirasını ve yenilikçi ruhunu birleştirerek yapay zeka ile iş dünyasında yeni bir çağ başlatabileceğimize inanıyor ve hepinizin bu yolculukta bizimle birlikte olmasını umuyorum. Bu seminerin hepimize yeni fikirler ve ilham getirmesini diliyorum” şeklinde konuştu. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Konya Temsilcisi Özkan Keskin de “Bugün düzenlediğimiz seminer ile yapay zeka konusunda Konya’da bir başlangıç yapmış oluyoruz. Konya, sanayi ve tarımda ülkemizde önemli yer tutan bir şehrimizdir. Sektörlerimizde yapay zekanın kullanılmasına öncülük etmek önemlidir. Yapay zeka konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla İl Temsilciliğimizle işbirliği içinde düzenledikleri program dolayısıyla Konya Ticaret Odası’na ve KOSAM’a teşekkür ediyorum” dedi. Açılış konuşmalarının ardından başlayan panelin moderatörlüğünü Konya Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Hakkı Karaca yaptı. Düzenlen panelde Gazi Üniversitesi Yapay Zeka Merkezi Direktörü Prof. Dr. Şeref SAĞIROĞLU “Üretken Yapay Zekanın İş Dünyasına Etkileri”, Anadolu Ajansı Teknoloji ve İnovasyon Direktörü Yakup Şıvka “Medyada Yapay Zeka Kullanımı” ve DeepZeka Genel Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Saadin Oyucu “Yapay Zeka ve Girişimcilikte Yeni Ufuklar” konularında sunum gerçekleştirdi.
Kayseri RTÜK Başkanvekili Karadaş: "İslamiyet’e ve Müslümanlara karşı dışlayıcı tutuma, yine onların kullandıkları yöntemleri kullanarak cevap vermek mecburiyet haline gelmiştir" Erciyes Üniversitesi (ERÜ), Kültür ve Turizm Bakanlığı, İslam İşbirliği Teşkilatı Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ve Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) işbirliği ile düzenlenen 1. Uluslararası Medya, Dijital Kültür ve Din Kongresi başladı. Kongrede konuşan RTÜK Başkanvekili Orhan Karadaş; "Biz Müslümanlara karşı dışlamayı, ayrımcılığı ve şiddeti içeren bu kavramı medya aracılığı ile yerleştirmek, dijital kültürün bir parçası haline getirmek İslamiyet’e, Müslümanlara da haksızlıktır. İslamiyet’e ve Müslümanlara karşı bu dışlayıcı tutumu, yine onların kullandıkları yöntemleri kullanarak cevap vermek ve işin aslını ortaya koymak bir mecburiyet haline gelmiştir" dedi. Kentteki bir otelde düzenlenen kongrenin açılış konuşmasını yapan ERÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Hakan Aydın, üniversitenin medya ve din konusunda bir merkez haline geldiğini aktararak; "Erciyes Üniversitesi; medya ve din alanında öncü bir üniversite. 2018 yılında Türkiye’de ilk Medya ve Din Araştırma Merkezi Erciyes Üniversitesi bünyesinde kuruldu. Ardından Medya ve Din Araştırma Dergisi yayınlandı. Medya ve Din Araştırmaları Dergisi; Türkiye’de bu alanda bir merkez haline geldi. Ardından özellikle Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ile yakın bir işbirliği geliştirerek özellikle İslamofobi konusunda dünyada ses getirecek programlara imza attık. 2021 yılında cumhurbaşkanımızın açılış konuşmasını yaptığı Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu bunların ilkiydi. Gelinen noktada bu kongre de aracı olacak, İslam İşbirliği Teşkilatlarını İslamofobi’ye dönük çalışmalara entegre etmeyi planlıyoruz" dedi. Daha sonra konuşan RTÜK Başkanvekili Orhan Karadaş, dezenformasyonun çok ciddi bir tehlike haline geldiğini ve mutlaka bir tedbir alınması gerektiğini ifade etti. "Müslümanlara karşı dışlamayı, ayrımcılığı ve şiddeti içeren bu kavramı medya aracılığı ile yerleştirmek, dijital kültürün bir parçası haline getirmek İslamiyet’e de, Müslümanlara da haksızlıktır" diyen Karadaş; "Medya, dijital kültür, din ayrı bir başlık. Ama aynı zamanda bunlar birbirini etkiliyor. Çağımız iletişim çağı ve dolayısıyla medya son derece önemli ve etkileyici hayatın akışını etkileyen konumda. Önceden görsel ve yazılı basın vardı. Sonra internetin hayatımıza girmesiyle birlikte bu daha da çeşitlendi. Sosyal medyayla birlikte başka bir noktaya geldi. Biz basın olarak değil de medya diye daha geni bir tanımlamayla tanımlıyoruz. Yaklaşık 40 yılını bu sektörde harcamış bir medya mensubu olarak karşınızdayım ve bu konuda söylenebilecek çok şey olduğunu hatırlatmak isterim. Sadece haber alma ve vermeyle sınırlı değil medya, hayatın akışını da şekillendiriyor. Siyasetten ekonomiye, sanattan edebiyata kadar farklı disiplinleri de etkiliyor. Teknolojideki, medya sektöründeki bu gelişmeler doğal olarak bilgiye ulaşmayı da kolaylaştırıyor, hızlandırıyor. İletişim çağı ve bilgi toplumu kavramları artık hayatın değişmez bir parçası haline geldi. Kaçınılmaz olarak bunun kültürel sonuçları da ortaya çıkıyor. İçinde yaşadığımız çağın gereği olarak bunu dijital kültürle de tanımlamak mümkün. Dijital kültür hayat tarzı ve alışkanlıkların tümünü kapsayacak durumda. Asıl mesele bizim bu yeni duruma nasıl uyum sağladığımız. Özellikle milli kültürümüzü bu dijital kültür karşısında nasıl koruduğumuz, ne tür tedbirler aldığımız ve bundan sonrası ile ilgili ne tür tedbirler aldığımızdır. Bu toplantının bu konuda çok önemli veriler ortaya koyacağı kanaatindeyim. Bu yeni medya düzeni kaçınılmaz olarak inanç sistemlerini de etkiliyor. Dijitalleşme ile birlikte bir de kaçınılmaz olarak güvenilirlik sorunu ortaya çıktı. Dini mesaj aktarımları bilinçli ve sistematik yapıldığı gibi kasıtlı ve yanıltıcı da yapılabiliyor. Sureti haktan görünüp, mukaddes dinimizi hain emellerine alet edenleri ne yazık ki hep birlikte gördük ve yaşadık. Diğer taraftan dezenformasyon çok ciddi bir tehlike haline gelmiştir ve mutlaka bir tedbir alınması gerekiyor. Doğal olarak yeni medya düzeni ve dijital araçlar aslında İslam düşmanlığına da bir malzeme edilebiliyor. İslamofobi tanımı ne yazık ki kabul gördü ama katılmadığımı özellikle belirtmek isterim. Çünkü İslam ne fobidir, ne hobidir. İslam bir yaşayış biçimidir. Biz Müslümanlara karşı dışlamayı, ayrımcılığı ve şiddeti içeren bu kavramı medya aracılığı ile yerleştirmek, dijital kültürün bir parçası haline getirmek İslamiyet’e de, Müslümanlara da haksızlıktır. İslamiyet’e ve Müslümanlara karşı bu dışlayıcı tutumu, yine onların kullandıkları yöntemleri kullanarak cevap vermek ve işin aslını ortaya koymak bir mecburiyet haline gelmiştir. Biz Radyo ve Televizyon Üst Kurulu olarak bu konuya büyük önem veriyoruz. Uluslararası Medya ve İslamofobi forumları altında düzenli olarak programlar düzenliyoruz. Bu toplantıya da bu yönüyle destek verdik. Bu işbirliğimiz bundan sonra da devam edecek" diye konuştu. açılış konuşmalarının ardından kongreye katılanlara plaket takdim edildi.