ÇEVRE - 16 Mart 2025 Pazar 10:41

Karadeniz Sahil Yolu’nda heyelan tehlikesi artıyor

A
A
A
Karadeniz Sahil Yolu’nda heyelan tehlikesi artıyor

Türkiye’nin önemli uluslararası karayollarından biri olan Karadeniz Sahil Yolu’nda heyelan riski artıyor.


Türkiye’yi Kafkaslar’a ve oradan Orta Asya’ya bağlayan uluslararası bir yol olan Karadeniz Sahil Yolu’nda son yıllarda yaşanan heyelanlar korkutuyor. Özellikle Artvin’in Hopa ve Arhavi ilçelerinde yaşanan heyelanlar nedeniyle uluslararası karayolunda trafik olumsuz etkilenirken, tonlarca kaya ve toprak parçalarının altında kalan otomobillerde ise can kaybı yaşanıyor.


Her yıl binlerce aracın geçiş yaptığı Karadeniz Sahil Yolu’nda yer alan tünel girişlerinde yaşanan heyelanlar risk oluştururken, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Heyelan Uygulama Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hakan Ersoy, Türkiye’nin doğa kaynaklı afetlerle maalesef zirvede olduğunu söyledi. Karadeniz Sahil Yolu’nun yapımında büyük şevler oluşturulduğunu belirten Ersoy, "Bölgemizde belli dönemlerde kaya düşmesi ve heyelan olayları ile karşılaşıyoruz. Biz bunu detaylı olarak çalışmaya başladık. Karadeniz Sahil Yolu’nun yapımından itibaren büyük şevler oluşturuldu. Bu şevler atmosferle şev dediğimiz yamaçlar düşünün atmosferle temas haline girince belli süre sonra ayrışmaya bozulmaya başladı. İşte biz de şu an tam o döneme denk geliyoruz. Sadece iklim değişikliğinin değil geçmişteki uygulamaların süreçlerini de yaşıyoruz. Dolayısıyla başlangıç koşullarında sağlam olan bir yamaç günümüzde artık atmosferle sürekli irtibatlı olduğu için denizden gelen rüzgarlarla deniz suyunu da alıyor. Bu irtibatı sürekli yaşadığı için artık son noktaya geldi. Eşik değere geldi. Biz bunun sıklığını giderek yaşayacağız gibi geliyor. Geçmiş yıllarda da heyelanlar yaşanıyordu ama toplumsal bilinç yoktu. Artık can kaybı olmaya başladı. İklim değişikliğinin doğa kaynaklı afetlere son yıllardaki olumsuz etkisini de göz ardı etmememiz lazım. Bu gerçeği kabullenmemiz lazım. Bölgemiz, ülkemiz doğa kaynaklı afetlerle maalesef zirvede" dedi.



Tünellerin giriş ve çıkışlarında heyelan tehlikesi


"Karadeniz Sahil Yolu’nda özellikle tünellerin giriş ve çıkış portalları tekrar gözden geçirilmelidir" diyen Ersoy, "O yıllarda galeri atımları ile yol açılıyordu. Biz galeri atımları ile patlattığımız bölgelerden hem taşı alıyorduk kullanıyordum hem ocakçılık yapıyorduk hem de yol açıyorduk. Örseliyorduk. Günümüzde artık böyle bir uygulama yok. Standart patlatma teknikleri uygulanmıyor. Bu patlatma tekniklerinde kayacı yormuyoruz. Ama geçmişte yapılan faaliyetlerde çok büyük atımlar olduğu için doğayı mahvediyorduk. Oradan tünel geçirince 20 sene onun bedelini şimdi ödemeye başladık. Dolgunun da bir süresi var. Jeoloji mühendisi bir hoca olarak şunu söyleyebilirim. Denizde meydana gelen fırtınalarla birlikte denize sıfır olan yolumuzu da olumsuz etkiler. Bu öngörülen bir şey. Bu yolun belli bir ömrü var. Bu ömür dolduğu zaman ıslah çalışmalarına başlanıyor. Bu beklenen bir şey" ifadelerini kullandı.



Karadeniz Sahil Yolu’nda heyelan tehlikesi artıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Oğuz Murat Aci’nin anne ve babasının avukatı konuştu Eyüpsultan’da 17 yaşındaki Timur Cihantimur’un çarparak ölümüne neden olduğu Oğuz Murat Aci’nin babası ve annesi ise davadan şikayetlerini çekmediklerini belirtti. Oğuz Murat Aci’nin eşinin davadan feragat etmesi üzerine açıklamalarda bulunan aile avukatı Hacı Orhan, "Bu olay aileyi derinden yaraladı. Aslında Oğuz’un kemikleri bugün sızlamıştır" dedi. Eyüpsultan’da 1 Mart 2024 tarihinde Timur Cihantimur’un çarparak ölümüne neden olduğu Oğuz Murat Aci hakkında yürütülen soruşturma sürüyor. Soruşturmada Aci’nin dosyada müşteki olarak bulunan eşi Şükriye Aci ve kazada yaralanan 4 müşteki, maddi ve manevi zararlarının giderildiğini gerekçe göstererek şikayetlerinden vazgeçtiğine dair dilekçe sundu. Kazada hayatını kaybeden Aci’nin anne ve babasının Avukatı Hacı Orhan, konuya ilişkin İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Orhan, "15 yıldır Oğuz’u tanıyan, babasının avukatlığını yapan birisiyim ve Oğuz’la da eskiden beri arkadaşlığımız var. Davaya başlarken hepinizin takip ettiği üzere önce ailenin avukatı olarak başladık ve Şükriye Hanım’ın yani rahmetli Oğuz’un eşinin de avukatı olarak Özer Bey’in eşinin ve kızının avukatı olarak davaya başladık. Süreç içerisinde Şükriye Hanım’ın hep bize serzenişleri oldu. Biz kendisine her zaman gerekli bilgileri verdik. Ne yazık ki bugün öğrendiğimiz dosyaya baktığımızda kendisinin aileden, şikayetçi olan diğer kişilerden habersiz olarak kayınvalidesinden, kayınbabasından ve diğer şikayetçi kişiden habersiz bir şekilde davadan feragat ettiğini gördük. Bu olay aileyi derinden yaraladı. Aslında Oğuz’un kemikleri bugün sızlamıştır" dedi. Ailenin parayla ilgili bir taleplerinin olmadığını söyleyen Orhan, "Bu olaydan niçin feragat ettiklerini az çok kendileri de ifade ettiler. Maddi zararlarını kendileri karşılayarak, bugün bir feragat gerçekleştirdiler. Evet bu olayın en acı tarafıdır. Şükriye Hanım, genç yaşta kaybettiği eşinin kan parasına tenezzül etmiştir, ne yazık ki. Bu aşamadan sonra artık Şükriye Aci olarak anılmasını kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz. Bu aşamadan sonra Şükriye Aslan’dır. Bu saatten sonra ‘Aci’ soyadını kullanmaması gerekir. Burada Şükriye Hanım’ın avukatı bir açıklamada bulundu. Kendisinin zor durumdu olduğunu söyledi. İlk günden beri müvekkilimiz Özer Aci, şunu söylüyor, ‘Benim parayla işim yok’ diyor. Para konusunda bir talebin olmadığını söylediler. Şimdi Şükriye Hanım, bir villada oturuyor. Bir villa kendisine tahsis edilmişti, rahmetli Oğuz ile beraber orada oturuyorlardı. Oğuz’un ölümünden beri kendisi orada oturuyordu. Ama ne ilginçtir ki, kendisi son aylarda aileyle görüşmemeye başladı ve eve gelmemeye başladı. Annesine, kayınpederinden habersiz bir şekilde yerleşti. Rahmet Oğuz, ölmeden bir hayat sigortası yaptırmıştı. Bu hayat sigortasında yaklaşık 6 milyon tazminat geldi. Bu 6 milyonun tamamı diğer aile fertleri bir şey almadan, kendisine takdim ettiler ve kendi kira gelirleri var, kendi taksi plakası var. Bunların hepsi, kendi açıklamalarına göre, kendi ihtiyacını karşılayamadı. Ailenin desteği vardı, bunların hepsini tepti, ailenin kendisine sahip çıkmasını istemedi. Onlardan ayrı bir yola girerek, sırtını dönerek bu yola girdi. Ne yazık ki, kendi tabirleriyle, ‘para karşılığında’ bu şikayetten vazgeçtiler" diye konuştu.