GÜNDEM - 19 Aralık 2025 Cuma 09:12

Maç günleri Akyazı Stadı ve çevresinde yaşanan trafik sorunu gündemden düşmüyor

A
A
A
Maç günleri Akyazı Stadı ve çevresinde yaşanan trafik sorunu gündemden düşmüyor

Trabzon’da maç günleri Akyazı Stadı ve çevresinde yaşanan trafik sorunu gündemden düşmüyor.


Trabzon’da stadyum ve şehir hastanesinin aynı bölgede konumlandırılmasına yönelik eleştiriler yeniden gündeme gelirken, geçtiğimiz hafta Trabzonspor-Beşiktaş karşılaşmasında stada gelmeye çalışan sürücülerin yaşadıkları trafik yoğunluğu tepkilere neden olmuştu.


Stadyum ve şehir hastanesi gibi yoğun trafik oluşturan yapıların, kapsamlı ulaşım analizleri yapılmadan aynı bölgede planlanmasının ciddi sorunlara yol açtığı belirten Şehir Plancıları Odası Trabzon eski Şube Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeliğini yapan Ercan Şen," Yer seçimi yapılmadan önce, ulaşım sorunlarını ortadan kaldıracak kriterler doğrultusunda kapsamlı analizler ve çalışmalar yapılmalıydı. Ancak bundan sonra yer seçimine karar verilmeliydi" dedi.


Alınan yer seçimi kararlarının; önce stadyum, ardından şehir hastanesi için verilmiş olmasının hatalı olduğunu kaydeden Şen, "Şehir Plancıları Odası’nın bir üyesi ve daha önce oda yönetiminde görev almış bir meslek mensubu olarak kişisel görüşüm bu bölgede alınan yer seçimi kararlarının; önce stadyum, ardından şehir hastanesi için verilmiş olmasının hatalı olduğunu görüyoruz. Bu tür yapılar, özellikli yapılaşmalar olup yoğun trafik çeken ve trafik üreten kullanımlardır. Öncelikli olarak ciddi ulaşım sorunlarına neden olmaktadır. Dolayısıyla önce stadyum, ardından şehir hastanesi gibi kullanımlar getirdiğinizde, bunların ulaşım sorunlarını çözmeniz gerekir. Ancak gördüğümüz kadarıyla bu sorunlar hâlâ devam etmektedir. Geçtiğimiz hafta oynanan maçta da benzer bir durum yaşanmış, ciddi trafik sıkışıklıkları oluşmuştur. Bu durum, bizim yıllar önce dile getirdiğimiz öngörülerle örtüşmektedir. Tabi ki alanın deniz dolgusu yapılarak kazanılmış olması durumundan hiç bahsetmiyorum. Buda yapılan yer seçiminin farklı bir boyutunu oluşturuyor. Yer seçimi yapılmadan önce, ulaşım sorunlarını ortadan kaldıracak kriterler doğrultusunda kapsamlı analizler ve çalışmalar yapılmalıydı. Ancak bundan sonra yer seçimine karar verilmeliydi" dedi.



"Farklı ve alternatif yaklaşımların ortaya konulması gerekir"


Trafik sorunlarının çözümü için farklı ve alternatif yaklaşımların ortaya konulması gerektiğine dikkat çeken Şen, "Sürece müdahil olduğumuz dönemlerde hem stadyum hem de şehir hastanesi için görüşlerimizi ifade ettik; bu alanın doğru bir yer seçimi olmadığını ve farklı alanlarda bu kullanımların yer seçim kararlarının alınması gerektiğini dile getirdik. Ancak gelinen aşamada bu kararlar artık fiili bir duruma dönüşmüştür. Bu nedenle, trafik sorunlarının çözümü için farklı ve alternatif yaklaşımların ortaya konulması gerekmektedir. Trabzon, genel olarak yaya yürüme mesafesi içinde kullanımlara sahip bir kent iken, artık taşıtla ulaşılması gereken yeni mekânlar üretmeye başladık. Bunlardan biri stadyumdur. Stadyum eski yerindeyken yaya olarak ulaşılabilen bir konumdaydı. Bu nedenle taşıt trafiği yoğunluk oluşturmuyor, insanlar bu kültür içerisinde yürüyerek stadyuma ulaşabiliyordu. Ancak stadyumun Akyazı bölgesine taşınmasıyla birlikte yolculuk talepleri artmış, buna bağlı olarak bireysel araç kullanımı da yükselmiştir. İnsanlar artık maç günlerinde ve spor faaliyetlerini izlemek için bölgeye kendi araçlarıyla gelmektedir. Bunun bir diğer nedeni ise Trabzon’da etkin bir toplu taşıma sistemi bulunmamasıdır. Bu sistem; lastik tekerlekli otobüsler üzerinden kurgulanabilir ya da metrobüs gibi sistemler ya da gündemde olan raylı sistemle desteklenebilir. Ancak şu anda, trafik yoğunluğunu azaltabilecek ve etkin biçimde çalışabilecek bir toplu taşıma sistemimiz ne yazık ki yoktur. Spor faaliyetlerinin gerçekleştirildiği bir kullanım ile sağlık hizmetlerinin sunulduğu bir kullanımın birbirleri ile uyuşmadığı ve aynı kentsel alanda bulunmaması gerektiğini açıktır; bu iki kullanım birbiriyle çelişmektedir. Buna rağmen stadyum ve şehir hastanesi aynı alanda konumlandırılmıştır. Oysa her iki yapının da farklı kullanım zamanları, farklı kullanım periyotları ve farklı kullanıcı profilleri vardır. Yaklaşık 900 yataklı ve çok sayıda birimi barındıran bir şehir hastanesinden söz ediyoruz. Bu da günün her saati trafik çeken, sürekli hareketli bir alan anlamına gelmektedir. Ayrıca acil durumların varlığı da mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır" diye konuştu.


Bölgede Alışveriş Merkezi tarzı yeni yapılan düşünülmesinin mevcut sorunları daha da derinleştireceğini kaydeden Şen, "Stadyumun yapılmasını hatalı bir yer seçimi olarak değerlendirmiştik; ardından gelen şehir hastanesi için de aynı görüşü ifade etmiştik. Şimdi ise farklı bir kullanım için yeni bir öneri gündemdedir. Ulaşımla ilgili sorunlar çözülmediği sürece, bölgeye eklenecek her yeni kullanım mevcut sorunları daha da büyütecektir. Erişilebilirlik sorunlarının yanı sıra ciddi güvenlik riskleri de söz konusudur. Kaza, afet, yangın gibi durumlarda bu alana erişim trafik yoğunluğunda ciddi problemler oluşturacaktır. Tüm bu unsurların birlikte ele alındığı bütüncül bir ulaşım planlaması ve yönetim anlayışı ortaya konulmalıdır" şeklinde konuştu.



Maç günleri Akyazı Stadı ve çevresinde yaşanan trafik sorunu gündemden düşmüyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Yeşilyurt’ta öğrencilere depreme karşı hayat kurtaran eğitim Yeşilyurt Belediyesi Afet İşleri ve Risk Yönetimi Müdürlüğü, afetlere karşı bilinçli ve hazırlıklı nesiller yetiştirmek amacıyla Deprem Eğitim ve Simülasyon Merkezinde öğrencilere yönelik kapsamlı deprem eğitimleri vermeye devam ediyor. İlçedeki farklı okullardan gelen öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği eğitim programlarında, deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrası yapılması gerekenler uygulamalı ve interaktif yöntemlerle anlatılıyor. AFAD İl Müdürlüğünde görevli alanında uzman eğitmenler tarafından verilen eğitimlerde öğrencilere; depremin nasıl oluştuğu, güvenli yaşam alanlarının önemi, afet anında panik yapmadan doğru davranışların sergilenmesi, "çök-kapan-tutun" hareketinin doğru uygulanışı ile acil durumlarda iletişim ve tahliye kuralları detaylı şekilde aktarılıyor. Eğitimlerin en dikkat çekici bölümünü ise simülasyon alanı oluşturuyor. Öğrenciler, gerçek bir deprem anını birebir yaşatan simülasyonlar sayesinde teorik bilgilerini pratiğe dökme imkanı buluyor. Deprem Eğitim ve Simülasyon Merkezinde gerçekleştirilen programlar sayesinde öğrenciler, muhtemel afetlere karşı bilinçlenirken aynı zamanda afet korkusunu yönetmeyi ve soğukkanlı kalmayı öğreniyor. Eğitimler, çocukların yaş gruplarına uygun içeriklerle hazırlanarak anlaşılır ve akılda kalıcı bir şekilde sunuluyor. Yeşilyurt Belediyesi Afet İşleri ve Risk Yönetimi Müdürlüğü yetkilileri, afet bilincinin küçük yaşlarda kazanılmasının hayati önem taşıdığını vurgulayarak, Deprem Eğitim ve Simülasyon Merkezinin sadece öğrenciler için değil, tüm vatandaşlar için önemli bir eğitim alanı olduğunu ifade ettiler. Merkezde düzenlenen eğitimlerin belirli bir program dâhilinde yıl boyunca devam edeceği, okul ziyaretlerinin ve toplu eğitimlerin sürdürüleceği belirtildi. Yeşilyurt Belediyesi, Deprem Eğitim ve Simülasyon Merkezinde verdiği bu eğitimlerle, toplumun her kesiminde afet farkındalığını artırmayı ve daha güvenli bir şehir bilinci oluşturmayı hedefliyor.
Gaziantep Uzm. Dr. Erdoğan: "Çocukluk çağında döküntülü hastalıklar sık görülür" SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. Zeynep Göktürk Erdoğan, çocukluk çağında döküntülü hastalıkların oldukça sık görüldüğünü ve viral enfeksiyonlara bağlı olduğunu söyledi. SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’nda görev yapan Uzm. Dr. Zeynep Göktürk Erdoğan, çocukluk çağında döküntülü hastalıkların oldukça sık görüldüğünü ve çoğu zaman viral enfeksiyonlara bağlı olduğunu söyledi. Uzm. Dr. Erdoğan, "Döküntü, deride kızarıklık, kabarıklık, içi sıvı dolu lezyonlar, pullanma ya da noktasal kanamalar şeklinde ortaya çıkabilir. Bir döküntüyü değerlendirirken başlangıç şekli, yayılım yönü, rengi, ateş ve diğer belirtilerin varlığı, ilaç veya temas öyküsü mutlaka sorgulanmalıdır" dedi. Uzm. Dr. Erdoğan, çocukluk çağında görülen döküntülü hastalıklara yönelik bilgiler paylaşarak, "Bunlardan biri el ayak ağız hastalığıdır. Ağız içinde ağrılı aftlar, el içi ve ayak tabanında içi su dolu kabarcıklar ile seyreder. Hafif ateş ve iştahsızlık eşlik edebilir. Genellikle hafif seyreder ve 7-10 gün içinde döküntüler iz bırakmadan iyileşir. Ağız yaralarına bağlı sıvı alımı azalabileceğinden dehidratasyon riski vardır. Diğer hastalık kızamık da yüksek ateş, öksürük, burun akıntısı ve gözlerde kızarıklık ile başlar. Ağzın içinde küçük beyaz lekeler (Koplik lekeleri) görülebilir. Kulak arkasından başlayıp yayılan vücuda tipik döküntü vardır. Döküntüler yüzden başlayarak sırayla solar ve kahverengiye döner. Döküntüden 4 gün önce ve 4 gün sonrasına dek bulaşıcıdır. Komplikasyonlar arasında orta kulak iltihabı, zatürre ve beyin zarı iltihabı yer alır. Bir diğer hastalık kızamıkçık da genellikle hafif seyreder. Yüz ve gövdede pembe döküntü, lenf bezlerinde belirgin şişlik görülür. Gebeliğin ilk 3 ayında geçirilmesi anne karnındaki bebek için risklidir. Bu hastalıklardan biri de eritema infeeksiyozum. Bu hastalık Parvovirus B19’a bağlı gelişir. Yüzde ‘tokat atılmış’ gibi parlak kırmızılık ve ardından kollar-bacaklarda dantel tarzı döküntü oluşur. Hafif ateş ve yorgunluk eşlik edebilir. Roseola ınfantum ise 3-4 gün süren yüksek ateşin ani düşmesiyle birlikte gövdeden başlayıp yayılan döküntü görülür. 1-2 gün içinde solar ve iz bırakmaz. Son olarak da suçiçeği kırmızı kabarıklık, içi su dolu vezikül, kabuklanma şeklinde ilerleyen farklı evrede döküntüler ile karakterizedir. Genellikle kaşıntılıdır ve kaşıntıya bağlı bakteriyel enfeksiyon oluşmazsa iz bırakmadan iyileşir" ifadelerini kullandı. Ebeveynlere öneriler Uzm. Dr. Erdoğan, hastalıklarla ilgili ebeveynlere önerilerde bulunarak, "Çocuğun tırnaklarını kısa tutun. Kaşıntı için hekimin önerdiği losyonları kullanın. Bol sıvı tüketmesini sağlayın. Döküntüler bulaşıcı olabilir; kreş/okul dönüşü hekime danışın. Aşılama takvimine uyun" dedi. "Aşı ile önlenebilir döküntülü hastalıklar" Çocukluk çağında görülen bazı döküntülü hastalıkların, rutin aşılama programı sayesinde büyük ölçüde önlenebildiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Erdoğan, "Bu hastalıklar hem ciddi komplikasyonlara neden olabilirken hızlı bulaşma özelliği sebebiyle toplum sağlığı için de tehdittir. Ülkemizde uygulanmakta olan çocukluk çağı aşı takvimi ile kızamık, kızamıkçık, su çiçeği ve kabakulak hastalıkları kontrol altına alınabilmektedir" diye konuştu.