TEKNOLOJİ - 17 Aralık 2025 Çarşamba 09:18

Ülkelerin yeni tel örgüsü: Veri merkezleri

A
A
A
Ülkelerin yeni tel örgüsü: Veri merkezleri

Dijital çağda ülkelerin güvenliği artık yalnızca kara, deniz ve hava sınırlarıyla sınırlı kalmıyor. Kamu kurumlarından savunma sanayiine, sağlık sistemlerinden finans altyapısına kadar kritik öneme sahip milyonlarca veri, yeni nesil sınır hattı olarak değerlendiriliyor.


Türkiye’de e-devlet hizmetlerinden bankacılık sistemlerine, sağlık kayıtlarından savunma sanayiine kadar yüzlerce dijital hizmet, veri merkezleri üzerinden kesintisiz şekilde yürütülüyor. Uzmanlara göre, olası bir siber saldırı ya da afet anında yerli ve yedekli veri merkezleri hayati rol üstleniyor. Yapay zeka ve büyük veri teknolojilerinin hızla yaygınlaşması, veri merkezlerinin stratejik önemini daha da artırıyor. Yapay zeka sistemlerinin çalışabilmesi için yüksek işlem gücü ve güvenli altyapı gerekiyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı da veri merkezlerinin stratejik önemine dikkat çekerek, önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin veri merkezi ve yapay zeka altyapısına yönelik milyarlarca dolarlık yatırımı harekete geçirmeyi hedeflediğini açıkladı. Bakanlık, yerli ve milli altyapıların güçlendirilmesiyle verinin ülke sınırları içinde korunmasının amaçlandığını vurguluyor.


Öte yandan Türkiye’de veri merkezi yatırımlarının İstanbul dışına kayması dikkat çekiyor. Karadeniz Bölgesi, serin iklimi, enerji altyapısı ve stratejik konumuyla yeni veri merkezi yatırımları için avantajlı bölgeler arasında gösteriliyor. Uzmanlar, Trabzon ve çevresinin bölgesel veri merkezi üssü olabilecek potansiyele sahip olduğunu belirtiyor.



"Trabzon’a veri merkezi yatırımı yapılırsa bütün sektörleri geliştirir"


Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Meclis Üyesi Ahmet Kazaz, dünyanın dönüştüğünü ve değiştiğini belirterek "Bu değişen ve dönüşen dünyanın iki tane güçlü etkeni var. Bunlardan biri küresel ısınma diğeri de teknoloji. Baktığımızda bunların ikisi de birbirini çok etkiliyor. Veri merkezleri dünyanın geleceğindeki veriyi tutma, kullanma ve işleme konusunda en önemli faktörün olduğu yer. Dünya bu konuda çok ciddi bir farkındalıkta ve buna yatırım yapar nitelikte. Bir yıl içerisindeki değişim 1.7 milyar dolarlık bir yatırımdan 4 milyar dolarlık bir yatırım çıktı. Dünyanın geleceğinde bu denli önemi olan veri merkezleri için kendi coğrafyamızın ve şehrimizin buna çok uygun olduğunu gördüm. Bölgemiz küresel ısınma da dünyada en az ısınan coğrafyalardan ve şehirden biriyiz. İklimsel değişimde aynı. Su sorununda bölgesel olarak ve şehir olarak bir problemimiz yok. Enerji, teknoloji altyapısı, yatırım, ulaşım ve lojistik açısından baktığımızda bir problemimiz yok. Bir veri merkezi kurulurken de en çok bunlara bakılıyor. Çünkü en önemli maliyetinin enerji ve soğutma olduğu en önemi gerçek olarak ortaya çıkıyor. Bu anlamda coğrafyamızı ve şehrimizi dikkate aldığımızda bu avantajları sunabilecek çok şeye sahip. Bu şehir ve coğrafya değişecekse yeni dünyanın en önemli gerçeği bu. Bu gerçeği biz şehir adına bir vizyona dönüştürmezsek aslında şehir için talep ettiğimiz bir çok şeyin neden talep edilir gerçeğini de anlatamıyor ya da vurgulamıyor oluyoruz. Şehrimizin bundan sonraki vizyonunda önemli bir alan olduğunu bu değişime ve dönüşüme şehrimizle birlikte çok ciddi fayda sağlayacağını gençleri şehirde tutacağımızı düşünüyorum. Böyle bir vizyonla şehrimizin uzun zamandır duraksadığı ve kendini bir tık kabuğunu kırmada sorun yaşadığı gerçeğini aşacağını düşünüyorum" dedi.



"Yazılım ve teknolojiyi bugünkü yaşamın en üst şemsiyesi"


Veri merkezinin Trabzon’a kurulması halinde kentin 10 yıl içerisinde 10 gömlek yukarı gideceğini kaydeden Kazaz, "Türkiye’de büyük şirketlerin hareketlerine baktığımızda daha yaşanabilir alanda daha konforlu konumlanmayı tercihi çalışanlar açısından çok geliştiriliyor. Yazılım ve teknolojiyi başlı başına bir şeymiş gibi görmemek lazım. Bence bugünkü yaşamın en üst şemsiyesi. Büyük sektörler onun altında. Trabzon’da böyle bir süreç sanayinin, turizmin ve buna bağlı sektörlerin kendi içlerinde çok hızlı yenilenmesi, sınır atlanması hem şehrin gelirine hem istihdamına hem de gençleri şehirde tutma açısından çok büyük faydaya hizmet edeceğini düşünüyorum. Veri merkezinin Trabzon’a kurulması halinde 10 yıllık zaman diliminde Trabzon 10 gömlek yukarı gider. Çevre şehirlerde bile yüzde 20’lik bir değişime sebebiyet veriyor" ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Soğuk hava astım ataklarını tetikliyor Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Faysal Baysal, basit bir üst solunum yolu enfeksiyonunun astım hastalarında daha ağır seyredebildiğini, astım hastalarının soğuk havalarda kendilerini korumalarının büyük önem taşıdığını söyledi. Kış aylarında grip ve soğuk algınlığı gibi enfeksiyonların yaygınlaşması ve ev içi alerjenlerin çoğalması; astım hastalarında atakların daha sık ve şiddetli görülmesine neden olabiliyor. Medline Adana Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Faysal Baysal, bu dönemde basit bir nezlenin bile astımı tetikleyebileceğini belirterek hastaların üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşı dikkatli olmaları uyarısında bulundu. Ülkemizde 4 milyon astım hastası bulunuyor Astımın hava yollarının iltihaplanmasıyla seyreden kronik bir solunum yolu hastalığı olarak tanımlandığına değinen Uzm. Dr. Baysal, "Ülkemizde ise yaklaşık 4 milyon astım hastası bulunduğu tahmin ediliyor. Soğuk havaların etkisini gösterdiği kış aylarında, astım hastalarının daha dikkatli olması gerekiyor. Çünkü soğuk ve kuru hava, astım hastalarında hava yollarını tahriş ederek nefes darlığı, öksürük ve hırıltı gibi belirtileri tetikleyebiliyor. Soğuk hava solunduğunda bronşlar refleks olarak daralıyor. Bu durum, astımlı bireylerde atakların ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Özellikle sabah erken saatlerde ve akşam saatlerinde dışarı çıkıldığında soğuk havanın etkisi belirgin şekilde hissediliyor. Ani ısı değişimleri de astım ataklarına kapı aralayan önemli faktörler arasında yer alıyor" diye konuştu. Solunum yolu enfeksiyonları risk oluşturuyor Kış aylarında artan grip ve soğuk algınlığı gibi solunum yolu enfeksiyonlarının da astımı olumsuz etkileyen bir diğer önemli neden olduğunu kaydeden Baysal, "Basit bir üst solunum yolu enfeksiyonu bile astım hastalarında daha ağır seyredebiliyor ve ataklara yol açabiliyor. Ayrıca kışın kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirilmesi, ev tozu akarları, sigara dumanı ve hava kirliliği gibi tetikleyicilere maruziyeti artırarak astım krizlerini tetikleyebiliyor. Astım hastalarının soğuk havalarda kendilerini korumaları büyük önem taşıyor. Dışarı çıkarken ağız ve burnu atkı ya da maske ile kapatmak, soğuk havanın doğrudan solunum yollarına ulaşmasını engelliyor. Doktor tarafından önerilen koruyucu astım ilaçlarının düzenli şekilde kullanılması atak riskini önemli ölçüde azaltırken grip ve zatürre aşıları da uygun hastalarda fayda sağlıyor" dedi. Uzm. Dr. Baysal, astım ataklarından korunmak için şu önerileri sıraladı: "Grip veya nezle olmuşsanız, zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna veya doktora başvurarak tedavinizi olun. Çevrenizde üst solunum yolları enfeksiyonuna yakalanmış hasta biri varsa kendinizi korumak için çaba sarf edin, gerekir ise maske takın. Hava kirliliğinin yoğun olduğu yerlerde bulunmamaya özen gösterin, korunmak için maske kullanın. Kışa girerken doktorunuza danışmak şartı ile grip ve zatürre aşılarını ihmal etmeyin. Sigara içiyorsanız bırakmak için çabalayın. Ayrıca sigara içilen ortamlardan da kaçının. Bol miktarda su için. Ellerinizi sık-sık yıkayın, dengeli beslenin ve düzenli uyuyun."
İzmir İzmir’deki ilaçlama faciasında yeni gelişme İzmir’in Konak ilçesinde geçtiğimiz yıl bir apartmanın ilaçlanması sonrası 1 yaşındaki Altay Toprak Kınalı bebeğin ölümü ve 3 kişinin zehirlenmesiyle ilgili yürütülen soruşturmada kritik bir gelişme yaşandı. Adli Tıp Kurumu’ndan gelen raporlar sonrası yeniden gözaltına alınan ziraat mühendisi ve yardımcısı, ’kimyasal silah kullanarak kasten öldürme’ suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi. 11 Kasım 2024 tarihinde Kahramanlar Mahallesi’ndeki bir apartmanda tahtakurusu istilasına karşı yapılan ilaçlama, facia ile sonuçlanmıştı. İlaçlamanın ardından 3’üncü katta yaşayan Altay Toprak Kınalı bebek hayatını kaybetmiş, bina sakinlerinden 3 kişi ise hastanelik olmuştu. Olay sonrası adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şüpheliler hakkında, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu 1. ve 5. İhtisas Kurullarından beklenen raporlar dosyaya sunuldu. Raporlarda ölüm ve zehirlenmelerin kullanılan ağır kimyasal ilaçla doğrudan bağlantılı olduğunun tespit edilmesi üzerine, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmanın derinleştirilmesi talimatını verdi. Serbest bırakılan şüpheliler yeniden tutuklandı Savcılık, 11 Aralık 2025 tarihinde ilaçlamayı gerçekleştiren ziraat mühendisi ve ona yardım eden kişi hakkında yeniden gözaltı kararı çıkardı. Polis ekipleri tarafından yakalanan 2 şüpheli, ’olası kast’ vurgusuyla İzmir 4. Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Mahkeme, delil durumu ve suçun ağırlığını dikkate alarak her 2 şüphelinin de tutuklanmasına karar verdi. Müebbet hapis istemiyle iddianame hazırlandı İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, raporların hemen ardından iddianameyi tamamlayarak İzmir Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Savcılık, kullanılan ilacı ’kimyasal silah’ olarak nitelendirerek şüpheliler hakkında, ’kimyasal silah kullanarak kasten öldürme’ ve ’silahla kasten yaralama’ suçlarından ayrı ayrı müebbet hapis cezası talebinde bulundu. Sanıkların yargılanmasına önümüzdeki günlerde Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanacak.
Sivas Sivas’ın silüetini yeniledi, şehrin her yerinden görülebiliyor Sivas’ta şehir merkezinde inşa edilen Merkez Camisi bitme noktasına geldi. 4 minareli büyük cami şehrin her yerinden görülebilirken Sivas’ın silüetini yeniledi. Sivas’ta şehir merkezinde yapımına 2020 yılında başlanılan Merkez Camisi hayırseverlerin destekleriyle bitme noktasına geldi. 17 bin metrekare alanda inşa edilen 4 minareli caminin dış işlemleri büyük oranda bitti. İçerisindeki işlemler ve çevre düzenleme çalışmaları süren caminin hayırseverlerin devam eden destekleriyle kısa sürede tamamlanması hedefleniyor. Şehir meydanıyla bitişik inşa edilen caminin kapalı alanında 2 bin 400 kişi aynı anda namaz kılabilecek. Gece aydınlatmaları da tamamlanan cami şehrin her noktasından rahatlıkla görülebiliyor. Cami henüz hizmete açılamasa da tamamlanma aşamasındaki dış yapısı ile şehrin silüetinde yerini aldı. Kaya Erdoğan yapımı devam eden caminin Sivas’ın gurur duyacağı bir eser olduğunu belirtip, "Sivas için güzel bir iş, gayet güzel, her taraftan gözüküyor. Çok muazzam. Hem turizm açısından hem diğer konularda Sivas’ın bir gururu oldu. Camiyi takdir ediyoruz, emeği geçenlere, elini taşın altına koyanlara teşekkür ediyorum" dedi. Kadir Küpeli ise artık Sivas’ın da 4 minareli bir camisi olduğunu ifade edip, "Bütün şehirlerde dört minareli cami var, bizim de oldu. Şehrimizin bir simgesi haline gelecek ve geldi de. Yapılan her şey güzeldir, eleştiri olmasın. Çok güzel bir şey, her taraftan görülüyor. Kardeşler Tepesi’nden de görülüyor, Merakum’dan da görülüyor. Şehrimizin imajı oldu, çok güzel bir şey. İstanbul’un Fatih Camisi varsa Sivas’ın da Merkez Camisi var" şeklinde konuştu. Orhan Kaya ise camiyle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: "Memlekete, millete hayırlı olsun. Cemaati bol olsun. Süslü camilerin önemi yok, önemli olan kaliteli, samimi mümin kulların içinde saf tutması."