ÇEVRE - 05 Eylül 2019 Perşembe 09:00

Uzungöl’de yıkımlar başlıyor

A
A
A
Uzungöl’de yıkımlar başlıyor

Trabzon’un Çaykara ilçesindeki dünyaca ünlü turizm merkezi Uzungöl’de imar barışına uygun olmayan yaklaşık 118 yapının yıkımına turizm sezonunun sona ermesi ile birlikte başlanacak.

Trabzon’un Çaykara ilçesindeki dünyaca ünlü turizm merkezi Uzungöl’de imar barışına uygun olmayan yaklaşık 118 yapının yıkımına turizm sezonunun sona ermesi ile birlikte başlanacak.


Her mevsim ayrı bir güzelliğe bürünen, misafirlerini çam ağaçları ile kaplı yeşil örtüsüyle karşılayan, vadinin ortasında bulunan ve yamaçlardan düsen kayaların Haldizen Deresi’nin önünü kapatmasıyla oluşan heyelan bir set gölü olan Uzungöl, kaçak ve çarpık yapılaşmadan kurtuluyor.


Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 40 yıl önce bir mısır tarlasını andıran, bugün ise dünyaca bir ünlü turizm merkezi haline gelen Uzungöl için harekete geçti. Her yıl yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerlerinden biri olan turizm merkezinde imar barışına uygun olmayan yaklaşık 118 yapının yıkımına turizm sezonunun sona ermesi ile birlikte başlanıyor. Sezon bitiminin ardından yıkımların başlayacağı turizm merkezinde doğal güzellikler ön plana çıkartılacak. Yılda yaklaşık 2,5 milyon turistin ziyaret ettiği Uzungöl’de kentsel dönüşümünün ardından trafik sorunu da ele alınacak.


Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Uzungöl Turizmciler Derneği Başkan Yardımcısı Murat Akyüz, Uzungöl’de yapılan yanlışların önüne geçilmesi gerektiğini söyledi. Akyüz “Devletin almış olduğu karara saygı duyuyorum. Artık Uzungöl bizim değil, bütün dünya mirası gibi bir hal aldı. Dünyada artık Uzungöl ismini duymayan kalmadı. Uzungöl’e ciddi manada yapılan yanlışların önüne geçilmesi lazım. Bu da devletimizin görevidir. Buradaki turizmciler olarak artık keşmekeş yapının ortadan kalkması için bakanlığımızın bu iradesinin devam etmesini arzuluyoruz. En azından kamu ve kıyı alanı üzerinde olan kötü yapıların kaldırılması ve imara uygun imar şartlarında gösterilen şartlarda uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Alıpta bir başkalarına peşkeş çekilmesi değil alınan yerlerin otoparksa otopark, rekreasyon alanı ise rekreasyon alanı. Oturma alanı ise oturma alanları olarak değerlendirilmesi lazım. Çünkü burası artık Türkiye’nin, sıcak ülke insanlarının gelip dinlendiği alanlardır” dedi.



“Ufak dokunuşlarla çarpık yapılaşmanın önüne geçilebilir"


Uzungöl’den para kazananların elini taşın altına koyması gerektiğini ifade eden Akyüz, “Çarpık yapıların ufak bir dokunuşla önüne geçilebilir bir durum gibi gözüküyor. Bunun önüne geçilmesi lazım. Çünkü gelen insanların en çok şikayet ettiği mesele, aracını park etmesinin yanında burada geniş oturup hareket etme alanları olmadığını görüyoruz. Artık o insanlara bunları yaşatmamız lazım. Çok yoğun bir talep var çok yoğun bir trafik var. İnsanların yoğun olarak akın ettiği bir yerdir burası. Bizler buna ön ayak olmazsak yabancılar hiç olmaz. Biz burada her şeyi devletten beklemeyeceğiz. Bizde burada para kazanıyorsak elimizi taşın altına koyacağız. Biz de katkı sunacağız. Yapılan yanlışları devletle hep beraber üstesinden gelmemiz lazım” şeklinde konuştu.



“Yıkıldı, yıkılıyor söylentileri hep vardı; Zaman neyi gösterir hep birlikte göreceğiz"


Uzungöl Turizmini Yaşatma Derneği Başkanı Mustafa Akyüz ise Uzungöl’de betonlaşmanın değil, çarpık yapılaşmanın olduğunu kaydederek, “Uzungöl’de yıllardır kaçak yapılaşma ile ilgili bir türlü önlem alınamadı. Hep söylentiler; ’yıkılıyor, yıkıldı’ Ama durum ne gösterir, zaman ne gösterir, hep beraber göreceğiz. Uzungöl’de daha çok betonlaşmayı konuşuyorlar. Uzungöl’de betonlaşma yok çarpık yapılaşma vardır. Bu çarpık yapılaşma düzeltilebilecek bir durum. Çarpık yapılaşmanın bir an önce durdurulması lazım. Burası bir otel şehrine döndü. Sosyal olarak hiçbir şey yok. Gelen insanlar bunu istiyorlar, arıyorlar. Dolayısıyla burada müşteri kalitesi de ister istemez düşüyor. Tüm bunlara ’Yeter artık’ diyoruz” ifadelerini kullandı.



İmar barışına uygun olmayan yaklaşık 118 yapının yıkımını gerçekleştirilecek


Yaklaşık bin 650 hektar alan üzerine kurulu, 1983 yılında milli park ilan edilen ve 2003 yılında da yaklaşık 30 bin hektara varan özel çevre koruma bölgesi ilan edilen Uzungöl, son yıllarda çarpık yapılaşmasıyla ön plana çıkıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uzungöl’ü tıpkı Rize’nin Ayder Yaylası gibi çarpık ve çirkin yapılaşmasından kötü bir örneği olarak göstermiş, gereken tedbirlerin alınmasını istemişti. Bunun üzerine harekete geçen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Rize’nin Çamlıhemşin ilçesindeki Ayder Yaylası gibi Trabzon’un Çaykara ilçesindeki Uzungöl’de de gerekli incelemelerini tamamladı.


Geçtiğimiz Temmuz ayında Uzungöl’ü ziyaret eden Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, imar barışına uygun olmayan yaklaşık 118 yapının yıkımını gerçekleştireceklerini açıkladı. Uzungöl’ü uluslararası anlamda doğal güzellikleri ön plana çıkaracak bir çalışmayı başlatacaklarını belirten Bakan Kurum, “Sezon bitimine müteakip burada uygulamaya geçmek istiyoruz. Öncelikle olarak kaçak yapıların yıkımını gerçekleştireceğiz. İmar barışına dahil olmayan yapıların yıkımını gerçekleştireceğiz. Akabinde Uzungöl’ün içinde ciddi anlamda bir trafik problemi var. Bu trafik sorununu halledecek bir otoparkı veya birden fazla otoparkı da bölgeye kazandıracağız. Hem girişinde hem de çıkışında olmak üzere 2 otopark öngörüyoruz. Burası bizim en önemli millet bahçelerimizden parklarımızdan biri olacak ve bu çerçevede etrafındaki yürüme yollarını yenileyeceğiz” ifadelerini kullanmıştı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Tokat’ta deprem sonrası insan boyunda çatlaklar oluştu Tokat’ın Sulusaray ilçesine bağlı Buğdaylı Köyü’nde meydana gelen depremin izleri, köy sakinlerini tedirgin eden derin çatlaklar olarak ortaya çıktı. İhlas Haber Ajansı tarafından kaydedilen görüntülerde, bu çatlaklara insanların rahatlıkla girebildiği görüldü. Tokat’ın Sulusaray ilçesine bağlı Buğdaylı Köyü’nde meydana gelen depremlerin ardından ortaya çıkan çatlaklar, bölgedeki sarsıntının etkileyici boyutunu gün yüzüne çıkardı. İhlas Haber Ajansı tarafından kaydedilen görüntülerde, çatlaklara insanların rahatlıkla girebildiği net bir şekilde görülebiliyor. 18 Nisan’da köy merkezli 5,6 büyüklüğündeki depremin etkileriyle birlikte ortaya çıkan bu çatlaklar, köylüler arasında büyük endişe oluşturdu. Köy Muhtarı Ahmet Demir, depremin hemen ardından bölgede incelemelerde bulunulduğunu ancak çobanların dağa çıkmadığı için fay çatlaklarını önceden fark edemediklerini ifade etti. Ancak sonradan yapılan gözlemlerle büyük çatlakların nerede olduğunun daha net anlaşıldığını belirtti. Buğdaylı Köyü sakinleri, depremin oluşturduğu bu çatlakların boyutu ve derinliği konusunda endişe duyarken, yetkililerin bölgedeki riskleri yakından takip etmelerini ve gerekli önlemleri almalarını talep ediyor. “Çobanlarımız dağlarda çatlak gördü” Buğdaylı Köyü Muhtarı Ahmet Demir, “18 Nisan’da 5,6 şiddetinde meydana gelen depremin merkez üssü köyümüzdü. İlk başta araştırmacılar falan da gelmişti. Çobanlarımız dağa çıkmadığı için fay çatlaklarını görememiştik. Büyük çatlakların nerelerde olduğunu yeni fark ettik. Az önce arkadaşlarımız da yerinde giderek gördü. Daha önce gelen görevlilere de bu çatlakları gösterememiştik. Bazı yerleri yeni fark etmeye başladık” dedi.
Adana Anneler Günü öncesi gül fiyatları dibi gördü: Tanesi 3 lira Adana’da gül üreticilerinde Anneler Günü öncesi hasat yoğunluğu yaşanırken dalından 3 liraya satılan gül, çiçekçilerde ve internette 20 ile 40 TL arasında alıcı buluyor. Anneler Günü’ne sayılı günler kala çiçekçiler satış potansiyelinin büyük olduğu gün için hazırlıklarını yapıyor. Adana’nın Yüreğir ilçesindeki gül seralarında ise hasat yoğunluğu yaşanıyor. Yurt içindeki siparişlere yetişmeye çalışan çiçekçiler, talebin yoğunluğundan dolayı oldukça memnun olurken fiyatlar ise sıcaklar nedeniyle adeta dibi gördü. Hava sıcaklığının son günlerde 35-40 dereceye ulaştığı Adana’da seradaki güller tamamen olgunlaştı ve hasada hazır hale geldi. Dönüme 7-8 bin adet gül verimi alınırken serada dalında 3 liraya satılan gül, kentteki çiçekçilerde tanesi 20-30 TL, internette ise 40-50 TL arasında satılıyor. “Şubat ayında 20-30 liraydı” Gül üreticisi Ogün Sever Okur, seradaki fiyatların düştüğüne dikkat çekerek, “Anneler Günü için güller Adana’dan gidecek. Güller çok kaliteli ancak fiyatlar bizleri üzdü. Yine de sorun değil, Anneler Günü’nde anneler gülsün yeter. Fiyatlar şu anda 3 lira. Şubat ayında bu fiyatlar 20-30 liraya kadar yükselmişti” ifadelerini kullandı. “Çok fazla gül stoku oldu” Talep azlığı ve hava sıcaklığının artmasıyla fiyatların gerilediğine dikkat çeken Okur, “Hava sıcaklığının birden artmasıyla çok fazla gül stoku oldu. Güller şu anda serada tanesi 3 lira olarak satılacak fakat çiçekçilerde ne kadar fiyata satılacak bilmiyoruz” dedi. “Fiyatlar umduğumuzun altında kaldı” Gül üreticisi Kenan Karahasan ise verimin iyi olduğunu vurgulayarak, “Bu 3 liralık fiyat umduğumuzun çok altında kaldı. Biz 20-25 lira beklerken 3 liraya kadar geriledi fiyatlar. Ancak yapacak bir şey yok. Anneler Günü’nde herkes annesine gül alsın” diye konuştu.
Elazığ Fitness sporcusu sağlık çalışanı kadının başarı hikayesi görenleri hayran bıraktı Elazığ’da vücut geliştirme ve fitness şampiyonu eşi sayesinde spora başlayan sağlık çalışanı Tuba Yıldırım, 4 yıldır hem yaptığı spor hem de yaşam stiliyle dikkat çekiyor. Elazığ’da yaşayan 1 çocuk annesi Tuba Yıldırım, özel bir hastanede yıllardır sağlık çalışanı olarak görev yapıyor. Yıldırım, dünya vücut geliştirme ve fitness şampiyonluğu ve ikinciliği bulunan eşi Uğur Yıldırım ile ’sporcu beslenmesi’ farklılığı nedeniyle spora başladı. Yaklaşık 4 yıldır profesyonel vücut geliştirme ve fitness ile ilgilenen 34 yaşındaki Yıldırım, yaşam stili ve yaptığı sporla dikkat çekiyor. Aynı zamanda sağlık sektöründe çalışan Yıldırım, şampiyon eşi ile birlikte açtıkları salonda hem genç sporcu yetiştiriyor hem de önümüzdeki aylarda düzenlenecek olan Türkiye Vücut Geliştirme ve Fitness Şampiyonası’na hazırlanıyor. "Elazığ’da vücut geliştirme alanında kadın sporcu olarak tekim" Eşinin vesilesiyle bu spor başladığını ifade eden Tuba Yıldırım, "Yaklaşık 4 yıldır profesyonel olarak bu sporu yapıyorum. Eşimle tanıştıktan sonra bu spora başladım ve ondan sonra profesyonel olarak devam etmeye çalışıyoruz. Elazığ’da vücut geliştirme alanında kadın sporcu olarak bir ilkim. İnşallah bunu da şampiyonlukla taçlandıracağız. Önceliğimiz şampiyonluk ardından da dünyaya açılmak niyetindeyiz. Son yıllarda bir artış var ama kadın sporcu olmak biraz zorlu bir süreç oluyor. Kadınların biraz daha ilgisinin artmasını temenni ediyoruz. Ben sağlık çalışanıyım. Eşimle de bu meslekle vesilesiyle tanıştık ve ondan sonra eşim beni spora teşvik etti. Bu spor, sadece vücut geliştirme ya da kas oranı yükseltme anlamında değil, sağlık açısından çok önemli" dedi. 14 yıldır vücut geliştirme sporuyla ilgilenen eşi 33 yaşındaki Uğur Yıldırım ise, "Dünya şampiyonluğu ve dünya ikinciliğim var. Yaklaşık 5 senedir de kendi spor kulübümüzü işletiyoruz. Burada gençlere örnek olmaya ve insanları spora teşvik etmeye çalışıyoruz. Şu anki en büyük hedefimiz de birkaç şampiyonluk daha alıp gençlere daha çok örnek olmak, sporu ve sağlıklı yaşamı insanlara daha çok lanse edebilmek. Eşim bu spora beni görerek teşvik oldu. İlk tanıştığımız zaman kendisi sporla ilgilenmiyordu. Kendisi benden gördükçe hoşuna gitti. Ayrıca sporcu beslenmesi farklı olduğu için evde biraz uyumsuzluk oluyordu. Ya ben ona uyum sağlayacaktım ya o bana. Eşim şu anda Elazığ’da bu spor branşında eğer şampiyon olursa, bu dereceye ulaşmış ilk kadın sporcu olacak. Bu konuda kendisiyle gerçekten gurur duyuyorum. Bu zor bir spor. Kendisi çok iradeli. İnşallah, 14 hafta sonra bunu bir Türkiye şampiyonluğu ile taçlandıracağız” diye konuştu.