- 18 Şubat 2020 Salı 11:49

Robinson Ziya dedenin hayatı belgesel oldu

A
A
A
Robinson Ziya dedenin hayatı belgesel oldu

Keban Baraj Gölü havzasındaki 3 bin 500 fidan dikilen adayı İHA muhabirlerinin fark edip "Gerçek bir Robinson Crusoe" hikayesi olarak haberleştirdiği 81 yaşındaki Ziya Abay’ın hayatı ödüllü akademisyen Turgay Kural tarafından belgeselleştirildi.

Keban Baraj Gölü havzasındaki 3 bin 500 fidan dikilen adayı İHA muhabirlerinin fark edip "Gerçek bir Robinson Crusoe" hikayesi olarak haberleştirdiği 81 yaşındaki Ziya Abay’ın hayatı ödüllü akademisyen Turgay Kural tarafından belgeselleştirildi.


Uzun yıllar Eskişehir’de antikacılık yapan 4 çocuk babası Ziya Abay (81), 1995 yılında eşi Emine Abay’ı trafik kazasında kaybetti. Bir süre daha Eskişehir’de kalan ancak eşini unutamayan Abay, emekli olduktan sonra memleketi olan Tunceli’nin Pertek ilçesine bağlı Çakırtepe köyüne döndü. Çocuklarının farklı şehirlerde iş hayatına atılması nedeniyle yalnız kalan Abay, 14 yıl önce Elazığ ile Tunceli’yi birbirine bağlayan Keban Baraj Gölü Havzasının ortasında yaklaşık 80 dönüm büyüklüğündeki bir tane bile ağaç olmayan adaya yerleşti. Tekne alıp, adaya giden ve yaptığı küçük bir kulübe de kalan Abay, 14 sene boyunca 3 bin 500 fidan dikti. Adada çeşit çeşit meyve ve sebze yetiştiren Abay, ıssız adayı yeşile bürüdü. İHA muhabirlerinin fark edip "Gerçek bir Robinson Crusoe" hikayesi olarak haberleştirdiği Ziya Abay’ın hayatı şimdi de belgesele konu oldu.



Ödüllü yönetmen belgeselini çekti


Ziya Abay’ın hayatını içeren belgeselin çekimlerini ulusal ve uluslararası ödüllere sahip Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Radyo Televizyon Bölümü akademisyeni Turgay Kural tarafından yapıldı. Adaya çadır kuran Kural, 15 gün süren çekim çalışmaları kapsamında Ziya Abay’ın, oradaki yaşamını kaydederek, belgesel sinema haline dönüştürdü. Elektrik olmayan adada yanına güneş panelleri alan Kural, kamera ve aydınlatma ihtiyacını güneş enerjisinden karşılayarak çekimlerini tamamladı, ardından da 2 ayrı uzunlukta belgeselini tamamladı ve ismine "Ada’m" olarak belirledi.


Belgesel ile ilgili bilgi veren yönetmen Turgay Kural, "Adam Belgesel Sinema filmimizi, sizlerin yazın gerçekleştirmiş olduğu bir haberden esinlenerek oluşturduk. Haberi yapan arkadaş ile irtibat kurduktan sonra gerekli yerlerden de izinlerimizi alıp Ziya amcamızın daveti ve rızasıyla Tunceli’nin Pertek ilçesine gitme kararı aldık.Çekimleri, tek başıma gerçekleştirdim. Adaya gittiğimizde kurmuş olduğumuz bir çadırda 15 günlük bir süreçte belgeselimizi tamamladık. Adada elektriğin olmaması ve özellikle çekimlerimizin yaz aylarına denk gelmesi fiziki olarak beni yormasının yanı sıra teknik olarak cihazlarımız da olumsuz yönde etkiledi. Ekstradan adadan bir de elektriğin bulunmaması oldukça zorladı. Elektrik problemini, yanımızda götürmüş olduğumuz güneş panelleri sayesinde aşmış olduk” dedi.



"Bizi çok heyecanlandırdı"


Belgeselin kendileri için çok önemli olduğuna anımsatan Kural, “Çünkü Ziya amcamızın eşine olan sevgisinin ardından adaya çıkması ve bu adayı yeşillendirmesi, tek başına 3 bin 500 ağaç dikmesi bizi çok heyecanlandırmıştı. Bu anlamda bizim için çok özel bir konu. Ayrıca adada bulunduğumuz süre içerisinde Ziya amcamızın naif kişiliği ve çalışkanlığı çok dikkatimizi çekti. Belgeselimiz 25 ve 30 dakika olmak üzere iki farklı çıktıda aldık. Bu sene hem ulusal hem de uluslararası festivallerde bizim yarışma filmimiz olacak” diye konuştu.



Ziya dedenin belgeseldeki konuşmaları duygulandırdı


Belgeselde hayat hikayesini anlatan Ziya Abay, “Eşimi çok severdim o da beni çok severdi. Ben Ankara’daydım ’kardeşim ile Bursa’ya giderken trafik kazasında hayatını kaybetti’ diye bir haber geldi. Ben yıkıldım tükendim, bittik yani. Sevgilim, her şeyim yıkıldı. Birbirimize aşıktık, birbirimizi seviyorduk. Başımıza bunların geleceği aklımızdan geçmiyordu. Eşim, ağaçları çok sevdiğinden dolayı ben de ondan etkilendim. Bir de onu unutmamak için bu adaya o yüzden geldim. Ağaçları diktim, candan sevdim. Onlara hayran, kurban oluyorum. Bunların hepsi eşimin hatırı için” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Perge’deki Kestros Çeşmesi, 1800 yıl aradan sonra suyla buluşacak Perge Antik Kenti’nin önemli yapılarından Kestros Çesmesi, yaklaşık bin 800 yıl aradan sonra yeniden su ile buluşacak. 2022 yılında gerçekleştirilen deneme sayesinde çeşmeden su akıtılarak yapının günümüzdeki durumu hakkında gözlemlerde bulunulmuştu. Perge Antik Kenti kazı başkan yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Aytaç Dönmez, “İki ay sonra artık çeşmeden ve havuzdan su akmaya başlayacak” dedi. Turizme katkısı olacak Antalya şehir merkezinin 17 kilometre doğusunda bulunan Aksu ilçesinde yer alan Perge Antik Kenti, mimarisi ve mermer heykeltıraşlığı ile ünlü. Antik kentte yapılan kazılarda ortaya çıkarılan heykeller, Antalya Müzesi’ni en önemli heykel müzelerinden biri haline getiriyor. Perge’de yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren kazı başkan yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Aytaç Dönmez, alanda bulunan Kestros Çeşmesi’nin yeniden suyla buluşacağını açıkladı. Dönmez, iki yıl önce gerçekleştirilen deneme sayesinde yaklaşık bin 800 yıl sonra çeşmeden su akıtarak yapının günümüzdeki durumu hakkında gözlemde bulunduklarını belirterek, şu ifadelere yer verdi: “Bu sene projelerimizden bir tanesi de özellikle kentin kuzeyinde bulunan Kestros Çeşmesi dediğimiz alanda suyun akıtılması olacak. Bu projeden sonra suyun çeşmeden akması ve kanaldan aşağı doğru uzanmasıyla, buraya gelecek insanların sayısının daha fazla olacağını tahmin ediyoruz.” “Bütüncül bir restorasyon çalışmasını uygulamaya sokmak istiyoruz” Kestros Çeşmesi’nin, kentin kuzeyinde yer alan akropole doğru uzanan hem kapı hem de çeşme fonksiyonlu bir yapı olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Aytaç Dönmez, çeşme yapısının suyun aktığı kısmında 700 metre boyunca uzanan havuz görünümlü bir kanal bulunduğuna işaret etti. Dönmez, “Su çeşmeden akıyor ve bu kanal sayesinde kuzey güney doğrultulu caddenin tam ortasında lüks bir havuz görünümü alıyor. İlk etapta aslında çeşmeye su vermek istiyoruz, şu an da çalışmalarımız başladı. Çeşmeye su verdikten sonra su kavşağa kadar gelecek ve kavşaktan daha sonra yeniden kanala gidecek. Hem su israfı olmayacak hem de çeşmeden su akmış olacak. Çeşmeden su aktıktan sonra da çeşmenin bütüncül bir restorasyon çalışmasını uygulamaya sokmak istiyoruz, heykellerini yerine koymak istiyoruz. Hedefimiz özellikle çeşmeden suyu yeniden akıtarak canlandırmak, yaklaşık iki ay olarak projelendirmiştik yeni başladık. İki ay sonra artık çeşmeden ve havuzdan su akmaya başlayacak” ifadelerine yer verdi.
Ankara Suriye Milli Ordusu askerlerinin eğitimi için Savunma Bakanlığı Harp Okulu açıldı Suriye Milli Ordusu (SMO) askerlerinin eğitimi için Savunma Bakanlığı Harp Okulu açıldı. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere göre, 2017 yılında kurulan Suriye Geçici Hükümeti’ne bağlı SMO askerlerinin dönüştürülmesi ve geliştirilmesi projesi üzerine yapılan çalışmalar tamamlandı. Proje kapsamında SMO için modern ve çağdaş subayların yetiştirilmesinin amaçlandığı Savunma Bakanlığı Harp Okulu 29 Mayıs 2024’te açıldı. Suriye Geçici Hükümeti ve Suriye Milli Ordusu yetkililerinin katılımıyla açılan, Halep’in Afrin ilçesindeki Harp Okulu’nda ilk aşamada 500 personele modern askeri eğitim verilecek. Bu eğitimlerle SMO’nun çağdaş bir sevk ve idare yapısına geçişinin sağlanması amaçlanıyor. Yetiştirilecek personeller ile Suriye Geçici Hükümeti’ne bağlı silahlı kuvvetlerin merkezi, hukuki ve askeri niteliğinin yükseltilmesi hedefleniyor. Suriye Geçici Hükümeti programı çerçevesinde, Askeri Hukuk ve kolluk görevlerinin de modernize edilmesini kapsıyor. Suriye’nin kuzeyindeki sivilleri korumaya devam Suriye Milli Ordusu, Suriye’nin kuzeyindeki bölgeleri rejim ve müttefiklerinden, terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG’ye ve diğer terör örgütlerine karşı korumak için Suriye Geçici Hükümeti Savunma Bakanlığı’na bağlı Genelkurmay Başkanlığı’nın komutasındaki üç kolordudan oluşuyor. Suriye Milli Ordusu Afrin’den Resulayn’a kadar yaklaşık 5 bin kilometrekarelik alanda sivillerin korunması için çalışmalarını sürdürüyor.
İstanbul Beykoz’da, mahalle sakinlerinden ‘Süleymancılar cami lojmanına çöktü’ iddiası Beykoz’da mahalle sakinleri, kendi imkanlarıyla yaptırdığı Engürübağ Camii lojmanına, Süleymancılar cemaatinin çöktüğünü iddia ederek durumu protesto etti. Beykoz Çubuklu Mahallesi sakinleri, yaklaşık 30 yıl önce kendi imkanlarıyla Engürübağ Camii, imam hatip okulu, Kur’an kursu lojmanı yapmaya başladı ve büyük bir bölümünü tamamladı. Mahalleli ekonomik nedenlerle inşaat sürecini tamamlayamayınca finans arayışına girdi. İddiaya göre, finans kaynağı sağlayan, ’Süleymancılar’ olarak bilinen cemaat, imam hatip okulu ve kuran kursu olarak planlanan yeri öğrenci yurdu olarak kullanmaya başladı. Lojmanda da yine bu cemaate ait olan yurttaki personel ve görevliler kalmaya başladı. “Engürübağ Camii lojmanını istiyor”, “Biz yaptık, lojman bizimdir”, “Lojmanına dokunma” yazılı pankartlarla bir araya gelen mahalleli, durumu protesto etti. Mahalle sakinleri bu durumun düzeltilmesi, binaların yönetiminin tekrar kendilerine verilmesi için yetkililerden yardım istedi. “İyi niyetimizi kullanarak yönetimi ele geçirdiler” Mahalleliler adına açıklama yapan Teoman Kabaoğlu, “30 yıl önce mahalle sakinlerinin gayretleriyle cami lojmanı ve imam hatip yurdu olarak inşasına başlanan yerde dönemin şartlarında yapım süreci yavaşlayınca mahalle sakinleri tarafından finans arayışına girildi. Bu durumu ve iyi niyetimizi kullanan bu çıkarcı grup önce derneğin yönetimini ele geçirdi. İmam hatip ve kuran kursu olarak planlanan yeri kendi mensuplarına ait kişiler yetiştirmek için talebe yurduna çevirdi. "Bizim olanı geri istiyoruz" Mahalle sakinlerinden Bahadır Bulanmış ise “20 yıldır burada hiçbir şey yapılmıyordu. Boyası, badanası, kamera sistemleri, elektriği her şeyi yaptırdık. Müezzinimizin buraya tayini çıktı. Lojmanımızda yer olsa müezzinimiz gelecek ama yer olmadığı için gelemiyor. Bizim tek derdimiz, bizim olanı biz geri istiyoruz. Burası Engürübağ halkının yaptığı bir lojmandı, biz onları geri istiyoruz. Bu arsalar Engürübağ halkının yeridir. Onların değildir. Bizim mahallemizden bir tane öğrenci yok. Hepsi yurt dışından ve dışarıdan gelen öğrenciler. Lojmanlarda da sadece kendi elemanları çalışıyor, biz lojmanlarımızı istiyoruz” dedi.