- 12 Ocak 2019 Cumartesi 13:23

Doğu Türkistan Urumçi’li Zülfikar Ali’den, Çin zulmüne ait kan donduran iddia:

A
A
A
Doğu Türkistan Urumçi’li Zülfikar Ali’den, Çin zulmüne ait kan donduran iddia:

Alperen Ocakları Genel Merkezinin destekleriyle Doğu Türkistanlı bir grup topraklarındaki Çin zulmünü anlatmak için Türkiye’de il il dolaşıyor.

Alperen Ocakları Genel Merkezinin destekleriyle Doğu Türkistanlı bir grup topraklarındaki Çin zulmünü anlatmak için Türkiye’de il il dolaşıyor. Bu kapsamda Uşak’a gelen grup üyelerinden Zülfikar Ali, Doğu Türkistan’ın Türklerin ata toprağı olduğunu ancak burada son 3 yılda 5 milyon Türk’ün, Nazi kapları olarak adlandırılan hapishanelere kapatıldığını öne sürdü.


Doğu Türkistan’dan gelen grup üyeleri Uşak Alperen Ocakları Başkanı Mehmet Sezer ve üyeler tarafından karşılandı. Ocak binasında yapılan toplantıda konuşan Sezer, Alperen ocakları olarak dünyanın neresinde bir mazlum varsa onun yanında yer almak uğraşı verdiklerini söyledi.


Doğu Türkistan Urumçi doğumlu Zülfikar Ali ise Doğu Türkistan’ın Türklerin ata toprağı olduğunu ancak burada son 3 yılda 5 milyon Türk’ün, Nazi kapları olarak adlandırılan hapishanelere kapatıldığını söyledi. Bu insanların sadece Türk ve Müslüman olduğu için bu uygulamaya tabi tutulduğunu vurgulayan Ali; “Bunlar bizim kız kardeşlerimizi, erkek kardeşlerimizi, çocuklarımız yok etmek için, kısırlaştırmak için, Çin Nazi kamplarına götürüyorlar. Üç sene içinde 5 milyon insan ve bundan kimsenin haberi yok ve kimse de tepki göstermiyor. Biz de bunu anlatmak için il il geziyoruz, kardeşlerimize bunu anlatıyoruz. Doğu Türkistan diye bir ata toprağının olduğunu bildirmek istiyoruz. Onun için bu gün Uşak’tayız sizinle beraberiz Allah sizden razı olsun.”


Doğu Türkistan’da 2 yaşından büyük bütün çocukları asimile etmek için Çin’in iç bölgelerine götürüldüğünü söyleyen Ali, “Kamplara alınan insanların buralarda çırıl çıplak kelepçeli bir şekilde tutuluyor, kız kardeşlerimiz, bizim namusumuz her gün tecavüze uğruyor sizin bundan haberiniz var mı?” diye sordu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi. Operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini belirterek operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya şunları kaydetti: "Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten adam öldürmeye teşebbüs, iş yerlerine yönelik çok sayıda molotofkokteyli ve silahlı saldırı, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 sayılı kanuna muhalefet, tehdit ve mala zarar verme suçlarını işledikleri tespit edildi. Operasyon sonucu 3 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda şarjör ve fişeğe el konuldu. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.