EKONOMİ - 04 Ocak 2020 Cumartesi 12:02

Dünyada kendi adıyla anılan tek halı ‘Uşak halısı’

A
A
A
Dünyada kendi adıyla anılan tek halı ‘Uşak halısı’

600 yıllık kültürel miras ve her bir ilmeği el emeği olan ‘Uşak halısı’ dünya pazarında yerini her geçen yıl arttırıyor.

600 yıllık kültürel miras ve her bir ilmeği el emeği olan ‘Uşak halısı’ dünya pazarında yerini her geçen yıl arttırıyor. Bölgeye ait geleneksel motiflerin kullanıldığı, yüzde yüz doğal yünden yapılan ve kök boyası kullanılan el dokuması halılar kentte onlarca kadın girişimcilere de istihdam sağlarke aynı zamanda kent ihracatına da büyük katkılar sağlıyor.


Uşak’ta hizmet veren ve 20 kadına istihdam olanağı sağlayan Dokur Evi’nde üretilen ‘Uşak halıları’ başta Türkiye olmak üzere dünya ülkelerinin çoğuna ihraç ediliyor. Dünya genelinde ismiyle anılan tek halı olan Uşak halısı çok eski yüzyıllardan beri başta Osmanlı sarayları olmak üzere Avrupa’da önemli yapıları süslemesiyle biliniyor. Yüzde yüz yünden üretilen halılar doğal kök boya ile renklendirilen iplerden sonra ilmek ilmek dokunarak son görünümüne kavuşuyor. Bölgeye ait geleneksel motif ve desenlerden ilham alınarak dokunan halılara Türk düğümü (Gördes düğümü) diye adlandırılan düğümler atılarak daha uzun ömürlü ve kaliteli hale getiriliyor. Kentteki kadınların geçim kaynağını oluşturan el emeği göz nuru halılar her geçen yıl pazarını genişletiyor.



“Geleneği yaşatıyoruz”


Uşak halısı hakkında detaylı bilgi veren Dokur Evi sorumlusu Tekstil Mühendisi Ayşe Ceren Uçar, “Uşak halısındaki desenler tamamen doğadan etkilenilerek üretilmiştir. Geometrik desenler yoktur. Hep devam eden desenler vardır. Hiçbir zaman biten desenlerimiz yoktur. Sonsuzluğu, devam eden hayatı ifade ettiği için genelde yarım desenlerimiz vardır. Gelenekselde nasıl desenler dokunuyorsa günümüzde de ayni şekilde o desenleri dokuyoruz. Yüzde yüz yün kullanılıyor. Doğal kök boya kullanıyoruz. Türk düğümü dediğimiz ya da kapalı düğüm dediğimiz düğümleri atarak halımızın ömrünü daha da uzun vadeye yayıyoruz. Tamamen Uşak’a has motif ve desenler var. Biraz müşterilerimizin isteği doğrultusunda renkler üzerinde biraz değişiklik yapıyoruz fakat yine geleneği yaşatıyoruz” dedi.



“Türkiye pazarı dünya pazarına göre daha az”


Uşak halısının dünya çapında önemli bir konuma sahip olduğunu dile getiren Uçar, “Türkiye pazarı dünya pazarına göre biraz daha az. Uşak halısının dünya pazarında çok önemli bir yeri vardır. Zamanında dönemin krallarının kraliyetleri ve sarayları için özellikle dokuduğu desenler olduğu için dünya genelinde çok duyulmuş ve ismiyle anılan tek halıdır Uşak halısı” diye konuştu.



“Bir kişi, 3 haftada 1 metrekare dokuyabiliyor”


Çocukluğundan beri halı dokuyan Selver Yeşilova, “Uşak halısını 5 yıldır dokuyorum. Daha önce belediyenin açtığı kurslara gittik. Sonra ise dokuyucu olarak devam ettik. Her şeyini kendimiz yapıyoruz, çözgüsünü çözüyoruz, kuruyoruz. Gelenekselin dışına çıkılmıyor genelde. Bir halıyı bir kişi 3 haftada 1 metrekare dokuyabiliyor. Günlük yapmamız gereken bir sayı, ebat var. Onu yapmamız için sıkı bir şekilde çalışmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İBB çukurunda hayatını kaybeden minik Edanur’un acılı annesi konuştu Küçükçekmece Menekşe’de İBB’nin çalışması sırasında oluşan su dolu çukura düşerek hayatını kaybeden 5 yaşındaki minik Edanur’un annesi konuştu. Cezaevinden izinli çıkan ve soluğu Adli Tıp Kurumu’nda alan acılı anne Nurcan Gezer, "Çocuğumu Edirne cezaevinde yanıma almak istedim ancak izin vermediler. Cenazeyi alabilmemiz için DNA testi istiyorlar" ifadelerini kullandı. Küçükçekmece Menekşe sahilinde dün teyzesi ve akrabaları ile pikniğe giden 5 yaşındaki Edanur Gezer, İBB çalışması sonucu oluşan su dolu çukura düşerek hayatını kaybetmişti. Minik Edanur’un cenazesi otopsi işlemleri için Adli Tıp Kurumu’na getirildi. Edenur’un anne ve babasının cezaevinde olduğu öğrenildi. Kızının ölümü üzerine cezaevinden izinli çıkan Bulgaristan vatandaşı acılı anne Nurcan Gezer, Adli Tıp Kurumu’na geldi. Edirne cezaevinden izinli çıktığını anlatan Nurcan Gezer, "Ben cezaevinde çocuğumu yanıma almak istedim. ’Bakacak kimsem yok’ dedim ama izin vermediler. Şimdi cenazesini almaya geldim. Kızımın babası Türk vatandaşı. Cenazeyi vermek için DNA testi istiyor savcılık. Ben biran önce kızımın cenazesini almak istiyorum" ifadelerini kullandı. Kızının teyzesi ile birlikte yaşadığını söyleyen Gezer, "Denize piknik alanına gitmişler. Piknik alanında oynarken çukurun içine düşmüş. Çocuğu göremeyince güvenliğe gitmişler. Güvenlik görevlileri direk kuyuya bakmaya gitmiş. Kardeşim direk suya atlamış çocuğu kurtarmaya çalışmış. Güvenlik hiçbir şey yapmamış. Kızımı en son 1.5 ay Silivri cezaevinde görmüştüm. Edirne’ye nakil olduktan sonra hiç göremedim" şeklinde konuştu. Minik Edanur’u su birikintisinden çıkartan dayı Selçuk Yaşar ise "Böyle bir şey olamaz. Biz adalet istiyorum. Ben atlayıp çıkardım yeğenimi. Güvenlik hiçbir şey yapmadı. Kucağıma aldığımda gitmişti. Beni yutuyordu çukur beni içine çekecekti. Orada bu alanın çevrilmesi gerekliydi. Etrafında hiçbir şey yoktu. Su üstünü kapatmış. Ailesi perişan durumda. Cenazeye kaldıramıyoruz" diye konuştu. Minik Edanur’un kimlik belgesinin bulunmadığı, cenazesinin aileye teslim edilebilmesi için DNA testi sonuçlarının bekleneceği öğrenildi.