- 10 Ağustos 2022 Çarşamba 14:49

‘Kimsesizler Mezarlığı’nda son bulan umut yolculuğu

A
A
A
‘Kimsesizler Mezarlığı’nda son bulan umut yolculuğu

Van’da yasa dışı yollarla yurda giriş yapan bazı göçmenler, karşılaştıkları engeller karşısında bazen hayatını kaybederek ‘Kimsesizler Mezarlığı’na defnediliyor.

Van’da yasa dışı yollarla yurda giriş yapan bazı göçmenler, karşılaştıkları engeller karşısında bazen hayatını kaybederek ‘Kimsesizler Mezarlığı’na defnediliyor.


Çoğunluğu Afgan ve Pakistanlı olmak üzere yasa dışı yollardan geçiş yapan göçmenlerin bazıları çıktıkları umut yolcuğunda hayatlarını kaybediyor. Sınırdan geçtikleri esnada donan veya geçiş yaptıktan sonra güzergah olarak kullandıkları Van Gölü’nde teknenin batmasıyla boğulan ya da kazalarda ölen göçmenler, ‘Kimsesizler Mezarlığı’na defnediliyor. Çıktıkları umut yolculuğu ölümle sonuçlanan göçmenler, otopsi işlemleri ve DNA örnekleri alınması için Van Adli Tıp Kurumuna gönderiliyor. Adli Tıp Kurumunda cenazeleri yasal süre olan 15 günün ardından yakınları bulunamazsa Tuşba ilçesindeki Seyrantepe Mezarlığı’nda ‘Kimsesizler Mezarlığı’ olarak ayrılan bölüme defnediliyor.


Defnedilen göçmenlerin mezar taşlarında ise isim yerine numara, bazılarında hangi ülkeden oldukları ve öldükleri yer yazılıyor. 2017’de kurulan ‘Kimsesizler Mezarlığı’nda şu an 250’den fazla göçmen mezarı bulunuyor.



“Yola çıkan göçmenlerin büyük hedefleri var”


İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Suvat Parin, Van’ın düzensiz göçmenlerin önemli geçiş noktalarında birini oluşturduğunu belirtti. 2011 yılı itibariyle Suriye savaşından sonra Türkiye’nin yoğun bir uluslararası göçe ev sahipliği yaptığını ifade eden Prof. Dr. Parin, “Özellikle İran bölgesinden gelen ve Van’ı bir geçiş noktası olarak kullanan büyük bir göç dalgasına sürekli tanıklık ediyorduk. 2011 yılından sonra her ne kadar dikkatler Suriye göçüne çevrilse de Van’ın uluslararası göç anlamında önemli bir merkez olduğunu söyleyebiliriz. Afganistan kaynaklı göçler üzerinden olaya bakacak olursak, nerdeyse göçmen üreten bir bölge konumundadır. Uluslararası göç bağlamında yola çıkan göçmenlerin büyük hedefleri var. Kendi bulundukları ülkelerin yaşam koşullarından daha iyi koşulları elde etmek amacıyla yola çıkıyorlar” dedi.



“Göçmen ölümleri çok önemli bir mesele olarak karşımızda duruyor”


Düzensiz göçmenlerin umut yolculuğuna çıkarken nerdeyse bütün riskleri göz önünde bulundurduklarını dile getiren Parin, “Donarak ölmeden tutun güvenlik güçlerinin ‘dur’ ihtarına uymadığı gerekçesiyle hayatını kaybedenlere kadar, daha sonra ulaştıkları yerlerde araçlarda geçirdikleri kazalar, iç sularda tekne batmaları gibi birçok engelle karşılaşıyorlar. Oradan çıktıkları, bağlantı kurabilecekleri bir telefon kartları, fakat bu da kaybolduktan sonra aileleriyle iletişimin çok zor olduğu bir süreç yaşıyorlar. Sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde göçmen ölümleri gerçekten çok önemli bir mesele olarak karşımızda duruyor” diye konuştu.



"Mezar taşlarında düzenli olmayan yazılar var"


Halk arasında ve kamuoyunda ‘Kimsesizler Mezarlığı’ olarak isimlendirilen mezarlığın, ‘Göçmen Mezarlığı’ şeklinde tabir edilmesinin daha yerinde olacağını düşündüğünü söyleyen Parin, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Van’da bir göçmen mezarlığı var. Bu göçmen mezarlığında 250’nin üzerinde mezar var. Farklı tarihlerde, farklı şekillerde hayatlarını kaybetmiş göçmen insanlara ait bir mezarlık niteliği taşıyor. Mezar taşlarında düzenli olmayan yazılar var. Kimisinin öldüğü yer, kimisinin öldüğü tarih, kimisinin uyruğuna ilişkin bir takım bilgiler yer alıyor. Fakat çok düzenli olduğu söylenemez. Bizim kültürümüzde mezarlık önemlidir. Sosyolojik açıdan insanların ölen insanları ziyaret etmek amacıyla kullandıkları mekanlardır. Aynı zamanda şehirler açısından bir bellektir, arşivdir. Bu yönüyle bakıldıklarında bu mezarlıkların daha düzenli daha okunaklı bir hale getirilmesi gerekiyor. Burada yatan insanların bazen yakın akrabaları gelip ilgili prosedürleri yerine getirdikten sonra yakınlarını alarak kendi ülkelerine götürebilmektedir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli "Sizi umreye götüreceğiz" yalanıyla vatandaşları 10 milyon TL dolandırdıkları iddia edilen şüpheliler: "Asıl mağdur biziz" Umre ziyaretine gitmek isteyen 412 kişiyi 10 milyon TL dolandırdığı iddia edilen turizm acentesi sahibi ve aracı şahıs tutuklandı. İlk ifadesi ortaya çıkan acente sahibi, "Vatandaşların uçuşlarının ertelenmesinden kaynaklı bütün ekip arkadaşlarımız ve bize güvenen insanlar mağdur olmuşlardır. Uçuş firması yetkilileri yerine biz gözaltına alındık" dedi. Romanlar Konfederasyonu Başkanı Ahmet Çokyaşar’ın (53) sahibi olduğu turizm acentesinin Kocaeli, İstanbul, Bursa, Sakarya, Balıkesir, Düzce gibi illerde umre ziyaretine gitmek isteyen yaklaşık 412 kişiyi yaklaşık 10 milyon TL dolandırdığı iddia edildi. Umreye gitme tarihinin geçmesi üzerine vatandaşlar şüphelilerle irtibata geçerek polis şikayette bulundu. Sakarya’da camide müşteriler ile yapılan toplantı sırasında Çokyaşar ve 4 şüpheli Sakarya’da gözaltına alındı. İfadesi alınan 5 şüpheli savcılık tarafından serbest bırakılmasına karar verildi. Ancak Bursa’da da yapılan şikayetler üzerine Bursa Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatıyla Ahmet Çokyaşar ve aracı olduğu iddia edilen Ersoy Y. (50) serbest bırakılmadan gözaltı süreçleri devam etti. Diğer 3 şüpheli ise serbest bırakıldı. "Asıl mağdur olan biziz" Sakarya’dan SEGBİS aracılığıyla Bursa 2. Sulh Ceza Hakimliği’ne bağlanan şüpheliler, "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan ifade verdi. Suçlamaları kabul etmeyen Ahmet Çokyaşar, "Asıl mağdur olan taraf biziz, firma iki kere uçuşlarımızı iptal etti. Bilgiyi aldığımız an itibari ile emniyete suç duyurusu yaptık. Uçakları ertelenen yolcularımız ile görüşmek için Sakarya’ya gittik. Aynı suçtan dün Sakarya’da serbest bırakılmıştık ancak Bursa’daki vatandaşların yine suç duyurusunda bulunması üzerine 3 gündür gözaltına olduğumuz için müşterilerimizle irtibata geçemedik. Uçuş firması yerine bizler bugün buradayız. Vatandaşların uçuşlarının ertelenmesinden kaynaklı bütün ekip arkadaşlarımız ve bize güvenen insanlar mağdur olmuşlardır. Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için serbest kalmamız gerekmektedir. Uçuş firması yetkililerinin acil olarak gözaltına alınmasını talep etmekteyiz. Asıl bizler dolandırıldık. Bu olaydan dolayı çok üzgünüm, sizlerden yardım talep ediyoruz, biz bu sorunu çok kısa zamanda çözecek pozisyondayız. Öncelikle serbest bırakılmayı talep ederim” diye konuştu. "Biz tüm ücretleri uçuş firmasına yatırmıştık" Çokyaşar’ın savunmasına katılan müdafisi Av. Nurcan Özlen, "Müvekkilimiz uçuşların iptal edildiğini 30 Nisan tarihinde öğrenmiştir, bu haberi alır almaz firma hakkında şikayetçi olduk. Firma sahibi hem Sakarya’da yürütülen soruşturmada hem de Kocaeli’de yürütülen dosyada şüpheli konumundadır. Biz tüm ücretleri uçuş firmasına yatırmıştık. Müvekkilimin dolandırıcılık kasti söz konusu değildir. Aksine biz mağduruz” şeklinde konuştu. "Umreyi iyi bildiğim için insanlar benimle gelmek istedi" 29 senedir kamu personeli olarak görev yaptığını söyleyen Ersoy Y., "Ben de umreye gidecektim, orayı iyi bildiğim için insanlar benimle gelmek istedi. İnsanlar umreye gideceğimi duyunca beni arayarak, ‘Birlikte gidelim’ dediler. 12 kişi bana para verdi, ben de parayı yatırdım fakat Umre’ye gitmemize 2 gün kala uçuş firması uçuşun iptal olduğunu bildirdi. İtibarımdan dolayı bu 12 kişinin parasını hemen ödemek istiyorum yeter ki serbest kalayım. Öncelikle serbest bırakılmayı talep ederim, hakimliğiniz aksi kanaatte ise adli kontrol hükümlerinin uygulanarak serbest bırakılmamı talep ederim” ifadelerini kullandı. "Ersoy umreye gitmek istemeyenlerin paralarını geri iade etmiştir" Ersoy Y. müdafisi Av. Gizem Dirbisoğlu ise "Müvekkilim daha önce de bu turizm firması ile umreye gitmiştir. Ersoy umreye gitmek istemeyenlerin paralarını da geri iade etmiştir. Müvekkil mağdur durumdadır, tutuklanması ağır bir tedbir olacaktır. Fazla şikayetçi olduğu için herkes para verdiğini iddia etmiştir ancak müştekinin gerçeğe aykırı beyanları ile müvekkilin tutuklanması hakkaniyete aykırı bir durum olacaktır. Turizm firmasının yetkilisini müvekkilim vatandaşlara bildirmiştir, kendisi sadece aracıdır. Ersoy Y., bir kuruş dahi kar sağlamadan vatandaşların parasını turizm firmasına yatırmıştır. Maddi menfaat yoktur” dedi. İfadelerinin ardından 2 şüpheli, "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.