EĞİTİM - 22 Haziran 2025 Pazar 11:01

İkiz kardeşler kızlarıyla birlikte YKS’ye girdi

A
A
A
İkiz kardeşler kızlarıyla birlikte YKS’ye girdi

Van’da yaşları ilerlemiş ikiz kardeşler, üniversite hayallerini gerçekleştirmek için kızlarıyla birlikte Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) girdi. Eğitimde yaşın bir engel olmadığını bir kez daha gösteren kardeşler, azimleriyle örnek oldu.


Van’ın Tuşba ilçesinde Turgut Özal Anadolu Lisesi’nde dikkat çeken görüntü, sabah saatlerinde YKS’nin ikinci oturumu olan


Alan Yeterlilik Testi (AYT) sırasında yaşandı. Yıllar sonra yeniden öğrenci sıralarına dönen ikiz kardeşler, sınava kendi kızlarıyla birlikte girerek farklı bir deneyim yaşadı.



"Çocuklarımız isteği üzerine sınava girdik"


İki üniversite bitiren ve sınava kızı ile giren İbrahim Yaşin, "Bugün YKS’ye ikiz kardeşim, kızım, ikizimin kızı ve eşi ile birlikte giriyoruz. Dünde birinci oturuma katılmıştık. İyi bir sınavda. Sınava iyi hazırlanan gençler sınavı iyi yaptıklarını düşünüyorum. Bizde bu yıl çocuklarımızın isteği ile sınava girdik. Tabiî ki herkesin belirli bir hedefi vardır ama bizim öncelikli hedefimiz çocuklarımızın geleceğidir. Biz aslında çocuklarımızın sınavda motive olmaları olmaları için sınava girdik. İnşallah onların sınavı daha iyi geçer. Tabiî ki okumanın yaşı yoktur. Elbette ülkemizin gelişmesi için okur-yazar oranımızın mutlaka yüksek olması gerekiyor. Bu yüzden ben herkese her yaştan da hedefi olan olmayan herkesin bu tür sınavlara girmesini ve hayatın her manasından, her anından böyle bir an yaşamasını tavsiye ediyorum. Tabi bizim için aynı okula çıkmaz güzel oldu. Benle kızım, yeğenim, yengem ve ikizimin aynı okula çıkması çok güzel oldu. Biz içinde güzel bir sürpriz oldu. Ama en güzel sürpriz ikizim ve eşi aynı sınıfta sınava girmesi oldu. Ben bu gün sınava giren bütün kardeşlerime sınavlarının iyi geçmesini temenni ediyorum. İnşallah hedefi olan hedeflerine ulaşır" dedi.



"Eşim ve kızımla sınava giriyorum"


Eşi, kızı, ikizi ve yeğeni ile sınava giren İsmail Yaşin, "Bende gençlerimizin motive olması için sınava girmeye karar verdim. Eşim bu sene liseden mezun olunca bende kendisiyle sınava girmek istedim. Eşimle aynı sınıfta sına giriyoruz. İkimiz için de sürpriz oldu. Sınava giren herkesin sınavının başarılı geçmesini arzu ediyorum" dedi.



Bu yıl Açık Öğretim Lisesi’nden mezun olan ve eşi, kızı, kaynı ve yeğeni ile birlikte sınava giren Ayşe Yaşin, "Ben bu sene açık liseden mezun oldum. Gençlerimize örnek olmak için sınava girdim. Dünde sınavın ilk oturumuna girdik. Bu günde giriyoruz. Biraz heyecanlıyım" dedi.



Babası, amcası, yengesi ve kuzeni ile birlikte sınava giren Zehra Yaşin, "Bu yıl sınava ailemiz ile birlikte katılmak istedik. Onların sınava girmesi için biz biraz onları zorladık. Güzel geçti. Dünkü sınav güzel geçti. Umarım bu günkü de güzel geçer. Babamla sınava girmek farklı ve güzel bir duygu" dedi.



İkiz kardeşler kızlarıyla birlikte YKS’ye girdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Palandöken: "Yılbaşında merdiven altı ürünlere dikkat" Yeni yıl öncesi merdiven altı üretimin yaygınlaştığına dikkati çeken Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Bu nedenle bildiğiniz, tanıdığınız, güvendiğiniz esnafa yönelmeniz sizin için en doğru tercih olacaktır" dedi. Yılbaşı alışverişlerinde merdiven altı ürünlere karşı vatandaşlara uyarıda bulunan Palandöken, "Bildiğiniz üzere zehirlenme olaylarının birçoğu maalesef bu gecelerde, bu özel günlerde yaşanıyor. Özellikle merdiven altı ürünlere, akşam karanlığında arabanın arkasında satılan kuru yemiş veya karışık kuru yemiş adı altında sunulan, nerede ve ne şekilde muhafaza edildiği bilinmeyen ürünlere karşı çok dikkatli olunmalı. O anda ısıtılmış, cazip gösterilen ve gerçek fiyatının çok altında sunulan bu ürünler ciddi risk taşıyor. Hele hele şarküteri ürünleri bu noktada çok daha önemli. Midye, ciğer, tavuk sote gibi ya da farklı malzemelerden yapılmış, içeriği belli olmayan ürünlere de özellikle dikkat etmek gerekiyor. Aksi halde hem kendinizin hem de misafirlerinizin, konuklarınızın sağlığını riske atmış olursunuz. Bunun için yapılması gereken tek şey; dikkatli olmak, kontrollü davranmak ve tanıdığınız, bildiğiniz, güvendiğiniz esnafa yönelmeniz sizin için en doğru tercih olacaktır. Bilindiği üzere pastırma, sucuk gibi şarküteri ürünleri; balık, ciğer gibi çabuk bozulabilen gıdalar ve sütlü ürünler çok hassas ürünlerdir. Bu ürünlerde ekstra dikkatli olunması gerekir. Fiyat olarak ekonomik gibi görünebilir ama sağlığınızdan olabilirsiniz" diye konuştu. "Yılbaşı gecesi taksici esnafımız 24 saat hizmet verecek" Öte yandan yeni yılda sevdiklerine ulaşmak için yola çıkacak vatandaşlara da uyarıda bulunan Palandöken, "O gece dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli konu da trafiktir. İnsanlar alkol alabiliyor, alkollü sürücüler trafiğe çıkabiliyor. Yorgunluk ve yılbaşı gecesinin karmaşasıyla kaza riski de artıyor. Bu nedenle mümkünse toplu taşıma araçlarını kullanmak ya da 24 saat hizmet veren taksi duraklarımızdan faydalanmak en doğru tercih olacaktır. Aracınızı kullanmak yerine, güvenli bir şekilde bu hizmeti veren arkadaşlarımızla yolculuk yapabilirsiniz. Sizin sağlığınız, geleceğiniz ve ailenizle birlikte bulunduğunuz aracın içindeki huzurun bozulmasını kimse istemez. Ancak maalesef bu tür olumsuzluklarla sık sık karşılaşıyoruz. Bu nedenle yiyeceğimize, içeceğimize, alacağımız hediyelere ve bu hediyelerin niteliklerine dikkat etmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu. "2026 yılının hayırlara vesile olmasını diliyorum" Herkese huzurlu ve sağlıklı bir yıl dileyen Palandöken şu ifadelere yer verdi: "Bu ürünlerin insan sağlığına zararlı olup olmadığını kısa sürede anlamak her zaman mümkün olmayabilir. Günler azaldıkça korsan satıcıların, insan sağlığını hiçe sayan bu tür kişilerin sayısı da maalesef artıyor. Birincisi, trafik kurallarına mutlaka riayet edilmeli; mümkünse o gece araç kullanılmamalı, toplu taşıma ya da 24 saat nöbetçi olan taksi durakları tercih edilmelidir. Şimdiden 2026 yılının hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sağlıklı, huzurlu ve ailenizle birlikte arzu ettiğiniz şekilde bir yılbaşı geçirmenizi temenni ediyorum."
Tokat Orta Asya’dan Tokat’a uzanan üç etek geleneği sürdürülüyor Tokat’ın Zile ilçesinde yaşayan 64 yaşındaki Fındık Bebek, yaklaşık 40 yıldır Orta Asya’dan gelen ata mirası yöresel kıyafetleri dikerek gelenekleri sürdürüyor. Yaylakent köyünde dünyaya gelen Fındık Bebek, 20 yaşındayken evlenip iki çocuk sahibi olduktan sonra eşinden boşandı. Hayatının bu döneminde ne yapacağını bilemez haldeyken, ninelerinden miras kalan yöresel kıyafetlere ilgi duymaya başladı. Herhangi bir ustadan eğitim almadan, tamamen kendi merakı ve gözlemleriyle işe başlayan Fındık Bebek, yıllar içerisinde köyün ve çevre bölgelerin aranan isimlerinden biri oldu. Orta Asya’dan göç eden atalarından kalan kültürün en önemli simgelerinden biri olan ve yörede "3 etek" olarak bilinen kıyafetleri diken Fındık Bebek, bu geleneğin kendileri için kıymetli olduğunu ifade etti. Üç parçadan oluşan kıyafetin üst, fistan ve önlükten meydana geldiğini belirten Bebek, her gelinin sandığında mutlaka bu kıyafetin bulunması gerektiğini söyledi. "Kıyafetler bizim kutsalımızdır" Yöresel kıyafetlerin yaşa göre farklılık gösterdiğini dile getiren Fındık Bebek, yaşlıların daha sade ve düz modelleri tercih ettiğini, gençlerin ise süslü ve işlemeli kıyafetler giydiğini aktardı. Geleneklerin eğitim ya da makamla değişmediğini vurgulayan Bebek, "Bizde her gelin, okusa da okumasa da hatta başbakan bile olsa 3 eteğini giyer. Bu bizim töremiz, bizim kıymetlimizdir" dedi. Yıllardır el emeğiyle diktiği yöresel kıyafetlerle kültürel mirası gelecek nesillere aktarmaya çalışan Fındık Bebek, ata yadigârı geleneklerin yaşatılmasından duyduğu mutluluğu dile getirdi.