GÜNDEM - 24 Kasım 2025 Pazartesi 09:01

Koreceyi kendi çabasıyla öğrenen Vanlı öğretmen öğrencilerine ilham oluyor

A
A
A
Koreceyi kendi çabasıyla öğrenen Vanlı öğretmen öğrencilerine ilham oluyor

Vanlı öğretmen Saniye Kurt, kendi imkânlarıyla C1 seviyesine kadar geliştirdiği Koreceyi, okulda oluşturulan kulüpte öğrencilerine öğretiyor.


Okulda geliştirdikleri projeyle Millî Eğitim Bakanlığınca "Çevre Beratı" almaya hak kazanan İzzeddin Şir Anadolu Lisesi Biyoloji öğretmeni Saniye Kurt, 9 yıllık meslek hayatında dikkat çeken çalışmalarıyla takdir topluyor. Küçük yaşlarda zorluklarla okuyarak eğitimine devam eden Kurt, üniversiteden mezun olduktan sonraki ilk yılında atanarak meslek hayatına adım attı. Bir dönem İstanbul’da görev yapan Kurt, daha sonra yeniden atandığı memleketi Van’da başarılarıyla göğüs kabartmaya devam ediyor.


"İlk yılımda atanmam hayatımda büyük bir dönüm noktası oldu"


İHA muhabirine konuşan Biyoloji öğretmeni Saniye Kurt, maddi açıdan sıkıntılı bir ailede büyüdüğünü anlattı. 6 kardeşinden en büyüğünün kendisi olduğunu ifade eden Kurt, "Bu yüzden hem annemin hem babamın, bir nevi evin yükünü üstlenen kişisi oldum. Kardeşlerim için de durum aynıydı; hep birlikte zorlu süreçlerden geçtik. Bu süreç üniversite dönemime kadar devam etti. Üniversiteyi bitirdikten sonra ilk yılımda atanmam hayatımda büyük bir dönüm noktası oldu. O andan itibaren birçok şey değişti ve ailece rahatladık. Zaten babamın da o dönemlerde daimi bir işi oldu" dedi.


"Kore hakkında videolar izlemeye başladım"


Lise yıllarından itibaren Kore tarihine ilgi duymaya başladığını dile getiren Kurt, "Öğretmenimiz Japon sömürgesini öyle içten anlatmıştı ki, içimde derin bir hüzün ve merak uyandı. O zamanlar internet erişimim yoktu; Kore’nin nasıl bir yer olduğunu okul kütüphanesindeki ansiklopedilerden araştırmaya çalışıyordum. Küçücük bir ülke olduğunu öğrendiğimde daha da fazla ilgimi çekmişti. Bu merak lise yıllarında içimde bir yerlerde kaldı. Üniversiteden sonra ilk görev yerim Özalp’tı. Bir köye atandım ve köyde yaşamak zorundaydım. Gidip gelme imkânım olmadığı için vaktimi kitap okuyarak, YouTube videoları izleyerek, film ve dizi izleyerek geçiriyordum. Aslında film kültürüm pek yoktu, diziler sonradan ilgimi çekmeye başladı. O süreçte aklıma yeniden Kore geldi. YouTube’dan Kore hakkında videolar izlemeye başladım ve bu kez dillerine merak saldım. İşte Koreceye ilgim böyle başladı" diye konuştu.


"Kore alfabesini 15 dakikada öğrendim"


Kısa sürede Kore alfabesini öğrenmesinin merakını daha da artırdığını belirten Kurt, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Sonrasında Hintçe ile ilgilenmeye başladım fakat iki dili aynı anda öğrenemeyeceğimi fark edince Hintçe’ye ara verip Koreceye yoğunlaştım. Dört yılın sonunda İstanbul’a tayin istedim ve oraya gittim. İstanbul’da, Başkonsolosluğun açmış olduğu Korece kursuna kaydoldum. Orada Koreceyi tam anlamıyla öğrendiğimi söyleyebilirim. Kurs sonrası sınavına girdim ve başarıyla geçtim. Koreli öğretmenlerle sürekli irtibatta kaldım. Ardından merakla uçağa atlayıp Kore’ye gittim. 2023 yaz tatilinde bir ay Kore’de kaldım. O bir ay bana dil açısından da kültür açısından da çok şey kattı. Döndüğümde ise ‘Devam etmeliyim, başka diller de öğrenmeliyim’ dedim. Hintçe’ye tekrar yöneldim ama Korece kadar ilerleyemedim çünkü tamamen kendi imkânlarımla öğreniyorum. Özellikle Van’a döndükten sonra farklı dilleri öğrenmek zorlaştı; ne yazık ki öğretmen bulamıyorum. Bu yüzden Hintçe’de çok ilerleme kaydedemedim fakat Korece’de C1 seviyesine kadar yükseldiğimi söyleyebilirim."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.