ÇEVRE - 26 Mayıs 2024 Pazar 09:07

Martıların inci kefali nöbeti

A
A
A
Martıların inci kefali nöbeti

Van Gölü’nde yaşayan ve 15 Nisan-15 Temmuz tarihleri arasında üremek için suyun tersine yüzerek tatlı sulara göç eden inci kefali balığını avlamak için martılar adeta nöbet tutuyor.


Dünyada sadece Van Gölü’nde yaşayabilen ve yumurtalarını bırakmaları için tatlı sulara göç etmek zorun kalan inci kefali balığının göç yolculuğu sırasında karşılaştıkları birçok zorluğun başında ise martılar geliyor. İnci kefali balıkları, göç yolculuğunu yaşandığı ve avlanmanın yasak olduğu 15 Nisan-15 Temmuz tarihlerinde kaçak avcıların yanı sıra Van Gölü Havzası’nda yaşayan martılara hedefi oluyor.


Göçünün en yoğun yaşandığı Erciş Balık Bendi alanında suyun tersine doğru yüzerken aynı zamanda martıların da hedefi haline gelin inci kefalleri görsel bir şölen oluşturuyor. Gerek yöre halkı gerek dışarıdan gelen vatandaşlar bu görsel şöleni hem izleyip hem fotoğraflıyorlar.


Göçü fotoğraflamak için gelen doğa fotoğrafçısı Gülşen Günay, “Bugün doğa fotoğrafçısı arkadaşlarımızla birlikte inci kefalinin göçünü izlemeye geldik. İnci kefali şu anda üreme göçündedir. O yüzden avlanması yasak ama martıların burada yasağı dinlemediğini gördük. İşte burada inci kefalinin yoğun olduğu alanlara üşüştüğünü gördük. Biz insanlar sadece izlemekle kalıyoruz ama martılar burada çok fazla sayıda inci kefali avlıyorlar. Aslında bizim için muhteşem bir görsel şölen. Doğa fotoğrafçıları olarak çok güzel kareler de yakaladık ama martıların bu yasağı aslında dinlemesini isterdik. Üreme göçü dönemini herkesin gelip görmesi gereken müthiş bir doğa olayı. O yüzden göçü merak eden herkesin gelmesi gerekir diye düşünüyorum” dedi.


İnci kefali göçünü izlemek için Erciş Balık Bendine gelen Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Nebi Çetin ise “Bugün buraya inci kefallerinin göçünü izlemeye geldik, gerçekten müthiş bir görsel şölen sunuyor. İnci kefallerinin Van Gölü’nden tatlı sulara çıktıkları süreçte av yasağı uygulanıyor. Bu süreçte bizlere ve Van Gölü’nde avcılık yapanlara avlanmak yasak, ancak martılara avlanmak serbest” şeklinde konuştu.



Martıların inci kefali nöbeti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Başkan Vekili Yılmaz, İslam aleminin bayramını kutladı AK Parti Adıyaman İl Başkan Vekili Fehmi Yılmaz, İslam aleminin Kurban Bayramını kutlayarak açıklamalarda bulundu. Başkan Yılmaz, zor günleri geride bırakma temennisiyle sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir bayramın olmasını diledi. Başkan Vekili Yılmaz, “Tüm İslam aleminin ve Adıyamanlı hemşehrilerimizin mübarek Kurban Bayramını, en kalbi duygularımla tebrik ediyorum. Bayramın, ülkemizle birlikte tüm İslam alemi ve insanlık için hayırlara vesile olmasını rabbimden niyaz ediyorum. Unutulmamalı ki; bayramlarımız, kardeşlik bilincimizi yenileme, aramızdaki muhabbet ve dayanışmayı pekiştirme vesile olan özel ve manevi atmosferi en yüksek olan günlerdir. Bayramlar aynı zamanda bir gönül kazanma, gönüller yapma seferberliğidir. Ebedi kardeşliğimizi, tebrikler ve tekbirlerle yeniden ihya ettiğimiz bayram günlerinde, asrın felaketinin en çok vurduğu illerin başında gelen Adıyamanlı hemşehrilerim ile depremzedelerimizle daha bir muhabbetle kucaklaşmaya devam edeceğiz. Bir anlamda sevginin, vefanın, sadakatin, fedakarlığın sembolü olan kurbanın ve Kurban Bayramının anlamını çok iyi anlamak mecburiyetindeyiz. Bu bayramda, muhtaçların hanelerine, muhabbet ve sevinç taşımalıyız. Kurban ibadetiyle bizden istenen, elimizle birlikte gönlümüzü de birbirimize açmak, gönülden verebilmektir. Mübarek günlerde terör devleti İsrail’in vahşice katlederek soykırım yaptığı Filistinli kardeşlerimize bol bol dua etme zamanlarıdır. Bu duygu ve düşüncelerle tüm hemşehrilerimin mübarek Kurban Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyor ve hayırlara vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum” diye konuştu.
İzmir Parkinson hastası Demet, beyin piliyle şifa bulacak İzmir’de yaşayan Parkinson hastası Demet Kaya’ya, İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi’nde uyutulmadan beyin pili takıldı. Başarılı geçen ameliyatın ardından duygularını paylaşan Kaya, “Artık çocuğumun istediklerini daha rahat yapabileceğim. Onunla oyun oynayabileceğim. Bunları düşünmek beni çok mutlu ediyor” dedi. Bir çocuk annesi Demet Kaya’ya uzun yıllardır yaşadığı el titremesi sorunu sebebiyle 2020 yılında Parkinson teşhisi kondu. Kaya, tedavisine İEÜ Medical Point Hastanesi’nde devam ederken, Nöroloji bölümünden Prof. Dr. Özge Yılmaz Küsbeci ile Beyin ve Sinir Cerrahisi bölümünden Doç. Dr. Ali Akay, hastaya beyin pili takılmasına karar verdi. Uyutulmadan ameliyat edilen Kaya’ya beyin pili başarılı bir ameliyatla takıldı. “Ameliyat uyanıkken yapıldı” Parkinson sebebiyle yaşam kalitesinin düştüğünü söyleyen Demet Kaya, “10 yaşımdan beri tek elimde titreme vardı ama çok önemsenecek kadar değildi. 2020’de belirgin hale geldi. Kendime zarar vermeye başladım. Üzerime kaynar su, yağ dökmeye başladım ve Parkinson tanısı kondu. Burada hocalarım bana umut aşıladılar. Beyin pili ameliyatı oldum. Ameliyatı da beni uyutmadan yaptılar. Elektrotu yerleştirdikten sonra benimle konuştular, ellerimi hareket ettirmemi istediler. Başta korkmuştum ancak korkulacak bir şey yokmuş. Artık çocuğumla daha rahat iletişime geçeceğim. Onun istediklerini daha rahat yapabileceğim. Onunla oyun oynayabileceğim. Bunları düşünmek bile beni çok mutlu ediyor” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Özge Yılmaz Küsbeci ile birlikte Kaya’nın ameliyatını gerçekleştiren Doç. Dr. Ali Akay, beyin pili ameliyatlarını hastayı uyutmadan yaptıklarını belirtti. Bu sayede hastanın tepkilerini anlık olarak ölçebildiklerinin altını çizen Akay, “Demet’in özellikle son birkaç yıldır yaşam kalitesi çok düşmüştü. Sağ tarafta belirgin bir titremesi ve kasılması vardı. Uykuları bile kısalmıştı ve uyku kalitesi de yine çok düşüktü. Gerekli tetkikleri yaptıktan sonra beyin pili ameliyatını uygun gördük. Ameliyat sırasında Demet uyanıktı. Hastanemizde bu ameliyatı hasta uyanıkken gerçekleştiriyoruz. Çünkü beyne elektrotları yerleştirdikten sonra yan etkileri ve etkileri görmek için hastayı muayene ediyoruz. Bunu başarabilmek için de hastanın uyanık olması gerekiyor” diye konuştu. Ameliyatın başarılı geçtiğini belirten Akay, “Hastanın ameliyattan sonra iyileşeceğini biliyoruz. Yara yerleri iyileştikten sonra pillerimizi açıyoruz. İlaç dozlarını düşürüyoruz. Pille ilgili simülasyon parametrelerimizi değiştirdikçe ilaçları kullanmayı bırakacağını umuyoruz” cümlelerine yer verdi.
İzmir Kasıktan girilerek yapılan operasyonla beynindeki ‘anevrizma baloncuklarından’ kurtuldu Cağ kebabı yerken rahatsızlanan ve hastaneye kaldırılan Adalet Koşak, yapılan tetkikler sonucu beyninde anevrizma baloncuklarının olduğunu öğrendi. Radyolojik yöntemlerle kasıktan girilerek yapılan operasyonla sağlığına kavuşan Han, “Hemen toparladım, çok mutluyum. Fakat artık cağ kebabı yiyemiyorum” dedi. İzmir’in Bayraklı ilçesinde yaşayan 67 yaşındaki Adalet Koşak, cağ kebabı yediği sırada rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Bir süre çeşitli hastanelere görünen ve rahatsızlığının teşhisi konulamayan Koşak, baş ağrısı ve baş dönmesi şikayetleriyle son olarak İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvurdu. Burada yapılan tetkikler sonucu Koşak’a, beyninde 10 adet ‘anevrizma baloncuğu’ olduğu teşhisi koyuldu. Daha sonra kasıktan girilerek, Prof. Dr. Kutsi Köseoğlu ve ekibinin gerçekleştirdiği radyolojik yöntemlerle yapılan operasyon sonucunda Koşak, tekrar eski sağlığına kavuştu. “Baloncukların patlamasını engellemek için şah damara uzanan stentler yerleştirdik” Hastanın geçirdiği operasyon sürecine dair bilgi veren Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kutsi Köseoğlu, “Hastamızın baş ağrısı, baş dönmesi ve 1 sene önce geçirilen bir inme, bayılma öyküsü vardı. Hasta geçen sene inme geçirdiğinde yapılan tetkiklerde, hastanın beyin damarlarında yaklaşık 8-10 adet baloncuk tespit edildi. Biz bu baloncukların patlamasını engellemek için beyinden başlayarak, şah damarına uzanan stentler yerleştirdik. Bu stentlerle baloncukların patlamasını ve hastanın tedavi olmasını hedefledik” diye konuştu. “Ameliyatla müdahale etmek uygun olmayabilirdi” Açık ameliyat yapılsaydı, hastayı kaybetme ve hastanın zarar görme riskinin çok daha fazla olacağının altını çizen Prof. Dr. Köseoğlu, “Bu kadar uzun bir damar segmentine ameliyatla müdahale etmek çok uygun bir yöntem olmayabilirdi. Yaklaşık 8-10 yıldır gelişen teknolojiyle birlikte artık damarların içine bu şekilde stentler koyarak baloncukları engellemeye çalışıyoruz” ifadelerine yer verdi. İşlemden bir gün sonra ayağa kalktı Yapılan tedavi yönteminin hastaları çok kısa sürede iyileştirdiğini vurgulayan Köseoğlu, genellikle stent konulan hastaların, ertesi gün ayağa kalkarak her türlü işini halledebildiklerini, yapılan tüm işlemlerin hastaların bir an önce ayağa kalkmasını sağlamaya yönelik olduğunu söyledi. Hastalara uyarı Benzer şikayetleri olan hastalara uyarılarda bulunan Köseoğlu, şunları kaydetti: “Öncelikle bir tanı amaçlı beyin anjiyografisi, tomografik anjiyografi ya da MR anjiyografi çekilip, eğer gerçekten böyle bir baloncuk veya anevrizma varsa ondan sonra tedavi planlanabilir.” “İşlem, kasık damarına ufak bir iğneyle girilerek gerçekleştiriliyor” Gerçekleştirilen tedavinin özelliğinden bahseden Prof. Dr. Köseoğlu, sözlerine şunları da ekledi: “Halk arasında anjiyo olarak bilinen, kasık damarından girilip kalp, beyin gibi her türlü yere uygulanabilen benzer sistemler veya organlara kasık damarından girip beyin damarlarına ulaşıyoruz. Oralara işlemlerimizi yapıyoruz. Tamamen kasık damarına ufak bir iğneyle girerek yapıyoruz. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte işlemler genellikle, halledilebilme ihtimali varsa anjiyografik yöntemlere doğru kaymaya başladı.” “Hemen toparladım, çok mutluyum” Ameliyat sonrası durumunun iyi olduğunu söyleyen Adalet Koşak, şunları aktardı: “Ben cağ kebabın yarısını yedim, geri kalanını yiyemedim. Tansiyonum yükseldi. Daha sonra ben fenalaşınca ambulans çağırdılar. Ambulansta benim tansiyonuma baktılar ve sonra beni hemen hastaneye götürdüler. Beni bir süre gözetim altında tuttular. Teşhisim konulamadı. Farklı hastanelere gidip geldim. 7-8 aydır bu rahatsızlığı çekiyordum. Daha sonra Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne geldim. Burada tedavim yapıldı. Çok mutluyum. Doktor bana ‘seni bayıltmayacaklar, kasıktan girerek ameliyat yapılacak’ dedi. 4 buçuk saat yoğun bakımda kaldım. Daha sonra hemen toparladım. Beni soranlara ‘çok iyiyim’ dedim.” Cağ kebabını fazla yediğini ifade eden Koşak, rahatsızlığı sebebiyle artık cağ kebabını yiyemediğini belirtti.
Mersin Oltaya yavru köpekbalığı takıldı Mersin’de çıktığı motoryat gezisinde amatörce balık avlayan Mehmet Ural’ın oltasına yaklaşık 70 santimetrelik yavru köpekbalığı takıldı. Tekneye çıkarılmaya çalışılan köpek balığı oltadan kurtulup kaçarken, o anlar cep telefonu ile görüntülendi. Turizm işiyle uğraşan Ural, arkadaşları ile beraber gezmek için Kumkuyu Marina’dan motoryat ile ayrıldı. Narlıkuyu açıklarına geldiklerinde balık tutmaya karar veren Ural ve arkadaşları denize olta attı. Oltaya ağır bir şeylerin takılması üzerine heyecanlanan Ural ve arkadaşları bir taraftan oltayı denizden çekerken, diğer taraftan da o anı cep telefonu ile kayda almaya başladı. Ural’ın güçlükle çektiği oltanın ucunda yavru köpekbalığı çıktı. Tekneye alınmaya çalışılan köpekbalığı oltadan kurtularak denize düştü ve gözden kayboldu. "Büyüklüğü yaklaşık 60-70 santimetre vardı" Ural, olay günü arkadaşları ile Kumkuyu Marina’dan arkadaşlarıyla beraber motoryatla geziye çıktıklarını söyledi. Giderken de ’belki balık yakalarız’ diyerek denize olta attıklarını anlatan Ural, "Narlıkuyu civarına geldiğimizde yaklaşık 250-300 metre açıkta oltamıza bir şey takıldı. ’Acaba kayaya falan mı takıldı’ dedik. Sonra ben oltayı çekiyorum, o çekiyor, ben çekiyorum, o çekiyor derken üzerimize doğru balık geldiğini anladık. Bir balık yakaladığımızı anladık. Teknemize yanaştığında gördük ki köpek balığı. Tekneye aldık ama öyle bir çırpındı ki kaçtı. Büyüklüğü yaklaşık 60-70 santimetre vardı. Şaşırdık ve ürktük" dedi.