Samsat İlçe Belediye Başkanı Yusuf Fırat, basın mensupları ile bir araya gelerek, "Adıyaman için elimizi taşın altına koyma zamanı geldi" dedi.
Paşakonağı’nda basın mensuplarıyla bir araya gelen Belediye Başkanı Yusuf Fırat, uzun zamandır planladığı basın toplantısını geçte olsa gerçekleştirmenin sevincini yaşadığını ifade etti. Cemiyet başkanlarının da katıldığı toplantıda sadece Samsat’ın değil Adıyaman’ın genel sorunlarına da değinildi. Başkan Yusuf Fırat Nemrut Dağı konusundan, Atatürk Barajına kadar bir çok konuda şu açıklamalarda bulundu:
"Uzun zamandır gündemimizi meşgul eden Nemrut Milli Parkı Tümülüsünün Malatya iline kaptırılması söylentileri, Adıyaman halkının seçilmiş ve atanmış idarecilerine olan güvenleri zedelenmiştir. Adıyaman’ın son otuz yılını değerlendirdiğimizde bunun nedenlerini daha iyi anlayacağız. Başta Güney Doğu Anadolu Parojesi olan Atatürk Barajı havzasına bakalım. Baraj yapılmadan önce ilimiz Fırat Nehri sınırı coğrafisi ve tarihi haritasına baktığımızda kıyısındaki topraklarımız çok verimli, tarıma birinci derece
elverişli ova ve her metrekaresinde ’Kommagene Karalığı’nın tarihi kalıntılarını görüyorduk. GAP ile hayat bulan Şanlıurfa tarımı ve turizmi her geçen gün bölgemizde, dolayısıyla ülkemizde arttı ve artmaya da devam etmektedir. Ayrıca yerleşim yerlerini terk etmek zorunda kalan Adıyaman bölgesindeki halka görsel uygulamalı eğitim yapılmadı. Ancak Atatürk Barajı yapıldığında canını zar-zor kurtaran halkımızın aksine Şanlıurfa da yapılan Birecik Barajından nüfusun yeniden yerleşimi, istihdamı, sosyo- ekonomik
yatırımlar için her türlü adaptasyon ve uygulamalı eğitim çalışmaları yapılmıştır.Dünyaca ünlü olan Adıyaman tütünü yetiştirilirken halkın çoğu kırsalda yaşamaktaydı. Tütün yetiştiriciliği zahmetli olduğundan normalde ekonomik olarak pek faydalı olamayan yaşlı ve çocuk halk direk olarak fayda sağlayıcılar konumundaydı. Doğal olarak ekonomisi yerinde olan halk devletten sosyal beklentileri olamadığı gibi, ekonominin kalbi olan esnafa da kazanç kapısıydılar. Adıyaman tütün yetiştiriciliği yasaklandığından
alternatif üründe bulunamadığından kırsalda yaşayan halkımızın çoğu şehre taşınmak zorunda kaldı. Kısacası Adıyaman ırgat şehir olarak tanınmaya başladı. Ülkemizin ham petrol rezervlerinin çoğu ilimizde çıkmasına rağmen halkımız neredeyse hiçbir şekilde TPAO’dan faydalanamamaktadır. Ülkemizde başlatılan öncelikle kalkınma derecelendirilmesinde ise ilimiz kalkınmada öncelikli 4.Bölge olması gerekirken 3. Bölge olmasını tam bir talihsizlik olarak değerlendiriyorum. Malatyalılar bugün turizmden dolayı kazanç
kapısı gördükleri için canla başla Nemrut’u sahiplenmektedirler. Kommagene Krallığı sadece Nemrut Tümülüssünden ibaret değildir. Arsemia, Eski Kahta Kalesi, Cendere, Karakuş, Pirin ve Samsat ile bütündür, ayrılamaz. Asıl sorunumuz turist konaklama sorunudur. Adıyaman’da en az 2 bin yatak kapasiteli, sosyal ve kültürel donatıları olan bir konaklama merkezi yapılırsa turizm hareketliliğimiz canlanacaktır. Son otuz yılımızı gözler önüne sermeye çalışırken bir siyasetçi ve belediye başkanı olarak hak ettiği
gibi ilimize sahip çıkmadığı için; başta halkımızdan özür diliyorum. Adıyaman’da seçilmiş, atanmış ve sivil toplum örgütlerine sesleniyorum; ilimiz için siyasi kimliklerimizi bir tarafa bırakalım ve Adıyaman’a sahip çıkıp elimizi taşın altına koyalım. Elde ettiğimiz güç ile halkımızın yüzünü güldürelim ve en önemlisi yüzlerine güven getirelim."