GENEL - 08 Mart 2021 Pazartesi 09:03

(Özel) Yalova’nın kadın çobanı 170 hayvanlık sürüye bakıyor

A
A
A
(Özel) Yalova’nın kadın çobanı 170 hayvanlık sürüye bakıyor

Yalova’da 4 yıl önce eşini kaybeden 42 yaşındaki Şükriye Geçer, devlet desteğiyle başladığı besicilikle ailesinin geçimini sağlıyor.

Yalova’da 4 yıl önce eşini kaybeden 42 yaşındaki Şükriye Geçer, devlet desteğiyle başladığı besicilikle ailesinin geçimini sağlıyor.


Yalova merkeze bağlı Samanlı köyünde yaşayan Şükriye Geçer, Genç Çiftçi Projesinden yararlanarak devletten 40 küçükbaş hayvan aldı. Eşinin desteğiyle hayvancılık yapan Geçer, eşi vefât edince 2 çocuğunun geçimini hayvancılıkla sağlamaya başladı. Zaman içinde 170 küçükbaş hayvanın yanı sıra 2 tane de büyükbaş hayvana sahip olan Geçer, kendi ayakları üzerinde durarak ailesini geçindirmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi.


Eşini ilk kaybettiği zamanda endişelendiğini, fakat daha sonra çocukları için hayata tutunduğunu ifade eden Geçer, var gücüyle bu zorlu mesleği yaptığını söyledi. Her gün sabah saat 05.00’te hayvanlarının otlamaya çıkan kadın çoban, akşam olunca da sürüsünü ahırında topluyor.


Geçer, hayvancılığa ilk etapta kocasıyla başladığını dile getirerek, “Daha sonra Genç Çiftçi Projesinden telefonuma mesaj geldi. Tarım İl Müdürlüğü’ne gittim. Bunun üzerine bana 40 tane küçükbaş hayvan çıktı. Bu hayvanlarla birlikte sürü sayımızı çoğalttık. Daha önce 25- 30 tane hayvanımız vardı. Şimdi 90 tane koyunum 80 tane de kuzum var. Eşim vefat etti, daha sonra sürümüzü çoğalttık. Oğlumla birlikte bunların bakımlarını yapıyoruz. İkimiz birlikte bakmaya çalışıyoruz” diye konuştu.


Geçer, köylerindeki meraların az olması yüzünden sıkıntı çektiklerini anlattı. Yorucu bir mesleğe sahip olduğunu söyleyen Geçer, şöyle konuştu:


“İşimi severek yapıyorum. Mera bol olsa daha çok yapmak isterim. Yem fiyatları çok yüksek, biraz zorluk çekiyoruz. Bütün kadınlarımızın gününü kutluyorum. Benim bakmak zorunda olduğum iki çocuğum var. Birini okutuyorum. Biz bu işi severek yapıyoruz”.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi. Operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini belirterek operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya şunları kaydetti: "Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten adam öldürmeye teşebbüs, iş yerlerine yönelik çok sayıda molotofkokteyli ve silahlı saldırı, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 sayılı kanuna muhalefet, tehdit ve mala zarar verme suçlarını işledikleri tespit edildi. Operasyon sonucu 3 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda şarjör ve fişeğe el konuldu. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.