- 25 Eylül 2021 Cumartesi 19:24

Yanlış ameliyat sonucu doktoru intihar eden o kadın konuştu

A
A
A
Yanlış ameliyat sonucu doktoru intihar eden o kadın konuştu

Yalova’da 7 yıl önce yanlış ameliyat sonucu vicdan azabından intihar eden doktorun, böbreklerini bıraktığı hastası Seher Uygun ilk kez konuştu.

Yalova’da 7 yıl önce yanlış ameliyat sonucu vicdan azabından intihar eden doktorun, böbreklerini bıraktığı hastası Seher Uygun ilk kez konuştu. Seher Uygun, "Ben hakkımı helal etmiyorum. Asla da etmem" diye konuştu.


Edinilen bilgiye göre, 7 yıl önce Yalova’da yaşayan Seher Uygun, kalça protezi ameliyatı için özel bir hastaneye gitti. Operasyon sırasında doktor Güven Mete yanlışlıkla hastasının atardamarını kesti. Ameliyattan sonra vücudu şişmeye başlayan Uygun’a böbrek yetmezliği tanısı kondu. Ameliyattan sonra hayatı kararan Uygun, hemodiyaliz için İstanbul Cerrahpaşa’daki bir hastaneye sevk edildi. Vicdan azabı çeken doktor hatalı ameliyattan 2 yıl sonra asansör boşluğuna atlayarak intihar etti. Dr. Mete, ailesine bıraktığı son mektubunda organları sağlam kalırsa hastası Seher Uygun’a böbreklerinin verilmesini istedi.


Yanlış ameliyat sonrası hayatı kararan Uygun ilk kez konuştu. Yıllar önce yaşadığı ameliyatı anlatan Uygun, "8 saat süren operasyonun ardından bir gece yoğun bakımda kaldım, sonra beni servise aldılar. 2 gün daha hastanede yattım. Daha sonra beni başka bir hastaneye fizik tedaviye götürdüler. 2 gün fizik ya gördüm ya görmedim vücudun şişmeye başladı. Toplar damarımın kesildiğini bilmiyordum. Sonra tekrardan doktor geldi. Nasıl olduğumu sordu. Karnımda ağrım olduğunu söyleyince böbreklerde problem olduğunu söyledi. Daha sonra nefroloji doktoru geldi. Benim karnıma bakınca diyalize girmem gerektiğini söyledi. Ondan sonra da kalp doktoru da geldi. Ablam doktora neden her gün kardeşimin kalbine bakıyorsunuz? diye sorunca doktor bana iki ameliyat geçirdiğimi söyledi. Ameliyat esnasında toplardamarımın kesildiğini doktordan öğrendik" diye konuştu.



"4 aylık tedavinin ardından böbreklerim iflas edip çalışmadı"


Ameliyatı gerçekleştiren doktora sorduklarında hiç ses çıkarmadığını anlatan Uygun, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Ben günden güne şiştim. Beni sürekli diyalize alıyorlardı. Diyalize giriyorum artık son noktaya geldi. Ben artık iyice kendimden geçmeye başlayınca benim ailem kavga çıkarmaya başladı. O zaman beni Medical Park Hastanesi’ne sevk ettiler. 4 aylık tedavinin ardından böbreklerim iflas edip çalışmadı. Yalova’ya döndüm, Yalova’da diyalize girmeye başladım. Sonra bana doktorlar böbrek nakli olman gerektiğini söyledi. Annem böbreği bana uydu ve bana böbreğini verdi, nakil olduk."



"Doktorun intihar ettiğini 2 yıl sonra öğrendim"


Böbreklerinin iflas etmesine sebep olan doktorun intihar ettiğini 2 yıl sonra öğrendiğini söyleyen Seher Uygun, "Benim yeğenim aynı hastanede çalışıyordu. Doktorun eşi Hilal Mete oranın başhekimiydi. Yeğenimi arayarak diyor ki ‘Tuğçe benim eşim intihar etti. Senin akraban böbrekleri iflas etmişti, ameliyat esnasında toplardamarını kesti. Biz maddi manevi tazminat ödeyemeyiz. Ama eşim, (Ben kendimi asansör boşluğundan atıyorum eğer ki organlarım sağlam kalırsa Seher Uygun’a verin) diyerek bir not bıraktı’. Yeğenim de ona benim 2 yıl önce nakil olduğumu çok zayıfladığımı ve sürekli İstanbul’a tedaviye gittiğimi anlatmış" dedi.


Ameliyatın üzerinden 7 sene geçtiğini ifade eden Seher Uygun "Ben 7 senedir sürekli gidip geliyorum. Uzun yol yürüyemiyorum. Çok çabuk yoruluyorum. Bacağım ağrıyor. Bacağımdaki ağrılar kesildi. Ben bacağımı kaybettim, böbreğimi kaybettim, safra kesem gitti, gözlerim görmüyor, günde 30 tane ilaç kullanıyorum. Ben buna istinaden bu ilaçları kullanıyorum. Yani ben hiç ilaç kullanmıyordum. Şuan bende şeker, tansiyon, kolesterol, kalp ritim bozukluğu var, ben bacaklarımın için damarlarım tıkalı ilaç içmediğim zaman morarıyor. Bunların hepsi doktordan kaynaklandı. Ben onun yüzünden bu haldeyim" diye konuştu.



"Beni paramla ölüme götürdü"


50 yıllık ömrünün 20 yıla indiğini ifade eden Uygun, "Beni paramla ölüme götürdü. Bana deseydi ’Ben ortopedi doktoruyum ama senin ameliyatın beni aşar.’ Ben demedim ki ona ’Beni illaki ameliyat et, beni kes’, tamam yaptın ettin arkamda niye durmadın? Ne bir aradın ne sordun. Biz maddi manevi bittik. Bugün İstanbul’ a gidip gelmek kolay mı? Biz hastaneye milyonlarca lira para ödedik. Git gel kolay mı? Bir de utanmadan arlanmadan beni icraya verdiler. Alacaklı iken beni verecekli duruma düşürdüler. Ben Allah’ın adaletine güveniyorum. Başkada hiç bir şey demiyorum. Ben hakkımı helal etmiyorum. Asla da etmem. Ben etsem de Allah etmez. Ben çok yıprandım. Benim psikolojim bozuldu, yuvam dağıldı, ben ancak toparladım kendimi. Bize yazık değil mi? Bir insan eti bu kadar mı ucuz? Ben ölseydim ne olacaktı? Yine aynı şeyler olacaktı. Yine benim ailem çoluğum çocuğum mağdur olacaktı. Ben engelli kaldım" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli İstinat duvarındaki 241 yıllık tarih Kocaeli’nin İzmit ilçesinde bir binanın istinat duvarına gömülü şekilde bulunan tarihi çeşme, 241 yıldır ayakta duruyor. Tarihi Kapanca Sokak’ta yer alan Zeliha Hanım Çeşmesi, 1783 yılında hayırsever Zeliha Hanım tarafından yaptırıldı. Bir binanın istinat duvarına gömülü halde bulunan çeşme, uzun yıllar bölgedeki vatandaşların su ihtiyacını karşıladı. Susayan herkesin durak noktası olma özelliğini taşıyan 241 yıllık Zeliha Hanım Çeşmesi, 3 Temmuz 1987’de İstanbul 2 nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun kararıyla tescillendi. Tarihi çeşmenin kitabesinde ise, "Maşallah. Bu çeşme haznesi tecdidin eyleyen merhum İnce El-Hac Mehmed Ağa zevcesi Zeliha’dır. Deyince besmele her derde ider derman. Hayat-ı cümle-i eşya kamu mine’ l-ma’ dır. Sene Hicri 1198 Miladi 1783" ifadeleri yer alıyor. "Evler restore edildikten sonra mahalle turist alan bölge haline geldi" Uzun yıllardır Kapanca Sokak’ta ikamet eden Zerrin Sakçı, "Burası eski, köklü bir yer. Hatta mübadelede İzmit’e yerleşenlerin oturduğu ilk yer olarak bilinir. Mahallemiz birçok tarihi yapıya ev sahipliği yapıyor. Terk edilmiş evler restore edildikten sonra turist alan bölge haline geldi" dedi. "Çeşmenin 241 yıllık tarihi var" Zeliha Hanım Çeşmesi’nin yıllar boyunca kullanıldığına dikkat çeken Sakçı, "Çocukluğumuzda çeşmenin suyundan içerdik. Bir dönem çeşme kullanılmaz duruma geldi. Sonradan İzmit Belediyesi tarafından onarıldı. Yolu kullanan insanlar çeşmedeki suyla elini yüzünü yıkıyor, suyundan içiyor. Tarihi sokak ve çeşme düğünlerde ve nişanlarda gelin ile damadın fotoğraf çekim mekanı olarak kullanılıyor. Çeşmenin 241 yıllık tarihi var. Kendimi bildim bileli bu çeşme kullanılıyor. Tarihimizin bilinmesini, bizden sonraki nesle geçmesini arzu ediyoruz" şeklinde konuştu.
Adana Adana Ticaret Odası Mobil Uygulama hayata geçirildi Adana Ticaret Odası Başkanı Yücel Bayram ‘’ Üyelerimizin işlemlerini kolaylaştıracak ATO Mobil uygulamamız devreye alındı. Türkiye’de ilk defa, mobil uygulama üzerinden üyelerimiz Odamızca düzenlenen belgeleri e-belge olarak alabilecekler. Bu müjdeyi Üyelerimizle paylaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Artık üyelerimizin tamamı, birçok işlemini mobil uygulama üzerinden yapabilecek, hem zaman kaybının önüne geçilecek, hem de uygulama sayesinde işlemlerini hızla cep telefonları ile yerine getirebilecektir" dedi. Konuyla ilgili açıklama yapan Adana Ticaret Odası Başkanı Yücel Bayram, "Teknolojinin hayatımızın merkezi haline gelmesi ile öne çıkan pek çok platform olmuştur. Son yüzyılın öne çıkan ve en çok kullanılan gelişimi olarak mobil teknolojiyi vermek mümkündür. Mobil işletim sistemlerindeki hızlı gelişmelerle birlikte mobil uygulamalar daha aktif ve akıllı hale gelmektedir. İnsanların akıllı telefonlarıyla ve doğal olarak uygulamalarla geçirdikleri vakitte her geçen gün daha da artmaktadır. Günümüzde mobil uygulamalar hayatın vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Bugün mobil uygulamalar ile tüm işleri halledebilmek mümkündür. Adana Ticaret Odası olarak biz de dünyadaki bu trende uygun olarak Üyelerimizin mobil uygulama ile işlerini yapabilmeleri için ATO MOBİL uygulamamızı geliştirerek, devreye aldık" diye konuştu. Bayram açıklamasına şöyle devam etti: "Mobil uygulamalar için sınırsız fikir üretilebilir. Bizler Üyelerimizden gelen talepler doğrultusunda ve kendi ARGE çalışmalarımızla uygulamamızın sürekli olarak geliştireceğiz. Üyelerimizin, mobil uygulamayı kullanabilmek için APP Store ve Google Play Store’den Mobil Uygulamamızı cep telefonlarına indirmesi gerekli ve yeterlidir. Mobil uygulamamız oldukça pratiktir. Üyelerimiz uygulama üzerinden, Aidat Ödeme, Oda E-Belge İşlemleri, Üye İşlemleri, Üye Arama, Meslek Grubu Üyeleri, Ortak ve Temsilci Arama, Meslek Grubu NACE kodu dağılımları, Odamızdan Haberler, Duyurular, Oda Yayınları, Oda Organları, Meslek Komitesi, Meclis, Yönetim Kurulu, Disiplin Kurulu Üyeleri, Komiteme İlet, İletişim, Bize Ulaşın, Bilgi Edinme Formu, Canlı Sohbet, Coğrafi İşaretli Ürünler ve Üreticileri gibi birçok bilgi ve hizmete tek tuşla erişebilecektir. Mobil uygulamamızın tüm Üyelerimize hayırlı olmasını diliyorum."
Gümüşhane Gümüşhane’de badem çağlası bereketi Gümüşhane kent merkezinin simge zirvelerinden Kuşakkaya’nın eteklerindeki hazine arazilerine 1962 yılında dönemin Belediye Başkanı merhum Sebahattin Aytaç’ın girişimleriyle dikilen badem ağaçları her yıl meyve vermesine rağmen toplanmadığı için dalında çürüyor. O zamanlar çorak olan bölgeyi ağaçlandırmak için dikilen badem ağaçları yıllardan beri sezonun ilk meyvesi olarak Gümüşhane dağlarını süslüyor. Çiçek açtığındaki görüntüsüyle eşsiz bir manzara sunan bölgede her yıl bugünlerde çağlalar yenilebilir hale geliyor. Manavlarda 100 TL, Gümüşhane’de bedava Tamamen doğal şartlarda ilaç ve gübresiz olarak kendiliğinden büyüyen binlerce ağacın olduğu alanda kimsenin toplamaması nedeniyle çağlalar her yıl dalında çürürken, Çamlıca Mahallesi sakinleri vatandaşları manavlarda kilogramı 100 TL’den satılan badem çağlasını ücretsiz olarak toplamaya davet etti. Hasat yalnızca 20 gün sürüyor Bahar mevsiminde yalnızca 20 gün görülebilen ve sezonun ilk meyvesi olan badem çağlası Çamlıca ve Karaer Mahallesi’nin yüksek kesimlerine 1962 yılında dönemin Belediye Başkanı merhum Sebahattin Aytaç’ın girişimleriyle başta askeri birlikler olmak üzere çok sayıda vatandaşın katkısıyla dikilmişti. Şifa deposu çağla İçeriğinde bol miktarda fosfor, azot ve potasyum bulunmasının yanında bağışıklık sistemini güçlendiren, yüksek dozda C ve E vitamini ile selenyum içermesi nedeniyle çok sayıda hastalığa karşı koruyucu olduğu biliniyor. An itibariyle Gümüşhane’deki manavlarda kilogramı 100 TL’den satılan badem çağlasının Bayraktepe ve civarındaki binlerce ağaçta ücretsiz olarak toplanabileceğini kaydeden Çamlıca Mahallesi sakinlerinden Ali Ateş, vatandaşları çağla toplamaya davet etti. “Dalları bütün Gümüşhane’ye yetecek bir şekilde bademle dolu” Çamlıca Mahallesi Bayraktepe mevkisinde Kuşakkaya Dağı’nın eteklerinde Gümüşhane’yi ayaklarının altına aldıkları bir manzara eşliğinde badem topladıklarını kaydeden Ateş, “Gümüşhane’de 1962 yılında o günkü belediye başkanı rahmetli Sebahattin Aytaç tarafından dikilen badem ağaçları 60 yılın sonunda bugün bütün Gümüşhane’nin dağlarını sardı. Bu badem ağaçları bu sene de çiçeklerin donmaması sebebiyle dalları bütün Gümüşhane’ye yetecek bir şekilde bademle dolu” dedi. “Kilosu 100 liradan satılan badem ağacı burada bedava” Gümüşhane halkını çarşıdan, pazardan alacakları bademler yerine hafta sonlarını da değerlendirerek taze bir şekilde badem toplamak için bölgeye davet eden Ateş, “Gümüşhane’nin üst kesimlerindeki bu bölgeyi taşlık alandan, çoraklıktan kurtarmak için o günkü askeri birliklerin de yardımıyla merhum Sebahattin Aytaç tarafından yönlendirilerek bu bademler dikildi. Şu anda büyük büyük ağaçlar oldular ve üzerleri gerçekten müthiş derecede güzel bademlerle dolu. Onun için Gümüşhane halkını buralardan badem toplamaya davet ediyorum. Gelsinler taze ve güzel bademlerden yesinler. Bulunduğumuz bölge Gümüşhane’nin üst kesimlerinde ve Gümüşhane’yi ayaklarının altına alacak bir şekilde bir ortamda bulunuyoruz. Buraya dikilen badem ağaçları mevsimin ilk ürünleri. Yani bugün tezgahlarda daha birkaç gün önce kilosu 100 liradan satılan badem ağacı şu anda bedava. Onun için hem burada gelsinler pikniklerini yapsınlar hem de gelsin bademlerini toplasınlar. Müsait olan herkesi buraya davet ediyorum” diye konuştu.
Kocaeli İstinat duvarındaki 241 yıllık tarih Kocaeli’nin İzmit ilçesinde bir binanın istinat duvarına gömülü şekilde bulunan tarihi çeşme 241 yıldır ayakta duruyor. Tarihi Kapanca Sokak’ta yer alan Zeliha Hanım Çeşmesi, 1783 yılında hayırsever Zeliha Hanım tarafından yaptırıldı. Bir binanın istinat duvarına gömülü halde bulunan çeşme, uzun yıllar bölgedeki vatandaşların su ihtiyacını karşıladı. Susayan herkesin durak noktası olma özelliğini taşıyan 241 yıllık Zeliha Hanım Çeşmesi, 3 Temmuz 1987’de İstanbul 2 nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun kararıyla tescillendi. Tarihi çeşmenin kitabesinde ise "Maşallah. Bu çeşme haznesi tecdidin eyleyen merhum İnce El-Hac Mehmed Ağa zevcesi Zeliha’dır. Deyince besmele her derde ider derman. Hayat-ı cümle-i eşya kamu mine’ l-ma’ dır. Sene Hicri 1198 Miladi 1783" ifadeleri yer alıyor. "Evler restore dildikten sonra mahalle turist alan bölge haline geldi" Uzun yıllardır Kapanca Sokak’ta ikamet eden Zerrin Sakçı, "Burası eski, köklü bir yer. Hatta mübadelede İzmit’e yerleşenlerin oturduğu ilk yer olarak bilinir. Mahallemiz birçok tarihi yapıya ev sahipliği yapıyor. Terk edilmiş evler restore edildikten sonra turist alan bölge haline geldi" dedi. "Çeşmenin 241 yıllık tarihi var" Zeliha Hanım Çeşmesinin yıllar boyunca kullanıldığına dikkat çeken Sakçı, "Çocukluğumuzda çeşmenin suyundan içerdik. Bir dönem çeşme kullanılmaz duruma geldi. Sonradan İzmit Belediyesi tarafından onarıldı. Yolu kullanan insanlar çeşmedeki suyla elini yüzünü yıkıyor, suyundan içiyor. Tarihi sokak ve çeşme düğünlerde ve nişanlarda gelin ile damadın fotoğraf çekim mekanı olarak kullanılıyor. Çeşmenin 241 yıllık tarihi var. Kendimi bildim bileli bu çeşme kullanılıyor. Tarihimizin bilinmesi, bizden sonraki nesle geçmesini arzu ediyoruz" şeklinde konuştu.
Antalya Çiçek üreticileri Anneler Günü’ne hazırlanıyor Antalya’nın Serik ilçesinde orkide ve kasımpatı yetiştiriciliği yapan üreticiler, Anneler Günü öncesinde sabahın ilk ışıklarıyla birlikte seralara giriyor. Kayaburnu Mahallesi’nde binbir zahmetle ve özenle yetiştirilen çiçekler, İstanbul’a gönderilirken en çok talep otellerden ve çiçekçilerden geliyor. Doku kültür laboratuvarlarında yetiştirilen ve 18 ay sonra çiçek açan orkideler 200 TL ile 700 TL arasında satılırken, kasımpatının tanesi 25 ile 35 TL arasında değişiyor. Çiçek yetiştiriciliğin meşakkatli ve uzun bir zaman aldığını ama ekonomik değerinin yüksek olduğunu belirten Ziraat Yüksek Mühendisi Hasan Övünç Erdem, "Anneler Günü’nün yaklaşmasıyla siparişlerimiz hızlandı. Çok da talep var. İnşallah Anneler Günü tüm çiçekçiler için iyi geçer" dedi. Orkide yetiştiriciliğinde dünya piyasasının kesme orkide yerine saksı orkide sistemine geçtiğini belirten Ziraat Yüksek Mühendisi Hasan Övünç Erdem, "2008 yılından beri bu işi yapıyoruz. Bu iş o dönem pazarın açıklığı ve TÜBİTAK projesi desteğiyle başladı. Dünya piyasasında kesme orkide yerine saksı orkide sistemine geçildi. Biz de saksı orkideye geçmiş durumdayız. Bunların satışını gerçekleştiriyoruz. Üretim aşaması epifit bitki olduğu için toprakta kök yapmazlar. Çeliği tohumu ya da soğanı yok. Doku kültür laboratuvarlarında çoğaltılıp ondan sonra yerinde şaşırtılıp büyütülüyor. Laboratuvarda üretilen bir orkide yaklaşık 18 ayda çiçek açıyor. Meşakkatli uzun bir zaman. Ekonomik değeri yüksek. Antalya gibi sıcak bölgeler yerine iç bölgelerde yetiştirilirse daha güzel olur" diye konuştu. Yetiştirdikleri orkidenin Türkiye’de iç piyasaya fazlasıyla yettiğini anlatan Ziraat Yüksek Mühendisi Erdem, "Orkidelerimizi iç piyasaya gönderiyoruz. Türkiye’ye fazlasıyla yetiyor. Fiyat politikamız, Anneler Günü’ne özel orkidelerimiz, tek, çift dal olmak üzere rengine göre 200 liradan başlayıp 700 liraya kadar satışını gerçekleştiriyoruz. Kasımpatılarda ise kesme olarak satılıyor. Dal olarak fiyatı 25 liradan başlayıp 35 liraya kadar satışını yapmaktayız. Anneler Günü’nün yaklaşmasıyla siparişlerimiz hızlandı. Çok da talep var. İnşallah Anneler Günü tüm çiçekçiler için iyi geçer. Herkesin Anneler Günü kutlu olsun" şeklinde konuştu. Anne Kezban Erdem ise, "Hem orkide hem kasımpatı çiçeği yetiştiriciliği yapıyoruz. Kasımpatı çiçeğinin işçiliği zor. Her yaprakta filiz alınıyor. Daha çok İstanbul’a gönderiyoruz. Daha çok otellerden ve çiçekçilerden sipariş geliyor. Allah izin verirse umudumuz siparişlerin iyi olması. Ailecek bu işi yapıyoruz. 2 kişi de çalışanımız var. Çiçeğimizin kesim işi olduğu vakit sabah 06.30 gibi seralara giriyoruz" şeklinde konuştu.
Adana Kızılay 1. Genel Başkan Yardımcısı Saygılı: "2 bin 250 ünite kan toplandı" Kızılay 1. Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Saygılı, kan bağışı kampanyası sayesinde 2 bin 250 ünite kan toplandığını belirterek, "Hastanelerde şifa bekleyen hastaların hayatlarına dokunan tüm kan dostlarını bir kez daha tebrik ediyorum. İyi ki varsınız" dedi. Saygılı, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Adana Bölge Müdürlüğü iş birliği ve Adana Valiliği’nin destekleri ile İstasyon Meydanı’nda gerçekleştirilen kan bağışına gösterilen ilgi için tüm tüm Adanalılara teşekkür etti. Saygılı, yayınladığı teşekkür mesajında, kan vermek için adeta yarışan protokol mensupları, sivil toplum kuruluşları ile tüm hayırsever kan dostlarının ulvi bir görevi daha onur veren bir tablo ile tamamladığını bildirdi. “Adanalı bir kez daha kadirşinaslığı gösterdi” diyen Saygılı, kan bağışının önemine vurgu yaparak, “Kış koşulları ve Ramazan aylarında kan stoklarının azalması beklenen durumlardır. Bu nedenle ülke genelinde başlattığımız kan bağışımıza değerli halkımız duyarsız kalmadı" ifadelerine yer verdi. Ramazan Saygılı, 6. Kolordu Bölge Bando Komutanlığı ekibinin konser verdiği, çocukların halk oyunları gösterilerinde bulunduğu ve adeta bir şenlik havasında geçen kan bağışına yoğun ilgi gösteren başta güvenlik güçleri olmak üzere her meslek grubundan Adana halkı ile gurur duyduklarını ifade etti. Dünya genelinde üç kıtada yardım faaliyetleri devam ederken, tek kaynağı insan olan kanın temini için adeta seferberlik ilan eden Kızılay’ın 1. Genel Başkan Yardımcısı Saygılı, açıklamasını şöyle tamamladı: "Kıymetli kan dostlarımız Adana’da ’ candan bağlıyız’ diyerek 2.250 ünite kan bağışladı. Hastanelerde şifa bekleyen hastaların hayatlarına dokunan tüm kan dostlarını bir kez daha tebrik ediyorum. İyi ki varsınız" dedi.