GENEL - 17 Mayıs 2023 Çarşamba 11:03

Yalova Belediyesi’nden kentsel dönüşüme konteyner kent çözümü

A
A
A
Yalova Belediyesi’nden kentsel dönüşüme konteyner kent çözümü

Yalova’da, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi sonrasında yapı stoku yüzde 65 oranında yenilenirken, kalan yüzde 35’lik kısmın yenilenmesi adına hayata geçirilen kentsel dönüşümler çerçevesinde kirada kalmak istemeyen vatandaşlar için konteyner kent kuruldu.

Yalova’da, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi sonrasında yapı stoku yüzde 65 oranında yenilenirken, kalan yüzde 35’lik kısmın yenilenmesi adına hayata geçirilen kentsel dönüşümler çerçevesinde kirada kalmak istemeyen vatandaşlar için konteyner kent kuruldu.


Yalova Belediyesi kent merkezindeki kentsel dönüşüm çalışmalarına hızla devam ediyor. İlk etapta Bağlarbaşı Mahallesi’ndeki 100 dönümlük riskli alanda çalışmalarını yürüten Yalova Belediyesi yüzde 90’ın üzerinde bir anlaşma oranına ulaşarak büyük başarı elde etti. Yalova Belediyesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen kira desteğinin yanı sıra dileyen vatandaşların yeni evlerine kavuşana kadar geçici süre ikamet etmeleri için konteyner kent inşasına başladı. Büyük ölçüde yapımı tamamlanan konteyner kent çevre düzenleme çalışmalarının tamamlanmasının ardından haziran ayında yerleşime açılacak.



"Çocuk parkından yeşil alana kadar her şey olacak"


Yalova Belediye Başkanı Mustafa Tutuk, 2021 yılında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un Yalova ziyaretinde 100 dönüm riskli alanda kentsel dönüşüm kararı alındığını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katkılarıyla kentsel dönüşüm ihalesinin gerçekleştiğini söyleyen Tutuk, “Bölgenin şu an yüzde 50’si boşaltıldı. Fakat vatandaşlarımız bizden rezerv konut istediler. Biz de böyle bir çözüm düşündük. Burada bir konteyner kent kurduk. İçinde çocuk parkından yeşil alana kadar her şey olacak. Vatandaşlar inşaatlar bitene kadar bu konteyner kentte ikamet edecekler. İnşaatlarımız bittiği zaman hak sahibi olan vatandaşlar dairelerini alacaklar. Daha sonra ikinci, üçüncü etaplarda bu rezerv konteyner kent alanımızı kentsel dönüşümde kullanmaya devam edeceğiz” dedi.



45 metrekare, 2 oda 1 salon


Kentsel dönüşüm çerçevesinde yapılan kira yardımlarının yanı sıra vatandaşlara farklı bir alternatif sunmak istediklerini anlatan Tutuk, “Ben kiraya çıkmak istemiyorum diyen vatandaşlarımıza tercihen de bu konteyner kentimizi kurduk. Burası 45 metrekare konteynerlerden oluşuyor. 2 oda 1 salon. Tüm sosyal donatıları içinde barındırıyor. Bir mahalle kültürü oluşturuyoruz. Yeşil alan, çocuk parkı, spor tesisine kadar mahallemizde yapacağız” ifadesini kullandı.



"Yalova’yı olası bir depreme hazır hale getirmek için var gücümüzle çalışıyoruz"


1999 depreminden sonra Yalova’nın yüzde 65’inin yenilendiğini fakat yüzde 35’inin yenilenemediğini anlatan Tutuk, bu sorunu kentsel dönüşüm projeleriyle aştıklarını dile getirdi. Yalova’daki 4 kat imar nedeniyle eski yapı stokunda bulunan 5-6 katlı binaların yenilenemediğini fakat bunun da önündeki engeli kaldırdıklarını anlatan Tutuk, şöyle konuştu:


“Bu sorunu da belediyemiz olarak aştık, hızlandırdık Allah’ın izniyle Yalova’yı olası bir depreme hazır hale getirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. 5 ve 6 katlı binaları yıktığı zaman vatandaş tekrar 5 ve 6 katlı ruhsat verebiliyoruz. Bu da bizim 23 yıldır yüzde 35 dönüşmemiş binaların kentsel dönüşüm için önünü açıyor. Vatandaşlarımızdan duyarlı olmalarını, devletimizin desteklerinden faydalanmalarını bu fırsatı kaçırmamalarını rica ediyorum.”



"Konteyner kentte yaşam haziranda başlıyor"


Vatandaşların konteyner kenti gezdikleri ve memnun olduklarını söyleyen Tutuk, “Haziran ayında burada yaşam başlayacak. Biz de haziran, temmuz ayında 100 dönümlük alanda 718 konut 30 iş yeri olmak üzere ihalesi yapılmış kentsel dönüşümü başlatmış oluyoruz. 18 ay içinde tamamlanıp anahtarları vatandaşlarımıza teslim edilecek. Mağduriyet yaşanmasın diye vatandaşlarımıza konteyner kent kurduk gördüğümüz gibi. Vatandaşlarımız durumdan çok memnun” dedi.



"Konteyner kentle anlaşma yüzde 100’e ulaşacak"


Göreve geldikten sonra Yalova’nın depreme dirençli kent haline getirilmesi için çaba harcadıklarını anlatan Tutuk, yüzde 90’nın üzerinde bir anlaşmayla kentsel dönüşümü Yalova’da başlattıklarını belirterek şöyle konuştu:


"Aslında yüzde 90, yüzde 100 de olacak bu ay Allah’ın izniyle. Bu başarıyı ikili iletişimde kanalların açık olmasıyla başardık. Vatandaşlarımızı mağdur olmayacağına ikna etmek ve bu konteyner kenti gördükten sonra bize olan inançlarının artmasından dolayı anlaşmamız neredeyse yüzde 100’e ulaşacak. Bu konuda yaptığımız ilk iş kentsel dönüşüm ofisi açmak oldu. Vatandaşlarımız doğrudan kendilerine muhatap bulabiliyorlar. Ne kadar daire alacağını, arasın, dairesini TOKİ’ye devrettiğinde ne kadar alacağını öğrenebiliyor. Ben de başkan olarak vatandaşlarımıza tüm kapılarımızı açtık. Hemşehrilerimizle toplantılar yaptık. Vatandaşlarımızla belediye arasında ikna turları yaptık. Bugünlere getirdik."



"İçi de gayet şık ve güzel"


Yalova Genç Romanlar Derneği Başkanı Kerem Koyuncu ise kendilerinin bölgede mağdur edilmeyeceğinin sözünü aldıklarını söyledi. Başkan Tutuk ile bölgede ciddi adımların atıldığını ifade eden Koyuncu, güzel bir yaşam alanı oluşturulduğunu dile getirerek, “Yüzde 80’in de üstünde bir katılım oranı var. İşgalci, kiracılara da hak tanındı. Bu dünyada örneği olmayan bir şey. Evet burada 1-2 yıl yaşanabilir. İçi de gayet şık ve güzel. Çok temiz ve harika. Roman’a sahip çıktığı için önce Cumhurbaşkanımıza, sonra yerel yönetimlere çok ve çok teşekkür ediyorum. Mahallem adına, Romanlar adına teşekkür ediyorum” açıklamasında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yılbaşı öncesi sahte alkol uyarısı Tadı, kokusu ve rengi etil alkolle birebir aynı olan metil alkol, vücuda girdiği andan itibaren sessizce öldürüyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Selim Kocabora, Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral ve Acil Tıp Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Erkan Temizkan, sahte alkole karşı yılbaşı öncesi hayati uyarılarda bulundu. Yılbaşı döneminde alkol tüketiminin artmasıyla birlikte, piyasaya sürülen sahte içkiler yeniden gündeme geldi. Özellikle metil alkol içeren ürünler, ilk saatlerde belirti vermeden ilerleyip kalıcı körlük ve ölüme kadar uzanan ağır tablolara neden olabiliyor. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Selim Kocabora, Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral ve Medipol Üniversitesi Esenler Hastanesi’nden Acil Tıp Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Erkan Temizkan, vatandaşları hayati risklere karşı uyardı. İlk belirti gözlerde ortaya çıkıyor Sahte alkol olarak bilinen metil alkolün, halk arasında tüketilen etil alkolden tamamen farklı ve son derece tehlikeli bir madde olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kocabora, metil alkolün vücutta metabolize edilemediğini belirtti. Prof. Dr. Kocabora, bu nedenle vücutta formik asit adı verilen toksik bir maddenin biriktiğini söyledi. Bu maddenin özellikle sinir hücrelerinin enerji üretimini bozduğunu ifade eden Prof. Dr. Kocabora, "Metil alkol zehirlenmesinde ilk bulgular genellikle gözlerde ortaya çıkar. Kişiler, alkolü tükettikten sonra kendilerini bir süre iyi hissedebilir ancak yaklaşık 12 ila 24 saat içinde görme bulanıklığı, görmede sislenme ve ışık hassasiyeti gibi şikâyetler başlar" dedi. Bu belirtilere dikkat Görme şikayetlerinin ilerleyen süreçte merkezi sinir sistemini de etkileyebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Kocabora, yürüme bozukluğu, konuşma güçlüğü ve bilinç bulanıklığı gibi ciddi nörolojik tabloların da gelişebileceğini belirtti. Erken müdahale edilmediği takdirde görme kaybının kalıcı körlüğe kadar ilerleyebileceğini söyleyen Prof. Dr. Kocabora, bu nedenle şüpheli alkol tüketimi sonrası ortaya çıkan en ufak görme değişikliğinde bile vakit kaybetmeden acil sağlık kuruluşlarına başvurulması gerektiğini vurguladı. "Katil alkol" tüm organlarda hasara yol açıyor Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Göral, alkolün başlı başına sağlık açısından önerilmediğini vurgulayarak, özellikle yılbaşı dönemlerinde piyasaya sürülen sahte alkolün çok daha büyük bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekti. Metil alkolün, halk arasında "katil alkol" olarak anıldığını belirten Prof. Dr. Göral, bu maddenin sanayide kullanılan, insan sağlığı açısından hiçbir faydası olmayan son derece toksik bir kimyasal olduğunu söyledi. Metil alkolün vücuda alındıktan sonra formaldehit ve formik aside dönüştüğünü ifade eden Göral, bu maddelerin hücresel düzeyde yaygın hasara yol açtığını ve neredeyse tüm organları etkilediğini dile getirdi. Ayırt edilemiyor Metil alkolün etil alkolden görünüş, koku ve tat açısından ayırt edilemediğini vurgulayan Prof. Dr. Göral, bu durumun insanların kolayca kandırılmasına neden olduğunu söyledi. Ucuz olması nedeniyle piyasaya sürülen sahte alkolün, birçok insanın hayatını kaybetmesine yol açtığını belirten Prof. Dr. Göral, "Bu durum sadece bir sağlık sorunu değil, açıkça insan hayatıyla oynanan bir cinayettir" dedi. Metil alkol zehirlenmesinde belirtilerin hemen ortaya çıkmayabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Göral, kişilerin ilk saatlerde kendilerini iyi hissedebileceğini ancak 6-8 saat sonra ya da ertesi gün gün bulantı, kusma, karın ağrısı, karaciğer iltihabı, sarılık, pankreas yetmezliği ve solunum yetmezliği gibi hayati risk taşıyan tabloların gelişebileceğini söyledi. Prof. Dr. Göral, bu nedenle özellikle sahte alkol riskinin olduğu dönemlerde alkol tüketiminden kesinlikle kaçınılması gerektiğini vurguladı. Tüm vücudu zehirliyor Metil alkolün, etil alkol yerine kullanılan ancak temizlik maddeleri ve antifriz üretiminde yer alan son derece zehirli bir madde olduğuna dikkat çeken Acil Tıp Uzmanı Dr. Temizkan, bu maddenin vücutta toksik etki gösterdiğini ve ölümcül sonuçlara yol açabildiğini söyledi. Metil alkol zehirlenmesinin en tehlikeli yönlerinden birinin, belirtilerin geç ortaya çıkması olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Temizkan, sahte alkolden korunmanın tek yolunun alkolün yalnızca bilinen, güvenilir ve denetimli satış noktalarından temin edilmesi olduğunu vurguladı. Temizkan, kaçak ve kaynağı bilinmeyen alkol tüketiminin her zaman bu tür zehirlenme risklerini barındırdığına dikkati çekti.
İstanbul YÖK 2025 raporu açıklandı: İGÜ’nün çok boyutlu akademik başarısı tescillendi Yükseköğretim Kurulu tarafından hazırlanan "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" yayımlandı. Rapor, Türkiye’deki üniversitelerin akademik üretimden uluslararasılaşmaya, erişilebilirlikten kalite güvencesine kadar pek çok başlık altında performanslarını ortaya koydu. Rapora göre İstanbul Gelişim Üniversitesi, "Patent, Faydalı Model veya Tasarım" başvurularında Türkiye genelinde 1’inci sırada yer alarak önemli bir başarıya imza attı. Raporda ayrıca İstanbul Gelişim Üniversitesi’nin; akredite lisans programı sayısı, uluslararası öğretim elemanı istihdamı, uluslararası ödüller ve engelli dostu kütüphane kaynakları gibi başlıklarda da ilk 20 üniversite arasında yer aldığı görüldü. Patent başvuruları sayısında zirve İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025’te yer alan verilere göre İstanbul Gelişim Üniversitesi, "Patent, Faydalı Model veya Tasarım" başvurusu sayısı bakımından Türkiye genelinde 1’inci oldu. Bu sonuç, üniversitenin araştırma, yenilikçilik ve ticarileşebilir akademik çıktı üretme kapasitesinin yüksekliğini ortaya koydu. Vakıf üniversiteleri arasında en fazla akredite lisans programına sahip üniversite 2024 YKS kılavuzu verileri esas alınarak hazırlanan değerlendirmede, akredite lisans programı sayısı en yüksek üniversiteler sıralandı. İstanbul Gelişim Üniversitesi, sahip olduğu 44 uluslararası akredite lisans programı ile bu alanda Türkiye genelinde 3’üncü sırada konumlanırken, vakıf üniversiteleri arasında ise 1’inci sırada yer aldı. Raporda bu tablo, akreditasyonun hem devlet hem de vakıf üniversiteleri için giderek daha belirleyici hâle geldiğini gösteren önemli göstergelerden biri olarak değerlendirildi. İGÜ’den çok boyutlu performans Rapora göre 2024 yılı itibarıyla en fazla uluslararası öğretim elemanı istihdam eden üniversiteler arasında İstanbul Gelişim Üniversitesi de yer aldı. 49 uluslararası öğretim elemanı ile İGÜ, bu kategoride Türkiye genelinde 11’inci, vakıf üniversiteleri arasında ise 5’inci sırada konumlandı. Uluslararası alanda kazanılan ödüller açısından yapılan değerlendirmede ise İGÜ, 14 uluslararası ödül ile Türkiye genelinde 15’inci, vakıf üniversiteleri arasında 9’uncu sırada yer aldı. Üniversite kütüphanelerinde bulunan sesli kitap ve engelli dostu dijital kaynaklara ilişkin verilerde İstanbul Gelişim Üniversitesi, 329 bin 6 kaynak ile bu alanda Türkiye genelinde 20’nci, vakıf üniversiteleri arasında 8’inci sırada yer aldı. Raporda, özellikle milyon ve yüz binler düzeyinde kaynağa sahip üniversitelerin erişilebilirlik ve kapsayıcılık açısından stratejik birer merkez hâline geldiği vurgulandı. "Sürdürülebilir bir yükseköğretim modeli inşa ediyoruz" İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin, YÖK tarafından yayımlanan raporda elde edilen sonuçlara ilişkin değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi: "Yükseköğretim Kurulu tarafından yayımlanan bu raporda elde edilen sonuçlar, İstanbul Gelişim Üniversitesi’nin araştırma üniversitesi hedefini bütüncül bir ekosistem anlayışıyla hayata geçirme gayreti içinde olduğunu ortaya koymaktadır. Patent başvurularında Türkiye genelinde birinci sırada yer almamız; üniversite-sanayi iş birliğini merkeze alan, araştırmayı ticarileşebilir çıktılara dönüştüren stratejik yaklaşımımızın somut bir sonucudur. Akreditasyon, uluslararasılaşma ve erişilebilirlik göstergelerinde ilk 3 üniversite arasında yer almamız ise kalite güvencesi, küresel akademik etkileşim ve toplumsal sorumluluk alanlarını birlikte ele alan sürdürülebilir bir yükseköğretim modeli inşa ettiğimizi göstermektedir. İstanbul Gelişim Üniversitesi olarak önümüzdeki dönemde de araştırma, yenilikçilik ve uluslararasılaşma ekseninde şekillenen bu ekosistemi daha da güçlendirerek ülkemizin yükseköğretim ve Ar-Ge kapasitesine katkı sunmayı sürdüreceğiz."
Erzurum Lisede teknolojik dönüşüm Oltu MTAL’de teknolojik dönüşüm başladı, atölyeler yeni nesil makinelerle donatıldı. Erzurum’un Oltu ilçesi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Metal Teknolojisi ile Mobilya ve İç Mekân Tasarımı alanlarında yaptığı büyük teknolojik yatırımla dikkat çekti. Okul bünyesindeki atölyeler, yeni nesil makinelerle yenilenerek öğrencilerin sektör standartlarında eğitim almasına imkân sağladı. "Çelik gibi irade, teknolojiyle buluştu" anlayışıyla hareket eden okul yönetimi, öğrencilerin hem teorik hem de uygulamalı eğitimlerini güçlendirdi. Toplam 13 yeni nesil makinenin kazandırıldığı atölyelerde artık ahşap ve metal alanlarında her türlü üretim yapılabiliyor. Okulda gerçekleştirilen yenileme çalışmalarını yerinde incelemek amacıyla Oltu Kaymakamı Mustafa Çelik, İlçe Milli Eğitim Müdürü İlhami Şahin ve Okul Müdürü Anıl Demircan atölyeleri ziyaret etti. Ziyaret sırasında meslek öğretmenlerinden makinelerin teknik özellikleri ve eğitimdeki kullanım alanları hakkında bilgi alındı. Yetkililer, yapılan yatırımlar sayesinde öğrencilerin iş hayatına daha donanımlı şekilde hazırlandığını belirterek, okulun üretken, geliştiren ve geleceği inşa eden bireyler yetiştirmeye devam edeceğini vurguladı. Öte yandan Bilişim Teknolojileri Alanı atölyesi de yenilenerek 10 adet yeni nesil bilgisayar okul bünyesine kazandırıldı. Oltu MTAL geleceğin yükselen değeri Atölyelerin modern makinelerle donatılmasında emeği geçenlere teşekkür edilirken, Metal Teknolojisi Alanı için alınan makineler şu şekilde sıralandı: Lazer Kaynak Makinesi, Argon (TIG) Kaynak Makinesi, Plazma Kesme Makinesi, Punta Kaynak Makinesi, Mobilya ve İç Mekân Tasarımı Alanı için alınan makineler ise şöyle: Kenar Yapıştırma Makinesi, Planya Makinesi, Şerit Testere Makinesi, Yatay Delik Makinesi, Kalınlık Makinesi, Freze Makinesi, Sütunlu Dikey Matkap, Çoklu Delik Makinesi, Ahşap Lazer Kesim Makinesi, Okul Müdürü Anıl Demircan yapılan 4,5 milyona alınan ve Yapılan yatırımlarla Oltu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, bölgenin mesleki eğitimdeki önemli merkezlerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
İzmir Gazeteci Yazar Gökhan Çelik’ten yeni roman: ’Hilal Birliği’ Gazeteci ve yazar Gökhan Çelik, aynı zamanda Türkiye Atıcılık Federasyonu As Başkanı olarak görev yaparken, edebiyat alanındaki üretkenliğini de yeni romanıyla sürdürüyor. Çelik’in dokuzuncu romanı olan "Hilal Birliği" okurla buluşarak raflardaki yerini aldı. 42. İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı ile birlikte satışa çıkan Hilal Birliği, tarihin gölgelerinde kurulmuş, varlığı hiçbir zaman kayıtlara geçmemiş gizli bir teşkilatın izini sürüyor. Roman, bir milletin hafızasında saklı kalmış, susarak hükmeden ve her dönemde varlığını koruyan bir aklın hikâyesini merkezine alıyor. 1990’lı yılların karanlık sokaklarında bir müzisyenin cebine bırakılan gizemli bir mektupla başlayan hikâye; geçmiş ile geleceği, birey ile devleti, hakikat ile sırrı iç içe geçirerek ilerliyor. Alparslan Türkeş’ten Turgut Özal’a, Muhsin Batur’dan Adil Erdem Bayazıt’a, Barış Manço’dan Necip Hoca’ya uzanan gerçek isimler, romanda tarih sahnesinin perde arkasındaki taşıyıcılar olarak yer alıyor. Yeni eserini okuyucularının beğenisine sunmanın heyecenını yaşadığını ifade eden Çelik, şöyle devam etti: "Hilal Birliği, hayal ile gerçeğin arasındaki en ince çizgide yürürken, okuru yalnızca bir hikâyeye değil bir sorgulamanın içine davet ediyor. İlk satırdan itibaren okur, sanki kendi cebine bırakılmış bir mektubun çağrısıyla baş başa kalıyor ve şu soruyla yüzleşiyor: ’Ben gitmeli miyim?’ " Yeni romanıyla tarihsel derinliği, politik arka planı ve güçlü kurgusuyla, okuru hem düşünmeye hem de hatırlamaya çağıran Çelik, bunu "Çünkü bazı sırlar anlatılmaz; ancak hak edenin kulağına fısıldanır." şeklinde ifade ediyor. Önceki romanları Gökhan Çelik, daha önce "Türk Mülkünün Nizamı: Nizamülmülk", "Ahi Evran", "Denizlerin Tufanı: Piri Reis", "Çaka Bey - Beni Denizlere Gömün", "Fatih Zamanı: Veladet", "Şahzade - Hükümdarlık Satracı", "Kurt Gecesi: İmparatoryum" ve "Kıbrıs Baskını" adlı romanlara imza atmıştı.