POLİTİKA - 24 Haziran 2025 Salı 17:12

CHP’li Başkan Fazlaca, ihraç talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildi

A
A
A
CHP’li Başkan Fazlaca, ihraç talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildi

Yalova’da AK Parti’ye geçeceği iddiaları bir süredir kamuoyunda konuşulan Altınova Belediye Başkanı Yasemin Fazlaca ve meclis üyesi Sinan Aydın, kesin ihraç talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildi.


Konuyla ilgili CHP İl Başkanı Erdem Doğancı, yazılı bir açıklamada bulundu. Doğancı, açıklamasında Altınova ilçesinde kamuoyunda yer alan haberlerden dolayı 16 haziranda Yerel Yönetimler Biriminden ilgili milletvekilinin Yalova’ya gelerek inceleme ve temaslarda bulunduğunu ifade etti. Doğancı, milletvekilinin gözlem ve tespitlerinden oluşan raporun genel merkeze iletilmesinin ardından konunun, 23 Haziran’da gerçekleştirilen CHP MYK toplantısında gündeme alındığını belirterek, "Parti disiplinini zedeleyen eylemleri nedeniyle Altınova Belediye Başkanı Yasemin Fazlaca ve Belediye Meclis Üyesi Sinan Aydın’ın kesin ihraç talebiyle tedbirli olarak Yüksek Disiplin Kurulu’na sevkine oy birliğiyle karar verilmiştir. CHP Merkez Yönetim Kurulu’muzun aldığı karar, gelişen disiplin süreci ve diğer gelişmelerle ilgili olarak sürecin takipçisi olacağız ve kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz" dedi.



CHP’li Başkan Fazlaca, ihraç talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İTO Başkanı Avdagiç’ten "Piyasa fiyatlama hesabını Merkez’in enflasyon tahmin aralığında yapmalı" vurgusu İTO Başkanı Şekib Avdagiç, "Enflasyonda gelinen noktayı memnuniyet verici kabul ediyoruz. Ama teyakkuzda olmayı da ihmal etmememiz gerektiğini düşünüyoruz. Aylık enflasyonun alt bileşenlerine baktığımızda, enflasyonun yıl sonunda yüzde 30’un altına inerek Merkez Bankası’nın tahmin aralığında kalacağına inanıyoruz" değerlendirmesinde bulundu. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Oda’nın temmuz ayı Meclis toplantısında iş dünyasının gündemine ilişkin görüşlerini açıkladı. Avdagiç, enflasyonla mücadele ve finansal istikrarın tesisi amacıyla uygulanan ekonomi politikalarında, 2 yılın geride bırakıldığını hatırlattı. Avdagiç, "Bu 2 yıl içeride ve dışarıda olağanüstü gelişmeler eşliğinde geçti. Tüm bu küresel ve bölgesel sıkıntılara rağmen enflasyonda belirgin ve hedeflenen bir iyileşme devam ediyor" yorumunu yaptı. "Enflasyonda gelinen noktayı memnuniyet verici kabul ediyoruz" Avdagiç, enflasyonda gelinen noktayı memnuniyet verici kabul ettiklerini, TÜİK Tüketici Fiyatları Endeksi’nin (TÜFE) Haziran’da yüzde 1,37 artarken, yıllık TÜFE’nin yüzde 35,05 ile 3,5 yılın en düşük seviyesine gerilediğini söyledi. Avdagiç, "Ama teyakkuzda olmayı da ihmal etmememiz gerektiğini düşünüyoruz. Aylık enflasyonun alt bileşenlerine baktığımızda, enflasyonun yıl sonunda yüzde 30’un altına inerek Merkez Bankası’nın tahmin aralığında kalacağına inanıyoruz. Piyasa aktörleri ile mal ve hizmet üreticilerinin de fiyatlama davranışlarını ve hesaplamalarını bu seviyeleri dikkate alarak yapmalarında büyük yarar bulunuyor" değerlendirmesinde bulundu. Enflasyonun kalıcı olarak tek haneli rakamlara çekilmesini önemsediklerini vurgulayan Şekib Avdagiç, böylece hem üretici hem tüketici kesiminde büyük bir rahatlama meydana geleceğini ve finansal istikrarın yeniden tesisi yolunda önemli bir sonuç oluşturacağını vurguladı. Avdagiç, fiyat istikrarının, kalıcı refahın olmazsa olmaz koşulu olduğu gerçeğinden hareketle, tüm kesimlerin bu sürece daha güçlü şekilde destek vermesinin önemine dikkat çekti. "Temmuz ayı ile birlikte Türkiye ekonomisinde yeniden bir dengelenme sürecine girilmesini öngörüyoruz" İTO Başkanı Avdagiç, temmuz ayı ile birlikte Türkiye ekonomisinde yeniden bir dengelenme sürecine girilmesini öngördüklerini belirtti. Avdagiç, "Açıkçası, ekonomik aktivitede yeniden olumlu bir sürece girilecek olmasını heyecanla bekliyoruz. Faizde indirim döngüsüne girilmesi, reel kesimin ve özellikle KOBİ’lerin 2 yıldan bu yana yaşadığı finansmana erişim sorununun hafifletilmesi ve üretim-istihdam-ihracat sacayağında yeniden ivmelenmenin kapısını da aralayacaktır" değerlendirmesini yaptı. "Doların rezerv para tahtı sorgulanıyor" Uluslararası piyasalara değinen Avdagiç, doların rezerv para tahtının sorgulandığını söyledi. ABD’nin yakın müttefiki Suudi Arabistan’ın bile petrolünü fiyatlandırma modeline Yuan cinsinden vadeli işlem sözleşmeleri eklemeyi düşündüğünü hatırlatan Şekib Avdagiç, "Doların rezerv para tahtı sallanıyor mu? Dünyanın hâlâ birincil rezerv para birimi ve uluslararası ödeme aracı niteliğini sürdürmesine karşın, son dönemde ortaya çıkan jeopolitik ve jeostratejik değişimler nedeniyle ABD dolarının hegemonyası artık açıktan sorgulanıyor. Dolarizasyondan kurtulma, yatırımcılar, şirketler ve ülkeler arasında giderek daha fazla öne çıkan bir tartışma konusu haline gelmiş durumda" ifadelerini kullandı. Avdagiç, doların rezerv para niteliğinin aşınmasının kimi potansiyel fırsatlara da kapı aralayabileceğini, gelişmekte olan ülkelerin kendi para birimlerini veya bölgesel çözümleri kullanmasının bu ülkelerin ABD politikalarına bağımlılığını azaltabileceğini, ayrıca finansman koşullarında da avantaj sağlayabileceğini vurguladı.
İstanbul YKS tercih dönemi kapıda: "Doğru tercih, yarını şekillendirir" YKS tercih döneminin başlamasına sayılı günler kala Uzman Psikolog Berfin Özcan, "İlgi alanlarınızı keşfedin, fuarlara katılın ve bilinçli tercihler için rehber programlardan faydalanın" şeklinde önerilerde bulunarak bu dönemde yapılması gerekenleri anlattı. Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarının açıklanmasına günler kala, binlerce aday ve ailesi için hem heyecanlı hem de stresli bir süreç başladı. "Üniversiteye girişin son adımı olan tercih dönemi, yalnızca bir eğitim kararı değil; aynı zamanda gençlerin kariyer yolculuğunun, yaşam tarzlarının ve hayallerinin şekillenmesinde kritik rol oynayan bir dönüm noktası. Bu süreci bilinçli ve sağlıklı şekilde yönetebilmek, öğrencilerin ileride yaşayabileceği pişmanlıkların önüne geçilmesi açısından büyük önem taşıyor" diyen İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Uzman Psikolog Berfin Özcan da bu hassas dönemde adaylara ve ailelerine yol gösterecek önemli uyarılarda bulundu. "Resmî olmayan bilgilere karşı dikkatli olun" Tercih döneminin ilk ve en önemli adımının, ÖSYM tarafından yayımlanacak olan tercih kılavuzunun detaylı bir şekilde incelenmesi olduğunu vurgulayan Özcan, adayların süreci doğru yönetebilmesi için bilgiye dayalı kararlar vermesi gerektiğini ifade etti. "Kılavuz; kontenjanlar, başarı sıralamaları, özel şartlar ve ek puanlar gibi tercih için kritik bilgiler içerir. Bu bilgileri göz ardı etmek, yanlış ve pişmanlık doğurabilecek tercihlere yol açabilir" dedi. Özcan, özellikle sosyal medya platformlarında ve öğrenci forumlarında dolaşan bazı içeriklerin yanıltıcı olabileceğine dikkat çekerek adayların bu tarz kaynaklara temkinli yaklaşması gerektiğini belirtti. Bu dönemde yanlış ya da eksik bilgiyle hareket etmenin, adayların geleceğini olumsuz etkileyebileceğini söyleyen Özcan, bilgi doğrulama alışkanlığının altını çizdi. "Bu tür platformlarda yapılan yorumlar kişisel deneyimlere dayanır ve herkes için geçerli olmayabilir. ÖSYM’nin resmî web sitesi ve üniversitelerin aday öğrenci sayfaları gibi doğrulanmış kaynaklardan bilgi alın" ifadelerini kullandı. "Fuarlara katılın, akademisyenlerle görüşün" Üniversite tanıtım fuarlarının, tercih döneminin en verimli araçlarından biri olduğunu dile getiren Özcan, adayların bu tür etkinliklerde edindikleri bilgilerin, karar verme süreçlerine ciddi katkı sunduğunu belirtti: "Adayların, ilgi duydukları bölümlere dair akademisyenlerle doğrudan konuşma fırsatı bulmaları çok kıymetlidir. Bu sayede hem mesleği hem de eğitim ortamını yakından tanıyabilirler." Bir üniversitenin sadece bölümleri ya da puanlarıyla değil, aynı zamanda sunduğu sosyal imkânlar, akademik kadrosu ve mezunlarının iş bulma oranlarıyla da değerlendirilmesi gerektiğini belirten Özcan, yüz yüze görüşmelerin bu konularda daha sağlıklı fikir vereceğini söyledi. Aday öğrencilere ve velilere çağrıda bulunan Özcan, tercih dönemini aktif bir araştırma süreci olarak görmelerini önerdi. "Tercih döneminde ‘İGÜ Koçun Olsun’ programından yararlanabilirsiniz" Tercihlerin yalnızca sınav puanına göre yapılmasının riskli olabileceğini belirten Berfin Özcan, öğrencilerin kendi iç seslerine ve ilgi alanlarına kulak vermeleri gerektiğini vurguladı: "Popüler ya da yüksek puanlı bölümleri seçmek, başarıyı garanti etmez. Aksine, öğrencinin ilgisini çekmeyen bir alanda mutsuz ve başarısız olma riski artar. Bu nedenle adaylar, ‘Ben bu alanda uzun vadeli bir hayat düşünebilir miyim?’ sorusunu mutlaka kendilerine sormalı." Bu noktada İstanbul üniversitelerinin sunduğu ‘İGÜ Koçun Olsun’ programına da dikkat çeken Özcan, adayların bu süreçte bilimsel yöntemlerle kendilerini tanımalarının tercihlerini kolaylaştıracağını söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Doğru tercih, yalnızca bir puana değil; kişinin kendini ne kadar tanıdığına dayanır. ‘İGÜ Koçun Olsun’ programı, kişilik ve meslek uyum testleriyle öğrencilerin içsel eğilimlerini ve güçlü yönlerini ortaya çıkarıyor. Adaylara sadece bölüm önermekle kalmıyor, kim olduklarını fark etmelerine de yardımcı oluyor. ‘İGÜ Koçun Olsun’, bir tercih rehberinden çok daha fazlası; bu, gençlerin hayat rotasını keşfetmesini sağlayan bir dönüşüm yolculuğu. Bu nedenle tercih döneminde bu tür rehberlik programlarından yararlanmak çok kıymetli." Özcan, öğrencilerin yalnızca hayallerine değil, aynı zamanda gerçekçi hedeflerine de odaklanmaları gerektiğini belirtti. "Sadece başarı sıralamasına göre yapılan tercihler çoğu zaman motivasyon kaybına ve eğitim hayatında zorlanmaya yol açabilir. Adayların, başarı sıralamasının altında, üstünde ve eşdeğerinde yer alan bölümleri değerlendirmesi; süreci hem esnek hem de sağlıklı bir şekilde yürütmelerini sağlar" dedi. "Stresle başa çıkmak da bu sürecin bir parçası" Akademik başarının yanı sıra psikolojik dayanıklılığın da bu süreçte önem taşıdığını dile getiren Özcan, tercih döneminin öğrenciler üzerinde ciddi bir baskı oluşturabileceğini belirtti. "Kaygı, baskı ve belirsizlik, öğrencinin hem psikolojik hem de fiziksel sağlığını olumsuz etkileyebilir. Düzenli uyku, sağlıklı beslenme ve egzersiz gibi günlük rutinler çok önemlidir. Gerekirse psikolojik destek almaktan çekinmeyin" şeklinde konuştu. Adayların kendilerini sürekli kıyaslama eğiliminde olduklarını belirten Özcan, her bireyin öğrenme biçimi ve yaşam hedeflerinin farklı olduğunu hatırlattı. Bu nedenle, başkalarının tercihlerine bakarak karar vermek yerine, bireysel ihtiyaçlara ve özelliklere odaklanmanın daha sağlıklı olacağını söyledi. "Aileler destekleyici olmalı, yönlendirici değil" Ailelerin, tercih sürecinde çocuklarının yanında olmalarının büyük bir güç kaynağı olduğunu belirten Özcan, bu desteğin yönlendirici değil, anlayışlı ve sabırlı bir şekilde sunulması gerektiğine dikkat çekti. "Aileler çocuklarının yanında olduklarını hissettirmeli ancak kendi hayallerini ve beklentilerini çocuklarına yansıtmamalı. Sabırlı, anlayışlı ve destekleyici bir yaklaşım, öğrencinin özgüvenini artırır" dedi. Birçok öğrencinin, ailesinin beklentilerini karşılamaya çalışırken kendi isteklerinden vazgeçtiğini de belirten Özcan, bunun uzun vadede mutsuzlukla sonuçlanabileceğini ifade etti. Ailelere düşen en önemli görevin, çocuklarını dinlemek ve onların bireysel kararlarını desteklemek olduğunu da ayrıca vurguladı. "Bu karar sizin, hayat sizin" Tercih döneminin gençlerin geleceğinde büyük etkiye sahip olduğunun altını çizen Uzman Psikolog Berfin Özcan, bu süreci yalnızca bir seçim olarak değil; aynı zamanda kişisel bir farkındalık süreci olarak değerlendirmek gerektiğini söyledi. "Bu süreçte atılacak her adım, geleceğinize doğrudan etki eder. Bilinçli, araştırmacı ve kendine güvenen bir yaklaşımla hareket edin. Unutmayın, doğru tercih sadece bugünü değil, yarınlarınızı da şekillendirir" dedi. Her öğrencinin potansiyeline uygun ve tutkuyla bağlanabileceği bir alanın mutlaka olduğunu hatırlatan Özcan, gençlere kendi yollarını çizmeleri için cesaret verdi.
Düzce Yeni programlarla eğitim-öğretim hizmet alanını genişletiyor Modern müfredatı, donanımlı akademik kadrosu ve uygulama imkanlarıyla, ülkemiz iş gücüne nitelikli meslek profesyonelleri kazandırmaya devam eden Düzce Üniversitesi, yeni öğrenci alacak programlarıyla eğitim-öğretim hizmet alanını ve kalitesini genişletiyor. Yükseköğretim Kalite Kurulu tarafından akredite edilerek eğitimdeki kalitesini belgelendiren ve kurumsallaşma yolunda büyük bir adım atan Düzce Üniversitesi, yeni programlarla eğitimdeki yelpazesini genişleterek ülkemizin geleceğine değer katacak programları bünyesine kazandırıyor. Bu kapsamda Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına yapılan başvuruların neticesinde; 2025-2026 Eğitim-Öğretim Yılı’nda, Düzce Meslek Yüksekokulu bünyesinde 30’ar kontenjanlı "Robotik ve Yapay Zeka" ile "Arka-Yüz Yazılım Geliştirme", Gümüşova Meslek Yüksekokulu bünyesinde 25 kontenjanlı "Kaynak Teknolojisi", Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu bünyesinde ise 30 kontenjanlı "Tıbbi Veri İşleme Teknikerliği" programları yeni öğrencilerini kabul edecek. Çağın ihtiyaçlarına cevap verebilen meslek: robotik ve yapay zeka "Robotik ve Yapay Zeka" programı; öğrencilere robot tasarımı ve programlaması, yapay zeka algoritmaları, makine öğrenimi ve veri analitiği gibi çağın ihtiyaçlarına cevap verebilecek alanlarda üstün bilgi ve beceri kazandırarak, mezunlara robotik sistemlerin tasarımı ve üretimi, yapay zeka geliştirme, Ar-Ge, otomasyon ve endüstriyel kontrol sistemleri, girişimcilik gibi çeşitli alanlarda kariyer yapma fırsatı sunacak. Bu meslek profesyonellerini bekliyor "Arka-Yüz Yazılım Geliştirme" programı; web ve mobil uygulamaların arkasında çalışan veri tabanları, sunucu yönetimi ve uygulama mantığı gibi sistemlerin geliştirilmesi için gerekli temel bilgi ve becerileri kazandıracak. Geniş iş fırsatları sunan program mezunları, yazılım geliştirme firmaları, teknoloji ve finans şirketlerinde Arka-yüz yazılım geliştiricileri, web geliştiriciler, sistem analistleri, veri tabanı yöneticileri ve yazılım test mühendisleri gibi pozisyonlarda çalışabiliyor. Program ayrıca, öğrencilerin kendi yazılım projelerini geliştirmelerine ve girişimci olmalarına da imkan tanıyarak önemli kariyer fırsatları vadediyor. Dikkat çeken program Metal ve benzeri malzemeler bulunan ürünlerin üzerinde ihtiyaç duyulan her türlü teknik işlemin yapılmasıyla ilgili mesleki beceri kazandıran "Kaynak Teknolojisi" programı; inşaat sektörü, imalat, havacılık sanayi, demir, alüminyum, döküm ve çelik fabrikaları, makine üretim işletmeleri, otomotiv ve gemi sanayisi gibi sektörlerde geniş iş imkanları sunuyor. Dijital dönüşümün merkezinde yer alan, geleceği parlak meslek "Tıbbi Veri İşleme Teknikerliği" programı ise sağlık alanında disiplinlerarası bir eğitimle donanımlı ve yetkin teknik personel yetiştirecek. Sağlık sektörünün dijital dönüşümün merkezinde yer alması beklendiğinden program, geleceği parlak bir meslek alanı olarak öne çıkıyor. Mezunlar; hastaneler, laboratuvarlar ve özel sağlık yazılım şirketlerinde önemli kariyer imkanlarına sahip olacaklar.