GENEL - 27 Eylül 2017 Çarşamba 08:52

Sular çekildi, köy ortaya çıktı

A
A
A
Sular çekildi, köy ortaya çıktı

Yozgat’ta 1987 yılında temeli atılan Gelingüllü Barajı’nda su tutulmaya başlanmasıyla birlikte sular altında kalan Esenli köyünde, yerleşim yeri kalıntıları yaz mevsimi dolayısıyla suların çekilmesiyle birlikte gün yüzüne çıktı.

Yozgat’ta 1987 yılında temeli atılan Gelingüllü Barajı’nda su tutulmaya başlanmasıyla birlikte sular altında kalan Esenli köyünde, yerleşim yeri kalıntıları yaz mevsimi dolayısıyla suların çekilmesiyle birlikte gün yüzüne çıktı.


1994 yılının sonunda taşan Gelingüllü Sulama Barajı, 2 ay içerisinde Esenli köyünü sular altında bıraktı. 1987 yılında yapımı tamamlanan Gelingüllü Sulama Barajı’nda, su tutulmaya başlanmasıyla birlikte baraj suları altında kalan yerleşim yerlerinde yaşayan vatandaşlar, yüksek kesimlere yerleşmek zorunda kaldı. Evini ve bahçesini sular altında bırakan Esenli köyü sakinleri, şimdilerde baraj sularının çekilmesiyle ortaya çıkan yerleşim kalıntılarında anılarını yaşıyor. Suların çekilmesiyle birlikte taşkının üzerinden 23 yıl gibi bir süre geçmesine rağmen köyün camilerinin, okul binalarının, mezarlarının ve belediye binasının ayakta durması ise köy sakinlerinin anılarının tazelemesini sağlıyor.


1994 yılında köylerinin su altında kaldığını söyleyen 64 yaşındaki İsmail Ataman, "1987 yılında Gelingüllü Barajı’nın temeli atıldı. Esenli Köyü o zamanlar 600 haneydi. Esenli’de demircisi, kömürcüsü, marangozcusu, değirmencisi şehirde olan her meslek gurubu burada da vardı. Biz çocuktuk o zaman baraj gelecek diyorlardı. Biz 50 yaşlarına geldik baraj geldi ve en sonunda 1994 yılında köyümüz sular içerisinde kaldı. Milyarlarca maddiyatımız da bu suyun içinde kaldı. Çoğunun evi, bahçesi, eşyası kaldı alamadık. Su geldi köyü bastı" dedi.


Suların çekilmesiyle birlikte köyün çıkan kalıntıları hakkında bilgiler veren Ataman, Esenli’nin 200 yıllık geçmişinin suyun içerisinde yattığını söyleyerek, "Bu köyün içerisinde sanat okulu var. İlköğretim okulu var. Sağlık ocağımız var, camilerimiz var, kalemiz var. Belediye binamız var. Fırınımız var, betonarme evler var. Ahşap yapılar suyun içinde kaldı. İki tarafta mezarlarımız var. Geçenlerde karşı tarafa gittim. Su altında açılan yerleri gezdim. Benim evim de orada. İçime hançer sokuldu, duygulandım. Fazla da gezmedim, anılarım canlandı. Benim 50 senem orada geçti. Amcam, dayım dedem, ecdadım hep orada yaşadılar" şeklinde konuştu.


Bu sene suyun çekilmesiyle sular altında kalan yerleşim yerinin büyük bir kısmının gün yüzüne çıktığını dile getiren Ataman, "Sular sulama mevsiminde Nisan ve Mayıs ayları itibariyle çekilmeye başlıyor. Sular çekilince binalar çıkıyor. Her sene bu kadar olmuyordu ama bu sene köyün büyük bir kısmı gün yüzüne çıktı. Seneye su olmazsa baraj boşalır ve Esenli Köyü’nün tamamı gün yüzüne çıkar" ifadelerini kullandı.


Baraj altında kalan Esenli köyünü görmek için Ankara’dan Yozgat’a gelen Ahmet Songur ise, "Şefaatli ilçemizin Halaçlı köyünden bir dostumuza ziyaret için geldiğimizde Esenli köyünün suların altında kaldığından bahsetti. Bir köyün suların altında kalması belki telaffuz itibariyle çok basit ve kolay olabilir ama orada insanların hatıraları, tarihi, geçmişi, anıları hepsi onunla birlikte suların altında kalıyor. Sular çekildiği zaman belki hatıraları suyun üstüne çıkıyor. Ama baraj tekrar dolduğu zaman tekrar hatıralar suyun altında kalıyor. Televizyonlardan, belgesellerden gördüğümüz gibi olmuyor buralara gelip o duyguyu yaşamak gerekiyor" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzBB Yayınları’ndan 9 yeni kitap İzmir Büyükşehir Belediyesi Yayınları (İzBB Yayınları) edebiyattan akademik yayınlara ve çocuk kitaplarına kadar dokuz yeni kitabı okuyucularla buluşturuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi Yayınları (İzBB Yayınları) edebiyattan akademik yayınlara, çocuktan prestij yayınlarına dek okuyucularına dokuz yeni kitap hazırladı. Kurulduğu günden bu yana bir yılda 35 kitaba ulaşan İzBB Yayınları’nın “Toplumsal Bellekte Bir Akdeniz Liman Kenti: İzmir”, “İlk Çağlardan 324’e İzmir Tarihi”, “Sevgi Tutsağı”, “Gazi Heykelinde Güvercinler”, “Aklın Ayak İzleri - 2”, “Aklın Ayak İzleri -3”, “Ekin’in Karakılçık Buğdayı”, “İzmir’in Renkleri”, “İzmir’i Boyuyorum - Doğal Yaşam Parkı” adlı kitapları son yayımladığı eserler arasında yerini aldı. İzBB Yayınları’na İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde bu yıl 19-28 Nisan tarihlerinde Kültürpark’ta açık alanda düzenlenen İzkitapfest-İzmir Kitap Fuarı’nda da ulaşmak mümkün. Girişlerin ücretsiz olduğu İZKİTAP Fest, bugün de 10.00-21.00 saatleri arasında kitapseverleri ağırlamaya devam edecek. Kentin belleğine tarihsel bakış Selin Önen’in derlediği Burkay Pasin, Fatma Tanış, Hasan Işıklı, Hilal Öktem, Işıl Can Traunmüller, Leyla Bektaş Ata, Ömer Karahan, Orkun Destici ve Yaşar Eyüp Özveren’in makalelerinin yer aldığı “Toplumsal Bellekte Bir Akdeniz Liman Kenti: İzmir” adlı kitapta, kentin yaşam için tercih edilen yapısına dikkat çekildi. Yavaş yaşam tarzı, modernliği, kıyıları, iklimiyle yoğun bir göçe konu olan kentin, 19. Yüzyıl’dan günümüze dek yaşadığı değişimden izler aktarıldı. İzmir’in ilk çağlardaki tarihine odaklanılan “İlkçağlardan 324’e İzmir Tarihi” kitabında tarihçi Cecil John Cadoux’un detaylı anlatımına yer verildi. Ayşen Tekşen’in günümüz Türkçesine çevirdiği kitapta, metinler ve anekdotlarla zengin bir okuma sunuldu. Edebiyatta İzmir vurgusu İzmirli avukat insan hakları savunucusu Güney Dinç’in arşivinden çıkan “Sevgi Tutsağı” da kentte geçen zamanda asılı kalmış bir aşk hikâyesini konu aldı. İzmir’de felsefe ve edebiyat öğretmenliği yapmış Nahid Ulvi Akgün’ün daha önce yayınlamamış şiirleriyle birlikte tüm eserleri “Gazi Heykelinde Güvercinler” kitabında toplandı. Üniversite yıllarında, kendini, dünyayı çalkayan isyan ateşinin içinde bulan bir devrimcinin hikâyesinin anlatıldığı “Aklın Ayak İzleri”nin ikinci ve üçüncü cildi de okuyucularıyla buluştu. Yusuf Nazım ve Oktay Kaynak’ın kaleme aldığı kitabın arka kapak tanıtımında şu cümleler yer aldı: “Özgürlüğe kanat çırpan kelebekler gibiydiler, nasıl bir yangına uçtuklarını bilmediler.” “Kalemini kap, dilediğince boya” İzBB Yayınları çocuk okuyucuları için de farklı eserlere imza attı. Kentin her köşesinde ayrı zenginlik yatarken, çocuklar kentin 29 farklı yerini kendi istedikleri boyalarla renklendirecek. Ömer Çam’ın çizgileriyle oluşan “İzmir’in Renkleri” boyama kitabının yanı sıra Eda Bekdaş’ın çizimleriyle çıkan “İzmir’i Boyuyorum-Doğal Yaşam Parkı”nda da Doğal Yaşam Parkı’nın neşeli sakinleri çocukların dilediği renklerle şekillenecek. Çocuklar yine bir hafta sonu İnci Becerik’in kaleminden çıkan ve Şeyma Yıldızhan Yayman’ın resimlerinden yola çıkarak tohum takas şenliğine katılacak. “Ekin’in Karakılçık Buğdayı”yla çocuklar ata tohumlarını paylaşmanın önemini kavrayacak.
Kayseri Havalar ısındı pazarda fiyatlar düştü Havaların ısınmasıyla birlikte Kayseri’deki semt pazarlarında sebze fiyatları düştü. Kayseri’nin farklı bölgelerinde her gün kurulan semt pazarlarında sebze fiyatları düştü. Sebze fiyatları; havanın ısınmasına bağlı olarak düşerken, bu durum pazardaki iş yoğunluğunu artırdı. Önceki günlere bakarak yoğunluklarının arttığını söyleyen pazarcı İbrahim Yılmaz; “Yaz ayları geldiği için pazarda fiyatlar biraz ucuz. Fiyatlar düştü ancak vatandaşların alım gücü biraz düştüğü için yine biraz zorluk çekiyoruz. Önceki günlere bakarak, yine yoğunluk var. Pazarlarda marketlere göre daha ucuz ve taze olur. Pazarlarda ürünler günlük olur. Market alır, 3-5 gün içerisinde satar. Biz ise günlük satarız. Pazarımızda 1-2 tane esnaflığı iyi olmayan arkadaşımız var ama vatandaşlarımız onlara aldanmasınlar. Esnaflığı iyi arkadaşlarımız var. Onların yanına gelsinler. Biz yardımcı oluruz. Güzel ürün veririz. Her zaman memnun olurlar. Domatesin kilosu 25 TL’ye düştü. Salatalık 20 TL, biberlerin kilosu 30 TL, patlıcanların fiyatı 20-30 TL arasında değişiyor” şeklinde konuştu. Meyve pazara pahalı düştü Geçiş döneminde olmasından dolayı meyvede fiyatların ise yüksek olduğunu dile getiren Yılmaz, “Meyveler biraz pahalı. Geçiş döneminde olduğunda dolayı meyvelerin fiyatı biraz yüksek olur. Erik 100 TL, çileğin kilogram fiyatı 70 TL. Şu anda geçiş döneminde olduğundan dolayı fiyatlar bu şekilde seyrediyor. Tam mevsimi başlamadığı için fiyatlar bu şekilde. Daha yeni tarlaya düştüğü için fiyatlar yüksek. Tarlada çoğaldığı zaman fiyatlar mutlaka düşecektir” dedi.
Antalya İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu Başkanı Uslu: “İliç hakkında, kimsenin kafasında soru işareti kalmayacak” Erzincan’ın İliç ilçesinde 13 Şubat’ta meydana gelen ve 9 işçinin ölümüyle sonuçlanan maden kazasını tüm yönleriyle araştırmak üzere kurulan TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu’nun Başkanı AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu, “İliç’teki olayı ayrıntılarıyla inceleyeceğiz. Hiç kimsenin kafasında soru kalmayacak şekilde incelememizi, raporlamamızı gerçekleştireceğiz” dedi. İliç maden faciasını araştırmak için oluşturulan, TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu, çalışmalarını kesintisiz sürdürüyor. Komisyon, Devlet Su İşleri yetkililerinden, maden kazasının yaşandığı İliç Maden sahasına yakınlığı nedeniyle gündeme gelen Bağıtaş Barajı’ndaki duruma ilişkin de bilgi alacak. Teklifler, TBMM Genel Kurulu’nda sunulacak Yaşanan faciaya ilişkin bakışının, önce insan, önce çevre sonra güvenilir madencilik olduğunu ifade eden Maden Kazasını Araştırma Komisyonu Başkanı Atay Uslu, komisyonun; kazayı tüm yönleriyle araştıracağını, benzer kazaların önlenmesi için alınması gereken tedbirler konusunda çalışacağını, insan sağlığını ve çevreyi önceleyen ’güvenilir madencilik ve güvenilir altın madenciliği’ mimarisinin ve güvenilir, sürdürülebilir madencilik politikasının oluşumuna katkı sağlayacağını aktardı. Uslu, komisyon çalışmalarının tamamlamasının ardından, teklifleri TBMM Genel Kurulu’na sunulmak üzere raporlayacaklarını belirtti. DSİ Genel Müdürlüğü ve Bakanlık bürokratlarını dinleyecekler Komisyon Başkanı Atay Uslu, ayrıca 30 Nisan’da MAGEP ve MTA bürokratlarının yanı sıra Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bürokratlarını, 2 Mayıs’ta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bürokratlarını, 3 Mayıs’ta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bürokratlarını dinleyeceklerini söyledi. Atay Uslu, Mayıs ayının ikinci haftası ise Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerinin yanı sıra kamuoyunun akılındaki soruları gidermek, kazanın çevresel etkisini bertaraf etmek için alınan önlemler konusunda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nü ve ilgili Bakanlık kurumlarını dinleme kararı aldıklarını ifade etti. Objektif, şeffaf, tutarlı ve tarafsız çalışmayı ortaya koyacaklarını aktaran Atay Uslu, "İliç’te ki olayı ayrıntılarıyla inceleyeceğiz. Hiç kimsenin kafasında soru kalmayacak şekilde incelememizi, raporlamamızı gerçekleştireceğiz. Hem kazayı ve olayı araştıracağız, hem bundan sonra bu tür kazaların olmaması için atılması gerekli adımları atacağız” dedi. Komisyon devlet kurumlarından, Bakanlıklardan bilgi aldıktan sonra sivil toplum temsilcileri ve akademisyenlerle bir araya gelecek. Uzman görüşlerinin de alınmasının ardından, bir daha kazaların olmaması ve güvenilir madencilik mimarisinin kanunlarda yer almasını sağlamak için, farklı madenler yerinde incelenecek.